Airbnb’de düzenleme ihtiyaç

Kısa süreli oda ve ev kiralama uygulaması Airbnb ev sahiplerinin yönelişi nedeniyle gündemde. Uzmanlar uygulama sonucu oluşan güvenlik açığı ve vergi kaçırma konusunda tedbir alınmasını istiyor.

Dünyada 200’ün üzerinde ülkede kullanılan Airbnb, 2010 yılında Türkiye’de faaliyetlerine başladı. Uygulama evinizdeki odaları ya da evinizin tamamını kısa süreli olarak kiralayabilmenize olanak sağlıyor. Yüksek kira bedellerini ödemekte zorlanan bazı üyeler, kullanmadıkları odalarını kiralıyor. Bu sayede kendi ev kirasını ödeyebiliyor. Ancak sistem suistimale de açık. Örneğin uygulamaya kayıtlı üye sayısında bu yıl bir artış yaşandı. Bu artışın, yüzde 25 kira sınırına uymak istemeyen ev sahiplerinin Airbnb'yi tercih etmesiyle yaşandığı iddia ediliyor. Vergi ödememe, gelen misafirin kimliğini bildirmeme gibi sorunlar da çözülmeyi bekliyor.

Konuyu İstanbul Emlak Müşavirleri Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Yeşiltaş ve uzun yıllar Airbnb’den evini kiralayan bir vatandaşa sorduk. Dikkat çektikleri noktalar şunlar:

-Airbnb ev sahiplerinin turizm ruhsatı alması gerekli ancak yüzde 90'ı bu koşullara sahip değil. Bu nedenle kiralama işlemi aslında kaçak.

-Ruhsat alamayan kullanıcılar evlerini kiraladıkları kişilerin kimliklerini emniyete bildirmiyor. Bu durum güvenlik açığı oluşturuyor.

-Uygulamanın aldığı komisyon dışındaki kira kazancı vergilendirilmiyor.

-Yüzde 25 kira artış sınırına takılmak istemeyen ev sahipleri, özellikle turizmin yoğun olduğu bölgelerde Airbnb’ye yöneldi.

-Airbnb’nin yoğun kullanıldığı yerler kiralık ev sorununa ve otellerin de zarar etmesine neden oluyor.

'2 KİŞİ TUTUYOR 10 KİŞİ KALIYOR'

İstanbul Emlak Müşavirleri Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Yeşiltaş, uygulamayı şöyle anlatıyor: “Airbnb, krizi fırsata çevirmeye çalışan insanların kapitalist sistemde bulmuş olduğu ara formüldür.

Airbnb bir taraftan dar gelirli yurttaşların işini zora sokarken, bir taraftan da güvenlik zaafı oluşturuyor. Evini Airbnb’den kiralayan bir vatandaş ruhsat almadığı için evini kiralayanların kimlik bilgilerini emniyete bildiremiyor. Bu da çeşitli suçlara bulaşmış insanların gizlenmesi için çok elverişli bir ortam sunuyor. Burada kalan insanların çok sıkı bir şekilde takip edilmesi gerekiyor ama imkansız. Bir evi iki kişi tutuyor, 10 kişi kalıyor. Oteller, pansiyonlar odasında kalan misafirlerini ve müşterilerini mülki amire bildiriyorlar. Mülki amir de en azından kimin geldiğini, kimin gittiğini biliyor. Ama Airbnb’de kimin kiminle ne amaçla kaldığını bilmiyoruz. İstanbul'un can güvenliği için ben bunu bir tehdit olarak görüyorum.

AZ VERGİYLE ÇOK KAZANÇ

“Öbür taraftan yetmiş iki milletten insan bu dairelere geliyor. Apartmanda oturanlar bunlardan illallah ediyor. Apartmana kimin girip çıktığı belli değil. Dolayısıyla vatandaşın huzurunu kaçıran bir ortam da var.

“Kayıt dışılık ayrı bir dert. Airbnb kayıt dışılığa da zemin hazırladığı için buradan az vergiyle çok kazanç elde ediliyor. Ülkemizin en büyük ekonomik kaynaklarında biri olan turizme balta vuruluyor. Ayrıca Airbnb’de turistlerin olumsuzluklarla karşılaşma ihtimalleri çok yüksek

‘TURİZMCİYE ZARAR VERİYOR’

“Airbnb ayrıca turizme ciddi derecede yatırım yapan iş adamlarının da işine zarar veriyor. Turizmciler büyük sermayelerle hem ülkeye turist hem döviz getirmeye çalışıyorlar. Bacasız fabrika dediğimiz turizmin canına okuyan, kontrolü mümkün olmayan bir sistemle karşı karşıyayız.

'MAHALLE SAKİNLERİ GÖÇ EDİYOR'

“Bugün vatandaşlar doğdukları mahallelerde yaşayamıyor. Daha sonra göç başlıyor. Aileler parçalanıyor. Barınma sorunu nedeniyle Türk aile yapısı, gelenek ve göreneklerimiz kaybolmak üzere. Burada küçük bir iş kurmuş, büfe, bakkal, berber çalıştıran mahalle sakinleri şehirden kovuluyor. Yabancıya kiralama, ev satışı, gibi buna benzer şeyleri acilen önüne geçirilmeli.”

'UYGULAMANIN YERLİSİYLE RUHSATLI KULLANALIM'

İsmini vermek istemeyen ve uzun yıllar Airbnb üzerinden evini kiralayan bir yurttaş da uygulamanın tüm yönlerini Aydınlık’a şu ifadelerle anlattı:

“Airbnb Türk ekonomisine zarar veriyor. Çünkü Airbnb’nin sadece ev sahibi ve evi kiralayandan aldığı komisyonun vergisini ödüyor. Yani Airbnb’de bir evi 20 bin TL’ye vatandaş kiraladıysa hizmet bedeli olarak yüzde 20 alıyor ve bunun KDV’sini devlete ödüyor. Geriye kalan 16 bin TL’lik kazancın vergisi ödenmiyor. Eğer ben bu geriye kalan kısmın vergisini ödemek istiyorum derseniz ruhsat almanız gerekiyor. Ruhsat almak için de aynı otellerdeki gibi yangın merdiveni, resepsiyon, yangın teçhizatları gibi birçok şey isteniyor. Evlerin zaten yüzde 95’i bu şartları karşılayamıyor.

Airbnb sahibi kişiler hiçbir şey yapmadan turizm gelirinin belli bir kısmını alıyor. Eğer bu uygulama devam edecekse ben yerlisinin geliştirilmesini ve onun kullanılmasını çok isterim. Eğer bana yasal yollara dön vergini ver, ruhsatını veriyoruz deseler seve seve yüzde 20 vergimi veririm. Böylece güvenlik riskinden de kurtulmuş olurum.

‘BU NEDENLE KİMSE YASAL

YOLU TERCİH ETMİYOR’

“Ruhsat alamadığımız için eve kaç kişinin geldiğini, gelenlerin kimlik bildirini emniyete veremiyoruz. Bu da güvenlik açığı ortaya çıkartıyor. Örneğin Reina gece kulübüne silahlı saldırıyı yapan kişinin bir Airbnb evinde gizlendiği için uzun süre de bulunamadığı ortaya çıkmıştı. Ev sahibi, saldırganın bulunmasını engellediği için de hapis cezasına almıştı. Ruhsat almadan emniyete bildirim yapacağım dediğiniz zaman da kendi kendinizi ihbar etmiş oluyorsunuz ve denetlemeye tabi tutuluyorsunuz. Bunun sonucunda eviniz mühürleniyor ve para cezaları geliyor. O yüzden kimse yasal yolları tercih etmiyor.

‘YÜZDE 25 SINIR

AİRBNB’YE YÖNELTTİ’

“Yüzde 25 kira artış sınırlaması nedeniyle özellikle son zamanlarda ev sahipleri kısa süreli kiralama yoluna gidiyor. Bu uygulamanın yaratacağı kiralık ev sorununun önüne geçmek için dünyada birçok şehirde belli yerler dışındaki yerlerde Airbnb’ye yasak veya kısıtlama var. Örneğin Beyoğlu, Kadıköy, Beşiktaş, Fatih gibi ilçeler dışında uygulamanın kullanımının kısıtlanması gerekir.”

HANGİ ŞEHİRDE NE KURAL VAR?

Kısa süreli konut kiralamalarında dünyanın pek çok şehrinde turizmi engellediği için kısıtlama ve yüksek vergi getirildi. İşte o şehirler ve kısıtlamaları:

Amsterdam: Ev sahipleri mülklerini yılda 30 geceye kadar aynı anda en fazla dört kişilik bir gruba kiralayabilirler. Şehrin belirli bölgelerinde kısa süreli kiralamalar yasak.

Barselona: Tatil daireleri en yüksek emlak vergisi oranına tabidir; platformlar verileri düzenleyicilerle paylaşmalıdır.

Berlin: Kısa süreli kiralamalar için yetkililerden izin alınması gerekir. Ev sahipleri, mülkün çoğunda yaşamaları koşuluyla bireysel odalar kiralayabilir.

Londra: Kısa süreli kiralamalar yılda 90 gün ile sınırlıdır.

Palma de Mallorca: Ev paylaşım sitelerinin turizmi engellemesi yasaklandı.

Paris: Ev sahipleri evlerini yılda en fazla 120 gün kiralayabilir ve listelerini belediyeye kaydettirmelidir.

Roma: Kısa süreli kiralama sitelerinin %21 oranında kira gelir vergisi stopajı yapması gerekmektedir.

Venedik: Ev sahipleri turist vergilerini toplamalı ve göndermelidir.

Viyana: Öncelikli olarak ev sahibinin kendi konut ihtiyaçları için kullanılan dairelerin muaf tutulmasıyla, şehir içindeki belirli "konut bölgelerinde" kısa süreli kiralamalar yasaklanmıştır.

Miami: Kısmen otel endüstrisinin lobicilik çabaları nedeniyle çoğu mahallede kısa süreli kiralamalar yasaklanmıştır.

New York : Ev sahibi mülkte bulunmadığı sürece 30 günden kısa süreli kiralamalar yasaktır.

Washington: Ev sahipleri kısa süreli bir kiralama lisansı almalıdır ve ev sahibi yoksa, bu kiralamalar her yıl toplam 90 günle sınırlıdır.

Singapur: Üç aydan kısa süreli ev kiralamak yasa dışıdır.

Sonraki Haber