AK Parti işçiyi dinlemedi: Asgari ücreti IMF belirledi

IMF, Moody's, Deutsche Bank gibi finans kapitalin kurumları, Türkiye’de yüzde 30'luk zam oranını dayattı. Hükûmet boyun eğdi, işçinin talebine kulak tıkadı. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ndaki işçiler dahi rakamı televizyondan öğrendi. Tepki büyüyor!

Asgari ücrete yüzde 30 oranında zam yapılmasını Asgari Ücret Tespit Komisyonu değil uluslararası finans kuruluşları belirledi. 22 bin 104 lira olarak belirlenen 2025 yılı asgari ücreti her kesimden tepki çekti.

Hükûmet’e yakınlığıyla bilinen gazeteciler dahi “ters köşe” olduklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüze bir kez daha sadık kaldık.” sözlerine ise tepki yağdı.

Asgari ücrete ilişkin Aydınlık’a konuşan Vatan Partisi Ekonomi Siyasetleri Bürosu Başkanı Hakan Topkurulu, “Türkiye’de çalışanlar ciddi bir yoksullukla karşı karşıyadır. Bu tehlike aynı zamanda emperyalist Atlantik kışkırtmalarına zemin hazırlamaktadır. Bu zemin aynı zamanda iktidarı yerinden oynatacak zemindir.” değerlendirmesinde bulundu.

ULUSLARARASI SERMAYE BUNLARI ÖNERMİŞTİ

Uluslararası Para Fonu (IMF), kredi derecelendirme kuruluşu Moody's ve Deutsche Bank, Türkiye ekonomisine ilişkin yayımladıkları raporlarda yüzde 30'luk zam oranını dayattı. Moody's, temmuz ayında paylaştıkları Türkiye raporunda ücretlerin geçmiş enflasyona dönük değil gelecek enflasyon hedefine göre yapılmasını önerdi.

Moody's, söz konusu raporda Türkiye'nin 2025 yılı enflasyonunun yüzde 30 olacağını tahmin ederek ücretlerdeki artışın işaretini verdi. Alman Deutsche Bank da ağustosta yayımladığı raporda asgari ücretin yüzde 30 artırılacağının mesajını verdi.

IMF Türkiye Misyonu Başkanı Jim Walsh, ekim ayında açıklama yaparak, asgari ücretin geçen yıl ile aynı oranda artırılmaması gerektiğini ve bunun yerine ülkedeki en yoksul gruba sosyal yardımlar yapılabileceğini söyledi.

Uluslararası finans kuruluşlarında görev alan İngiliz ekonomist Timothy Ash de yüzde 30'luk zam oranından memnun kaldı. Ash, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Hükümetin 2025'te asgari ücreti yüzde 30 artırma kararı, TCMB'nin enflasyonla mücadelesindeki kısıtlamalar ve en yoksulların karşı karşıya kaldığı gerçek yaşam maliyeti krizi göz önüne alındığında adil bir karardır.” sözlerini kullandı.

BATI’YA TESLİMİYET

Vatan Partisi Ekonomi Siyasetleri Bürosu Başkanı Hakan Topkurulu, asgari ücret tartışmalarını değerlendirdi. Topkurulu, “AK Parti 2023 yılı seçimleri sonrasında gizlemeye başladığı Batı’ya teslimiyet politikalarıyla asgari ücrete teslim oldu.” dedi.

Her ücret artışı döneminde, ücret artışları olursa enflasyonun durdurulamayacağı yönündeki savların ortaya atıldığını hatırlatan Topkurulu, “Halbuki Türkiye’de bugün enflasyonu gerçekten tetikleyen şey fiyatlama davranışında bozulma dediğimiz, özellikle tekel durumundaki özel sektör gruplarının, büyük sermaye şirketlerinin kendi ürettikleri mallara yaptıkları zamlardır. Eğer hükümet enflasyonu durdurmak istiyorsa buralara müdahale etmelidir. Ama hükümetin bu konuda herhangi bir çabası yoktur.” ifadelerini kullandı.

SERMAYE GRUPLARI YİNE DEVREDE

Asgari ücret belirleme döneminde yalnızca yurt içi değil yurt dışından büyük sermaye grupları ve fonların, IMF ve Dünya Bankası ile birlikte Türkiye’de asgari ücretin yükseltilmesine karşı bir kampanya başlattığını vurgulayan Topkurulu, şöyle devam etti:

“Bu öyle bir hal aldı ki asgari ücretli geçinenler ‘Ben zam almayayım yeter ki enflasyon yükselmesin.’ psikolojisine girdi. Halbuki ücret zamları ekonomiyi harekete geçirir çünkü yaygın gelir dağılımı ekonomiyi besleyen bir özelliği sahiptir. Türkiye de arz mevcuttur ama yeterli talep olmaması ekonomide durgunluğu da beraberinde getirir.”

‘NEOLİBERAL ATLANTİK POLİTİKALARI KIŞKIRTMAYA ZEMİN YARATIYOR’

Topkurulu, “Cumhur İttifakı, bu neoliberal politikalarda ısrar ederse iktidarda kalma şansını yitirecektir. Türkiye’de çalışanlar ciddi bir yoksullukla karşı karşıyadır. Bu tehlike aynı zamanda emperyalist Atlantik kışkırtmalarına zemin hazırlamaktadır. Bu zemin aynı zamanda iktidarı yerinden oynatacak zemindir.” diye konuştu.

Salı günü Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in “ABD’nin Türkiye’yi tehdidi ve ülkemizin önündeki zorlu çözüm süreci” konusuyla yaptığı basın açıklamasını hatırlatan Topkurulu, “CIA görevlisi Michael Rubin basında yazdığı yazılarla Türkiye’yi açıkça tehdit etmiştir. Bu tehditlerine temel olarak da Türkiye’nin ABD’nin gösterdiği yolda ilerlememesi durumunda başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin büyük şehirlerinde çıkacak karmaşaların olacağını belirtmektedir. Rubin’in üzerine basarak Türkiye’yi tehdit ettiği bu karmaşalar için gerekli iklim AK Parti’nin belirlediği asgari ücretle zemin bulmuştur.” değerlendirmesini yaptı.

TEK ÇIKIŞ YOLU: ÜRETİM DEVRİMİ PROGRAMI

Bununla beraber, Türkiye’de bozulan gelir dağılımı ve emekçilerin uğradığı haksızlığın bir işçi hareketi yaratacağını belirten Topkurulu, “İşte bu hareketlenme ise haklı bir zemindir, doğru hedefler içermektedir ancak kışkırtmalara da zemin oluşturma potansiyeline sahiptir.” diye ekledi.

Topkurulu sözlerini, “Vatan Partisi olarak hükümetin bunları uygulama yeterliliğinin tek başına kalmadığını düşünüyoruz. Türkiye’nin çok acil şekilde Üreticilerin Milli Hükûmeti’ne ihtiyacı vardır. Bu hükümetin uygulayacağı Üretim Devrimi Programı da Türkiye’nin tek çıkış yoludur.” diye tamamladı.

TÜRK-İŞ: ADİL KOMİSYON KURULANA DEK BİZ YOKUZ!

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, yeni yılda geçerli olacak asgari ücrete ilişkin, “Adil olmayan bir komisyonda maalesef 50 sene durduk. Bu saatten sonra adil bir düzenleme yapılmadığı müddetçe bir daha biz TÜRK-İŞ olarak Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na katılmayacağız.” dedi.

Atalay, TÜRK-İŞ Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, asgari ücret zammına ilişkin açıklamalarda bulundu.

TÜRK-İŞ'in, kurulduğu günden bu yana hep ülkeden ve işçiden yana olduğunu vurgulayan Atalay, “Bu 12 Eylül'de de öyle oldu, 28 Şubat'ta da öyle oldu, 15 Temmuz'da da öyle oldu. Bir bakın bu tarihlere, 15 Temmuz'da da 12 Eylül'de de işçi hep sokakta oldu, TÜRK-İŞ, sendikacılar hep sokakta oldu. 15 Temmuz gecesi tankın önüne yatanlar da var, tankı alkışlayanlar da var. Biz burada hep tankın önüne yatanlarla beraber olduk. Bu ülkenin çıkarından yana olduk.” diye konuştu.

‘10 KİŞİ İSTEDİĞİ KARARI VERİYOR’

Atalay, asgari ücrete yapılan yüzde 30'luk zammı kabul etmenin mümkün olmadığını dile getirdi ve ekledi:

“İşçinin, sendikaların, fakir fukaranın talebine makul, mantıklı bir cevap vermek lazım. Onun için biz zordayız, geçinemiyoruz. Yani burada bizi hırpalamanın kimseye bir faydası yok. Özellikle bir şey ifade ediyorum. Biz bu komisyonda tam 50 senedir varız. Her seferinde anlatıyorum. Diyorum ki bu komisyon adil değil. Bu komisyon antidemokratik bir komisyon. Yüksek Hakem Kurulu da aynı, antidemokratik bir komisyon. Asgari Ücret Komisyonu da adil bir komisyon değil.

"Adil olmayan bir komisyonda maalesef 50 sene durduk. Bu saatten sonra adil bir düzenleme yapılmadığı müddetçe bir daha biz TÜRK-İŞ olarak Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na katılmayacağız. Bunu buradan kamuoyuna özellikle ifade ediyorum. Yani burada 5 oradan, 5 buradan, bu adil bir komisyon değil. 10 kişi oturuyor, istediği kararı veriyor. Biz bundan sonra bir daha burada yokuz. Çağırmasınlar, biz de bu toplantıya bir daha katılmayacağız.”

Yeni bir komisyon düzenlemesi yapılması halinde asgari ücret görüşmelerine dahil olabileceklerini belirten Atalay, “Yeni bir komisyon düzenlemesi yaparlar, adil bir komisyon olursa oturup konuşuruz.” dedi.

KOMİSYONDAKİ GAZETECİ: RAKAMI TELEVİZYONDAN ÖĞRENDİK!

Komisyondaki gazeteci Ulusal Kanal Ankara Haber Müdürü Sezer Özseven, “Bazı işçi arkadaşlarımız gelemedi bile. Bir işçi Bolu'da yaşıyor. Başka bir arkadaşımız kuaför, işinden izin alamadı. Komisyon üyesi olmamıza rağmen rakamı televizyonlardan öğrendik.” dedi.

Türkiye’de bir ilk yaşandı. 12 Eylül Darbesi’nden kalma Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun adaletsiz yapısı bir kez daha gözler önüne serildi.

MASADA FİSKOS MUAMELESİ

Komisyonda işçiler adına yer alan gazeteci Sezer Özseven, önceki akşam yaşananları anlattı. Özseven, “Dün bir anda son dakika bilgisi ile bize toplantı olacağı söylendi. Benim tahminim Cumhurbaşkanı'nın ‘Bu işi hemen halledin.’ demesi ile toplantı ilan edildi. İlk defa bu şekilde, son dakika toplantıya çağırma ve rakam açıklama olayı meydana geliyor.

"TÜRK-İŞ’i aradılar ve ‘Gelin rakam açıklayacağız.’ dediler. Rakamın ne olduğunu sorduğumuzda ise hiçbir şekilde bilgi verilmiyor. Bize, ‘Siz oraya gelin, fiskos olarak durun. Biz rakamı açıklayalım, ardından kalkın masadan.’ diyorlar. Bunu kabul etmeyip, bu yöntemin doğru olmayacağını belirttik.” ifadelerini kullandı.

Özseven ücrete ilişkinse “Bu ‘aç kalın’ demek. Vatandaşın bunu kabul edeceğini zannetmiyorum. Açlık sınırı rastgele bir rakam değil. Bunun altında ücret aldığınız zaman, gerçekten aç kalıyorsunuz. 2025'te vatandaş aç kalmayı tercih etmez. 2025'te büyük işçi hareketleri olacağını düşünüyorum.” dedi.

Sonraki Haber