‘Ahilik dürüstlük felsefesidir’
Antalya’da, Eski Demirciler Çarşısında yaklaşık dokuz yıldır dericilik mesleğiyle uğraşan Nazik Kütük, hobi olarak başladığı deri işini öğrenmek için büyük emek vermiş. Şimdi el yapımı deri ürünler üretiyor. Bir yandan da gençleri eğitiyor
Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu’da sanatı, zanaatı, ticareti geliştiren, gençlerin çeşitli meslek kollarında iyi ahlaklı, vatansever bireyler olarak yetişmelerini hedefleyen Ahilik geleneğini kutlamak ve canlandırmak amacıyla başlatılan Ahilik Haftası etkinliklerinin 37.si sürüyor.
Ahilik kültürünü tanıtmak amacıyla çeşitli illerimizde toplantılar, sempozyumlar yapıldı, ‘Yılın Ahileri’ seçildi. Biz de mikrofonumuzu Antalya’da, Eski Demirciler Çarşısında yaklaşık dokuz yıldır dericilik mesleğiyle uğraşan Nazik Kütük’e uzattık.
Ailesi iki kuşaktır bakırcılıkla uğraşan Nazik Kütük, dericiliğe nasıl yöneldiğini, kendisini yetiştirme çabasını ve geldiği noktayı anlattı, Ahilikle ilgili olarak da şunları söyledi:
“Ahilik bir felsefedir, dürüstlük felsefesidir, inançtır, destektir, birbirini koruyup kollamaktır. Sadece esnaf arasında koruyup kollama değil, müşteriyi de koruyup kollamaktır. Demek oluyor ki ülkeyi koruyup kollamaktır. Dolayısıyla dürüst ticaret yapmamız gerekiyor. İnsanların yerine kendimizide koyabilmemiz gerekiyor. Komşumuzu koruyup kollamalıyız. Müşterilerimizi korumalıyız.”
25 YIL İNŞAAT SEKTÖRÜNDE ÇALIŞTI
Nazik Kütük, 25 yıl inşaat sektöründe teknik eleman olarak çalıştıktan sonra hobi olarak dericiliğe yöneldiğini anlattı: “İnşaat işi stresliydi. Deri işine once hobi olarak başladım. Kendimi yavaş yavaş geliştirdim. Uygulamalı ve teknik olarak eğitimler aldım. Sonunda eğtici olmaya hak kazandım . Atölyemi açtım. Dokuz yıl boyunca evden sürdürdüğüm deri tasarımlarımı tam zamanlı tek işim olarak sanat atölyemde devam ettiriyorum.”
9 YIL SONRA SERGİ HAZIRLIĞI
Nazik Kütük’ün baba mesleği, iki nesildir bakırcılık. Nazik Kütük, dericiliğin artık kendisinin ana mesleği olduğunu ve yakında sergi açacağını anlattı:
“İlk başta kendi ihtiyaçlarımı ve çevredeki arkadaşlarımın ihtiyaçlarını yapıyordum. Yaptığım tasarımlar çok sevildi. Taleplar çoğaldı ve daha çok yapmaya başladım. hakiki deriden çanta, cüzdan, bileklik, kolye, tablo, duvar süsü yapıyorum. El yapımı. Özellikle deri gravür tablolar yapıyorum, Piri Reis haritasından çeşitli tasarımları deriye işliyorum, yakında sergi açacağım.”
‘YOK OLMAYA YÜZ TUTTU’
El işi dericiliğin yok olmaya yüz tuttuğuna dikkat çeken Kütük, “Yaptığım ürünleri nsanlar çok beğeniyor, bayılıyorlar. Ama ne yazık ki alım gücü düşük ve alışverişin seviyesi düşüyor. Maddi anlamda hak ettiğimiz karşılığı bulamıyoruz.” dedi. Mesleğin yaşaması için de çabaladığını belirten Nazik Kütük, şöyle konuştu:
“Gençlere eğitimler veriyorum. Onlara bu mesleği öğretiyorum ki yok olmasın. Bu meslek nesilden nesile devam etsin. Bizler kadın esnaf olarak bunu önemsiyoruz. Unutmayalım. Türklüğün geçmişinden gelen bir meslek dericilik. Elimden geldiğince gençlere aktarmaya çalışacağım.”
ANADOLU BACILARI TEŞKİLATI’NIN ŞİARI
Sözü pek edilmemekle birlikte Ahilik Teşkilatıyla benzer faaliyet gösteren bir de kadın kolu vardı. Ahi Evran’ın eşi Fatma Bacı tarafından kurulan Bacıyan-ı Rûm (Anadolu Bacıları Teşkilatı), kadınların ekonomik, sosyal ve kültürel alanda gelişmesine katkı sunmuş bir yapılanmaydı.
Bilim, sanat ve ahlak temelinde faaliyetlerini sürdüren iki teşkilat, cinsiyetçi tutum ve yaklaşımlardan uzak durmuş, her bir ferdin katkılarıyla toplumsal kalkınma için çalışmalarını sürdürmüşler.
Şu sözler Ahi Kadın Teşkilatının ana ilkesi olmuş: İşine sahip ol yani bilge ve becerikli ol ki evinin düzenini koruyabilesin. Tasarruf et, fazla savurgan olma ki ocağın devamlı tütsün. Eşine sahip ol ki evine bağlı kalsın.
Anadolu kadınları, sosyal yardımlar yanında ekonomiye önemli katlı sağlayan çeşitli el sanatlarında uğraş verdiler: Çadırcılık, keçecilik, halı kilim dokuma, nakışçılık, örgücülük, oya, dantel işlemeciliği, kumaş ve imalatı.