Alaska kadar soğuk!

Dünyanın en büyük iki gücü, Alaska’nın Anchorage şehrinde bir araya geldi. Toplantıya Çin’in en yüksek dış politika yetkilisinin ABD’ye “Ülkeleri işgal edip rejimleri değiştiriyorsunuz. Siyahîleri katlettiğiniz ‘demokrasiye’ birçok ABD’li bile artık inanmıyor” konuşması damga vurdu.

İki gün süren görüşmelere ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Çin’in en üst düzey dış politika yetkilisi Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) Merkez Komitesi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Yang Jiechi ile Dışişleri Bakanı Wang Yi katıldı.

Dünya gözlerini Alaska’da yapılacak ABD-Çin görüşmelerine çevirmişken ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Hong Kong seçim reformu nedeniyle Çin anakarası ve Hong Kong Özel İdari Bölgesi’nden (HKSAR) yetkililere uygulanan yeni yaptırımları duyurdu.

ABD hem de toplantıdan bir gün önce aralarında Çin Ulusal Halk Meclisi (UHM) Başkanı Li Zhanshu’nun 14 ayrı yardımcısı ve Hong Kong’un UHM temsilcilerinin de olduğ toplam 24 kişiye yaptırım uygulama kararı almıştı. ABD kararın, Çin’in Hong Kong’taki seçim sistemini değiştirmesine yönelik olduğunu ifade etmişti. Karar sonrası Çin Dışişleri sözcüsü Zhao Lijian “Yaptırımlar, ABD’nin Çin’in içişlerine karışmak, Hong Kong’da kaos yaratmak ve Çin’in istikrarını ve gelişimini kesintiye uğratmak yönündeki kötü niyetini ortaya koyuyor” diye yanıt vermişti.

ABD’nin bu kararı sonrası Çin’de “Alaska toplantısını protesto edelim ve katılmayalım” fikri tartışılmaya başlamıştı. Biden yönetiminin Trump’tan miras aldığı Çin stratejisini genişleterek sürdürmesine karşı, Çin tarafı yine de toplantıya katılma kararı aldı. Çinli uzmanlar bunun “bütün suçlamalara rağmen Çin tarafı ABD ile ilişkilerde olgunluğa sahip ve sabırla görüşmelerde bulunacaktır” mesajı taşıdığını belirtiyor.

‘TAVİZ VERMEYECEĞİZ’

Toplantı için Alaska’ya gelen Çin’in ABD Büyükelçisi Cai Tiankai, taraflar arasındaki sorunları bir toplantının çözmeyeceğini işaret ederek “ABD, Hong Kong, Sincan, Tayvan ve Tibet gibi Çin’in temel çıkarları ve egemenliğiyle ilgili bir dizi konuda Çin’e baskı yapacak. Bu konularda pes etmeyeceğiz ve Çin’in egemenliği, toprak bütünlüğü ve ulusal birliğiyle ilgili konular da dâhil olmak üzere temel çıkarlardan taviz vermeyeceğiz” açıklamasında bulundu.

‘ÇİN, KÜRESEL DÜZENİ TEHDİT EDİYOR’

Toplantıyı stratejik bir görüşme değil, “tek seferlik” olarak tanımlayan ABD Dışişleri Bakanı Blinken, açılış konuşmasında beklenilen konularda Çin’e yüklendi. “Sincang, Hong Kong, Tayvan, ABD’ye yönelik siber saldırılar, müttefiklerimize yönelik ekonomik baskılar dâhil Çin’in eylemleriyle ilgili derin endişelerimizi tartışacağız” diyen Blinken, “Bu eylemlerin her biri, küresel istikrarı koruyan kurallara dayalı düzeni tehdit ediyor” diye ekledi.

‘SİYAHÎLERİ KATLEDİYORSUNUZ’

Blinken’ın konuşmasına Çin tarafından Yang Jiechi, Washington’un “Soğuk Savaş zihniyetine sahip olduğunu” ve ABD’nin diğer ülkeleri bastırmak için askeri gücünü ve mali hegemonyasını kullandığını ifade ederek cevap verdi: “Güç kullanarak insanları katledip, diğer ülkeleri işgal etmeye ve rejimleri değiştirmeye karşıyız. “

“Normal ticaret alışverişlerini engellemek ve bazı ülkeleri Çin’e saldırmaya teşvik etmek için sözde ulusal güvenlik nosyonlarını kötüye kullanıyorsunuz” diye ekleyen Yang ayrıca ABD’de insan haklarının son derece düşük bir noktada olduğunu ve siyahîlerin katledildiğini söyledi.

KARŞILIKLI SUÇLAMALAR

Daha sonra hem ABD hem de Çin tarafı, önceden kararlaştırılan toplantı açılış konuşmasının iki dakika olacağı yönde karara uymadıkları için birbirlerini suçladılar. ABD’li yetkililer Çin’i “Çin delegasyonu gösteri yapmaya gelmiş, diplomatik görüşme yerine tiyatro ve şov yapmaya odaklanmış görünüyorlar” ifadesinde bulunurken Çin tarafı ise ABD’nin misafirperver olmadığını söyledi. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian, ABD’nin yaklaşımını sert bir şekilde eleştirdi. Sözcü Zhao, “ABD tarafı çok uzun konuştu ve sebepsiz yere kavga çıkardı. Kararlaştırılan açılış konuşma süresini ihlal eden Çin değil ABD oldu. ABD asılsızca Çin’in iç ve dış politikalarına saldırıyor. "Çinli delegeler Anchorage’a vardıklarında, yalnızca Alaska’nın soğuk havasını değil, aynı zamanda ABD’nin misafirlerine (soğuk) davranışını da hissettiler.” açıklamasını yaptı.

BLİNKEN’İN ASYA TURU

Uzmanlar, Blinken’ın Çin ile görüşmeden önce Güney Kore ve Japonya ziyaretini, Avrupalı müttefikler ile çevrimiçi toplantıları ve Hindistan ile görüşmesini Çin’e karşı elini kuvvetlendirmek için yapıldığını vurguluyor. Özellikle Trump döneminde yeniden canlandırılan QUAD (ABD, Avustralya, Hindistan ve Japonya) topluluğunda ilk kez liderler zirvesinin düzenlenmesi ve Pasifik’te ortak askeri tatbikatlara başlanılması, Biden döneminin Çin stratejisi ile ilgili “müttefikleri toparlama” mesajını veriyor. Nitekim Blinken daha önce yaptığı açıklamada Çin’i, ABD’ye karşı 21.yüzyıldaki en büyük meydan okuma olarak nitelendirmişti.

ÇİN’DEN ALTI MESAJ

Global Times’ın yaptığı özel haberde ise Çin tarafının özellikle şu altı noktada iyi anlaşılması gerektiğinin altı çizildi:

1) Çin’in Asya Pasifik’te jeopolitik hegemonya hedefi yok. Çin, emperyalist saldırganlık ile kalkınma ve genişleme politikası izlememiştir ve izleyemeyecektir.

2) Çin, Batı’ya karşı saldırgan değil savunma içerisinde politika belirlemektedir. Çin ile Batı arasında ideolojik farklılıklar olduğunu ancak Çin, askeri ve siyasi önlemlerini düşmanlık hissiyatı ile değil, Batı’nın saldırgan politikalarına karşı savunma stratejisi ile almaktadır.

3) Çin, içişlerine ABD’nin müdahalesini asla kabul etmeyecektir.

4) Çin'in bazı komşularıyla toprak anlaşmazlıkları olduğu doğrudur, ancak Çin'in bu anlaşmazlıklar üzerindeki tutarlı tutumu, onları barışçıl bir şekilde çözmek üzerinedir. Çin, bölgesel anlaşmazlıkları yönetme konumunda sağlamdır.

5) Çin'in kalkınma hamlesi, onun kutsal hakkıdır. Çin birkaç yıl içinde ekonomik büyümede ABD’yi geçme olasılığını jeopolitik bir hedef olarak düşünmedi. Çin’in ABD hegemonyasını “Çin hegemonyası” ile değiştirme stratejisi kesinlikle bulunmamaktadır. Sıfır toplamlı hegemonyaya karşı karşılıklı kazan-kazan ilkesince dünya ülkeleri ile ilişkiye giriyoruz.

6) Çinliler kendi ulusal güvenliklerini savunabileceklerinden eminler ve ABD ne kadar uğraşırsa uğraşsın Çin’i zapt edemez. ABD, Çin ile barış içinde bir arada yaşamaya ve işbirliği yapmaya istekliyse, Çin bunu memnuniyetle karşılar ve bu ilişkinin yürümesi için çok çalışacaktır. ABD çatışmaya girmeye kararlıysa, Çin sonuna kadar savaşacaktır.

BEKLENTİ DÜŞÜK

Öte yandan toplantıyı izleyen hem Batılı hem Çinli uzmanlar, toplantıya yönelik beklentilerinin düşük olduğunu belirtiyor. Tıpkı Alaska’daki soğuk hava gibi iki ülkenin iletişiminin de çabuk ısınmayacağını söyleyen uzmanlar, yine de diyalog kanalının açık tutulmasının önemli olduğunu vurguluyor.

Çin’in en üst düzey dış politika yetkilisi Yang Jiechi’nın toplantıda “Çin-ABD ilişkilerinde geçmişte yaşanan ciddi zorlukların devam etmemesi gerektiğini” söylemesi Çin tarafının küresel sorunların aşılmasında işbirliği stratejisine açık kapı bıraktığını gösteriyor. ABD medyası, toplantıyı Biden yönetiminin göreve gelmesinden sonraki ilk zirve olarak nitelendirirken, Amerika’nın Sesi (VOA) ise Biden’ın Dünya Günü’nde Washington’da düzenlenecek “Küresel Liderler İklim Zirvesi”nde Çin devlet başkanı Xi ile 22 Nisan gibi erken bir zamanda buluşabileceğini bildirdi.

LAVROV PEKİN’E GİDECEK

Öte yandan Çin Dışişleri Bakanlığı, Alaska’daki Çin-ABD üst düzey stratejik diyalogundan iki gün sonra, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un 22 ve 23 Mart’ta Çin’i ziyaret edeceğini duyurdu.

Ziyaretin, ABD’nin Çin’e karşı gerçekleştirdiği “Asya turu”nun benzerinin Çin-Rusya tarafında ABD-Çin görüşmeleri sonrası olması dikkat çekiyor. Çinli uzmanlar, Çin-Rusya stratejik ortaklığını güçlendirmenin yanı sıra ABD, Çin ile görüşmesinden önce müttefiklerine danıştığı gibi, Çin’in son zamanlarda ABD’den gördüğü aşırı baskı ve düşmanlığa karşı yakın stratejik ortağıyla (Rusya) da bilgi paylaşacağı vurgulanıyor.

Sonraki Haber