AK Partililer ‘sürecin gidişatı’ndan endişeli
Aydınlık’a konuşan AK Partililer, ‘muhafazakâr liberalller’in Bahçeli’nin çıkışlarıyla başlayan yeni süreci zehirlediğini ve eksen kaydırdığını öne sürdü. AK Parti’de bir kesim gidişattan endişeli...
İkinci açılım süreci, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) içindeki kanatların mücadelesine de sahne oluyor. Taraflar esasta ortak olsa da usulde ayrılıyor. AK Partide bir kesim, ikinci açılım sürecinin gidişatından rahatsız.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çıkışlarıyla başlayan yeni açılım süreci, Sırrı Süreya Önder ve Pervin Buldan’ın terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’la görüşmesinin ardından siyasi parti ziyaretleri ile devam etmişti. Öcalan’la tekrar bir araya gelmesi beklenen Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) heyetinin temasları ve sürecin “pazarlık” görüntüsü vermesi, AK Parti içindeki bazı isimlerin tepkisine neden oldu.
‘EKSEN KAYDIRILIYOR’ ELEŞTİRİSİ
Aydınlık’a değerlendirmelerde bulunan AK Parti kaynakları sürecin başta konuşulduğu gibi ilerlemediğini öne sürdü. Suistimal edilmesinden kaygılı olduklarını dile getirdi. DEM Parti heyetinin “parlatılması”nın ve “görüşmelerin genişletilmesi”nin, “terör yenildi eksenini kaydırdığı”nı, “anlaşma algısı yarattığı”nı aktardı.
Öcalan’la görüşen heyetin DEM Partililerden oluşmasının da yanlış olduğunu belirten AK Partililer, “Mesele ‘Yenildiniz, silahları bırakın.’ çağrısından ibarettir. Görüşme ve ziyaretlerin yayılması, ‘galipler’ edasıyla ortalıkta dolaşılması ile ne amaçlanıyor? Oysa ki ‘Silahları bırakın.’ demek çok zor değil. 2013’tekine benzer bir durumun ortaya çıkması siyaseten Güneydoğu’yu kaybettirir. Olmayan vatandaş bile böyle DEM Partili olur.” dedi.
‘MUHAFAZAKÂR LİBERALLER ZEHİRLİYOR’
AK Partililer, Bahçeli’nin “Örgütü lağvedin.” çağrısının “terör ezildi yaklaşımı”na dayandığını ve onun da “bağlamından koparıldığı”nı iddia etti. “Öcalan’ın ev hapsine çıkarılması” ve “umut hakkı” gibi meselelerinin şimdiden zikredilmesinin ise hatalı olduğunu kaydetti. “Bunlar ancak sürecin somut bir yere gelmesinden sonra konuşulabilecek şeyler.” yorumunu yaptı.
Gidişatın şuanda “Muhafazakar liberal” anlayışlara sahip isimler tarafından “zehirlendiğini” ileri süren AK Partililer, Öcalan’la görüşen heyetin DEM Partililerden oluşmasına şu sözlerle karşı çıktı:
“Öcalan’la ast-üst ilişkisi içinde olan kimseler bu tarihi projenin başarı ihtimalını azaltır. İstismara zemin hazırlar. Nitekim Kandil başta olmak üzere sağdan soldan suistimal eden açıklamalar geliyor. Öcalan’la muhataplık, dünyada örnekleri olduğu gibi ülke kamuoyunda genel kabul görmüş akademisyen ve hukukçuların hakemliği ile olmalıdır.”
Altınok ve Şahin de işaret etmişti
AK Partililer, gazeteciler Melih Altınok ve Zafer Şahin’in yazılarına dikkat çektiler. İki ismin de parti içindeki endişeleri yansıttığını bildirdiler. Melih Altınok, Sabah Gazetesindeki 5 Ocak 2025 tarihli ve “Oyalamayı bırak, silah bırak” başlıklı yazısında DEM Parti heyetinin kapı kapı dolaşmasını ve AK Partili Hüseyin Yayman’ın sözlerini eleştirmişti. Zafer Şahin, Milliyet Gazetesindeki 31 Aralık 2024 tarihli ve “ ‘Silahları bırakın’ demek çok mu zor” başlıklı yazısında DEM Parti heyetinin Öcalan’la görüşme sonrasında yayınladığı mesaja tepki göstermişti.
‘O KADAR BEKLEMEYE NE GEREK VAR’
Melih Altınok, bir oyalama taktiği güdüldüğünü iddia ederek şu satırları kaleme almıştı:
“...Ahmet Türk'ün dediği gibi iki üç kez daha İmralı'ya gidersiniz. Dönüşte de bir tur daha parti ziyaretleri... AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman da ‘Şubat ayı içerisinde artık Türkiye’de silahların bırakılacağı bir iklimin gündeme geleceğini, daha çok konuşulacağını düşünüyorum.’ diyor. O kadar beklememize ne gerek var?.. PKK’nın bittiğini ilan edin. Daha müzakere edeceğiniz talepleriniz mi var? Kusura bakmayın alacağınız yok... Hayır, acelecilik falan yapmıyorum. Sadece bu ekibi tanıyorum. İlkinde olduğu gibi yine süreci şova çevirip provokasyonlara zemin hazırlamaları işten bile değil.”
‘SÜSLÜ KELİMELERE VAKTİMİZ YOK’
Zafer Şahin şu ifadelerle DEM’in İmralı mesajına tepki göstermişti:
“Terör örgütü elebaşının DEM Parti heyetiyle yaptığı görüşme sonrasında açıklanan mesajındaki ‘Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmek tarihi sorumluluktur.’ vurgusuna takıldım! Bu memlekette Türk-Kürt zaten bin yıldır kardeş... Terör elebaşı ve örgütün siyasi kanadı devletin iyi niyetle kendilerine uzattığı bu eli tutar ve örgüte silah bıraktırabilirse ne ala. Bu somut hamle dışında hiç kimsenin “Paradigma, pozitif katkı, tarihi sorumluluk, dönemsel hesap” gibi süslü kelimelerle anlatılacak masalları dinlemeye vakti de enerjisi de yok. Bu cümlelerle kurgulanan filmi 10 yıl önce gördük. Sonu iyi bitmedi. Herkesin duymak istediği cümle belli: Silahları bırakın. Bu kadarı yeterli.”