Aile Bakanlığı’ndan kültürel yozlaşmayla mücadele planı

Kültürel yozlaşma, bireyselleşme, çocukları ve gençleri tehdit eden dijital içerikler gibi pek çok faktör; aile kurumunu ciddi bir risk altında bırakıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ailenin korunması ve güçlendirilmesi için 2024-2028 yıllarını kapsayan bir eylem planı hazırladı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 81 ilde yaptığı aile çalıştaylarını, 15 bin 480 hanede yapılan görüşmeleri ve 8. Aile Şurası Yaşlı Profili Araştırması'nı dikkate alarak ‘Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı’nı kamuoyuna duyurdu. ‘Küresel Riskler ve Demografik Dönüşüm Karşısında Ailenin Korunması’ oldu. 15 Mayıs ‘Uluslararası Aile Günü’nde açıklanan Eylem Planı’nın sloganı, ‘Ailemiz, İstikbalimiz’dir oldu.

Eylem Planı’nda 5 stratejik amaç, 15 stratejik hedef, 100 faaliyet açıklandı. Öne çıkan stratejik amaç; Küresel riskler ve demografik dönüşüm karşısında ailenin korunması oldu. Bu amaç kapsamında; dinamik nüfus yapısı ile aile ve evlilik kurumunun korunması, aileyi tehdit eden şiddet, zararlı akımlar ve alışkanlıklarla mücadelenin güçlendirilmesi, ailenin korunması ve güçlendirilmesine yönelik çalışmaların uluslararası alanda etkinliğinin artırılması ana hedefler olarak belirlendi.

DÜZEN VE DEVAMLILIK İÇİN AİLENİN ÖNEMİ

Bakanlık, Eylem Planı’nın vizyonunu şöyle açıklıyor: “Milletlerin belirleyici vasıflarının, değerlerinin, kültürel ve tarihsel kimliğinin aktarılmasını ve kuşaklar arası bağın sürdürülmesini sağlayan bir köprü olarak ailenin varlığı geleceğimizin en kıymetli hazinesidir. Aile sadece manevi varlığı ile değil, sosyal, ekonomik, psikolojik, ahlaki yönlerden yerine getirdiği işlevleri ile sosyal koruma ve destek sağlaması açılarından da toplumun düzeni ve devamlılığı için önemli bir kurumdur. Toplumsal yapının ve sosyal kalkınmanın sağlıklı bir şekilde devamlılığının sağlanmasında aile kurumunun korunması ve güçlendirilmesi önem arz etmektedir.”

‘AİLE TEHDİT ALTINDA’

Eylem Planı’nda toplumun en küçük yapı taşı olan ailenin ciddi risk ve tehdit altında kaldığı şu şekilde aktarıldı:

“Aile kurumu, küresel değişim ve dönüşümlerle birlikte toplumsal sorunların çeşitlenmesiyle ciddi tehdit ve risklerle karşı karşıya kalmaktadır. Küresel eğilimler, ekonomik dalgalanmalar, afetler, teknolojik gelişmeler, kültürel değerlerdeki aşınmalar, düzensiz şehirleşme, göç hareketleri, demografik değişimler, cinsiyetsizleştirme gibi aile ve evlilik kurumunu hedef alan zararlı akımlar ve bireyselleşme ailenin karşılaştığı riskleri artırmaktadır. Yaşanan değişim ve dönüşümler nedeniyle, birliği, refahı ve yapısı etkilenen aile kurumu pek çok zorlukla karşı karşıya kalmaktadır.”

CİNSİYETSİZLEŞTİRME DAYATILIYOR

Tek tipleştirme ve cinsiyetsizleştirme gibi toplumsal çürümeye neden olan kavramların Türk toplumuna sirayet ettiğinin tespiti şöyle yapıldı:

“Dünya genelinde artış gösteren, özellikle medya platformları aracılığıyla yaygınlık kazanan tek tipleştirme ve cinsiyetsizleştirme akımları çocuklar ve gençler başta olmak üzere tüm aile bireylerinin iyilik hali, aile kurumunun yapısı ve işlevleri üzerinde bir tehdit oluşturmaktadır. Küresel düzeyde artan bu akımlar, dayatmacı bir anlayışla etki alanını genişletmektedir. İletişim teknolojilerinin yaygınlaşması, aile bireylerinin hayatlarına pek çok kolaylık getirse de yeni teknolojilerin ve çevrimiçi platformların yoğun kullanımı aile üyeleri arasındaki etkileşimin azalmasına, aile bağlarının zayıflamasına ve ailelerin zararlı içeriklere maruz kalmasına sebep olabilmektedir.”

DAYANIKLI BİR AİLE İÇİN NE YAPILMALI?

Eylem Planı vizyonundan çıkartılan görevler şu şekilde oldu:

“Gençlerin milli, manevi ve ahlaki değerlere sahip, sosyal ve ekonomik hayata etkin katılan bireyler olarak sosyal kalkınmanın itici gücü olmalarını sağlayacak hizmet ve politikaların hayata geçirilmesi gerekmektedir. Ailenin ve aile bireylerinin her türlü zararlı akıma karşı dayanıklı hale getirilmesi, nesiller arası temas ve dayanışmanın artması, aktif ve dinamik nüfus yapısının korunması, aile bireylerinin sorun çözme kapasitesinin artırılması ve sosyal kalkınmanın devamlılığını sağlamak üzere aile kurumunun güçlendirilmesi önem arz etmektedir.”

MEDYA AİLEYİ TEHDİT EDİYOR

Eylem Planı’nda ilk stratejik amaç, küresel riskler ve demografik dönüşüm karşısında ailenin korunması maddesinde aile ve evliliğin değeriyle öneminin hedef alındığı vurgulanıyor. Dijital yapım ve içeriklerin aileyi tehdit ettiği planda aktarılırken, yine medya mecralarının kişiyi bireyselleştirmeye sürüklediğinin altı çiziliyor. Bu tür durumların aile ve evlilik için ciddi risk oluşturuyor. Yukarda sayılan durumların sonucu Eylem Planı’nda şöyle aktarıldı:

“Aile açısından yaşanan bu toplumsal değişimin sonuçları, tek kişilik hanelerin çoğalması, evlilik akdi sona erenlerin sayısının artması, ilk evlenme yaşının ötelenmesi, evlilik oranlarının ve sahip olunan çocuk sayısının azalması şeklinde tezahür edebilmektedir. Bireyselliğin ön plana çıktığı yeni düzende, yaşam kurgusu haz ve hız eksenine evrilmekte, aile bağları zayıflamakta, çeşitlilik gibi sunulan ancak temelinde tek tipleşen bir insan modelini karşımıza çıkarmaktadır.”

TEHDİTE KARŞI MÜCADELEYE

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Eylem Planı’nda toplumu mücadeleye çağırarak çözüm önerilerini şöyle sıralıyor:

“Aile kurumunu ve bireylerini tehdit eden unsurlara karşı anne babaların bilgi ve farkındalığının artırılması, şiddet, zararlı akımlar ve alışkanlıklarla etkin ve sistemli şekilde mücadele edilmesi ve gençlerin milli ve manevi değerlerle yetişmelerinin sağlanması, toplumsal uyumun ve birlik duygusunun güçlenmesini sağlayarak sağlam bir toplumsal temel oluşturacaktır. Bununla birlikte, tüm bu çalışmaların uluslararası iş birliklerine yansıması küresel tehditlerin ülkemizin demografik yapısı üzerindeki etkisini azaltıcı yönde bir katkı yapacaktır”

AİLE İÇİN GÖREVE

Küresel riskler ve demografik dönüşüm karşısında ailenin korunması şeklinde adlandırılan ilk stratejik amacın hedeflerinin başarılı bir sonuç alması için başta Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olmak üzere birçok kamu kurumu göreve çağrıldı.

Kurumların üzerine düşen görevler arasında öne çıkanlar şöyle sıralandı:

- Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Türkiye Barolar Birliği, Polis Akademisi Başkanlığı, Türkiye Adalet Akademisi ve üniversiteler; mevcut hukuki düzenlemelerin aile ve dinamik nüfus yapısını etkileyen gelişmeler çerçevesinde gözden geçirilmesini, ihtiyaçların tespit edilmesini ve yeni düzenlemelerin aile odaklı esaslar üzerine kurulmasını sağlamaya yönelik çok taraflı tematik çalışmalar düzenleyecek.

- Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Sivil Toplum Kuruluşları üniversiteler, Diyanet İşleri Başkanlığı ve belediyeler; nüfusun aktif ve dinamik yapısının korunması kapsamında cinsel sağlık ve üreme sağlığı konularında verilen hizmetler ile sağlık okuryazarlığı konusunda aile bireyleri ve ebeveynlere eğitim ve farkındalık çalışmalarını yaygınlaştırmak için çalışmalar yapacak.

- Tüm Bakanlıklar, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Sivil Toplum Kuruluşları; küresel cinsiyetsizleştirme projeleri ile mücadele konusunda standartları ortaya koyan bir strateji belgesi hazırlayacak.

- Millî Eğitim Bakanlığ,ı Gençlik ve Spor Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, üniversiteler ve Yeşilay; Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Programı ve Aile Eğitim Programı kapsamında gençlere ve ailelerine kötü alışkanlıklar, bağımlılık, dijital kumar ile oyun bağımlılığı konusunda bilgilendirici eğitimler düzenleyecek.

- Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ulusal ve Yerel Medya Kuruluşları; aileleri tehdit eden zararlı akımlar ve alışkanlıkların çocuklar başta olmak üzere insan doğası ve hakları ile aile yapısı ve toplum üzerindeki olumsuz etkilerini konu alan belgesel/program çalışmaları yapacak, mevcut yayınları Türkçeye kazandıracak.

- Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ve Ulusal ve Yerel Medya Kuruluşları; radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlara yönelik denetleyici ve düzenleyici çalışmalar yapacak.

- Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ,Türk Tarih Kurumu, Atatürk Dil, Kültür ve Tarih Kurumu, üniversiteler ve Yunus Emre Enstitüsü; gençlerin Türk kültür ve tarih bilinci ile millî ve manevi değerlere sahip olarak yetişmeleri ve toplumsal hayata aktif katılımlarını sağlamak üzere etkinlikler, seminerler, atölyeler ve projeleri yaygınlaştıracak.

Sonraki Haber