AK Partili vekilden Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı'na tepki
AK Parti Mersin Milletvekili Zeynep Gül, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer'in milli savunma atılımlarını hedef alan açıklamalarına tepki gösterdi.
Gül'ün yaptığı açıklama şu şekilde:
"Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, “Vizyona bakın, gözlerim yaşardı iki gündür. 2. Yüzyıl vizyonuna; tank, top, İHA, SİHA, vur, öldür, kahramanlık türküleri… Cumhuriyet bunun için kurulmadı” demiş.
Bu açıklamaya talihsizlik demeyeceğim, çünkü iyi niyetli bulmuyorum.
Çok zor şartlarda, yokluk içinde, destansı bir mücadeleyle kazanılan istiklal harbimiz ve akabinde kurulan Cumhuriyetimizi yaşatabilmek için, sınırlarımızı ve çıkarlarımızı iç ve dış mihraklara karşı korumamız gerektiği; bunun için de öncelikle güçlü bir ordu ve savunma sistemine ihtiyaç duyulacağı çocukların dahi bileceği bir gerçektir. Bu sebeple, milli, güçlü ve bağımsız savunma sanayi çok önemlidir. Savunma sanayiniz güçlü olmadığında, bağımsızlığınızı da Cumhuriyetinizi da koruyamazsınız.
Türk Savunma Sanayinin, Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, Türkiye’nin çok geniş bir coğrafyada yer almasını sağlayan ve bu sahalarda askeri, teknolojik üstünlüğünü elinde tutmasına imkan tanıyan bir kapasitesi mevcuttur. Irak, Suriye, Libya ve Azerbaycan gibi alanlarda, Rusya-Ukrayna Savaşında Türkiye’nin bu stratejik silahlarının kullanılması, savaşların kaderini etkilemiştir.
Türkiye, başta terörizmle mücadele olmak üzere, ihtiyaçlarını yerli üretim ile karşılamak ve ulusal güvenliğine yönelik tehditlere karşı direnebilmek için savunma sanayine verdiği önemi artırmıştır.
Bunun karşılığını da sahada almıştır. Neticede, bugün 30’a yakın ülke Türkiye’nin ürettiği insansız hava araçlarına talip olmuştur.
Böylece Türk savunma sanayi ekonomiye kattığı değer anlamında da önemli bir noktaya gelmiştir. Dolayısıyla Türkiye’nin silah sistemlerinde yerlilik oranını arttırması, küresel silah pazarında kendine önemli bir yer açması, ülkemizi oyun kurucu ve kurulmuş oyunları değiştiren bir noktaya getirmiş, bölgede de elimizi, sözümüzü güçlendirmiştir.
Tabi bu durum, ezelden beri topraklarımızda gözü olan emperyalist ve sömürgeci devletler ile bunların maşa olarak kullandığı terör örgütlerini rahatsız etmiştir.
Çünkü artık bölgede, Mavi Vatanımıza ve hava sahamıza sahip çıkıp, kendi çıkarlarını gözetebilen, sömürgeci politikalara karşı mazlum ve mağdurların yanında yer alabilen, Birleşmiş Milletler’de ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyebilen, olağanüstü dönemlerde diplomatik krizlere ev sahipliği yapıp, bu krizleri çözebilen, savaşların kaderini değiştirebilen, oyun kurucu, aktör bir Türkiye vardır.
Bu durumdan, bize karşı her fırsatta terörü destekleyen, bize paramızla vermedikleri silahları terör örgütlerine hediye eden, Mavi Vatan’da etkin olmamızı istemeyen, kendi doğalgazımızı ve petrolümüzü çıkarmamızdan rahatsız olan ülkelerin ya da PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin rahatsızlığını anlamak güç değil.
Ancak, Atatürk’ün partisi olduğunu iddia eden CHP Genel Başkanının, parti mensuplarının, milletvekillerinin ya da Belediye Başkanlarının takındığı tutumu anlamak gerçekten güç.
Bizleri asıl üzen ise; destansı Milli Mücadele ruhuyla Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisinde bugün sözde siyaset yapanların, terörist eylem ve söylemlerle bu ülkeyi yok etmek için hareket edenlerle birlikte olması, aynı dili kullanması ve aynı tutum ve davranışı sergilemesidir.
Savunma sanayinin son 20 yılda yerlilik oranının yüzde 15 iken yüzde 85’e yükseldiği, coğrafyanın kaderini değiştirdiğimiz bir dönemde bu rahatsızlık neden?
Önce CHP’li Sezgin Tanrıkulu, insansız hava araçlarından rahatsızlığını ifade ederek küstahça bir tutumla “Yargılanacaksınız” dedi.
Şimdi de memleketim ve seçim bölgem Mersin’imizin CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı skandal ifadelere imza attı.
Bildiğiniz üzere, geçtiğimiz günlerde CHP’li Mersin Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Bedrettin Gündeş’in ve belediye çalışanlarının da aralarında olduğu onlarca kişi, PKK üyeliği suçlamasından gözaltına alındı ve Bedrettin Gündeş tutuklandı.
Belediye seçimlerinden sonra Başkan Vahap Seçer, 4 bin civarında belediye personeli emekçi kardeşimizi işten çıkarmış, yerine binlerce yeni personel almıştı. Tabi Mersin de, Adana, İzmir, Ankara, İstanbul ve daha birçok büyükşehir gibi HDP’nin de dahil olduğu ittifakla alındı. Mersin’de, HDP ve İyi Parti aday göstermeyerek, CHP’nin adayı Vahap Seçer’i destekledi.
Tabi bu desteğin karşılığı olarak HDP de belediyeden yüzlerce kontenjan aldı. Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı bile PKK üyeliği suçlamasıyla tutuklandı ise gerisini siz düşünün.
İhtimal odur ki, Başkan Vahap Seçer de, bu atmosferden fazla etkilenmiş! Ne demişler, “Kim kiminle yürür, ona bakın siz” veya “Arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim”.
Şu bir gerçek ki; güvenlik güçlerimiz, Türk Savunma Sanayimiz, özellikle de insansız hava araçlarımız, bizim gururumuz ve vizyonumuzun vazgeçilmez parçalarıdır.
Bir diğer gerçek ise, güzel memleketime bu zihniyette bir belediye başkanının ve mahkeme basan, yargı erkini baskı altına almaya çalışıp, hakimlere parmak sallayan, tehdit eden bir milletvekillinin yakışmadığı, Mersin’e kaybettirdiğidir.
Bir yanda Mersin’i PKK’nın arka bahçesi yapmaya çalışan seçilmiş bir Belediye Başkanı, diğer yanda yargı erkini tehdit eden, parmak sallayan seçilmiş bir Milletvekili CHP’yi ve Mersin’i ne hale getirmiştir. Üstelik Mersin’de yaşanan ve bir şehit verdiğimiz üzücü terör saldırısı hadisesinin üzerinden henüz bir ay bile geçmemişken.
CHP, durduğu yer itibariyle bir milli güvenlik sorunudur derken, boşuna konuşmadık, konuşmuyoruz.
Ülkenin en büyük ana muhalefet partisinin lideri “PYD/YPG terör örgütü değil, biz niye onlarla savaşıyoruz” der.
Milletvekili Meclis’e terörist sokar. İnsansız hava araçlarından rahatsız olduğunu ve bunları yapanları bir gün yargılayacaklarını söyler.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı, vizyon hedeflerimizle dalga geçerek, savunma sanayinin güçlenmesinden ve insansız hava araçlarından rahatsızlığını ifade eder.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı, elindeki Türk Bayrağını, uğrunda canını gözünü kırpmadan siper eden, o al bayrak düşmesin diye bize emanet eden şehitlerimizi hiç düşünmeden yere atar.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Muharrem Erkek, “Sınırlarımızda PYD’nin olmasından rahatsız olmayız” ifadesinde bulunur.
Bu kadar skandallara rağmen Atatürk’ün Partisi olduğunu iddia eden CHP’nin, demokrasimizin erkleri ve devletimizin kurumlarıyla kavgası yazık ki bitmiyor.
Hoşlarına gitmeyen kararlar verildiğinde, mahkemede barbarlığa varan davranışta bulunarak yargı erkini ve mensuplarını hedefe koyan, teröristlerin inlerini başına yıkan, teröristleri yurt içinde bitme noktasına getiren Türk Silahlı Kuvvetlerimize satılık ordu diyen ve yürüttüğü terörle mücadelemizi sindiremeyenler yine CHP’liler. Devletimizin en köklü kurumları arasında bulunan Jandarma ve Emniyet teşkilatımıza leke sürmeye çalışanlar da onlar.
Dün, Türk Silahlı Kuvvetleri kimyasal silahlar kullanıyor diyen terör örgütü üyesi ve sevicilerine alkış tutanlar, bugün terörle, suçla ve suçluyla canla başla mücadele eden jandarma ve emniyet güçlerimizi, “Cari açığı kapatmak için uyuşturucu ticareti yapmak”la suçluyor. Bu iftirayı atan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, en hafif tabiriyle bir akıl tutulması yaşamakta olup, müfteridir. Bu nasıl bir aymazlıktır?
Görüldüğü üzere CHP, başta şanlı ordumuz ve kahraman güvenlik güçlerimiz olmak üzere, devletimizin her bir kurumunu bilinçli bir şekilde hedef alarak, ulusal ve uluslararası arenada itibarsızlaştırmaya çalışmaktadır.
Bu parti kimlerin eline geçmiştir? Kimlere hizmet etmektedir?
Bunu da Yüce Türk milletimizin takdirlerine sunuyorum.
Bu zihniyet ve güdülen politikalar, Türkiye’ye yarar getirecek bir zihniyet ve politika değildir. İktidar hevesiyle yanıp tutuşanların, bu milletin başına ne belalar açabileceklerini, kimlerle yol yürüyüp, Türkiye’mizi kaç parçaya böldüreceklerini, kimlerin manda ve himayesi altına girebileceklerini düşünmek bile istemiyoruz.
Bu yüzden bunlara memleket teslim edilemez!"