Ak Parti Sözcüsü Çelik: Türkiye bir göçmen kampı değildir

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Ak Parti MKYK sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısının ardından açıklamalarda bulunuyor. Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle;

Bütün açılardan şimdiye kadar yapılanlar, bundan sonra ne tür tedbirler alınmasıyla ilgili değerlendirme yapılıyor. Cumhurbaşkanımızın Afganistan konusuyla ilgili olarak da geniş kapsamlı değerlendirmeleri oldu.

Cumhuriyet tarihinin en büyük yangınlarıyla karşı karşıya kaldık. 54 ayrı ilimizde hemen hemen cumhuriyet tarihimizin en büyük yangınları çıktı. Yangınların failleriyle ilgili bazı yakalamalar ortaya çıkmaya başladı. Hem de fitne ateşiyle mücadele etmek zorunda kaldık, birçok yalan ortaya çıktı.

18 uçak, 68 helikopter, 9 İHA, binin üzerinde arazözle bu yangınlara müdahale edildi. Kapasitemizi daha çok artırmamız gerektiği, önümüze bunun daha büyük bir sorun olarak geleceğini, daha yüksek kapasiteyle bu sorunları karşılamamız gerektiğini gösteriyor.

Tabii en önemli meselelerden bir tanesi orman varlığımızı korumak ve artırmak. Ne zaman yangın çıksa gerçekle alakası olmayan iddialar ortaya çıkıyor. Buralar aynen orman olarak korunacaktır. Doğayı daha çok korumak için ne kadar kapasite artırmamız gerekiyorsa tedbirleri almaya devam edeceğiz.

Tam yangınlar biterken bir sel felaketiyle karşı karşıya kaldık. Kısa sürede çok büyük yağmurlarla karşı karşıya kalındı. Şöyle bir tablo söz konusu oldu, Bartın'da metrekareye 362 kilogram gibi büyük miktarda yağış ortaya çıktı. Altyapıdaki sorunlarla birleşince maalesef bu felaketin ortaya çıkmasına neden oldu.

Yapılaşmayla ilgili olarak, altyapıyla ilgili olarak konular üzerinde daha ciddi tedbirlerin alınması konusunda bir irade söz konusudur.

KORONAVİRÜSLE MÜCADELE

Pandemi süreciyle ilgili gündem devam ediyor. Aşılama çalışmaları konusunda Sağlık Bakanlığımız bu süreci yürütüyor. Pandemi yönetim sistemi, kişisel sağlık sistemi gibi aslında sağlık sistemimizin sahip olduğu altyapı, burada güçlü bir karşılıkla pandemi sürecini yönetmemizi mümkün kıldı. Türkiye'nin sağlık çalışanlarının bu derece fedakarca titizlik göstermesinin insanlık vesikası olarak kayda geçtiğini ifade etmek isterim.

Aşılanma gönüllülük esasına göre yürütülüyor. Vatandaşlarımız kolayca randevu alabiliyorlar. Aşı konusuyla ilgili çeşitli taraflar, çatışmalar ortaya çıkıyor. Bu konu siyasetçinin karar vereceği bir karar değil. Bütün dünyadaki bilim insanları bu belayla mücadele etmek için aşının yapılmasının zorunlu olduğunu ifade ediyorlar. Bilim insanlarına güveniyoruz. Birçok ülke aşıya ulaşmak istiyor, ulaşamıyor. Ülkemizde aşıya ulaşım konusunda bir sıkıntı yok. Hayatını kaybedenlerin büyük bir kısmı aşısı olmayanlar... Her meselede olduğu gibi bu meselede de gerçek bilgi üzerinden tartışma yapmak gerekiyor. Bilim insanlarına kulak vermek gerekir.

YÜZ YÜZE EĞİTİM AÇIKLAMASI

En önemli konulardan bir tanesi okullar meselesi... 2021-2022 eğitim öğretim yılı 6 Eylül'de başlayacak. Bütün çalışmalar yapıldı. Tüm kademelerde haftada 5 gün eğitim yapılacak, ders saati azaltılmayacak. Aşılama çalışmalarının bu noktaya gelmesinin bize bu imkanı sağladığını söylemek isterim. Pandemi öncesi gibi gerçekleşecek eğitim. Mazereti varsa, yüz yüze eğitime katılamıyorsa çocuk EBA'ya bağlanabilecektir.

Bu normalleşme seviyesini koruyabilmemiz için rehbere uyulmasının son derece önemli olduğunu belirtmek isterim. Milli Eğitim Bakanlığımıza bağlı pansiyonlarda kalan öğrencilerin daha rahat etmesi için personel sayıları artırılacak. Öğrenci ve personelin okul içinde maskeli olması önemli. İhtiyaç halinde maskeler okul içinde ücretsiz dağıtılacak.

İstediğimiz şey normalleşmenin korunması, tedbirlerin güçlü bir şekilde devam etmesi. Bu dengeyi gözettiğimiz sürece daha iyi mesafeler alacağımıza inanıyorum.

TERÖRLE MÜCADELE

Terörle mücadele güçlü bir şekilde devam ediyor. Terör örgütlerine karşı çok güçlü bir mücadele veriliyor. Türkiye'nin terörle mücadelesini başka yere çekmek isteyenlerin kara propagandasıyla da karşı karşıya kalıyoruz. Türkiye'nin hem Irak'la ilişkilerinin olumlu şekilde ilerlemesinden rahatsız olan odakların bu propagandaları yaptıklarını biliyoruz. Sincar'da sağlık merkezinin vurulduğu iddiası yalan haberdir. TSK, terörle mücadelesini hukuka uygun olarak devam ettirmektedir. TSK'nın sivil mekanları hedef alması hiçbir şekilde söz konusu değildir, bunların hepsi yalan haberlerdir.

AFGANİSTAN'DAKİ DURUM

Maalesef çok acı verici manzaralar ortaya çıkıyor. 15 Ağustos günü cumhurbaşkanı Gani ülkeyi terk etti. Cumhurbaşkanımızın çeşitli temaslarını görüyorsunuz. Cumhurbaşkanımızın verdiği temel mesaj Afganistan'da kapsayıcı bir modelin ortaya çıkmasıdır. Ciddi kaygılar vardır, uygulamayı göreceğiz, takip edeceğiz. Burada insan haklarına ve kadın haklarına riayet gibi konuların yakın bir şekilde takibimizde olduğunu bir kez daha söylüyoruz.

Afgan halkı yalnız bırakılmamalıdır. Çok sayıda sivilin hayatına mal olan çatışmaların yeniden çıkmaması için... Tam bir insanlık dramı yaşanıyor. Buradan çekilenlerin, burada daha büyük bir dramın ortaya çıkmaması için uluslararası mükelleflerini yerine getirmesi gerekiyor. Yeniden Avrupa'yı yada ABD'yi tehdit etmeden terör örgütleriyle mücadele edilmeyecekse Afganistan'da yaşananlar önümüzdeki 20 yılda yeniden yaşanır. Bu tabloyu yeniden yaşamamak gerekiyor. Önemli olan Afgan halkının geleceğidir.

AFGANİSTAN'DAN TÜRKİYE'YE GÖÇ DALGASI

Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı göç dalgasıyla ilgili olarak da tartışmalar söz konusu. Sığınmacı düşmanlığı diyebileceğimiz ırkçı bir yaklaşım ortaya konulmamalıdır. Bazılarının küçük oy hesaplarıyla bunu yapmaya çalıştığını görüyoruz. Geçmişte de bu tablolarla karşı karşıya kaldık. Kim ki böyle bir sığınmacı düşmanlığını kullanmaya başlarsa o zaman kendi toplumuna en büyük kötülüğü yapmış olur.

Ülkemizde bu kadar çok sayıda mülteci bulunmasına itiraz etmeyelim mi diyorlar. Buna kimsenin bir şey dediği yok. Bunu bahane ederek Avrupa'daki ırkçıların kullandığı dili kullanırsanız en büyük kötülüğü kendi ülkenize yapmış olursunuz. Mülteci politikasını eleştirebilirsin, göçmen politikasını eleştirebilirsin...

Bir takım devletlerden açıklama yapılıyor... 'Türkiye'ye daha fazla maddi yardımda bulunalım' Bütün bunlar saygısızlıktır, Türkiye'nin bir mülteci daha alacak gücü yoktur. Bu siyasetçiler bilsinler, Türkiye bir göçmen kampı değildir, Türkiye sınırlarına hakimdir. Bu açıklamaların hepsi yok hükmündedir.

2021 yılı içinde güney sınırlarımızdan 160 bin doğu sınırlarımızdan 90 bin düzensiz göçmenin ülkemize girişi engellenmiştir. Burada en önemli mesele, sınırlarımızı bu baskı altında, bütün ülkeler yeni ve ilave tedbirler alma gereksinimi hissediyor. Türkiye İran sınırının tamamını, toplam 149 kilometrelik alanda güvenlik duvarını tamamlamıştır.

Hakkari-İran sınırının 13 kilometresinde duvar gerçekleştirilmiştir. Bunun dışındaysa jandarma ve emniyet birimleri doldurulması suretiyle bütün sınırlarımız korunmaya çalışılıyor. Bu tedbirler daha da artırılacaktır. Şimdiye kadar Türkiye, Afganistan'daki barışın gerçekleşmesine çok katkıda bulunmuştur, bulunmaya da devam edecektir.

TÜRK ASKERİ KABİL'DE KALACAK MI?

Afganistan'da askeri varlığımıza ilişkin tartışmalar yapıyorlar. Gerçeği inkar ederek bir durum ortaya koyuyorlar. Oradaki istikrarın ve barışın sağlanması açısında Türkiye, Afgan halkının rızası dahilinde bunu yapabileceğini söyledi. Aynı zamanda da uluslararası toplumun açık desteği söz konusu olacak. Mehmetçiği hiçbir şekilde riske atacak bir yaklaşım söz konusu değildir, olmamıştır, hiçbir zaman da olmayacaktır.

Burada çalışan arkadaşlarımız, askeri birimler, 7/24 esasına göre hiç soluk almadan gece gündüz çalışırken oturduğu yerden tweet atarak Türkiye'nin stratejisini sabote etmeye çalışanlar var. Öncelik Mehmetçiğin güvenliği olmak üzere karar alınacaktır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Biden ile anlaştı diyorlar, yalan olduğunu onlar da biliyorlar. Ortaya çıkan zorunluluklar, Suriye'deki iç savaş... Bunları değerlendirmeyeceksin, sonra Suriyelileri göndereceğim diyeceksin...

Türkiye hiç kimsenin göçmen kampı değildir, asil bir millet ölümden kaçanlara ev sahipliği yapıyor. Bir zorunlulukla karşı karşıyayız burada. Her olayı kendi bağlamı içinde ele almak lazım. Birileri 'Ben Türkiye'yle şöyle bir anlaşma yaparım' gibisinden bir şey söylüyorsa, bu söz konusu olmayacaktır.

Burada kurumsallaşmış bir iki yüzlülük var. Türkiye kendisine düşeni yapmıştır.

SORU - CEVAP

Asılsız haberlerle muhalefet yapılması konusundaki değerlendirmeleriniz nedir? Muhalefetten özür bekliyor musunuz?

Artık özür beklemiyoruz. Sayın Buğra Kavuncu'ya yapılan saldırıyı tümüyle reddediyoruz. Şiddetin her türlüsüne karşıyız. Failler bulunduğu zaman, faillerin içinde bulunduğu ilişki ağı ortaya konulduğu zaman mahcup olacakları bir tablo ortaya çıkacakken başka bir yaklaşım içine girmiş bulunuyorlar.

İçindeki vesayeti saklayamayanlar var. Bunları söyleseniz bile şunu şunu yapmadıkça aklanamazsınız gibisinden... Öyle bir şey yok.

Sonraki Haber