Alman toplumu: Aile devletten önce gelir

Almanya’da aile yapısının, çocuklarının korunmasını isteyen, devletin cinsiyetsizleştirme girişimlerine karşı çıkan aileler meydanlara çıkıyor. Yasa yüzünden kadınlar ve kızlar için güvenli alanların fiilen ortadan kalkacağı konuşuluyor. Toplumsal hareket örgütlenmeye başladı

Almanya'da kabine, yetişkinlerin 14 yaşından itibaren resmi kayıtlarda isim ve cinsiyetini değiştirmesini kolaylaştıran bir yasayı onayladı. Bu işlem için gereken bilirkişi raporu ya da mahkeme kararı şartı da kaldırılıyor. 'Kendi Kaderini Tayin Hakkı Yasası' (Selbstbestımmungsgesetz) olarak adlandırılan yasa, 1 Kasım'dan itibaren yürürlüğe girecek. Kadın olduğunu söyleyen her erkek, sözde öz-kimlikle, kadınların tüm özel alanlarına ve haklarına erişebilecek. Sigara içmesine izin verilmeyen 14 yaşındaki çocukların, yasaya göre cinsiyetlerini bağımsız olarak değiştirmelerine ve tıbbi tedavileri (hormonlar ve ameliyatlar) almalarına izin var: Aile razı olmazsa, aile mahkemesi kararıyla.

İsteyen kişi her yıl cinsiyet kaydını değiştirebilecek. Yanlış okumadınız; bir önceki yıl Hans olan kişi psikolojik durumuna göre Petra olabilecek. Olmadı, bedeni yine kimliğine dar geldi, yüksek Alman hukuku onu yeniden Hans olarak bağrına basacak. Ve bu böyle her yıl sürüp gidebilecek. Yeni düzenleme kapsamında, bir kişinin önceden kayıtlı olan ismini veya cinsiyetini rızası olmadan ifşa edenlere ise 10 bin avroya kadar para cezası da verilebilecek.

‘CİNSİYET DEĞİŞTİRMEYE SÜRÜKLEYECEK’

Almanlar, yasaya ve yaptırımlarına karşı tepkilerini ortaya koymaya başladı. Aile yapısının, çocuklarının korunmasını isteyen, devletin cinsiyetsizleştirme girişimlerine karşı çıkan Alman aileler meydanlara çıkıyor. Yasa yüzünden kadınlar ve kızlar için güvenli alanların fiilen ortadan kalkacağı konuşuluyor. "Koşulsuz cinsiyet değişikliği, erkek suçlular tarafından cinsel saldırı amacıyla kasıtlı olarak kötüye kullanılabilir. Bu tür suçların takibi, planlanan cinsiyet değişikliği açıklama yasağı ile daha da zorlaşacak." deniyor. Toplumsal hareket örgütlenmeye de başladı.

LGBT girişimlerine karşı öteden beri karşı duran BSW partisinin lideri Sahra Wagenknecht, yasanın ciddi bir sosyo-politik hata olduğunu söyledi ve “Yasa, insanları cinsiyet değiştirmeye sürükleyecek ve onlar da bundan acı bir şekilde pişman olacaklar.” Dedi. Wagenknecht, yasanın radikal bir azınlık tarafından ve çok sayıda uzmanın tavsiyesine aykırı olarak alevlendirildiğini belirtti.

Hristiyan Demokrat Partisi'nden (CDU) Mareike Wul yasayı, "Reşit olmayanlar, kendilerine danışılmadan, ileride pişman olabilecekleri bir yol seçebilirler" diye eleştirdi.

TRANS AKTİVİST LOBİSİ LİNÇ HAREKETİNE GİRİŞTİ

Yasanın yaratacağı ağır sonuçlara ve tehlikelere dikkat çekenler ise saldırgan trans aktivist lobisi, medya ve hukuk birimleri tarafından itibar suikastına uğruyor, transfobik ve ‘sağcı’ olmakla suçlanıyor. Yasayı uygulamayan ve göz ardı edenleri ise mahkemeler ve para cezaları bekliyor.

En son Almanya Futbol Federasyonu, taraftarları maç sırasında ‘Sadece iki cinsiyet var’ pankartı açtığı için için Leverkusen takımına ceza verdi.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz yasal düzenleme hakkında, "Ülkemizin modernleşmesine bu şekilde yön vermeye devam ediyoruz." dedi. Modernleşen Almanya'da, toplumu dillere destan bir 'özgürlük' şöleni bekliyor. Çalışma ya da yaşam alanınızı olağan şekilde korumaya çalışırken bir anda binlerce avro para cezası ve medya linci ile onurlandırılabilirsiniz!

SPOR SALONU SAHİBİNE HALKTAN BÜYÜK DESTEK

İşlettiği Spor Salonunda kadınlara hizmet veren Doris Lange buna en yakın örnek.
Kendini kadın olarak gören bir adam, spor salonuna üye olmak istedi. Lange onu geri çevirdi. Kısa bir süre sonra Lange, Ayrımcılıkla Mücadele Komiseri Ferda Ataman'dan, bin avro tazminat ödemesi talebini içeren bir mektup aldı. Bundan bir ay sonra da işletmeciye, kendisini kadın olarak tanımlayan adamın anlaştığı avukatlık bürosundan bir mektup geldi. O mektupta da adamın salonu kullanmasına izin vermesi ya da 5 bin avro para cezası ödemesi gerektiği yazıyordu. İşletmeci kadın bir de 2 bin 500 avro tazminat cezasına çarptırılınca, yığılan davaların giderlerini karşılamak için dayanışma kampanyası başlattı. Paralı kampanyalara pek yüz vermeyen Alman halkı, işletmecinin hukuk terörüne karşı mücadelesine 24 saat içinde 10 binlerce avro bağışladı.­­

HEKİMLER: FELAKET NİTELİĞİNDE

Araştırmalar, aniden transgender olduğunu açıklayan çocukların sayısının son yıllarda hızla arttığı gerçeğini ortaya koydu. Yasayı "felaket niteliğinde" diye tanımlayan Alman hekimler, yasanın güncel araştırma bulgularıyla çeliştiğine dikkat çekiyorlar ve özetle şu vurguyu yapıyorlar: Yasanın öngördüğü koşulsuz cinsiyet değişikliği ‘hakkı’, gençleri ve çocukları ileri düzeyde tıbbi müdahalelere yönlendiriyor: Ergenlik bloklayıcılar, karşı cins hormonları ve ameliyatlar, yan etkiler ve geri dönüşü olmayan kalıcı zararlar doğurur ki bu durumlar yetişkinlikte sıklıkla pişmanlıkla sonuçlanıyor. Gençlerin ergenlikte en çok ihtiyacı olan şey, kendi doğal bedenlerinde normal bir gelişim olduğunun bilincine varmalarıdır.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KALDIRIYOR

Yasaya karşı çıkanların oluşturduğu DemoFürAlle hareketinin sözcüsü Hedvig v.Beverfoerde, yasayı ve tüm cinsiyetsizleştirme uygulamalarını, aileye karşı açılan bir savaş ve stratejik planın parçası olarak nitelendirdi: "Bu yasa çıktığına göre artık Almanya'da ifade özgürlüğümüzün olmadığının farkına varmalıyız. Ve yalanlarını yaşamaya devam edebilmeleri için gerçeğin ölmesi gerekiyordu."

Sonraki Haber