Afrin Harekâtı ile yeni bir dünya kurulur
Zeytin Dalı Harekâtı Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir dönem başlattı. Türk devleti, ABD iradesine karşı bir irade kullandı. Bu çok ciddi bir gelişmedir.
Stratejist ve Jeopolitist Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, Amerikan “Ulusal Savunma Stratejisi”ni ve bölgedeki gelişmeleri değerlendirdi. Eslen, ABD ile olan ilişkilerin yeniden tanımlanması gerektiğini belirterek, “Türkiye, Zeytin Dalı Harekâtı ile birlikte Türk-Amerikan ilişkilerini yeniden tanımlamalıdır! ABD, bizim için kimdir? Stratejik ortak mıdır? Müttefik midir? Dost mudur? Yoksa tehdit midir? Bunun tanımını yapmak lazım” dedi. Eslen sorularımıza şu yanıtları verdi:
TERÖR YERİNE RAKİPLER HEDEF
| ABD yeni ‘Ulusal Savunma Stratejisi’ni açıkladı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünyada şu anda üç büyük güç var: ABD, Rusya, Çin... ABD, Trump döneminin Ulusal Savunma Stratejisini açıkladı. Bu stratejileri iyi bilmek ve iyi anlamak gerekiyor. ABD siyasetinde Pentagonun yani generallerin ağırlığı giderek artıyor. Savunma Stratejisi Mattis’in imzası ile yayınlandı. Bu strateji ile birlikte dünyada yeni bir süreç başlıyor. Çünkü bu stratejiden önce ABD, terör ile mücadele adı altında savunmasını yapıyordu. Artık ABD’nin savunma stratejisi, hedef olarak rakip güçleri ön plâna çıkartıyor. Rakipler de Çin ve Rusya. Strateji, bu ülkeleri tehdit olarak görüyor ve önceliği bunlara veriyor; silahlı kuvvetlerine de bu iki ülkeye göre pozisyon aldırmaya çalışıyor.
ABD’NİN HATASI
| Neden Rusya ve Çin bu stratejinin hedefi ve ABD’nin asıl jeopolitik meselesi nedir?
ABD, Çin’in Indo-Pasifik bölgesinde çevre ülkelere baskı yaptığını, Güney Çin Denizi’nde hâkimiyet kurmaya çalıştığını; Rusya’nın da NATO’yu çökertmek için elinden gelen tüm gayreti gösterdiğini söylüyor. ABD’nin küresel üstünlüğü erozyona uğruyor. ABD küresel liderliğini devam ettirebilmek için, Çin’e ve Rusya’ya karşı tedbirler geliştirmek zorunda olduğunu görüyor. ABD, hem Orta Asya’da, hem Doğu Avrupa’da, hem de Asya-Pasifik bölgesinde silahlı kuvvetlerini geliştirecektir. ABD bunu yapmaya çalışırken ittifakları da arttırıp güçlendirmeye çalışıyor. ABD’nin savunma stratejisi ile çok ciddi bir jeostratejik hata yaptığını görüyoruz. Bu hata, ABD’nin aynı zamanda hem Rusya’yı hem de Çin’i tehdit olarak görmesidir. ABD’nin, Rusya ve Çin ile aynı anda mücadele edecek gücü yoktur. Ayrıca bu hata bu iki ülkenin birbirlerine yakınlaşmalarını sağlıyor. Çünkü Çin ve Rusya da ABD’yi tehdit olarak görüyor. Böylece iki ülke dayanışma içerisine girerek gücünü arttırıyor.
Çin’in jeopolitik nüfuz alanı da genişliyor ve ABD bundan tedirgin durumda. Çin, Asya’da, Avrupa’da, Ortadoğu’da, Afrika’da, Güney Amerika’da yatırım yaparak, hem gücünü hem de jeopolitik alanını geliştiriyor. ABD bundan çok rahatsız oluyor. Çin, Bir Kuşak Bir Yol Projesini de ciddi biçimde kullanıyor. ABD, bu projeden ve etkilerinden son derece rahatsızdır. Çin ile Rusya yeni bir jeostratejik işbirliği hamlesine daha hazırlanıyor. Bu işbirliği Kuzey Kutbu’nda gerçekleşecek.
SİBER ORTAM SAVAŞ ALANI
| Açıklanan Kremlin Raporu ve bunun etkileri ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
ABD’nin, Rusya ve Çin ile mücadelesinin Doğu Avrupa, Orta Asya ve Asya-Pasifik dışında kalan alanları da vardır. Açıklanan Savunma Stratejisi de bu alanları vurguluyor. Bunlardan birisi uzay birisi de siber ortamdır. ABD bahsettiğimiz alanlardaki mücadelesini geliştireceğini söylüyor. Böyle baktığımızda siber ortam savaş alanına dönmüş durumdadır. ABD sosyal medyayı ve siber ortamı, halkları ayaklandırmak ve rejimleri değiştirmek için değişik yerlerde kullandı. Bunun en son örneğini de İran’da gördük. Türkiye’nin bu konuya dikkat etmesi ve siber ortamdaki yeteneklerini geliştirmesi gerekir.
AFRİN’İN ÖNEMİ
| Bütün bu gelişmeler Türkiye’yi nasıl etkileyecek?
ABD, Türkiye ile ilgili çok ciddi bir çelişki yaşıyor. ABD yeni savunma stratejisini uygulayabilmek için ittifakları güçlendirmeye çalışıyor. Uluslararası anlamda en önemli ittifak NATO’dur. ABD NATO’nun lider ülkesidir ve Doğu Avrupa’yı güçlendirerek, Rusya’yı burada karşılamaya çalışıyor. Türkiye de NATO üyesi bir ülkedir ve NATO içinde ABD’den sonra en büyük orduya sahip olan ülkedir. ABD’nin ittifakları güçlendirmeye ihtiyacı var, NATO’ya giderek artan bir ihtiyacı var, dolayısıyla Türkiye’ye de ihtiyacı var. Ancak Ortadoğu’da Suriye ve Irak’a baktığımızda ABD, Türkiye yerine PKK/ PYD’yi tercih ediyor. Tabi ki bu durum Türk-Amerikan ilişkilerinde çok ciddi bir kırılma noktası oluşturuyor ve iki ülke arasında yeni bir süreci başlatıyor. Aslında bu süreç, Afrin Harekâtı ile başlamıştır. Afrin Harekâtı, hem Türkiye’nin güvenliği açısından hem de Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceği açısından çok önemlidir.
ABD İLE SAVAŞ!
| Afrin Harekâtı, neden Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceği açısından bu kadar önemlidir?
Çünkü Türkiye Afrin’de, ABD’ye karşı ciddi bir irade ortaya koydu ve ABD’nin “kara gücüm” dediği PKK/PYD’ye karşı silahlı bir mücadele başlattı. Bir yerde örtülü şekilde ABD ile savaşa girdi. ABD’nin aynı anda hem güçlü bir NATO isteyip hem de Türkiye’ye karşı PKK/PYD’yi desteklemesi mümkün değildir. Dolayısıyla ABD’nin Ulusal Güvenlik Stratejisi yanlışlarla doludur.
Zeytin Dalı Harekâtı Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir dönem başlattı. Türk devleti, ABD iradesine karşı bir irade kullandı. Bu çok ciddi bir gelişmedir. Bölgede yaşanan olaylar İsrail’in güvenliği için yıllardır sürüyor. Bu parçalama projesi Türkiye’yi de etkiliyor. Bundan sonra İran da, Türkiye de hedef ülkedir. ABD, İsrail’in güvenliğini sağlamak için PKK/PYD koridorunu kullanmak istiyor, yeni bir PKK devleti kurmak istiyor ve bu gelişme Türkiye için çok ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu sürecin bu şekilde devam etmesi mümkün değildir. İstenen şey ABD desteği ile İsrail’in jeostratejik alanının genişletilmesidir. Bunun önüne geçmek ve PKK koridorunun oluşturulmasını engellemek için bölge ülkelerinin bir direnç/savunma hattı geliştirmesi gerekiyor.
Zeytin Dalı Harekâtı da bunun başlangıç noktası olarak görülebilir. Ancak bu harekât tek başına yeterli değildir. Münbiç ve Fırat’ın doğusuna da geçilmesi gerekmektedir. Bunun için güçlü olmak gerekir; güçlü olmak için de hem askeri olarak. hem de siyaseten bölge ülkeleri ile birlikte hareket etmek gerekir. Burada asıl odaklanılması gereken mesele, ABD’nin desteği ile yapılmaya çalışılan İsrail’in jeostratejik alanının genişletilmesini engellemektir. Stratejiyi buna göre kurgulamak lazımdır. Türkiye bu stratejiyi Afrin’de uygulamaya başlamıştır. Ama sadece Afrin’de mücadele etmek ile bu nüfuz alanını kırmak mümkün değildir ve kesinlikle bölgesel işbirliklerine ihtiyaç vardır. Türkiye, Zeytin Dalı Harekâtı ile birlikte Türk-Amerikan ilişkilerini yeniden tanımlamalıdır! ABD, bizim için kimdir? Stratejik ortak mıdır? Müttefik midir? Dost mudur? Yoksa tehdit midir? Bunun tanımını yapmak lazım. Bu tanımlamaya göre de Türk-Amerikan ilişkilerini yeniden tanzim etmek lazımdır.
| ABD’nin Ulusal Savunma Stratejisi başarısız olduğu zaman ne olacak?
ABD’nin bu stratejisi başarısız olduğu gün yepyeni bir dünya düzeni kurulmuş olacak! Türkiye’nin o noktada vizyoner siyasetçilere ihtiyacı var. Türkiye’nin bütün bu hesapları yapması gerekiyor. Bu süreç dünya için de bölgemiz için de ülkemiz için de çok zorlu olacak. Bütün bu zorlukların aşılması için gerekli olan şey Atatürk’ ün dediği gibi “Asıl olan iç cephedir. “İç cephenin kuvvetli olması lazımdır. İç cepheyi kuvvetli hale getirmek için de gerekli olan bütün tedbirleri almak lazımdır.