AKP'li Ünal'dan Kılıçdaroğlu'na sert sözler: Milli güvenlik sorunu haline geldi

AKP Sözcüsü Mahir Ünal 'Kemal Kılıdçaroğlu’nun söylemlerini analiz ettiğinizde zaten FETÖ ağzıyla konuştuğunu görüyorsunuz.' dedi.

NTV canlı yayınına katılan AKP Sözcüsü Mahir Ünal gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu sert bir dille eleştiren Ünal, "Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’si bir milli güvenlik sorunu haline gelmiştir artık" dedi. AKP'nin kongre sürecine de değinen Ünal, "Kongrelerimizi, 6 Mayıs'ta son İstanbul kongremizle tamamlıyoruz. 16 Mayıs'ta ramazan başlıyor. Doğal olarak Ramazan Bayramı'ndan sonraki bir tarihte biz büyük kongremizi gerçekleştireceğiz. " dedi.

'KILIÇDAOĞLU FETÖ AĞZIYLA KONUŞUYOR'

Kemal Kılıçdaroğlu’nu dinlerken artık gülüyorum. Bir insanın bunları söylemesi için aklını peynir ekmekle yemesi lazım. Alay eder gibi gözümüzün içine bakarak gerçek olmayan şeyleri gerçekmiş gibi anlatması… Türkiye 16 yıldan beri faiz ve enflasyonla ciddi bir mücadele veriyor. İktidara geldiğimizde her 100 liralık verginin 86 lirası faize giderken bugün 12 lirası gidiyor. Bu rakamları söylüyorsunuz. Bunlar açık ve net olmasına rağmen. Sizi dinlemiyor bile. Kömürle ilgili aynı şekilde enerji politikalarıyla ilgili aynı şekilde. Her şey apaçık ortadayken tüm hakikatleri ters yüz edecek şekilde diyeceksiniz ki FETÖ’nün siyasi ayağı sizsiniz. Bu yapının gerçek yüzü ortaya çıktıktan sonra biz yerel seçim yaşadık, 2 genel seçim yaşadık, 3 kongre yaşadık ve bu yapıyla ilgili gereken temizliğimizi yaptık. Ama CHP hiç bir temizlik yapmadığı gibi Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanı FETÖ’den tutuklandı. Kemal Kılıdçaroğlu’nun söylemlerini analiz ettiğinizde zaten FETÖ ağzıyla konuştuğunu görüyorsunuz. Bu bir patoloji, psikoloji kavramsallaştırmasıyla ifade edeceksek mitomoni; yalan söyleme hastalığı. Yani söylediği yalanlara kendisinin de inanması ve bunların gerçekmiş gibi tekrar tekrar söylenmesi. Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’si bu haliyle artık milli güvenlik sorunu haline gelmiştir. Bu duruma baktığınızda ya bir patoloji ya da bir ihanetle karşı karşıyasınız. Bütün bunlara bir siyasetçi olarak tüm samimiyetimle söylüyorum bu yalanların hangisiyle uğraşacaksınız. Eğer uğraşırsanız siyasetinizi rehin verirsiniz. Deniz Baykal’ın döneminde CHP’de karşılıklı olarak bir siyasi dil vardı. Ama Kılıçdaroğlu ilk iş bir yemin krizi ile Meclis’in meşruluğunu tartışmaya açtı. Kılıdçaroğlu’nun söylem analizini yaptırdım. Hakaret, tehdit, iftira ve yalan var. Türkiye siyaseti bir Kemal Kılıçdaroğlu fenomeni ile karşı karşıya. Sürekli çark eden, bir kutsalı olmayan, yalan ve hakaretten çekinmeyen, kendi partisinde farklı düşünceleri kapının önüne koyarım diye tehdit eden biri. 8 seçim kaybetmişsin, bütün seçimleri kazanmış, bu milletin seçtiği meşru cumhurbaşkanına işgalci diyorsun bu insanların aklıyla dalga geçmektir.

OHAL KALKACAK MI?

15 Temmuz işgal girişimine ağzınızın kenarıyla konuşarak tiyatro, kontrollü darbe diyeceksiniz sonra 4 terör örgütü ile mücadele eden, adeta bir ateş çemberinin içinde yaşayan ve 20 Temmuz’da TBMM iç tüzüğü ve anayasanın amir hükmü gereği yasal bir şekilde ilan edilmiş OHAL gününü darbe olarak nitelendireceksiniz. Devlete çeki düzen vermek için ilan edilmiştir OHAL dedik. 200 binin üzerinde insan bunların bir kısmı öğretmen, bir kısmı yargıda, bir kısmı iş dünyasında, bir kısmı emniyette… 40 yıl boyunca bir kanser hücresi gibi devletin içine yerleşmiş bir yapıyı temizliyoruz. Ve daha 1,5 yıl olmuş. Şimdi bize diyorlar ki siz bu yapıya dönük ne yaptınız? Yahu bu yapı biz iktidara geldiğimizde insanları şucu bucu diye fişleyecek miydik? Ne zamanki bu yapının STK görünümlü bu yapının terör örgütü olduğu ortaya çıktı devlet tüm kararlılığıyla mücadele etti. Bu mücadelenin arkasındaki siyasi yapı güçlü AK Parti idi. Cumhurbaşkanımız meydanalarda paralel devlet, terör örgütü derken Kemal Kılıçdaroğlu elinizde delil mi var diyordu. Biz bunlara operasyon yaparken Kemal Kılıçdaroğlu bunlara kalkan oluyordu. Bütün bu yapıyla mücadele ederken siz, CHP gidip yurt dışında insanlar tutuklanıyor, Türkiye’de adalet yok diyor. Kemal Kılıdçaroğlu ve CHP bu mücadeleye gram destek vermediği halde nasıl oluyor da kalkıp Cumhurbaşkanımızı bu yapının siyasi ayağı olarak suçluyor. OHAL bu mücadele selamete erene dek devam edecek. Türkiye’nin terörle mücadelesi var. Bu mücadele özgürlüklerimizin ve demokrasimizin güvence altına alınması için çok önemlidir.

ERKEN SEÇİM OLACAK MI?

Biz 2018 Ocak ve Şubat ayı içinde kampanyamızı yaparız. Mart ayında yerel seçimlerimizi yaparız. Ondan sonra Kasım ayına dönük Cumhurbaşkanlığı ve Genel seçimler hazırlığını yaparız. Bayramdan sonra büyük kongre hazırlıklarımızı neden önemsiyoruz? Çünkü her siyasi parti bir an önce kongrelerini tamamlayıp önüne bakmak ister.

'MHP İLE İTTİFAK YERELE YANSIYACAKTIR'

Yerel ittifak ile genel ittifak arasında önemli farklar var. Genel seçimlerdeki ittifakı merkezden belirleyebilirsiniz. Ama yerel seçimlerle ilgili böyle bir düzenleme yapamazsınız. Çünkü yerel dinamikler farklıdır. Yerel seçimlerle ilgili merkezden ittifak düzenlemesi yapmak pek mümkün değildir. Her il kendi içinde kendi dinamikleriyle zaten ittifaklarını oluşturur. Bunu da belirleyen siyasi partilerin ortak hassasiyetlerinin olmasıdır. 15 Temmuz’dan sonra MHP ile AK Parti’nin ve diğer milli yapıların hassasiyetleri arasında bir birliktelik ortaya çıktı. Bu birliktelik kaçınılmaz olarak yerele de yansıyacaktır. Bugüne kadar siyasi hayatımızda yerel seçimlerde tüm iller kendi yerel dinamikleri doğrultusunda ittifaklar yaptılar.


Sonraki Haber