Avrupa'nın göbeğinde FETÖ mitingi

Bu yıl ikincisi düzenlenen Strasbourg Adalet Buluşması’nda çok sayıda FETÖ’cü, KHK’lı, yabancı siyasetçiler, gazeteciler ve FETÖ destekçileri bir araya geldi. Fransa’nın Strasbourg şehrinde bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde miting düzenleyen FETÖ’cüler, cezaevindeki teröristlere özgürlük istedi. Miting sırasında görülen Hidayet Karaca davasında AİHM, hükümlü Karaca’yı aklayan bir karar verdi.

AİHM’e seslenen FETÖ’cüler, “Geciken adalet, adalet değildir”, “Ses ver AİHM” sloganlarını attılar. Türkiye’yi AİHM’e şikayet eden KHK’lılar, yüksek mahkemeye mektup verdi, KHK’ların hukuksuz olduğunu ileri sürdü, AİHM’nin Türkiye’ye müdahale etmesini talep ettiler.

FETÖ’cü Mehmet Baransu, terör hükümlüsü Selahattin Demirtaş, Soros’un Türkiye şubesi Osman Kavala için de özgürlük istenen miting sırasında FETÖ’nün Almanya merkezli kuruluşu Barışçıl Eylemler Platformu da Youtube’dan canlı yayın yaptı. Yayında firari FETÖ’cüler Erkam Tufan, Cevheri Güven, Tarık Toros, Bedrettin Uğur konuşarak destekte bulundu.

‘İÇERİDEKİ KARDEŞLERİMİZİ UNUTMADIK’

Mitingden önce konuşan Enes Kanter, cezaevindeki FETÖ’cülerin sesini duyurmak için toplantılarını söyledi. Kanter şu sözlerle Türkiye’yi hedef aldı:

“Benim Strazburg’a ilk gelişim. Arkadaşlara buradan selam göndereyim. Hepsi çok güzel karşıladı, Allah hepsinden razı olsun. Bu program benim için ve bizler için o kadar önemliydi ki ben kalktım New York’tan, Washington’dan buralara kadar geldim. Çünkü hem Türkiye’deki içerideki kardeşlerimizin hem de mağdur ve mazlum olan dışarıdaki kardeşlerimize moral olması için böyle bir program şarttı. Binlerce abimiz, ablamız ‘insan hakları’, ‘özgürlük’, ‘demokrasi’, ‘Türkiye diyecekler. Sadece AİHM’e değil bütün dünyaya mesaj verilir. Onun için çok heyecanlıyım. Hidayet abimiz olsun, ablalarımız, kardeşlerimiz olsun… İçeride yaklaşık 17 bin ablamız haksız bir şekilde duruyor. Buradan vereceğim en önemli mesaj: İçerideki kardeşlerimizi unutmadık. Onlar için sesimizi çıkarabildiğimiz kadar çıkarmaya çalışıyoruz. Günümün neredeyse 4-5 saatinde uyuyorum, kalanında onların sesi olmaya çalışıyorum.

“Türkiye İslam ile Batı arasında bir köprü rolü oynuyordu. Ama bu son 5-6 senede değişti. Bizim görevimiz, Türkiye’ye yeniden demokrasi, insan hakları ve özgürlüğü getirmek. Bu etkinliğin çok yayılacağını düşünüyoruz. Ben de Beyaz Saray’da çalışan arkadaşlarımla bu etkinliği paylaşıp yayılmasını sağlayacağım.”

KHK’LILARDAN AİHM’E MEKTUP

Terörle irtibatlı ve iltisaklı olduğu gerekçesiyle Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamudaki görevlerinden ihraç edilen yaklaşık 2 bin KHK'lı da mitinge geldi.

KHK’lılar yüksek mahkemeye taleplerini ortak bir mektupla iletti. Türkiye’yi şikayet eden KHK’lılar mektupta şu ifadelere yer verdi:

“Ülkedeki tüm muhalif gruplara yönelik insanlık dışı uygulamalar hız kesmeden devam etmektedir. Bu yaygın ve sistematik ihlaller, ilgili BM organları tarafından ‘insanlığa karşı suç’ olarak nitelendirilmiştir. Bir kez daha tekrar edecek olursak, 15 Temmuz’dan sonra kapatılan üç binden fazla eğitim kurumu, binlerce yasal dernek ve el konulan en az 32 milyar dolarlık özel varlık konusunda hiçbir ilerleme kaydedilmedi. On binlerce kadın, yaşlı, hasta ve altı yaş altı yüzlerce bebek hala siyasi nedenlerle cezaevlerinde tutulmaktadır. Artık neredeyse her gün onlarca insan içi boş suçlamalarla tutuklanmaya devam etmektedir. Sistematik olarak ağır insan hakları ihlallerine maruz kalan binlerce insanın ümidi ise, Türkiye üzerinde bağlayıcı kararlar alma yetkisine sahip olan Avrupa Konseyi ve AİHM’in hukuku işletmesidir. Söz konusu kurumların daha fazla gecikmeden bu insanlığa karşı suç teşkil eden eylemlere ilişkin hukuki pozisyonunu alması ve yükümlülüklerini derhal yerine getirmesi elzemdir. Bu zaman zarfında AİHM’den çıkan ve siyasi baskının mağdurları için bir nefes olan bazı kararlar için müteşekkiriz. Ancak Mahkeme’den beklentimiz, en kısa süre içinde, yarım milyondan fazla insanın sadece bir gazeteye abone olmak, bir bankada hesap sahibi olmak veya çocuklarını yasal olarak faaliyet gösteren okullara göndermek, dini bir sohbet grubuna katılmak veya bir mobil haberleşme uygulaması kullanmak gibi temel haklarını kullandıkları için zulme uğradıklarını görmezden gelmeyi bırakmasıdır.”

FİRARİ ÇETİNKAYA’NIN ANNESİ DE SAHNEDE

Mitinge 15 Temmuz darbe girişiminden sonra tutuklanan askeri okul öğrencisi Taha Furkan Çetinkaya’nın annesi Melek Çetinkaya da katıldı.

Miting sahnesinde konuşan Melek Çetinkaya, “Cezaevinden çıkmış olanlar vardır. Burada olmanın, onlar adına adalet aramanın cezaevindeki kısık seslerin ne demek olduğunu gerçekten bilemeyebilirsiniz. Bugün, burada olmamız onlar için çok önemli.” dedi.

Taha Furkan Çetinkaya, Yargıtay kararıyla geçen yıl tahliye edildikten sonra yasa dışı yollarla yurt dışına firar etmişti. Çetinkaya’nın firar etmeden önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu makamında ziyaret etmişti.

YABANCI SİYASETÇİLER

FETÖ mitingine yabancı siyasetçilerden de destek geldi. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Üyesi Andreas Hınko, Norveçli eski bakan Odd Andrea With, İngiliz İşçi Partisi’nin eski lideri Jeremy Corbin başta olmak üzere çok sayıda siyasetçi mitingde konuştu. Siyasetçiler, “KHK mücadelesi Türkiye’de devam ederken biz Avrupa'da boş duramazdık. Bundan dolayı AİHM önünde sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Jeremy Corbyn FETÖ’cüleri desteklediğini belirterek hükümeti, cezaevine atılan FETÖ’cülerden ötürü eleştirdi. Corbyn, "Bugün tüm bu kampanyalarda sizi desteklemek için buradayım" dedi ve şunları ekledi: “Sorun şu: İçinizden biri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidip 'Kendi ülkenizde haklarınız inkar ediliyor ve siz Avrupa düzeyinde adaletin tecelli etmesini istiyorsunuz' derse, diyecekler ki. Size göre, anayasa açısından çok doğru, kendi ülkenize dönün ve bunu ülkenizdeki hukuk sisteminden geçirin.”

Avrupa Parlamentosu Milletvekili Costas Mavrides de mitingde konuşarak şunları söyledi:

“Bölgemizde bir ülke var ve orada gazeteci, akademisyen olmak öyle tehlikeli ki kendinizi bir anda hapiste bulabilirsiniz. Orada bir Kürt olarak veya daha da basiti demokrasi ve adalet taraftarı bir insan olarak kolaylıkla terörist veya hain olmakla suçlanabilirsiniz. Bölgemizde bir ülke var; orda yüzlerce kamu çalışanı adil yargılama olmadan işlerinden atılmışlardır. Bölgemizde bir ülke var; orda milletvekilleri hapse atılıyor ve seçilmiş belediye başkanları görevden alınıp ‘rejimin piyonları’ ile yer değiştiriliyor. Bölgemizde bir ülke var; orda yargı gücü, hükümetin kendi siyasi arzularını dayatmak için kullandığı bir enstrüman haline gelmiş. Bu ülke Türkiye, gaddar bir rejimin yönettiği ve insanların adil bir yargılanma ümidi bile olmayan yer. Sessiz kalamayız! Sessiz kalmak, Türkiye’de yaşayanlara ve tüm insanlığa karşı işlenen suçlara suç ortağı olmaya denktir.”

Brüksel Frankofon Parlamentosu Başkan Yardımcısı Viviane Titelbaum, fiziksel olarak eyleme katılamadığını ancak Türkiye’de Erdoğan rejimi altında ezilenlere sesini duyurmak istediğini belirtti. Mitingde konuşan diğer isimler ise şunları kaydetti:

DEMİRTAŞ VE KAVALA’YA SELAM GÖNDERDİ

Venezuella Muhalefet Partisi Başkanı Leopoldo Lopez: “Otokratlar birlikte çalışıyor. Dolayısıyla biz özgürlük savaşçıları, demokrasi savunucuları birlikte mücadele etmeliyiz. Türk halkının ihtiyacı olan tüm umudumu ve gücümü Strazburg’a gönderiyorum.”

Belçikalı senatör Simone Susskind: “Türkiye’de hukuksuzca hapiste tutulan o kadar insan var ki… Kadın erkek ayırmadan hepsine dayanışma mesajımı iletiyorum. Özellikle Osman Kavala’ya ve Selahattin Demirtaş’a…”

Amerikalı insan hakları aktivisti Vonya Womack, mitinge görüntülü mesaj göndererek, “Bugün Avrupa Yüksek Mahkemesi önünde barışçıl protesto yapan insanlar var. Dolayısıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye hükümeti tarafından işlenen ağır insan hakları ihlallerini önemsediğini göstermelidir. Hizmet hareketi, siyasi olarak baskı altında ve denizaşırı ülkelerden belgelenmiş kaçırmalar, Yunanistan'da geri itmeler ve kaçmaya zorlananlar var, Türkiye’de sessiz soykırımın yapıldığını gösteren belgeler var.” diyerek FETÖ’yü masumlaştırdı.