Akşener'den Erdoğan'a tazminat yanıtı
İYİ Parti lideri Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisine açtığı 250 bin liralık tazminat davasıyla ilgili konuştu. Akşener, "Paramız helal bizim. Helal paraya ihtiyaç duyduğunda bana mahkeme açıyor" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Bir anlamda Sayın Erdoğan'ın İsrail versiyonu olan Binyamin Netanyahu, siyasi rakiplerini baltalamak ve bu şekilde koltuğunu koruyabilmek için, gözünü kırpmadan, sivillerin ve çocukların hayatlarına kastetmekten geri durmadı" şeklindeki ifadesinden dolayı kendisine tazminat davası açmasını yorumladı.
Akşener, "Paramız helal bizim. Helal paraya ihtiyaç duyduğunda bana mahkeme açıyor. 250 bin lira açtı ya, şimdi hemşehrisi ile konuştum selamı var, onun için çay topluyorum" dedi. Bu sırada çevredekilerden "Devam et başkanım, devam et" sesleri yükseldi.
'ŞİMDİ NETANYAHU DA AYNI'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu benzetmesini yaptığı hatırlatılan Akşener, şunları söyledi:
“Akademik dünyadan gelen bir insanım ben. İnkılap tarihi bölüm başkanlığından politikaya başladım. Senelerce rejimleri anlattım öğrencilerime. Son dönemde yani son 25 yılda bir gelenek oluştu. Bu çok ciddi bilimsel bir tartışma konusu. 'Sultancıl yönetimler' deniyor bunun adına. Bu sultancıl yönetimleri de ben 5 yıldır konuşuyorum. Sultancıl yönetim anlayışı ne demek? Mesela Orban gibi Putin gibi Trump gibi Biden ne olacak bilmediğimiz için henüz kendisi ile ilgili bir fikre sahip değiliz, bir şey diyemeyeceğim, Macron gibi. Uluslararası ilişkileri iç siyasetin öznesi yapan ve seçim kazanabilmek için bilumum değerlerin içine şak, diye tüküren bir anlayış bu. Usandık. Sandalyeyi muhafaza için bunun şimdiki adı, popülist diktatörler. Ben 'diktatör' sözünü hiç sevmiyorum. Onun için 'sultancıl yönetim zihniyeti' diyorum. Bilimsel adı da bu. Şimdi Netanyahu da aynı."
'DEMEK Kİ MİKTAR OYMUŞ'
İYİ Parti lideri Akşener, açıklamalarına şöyle devam etti:
"Netanyahu’nun Filistin’e yaptıkları ile alakalı değil benim söylediğim. O sandığı muhafaza etmek için İstanbul seçimlerinde benzeri yapılmadı mı? Bu bir anlayış; ama Sayın Erdoğan’ın gücüne gitti, ‘zavallı’ dedi. Zavallılığın, dün akşam söyledim ne olduğunu. Filistin’in yerini gösteremeyeceğimi söyledi. Ben tarih doktoralıyım. Filistin’i, Filistin’in kuruluşunu, siyonizmi okuturum arkadaşa gerekirse; ama en önemlisi Filistin’in haritadaki yerini biz Mescid-i Aksa’dan biliriz. Kalpten biliriz. Biz hepimiz biliriz. İnsanların kutsal değerler üzerinden itilip kakılmasından bıktık, usandık artık. Bana geçmez, ben yemem. Bu ülkede Sayın Yavaş ile ikimizi Çin elçisi tehdit etti. Bu kabadayı arkadaşımız, kabadayılığı iyi anlamda söyledim, delikanlı cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanlığı yaptığı ülkenin başkentinin belediye başkanı tehdit edildi; bir başka ülkenin elçisi tarafından. Ne yaptı? Çay içirdi elçiye; ama güzel, 250 bin lira tazminat davası açmış, demek ki miktar oymuş.”