Alman devletinin Alevisi olanlar! 'Türk devletinin Alevisi olmayız' diyor

Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın oluşması Aleviler açısından kazançtır. Bunun ilerletilmesi, olgunlaştırılması ve yeni taleplerle birleştirilerek geliştirilmesi önümüzde duruyor.

10 Aralık günü, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Alevi Dernekleri Federasyonu (ADFE), Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) ve Anadolu Alevi Canlar Federasyonu, Kadıköy'de “Laik eğitim, insanca yaşam, demokratik Türkiye” mitingi düzenledi. Miting yukarıda belirlenen amaç doğrultusunda yapılmadı. Tam tersine PKK/DEM Parti (Eski adıyla HDP-HEDEP) ile destekçilerinin propaganda alanına dönüştü. Alanda her türlü örgüt propaganda malzemesi vardı. Olmayan ise, Türkiye'nin antiemperyalist demokratik değerleriydi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ile beraber PKK/DEM’liler mitinge yoğun olarak katılım sağladı. Alana doğru yürüyüş kortejinde en çok “Sivas’ı unutma unutturma” ve “Siyasi tutsaklar onurumuzdur” sloganları atıldı. PKK ve sahte solun gösteri alanına dönüşen Kadıköy meydanında Anadolu Alevilerinin sorunları dolgu malzemesi olarak kullanıldı.

İstiklal Marşının okunmadığı, Türk Bayrağı ve Atatürk posterinin taşınmadığı etkinlik, “Demokrasi mücadelesinde hayatını kaybedenler anısına saygı duruşuyla” başladı. “Demokrasi mücadelesinde” dedikleri PKK’lisinden sahte solcusuna kadar tümünü içine alan herkesi kapsıyor. Zaten mitingde atılan sloganlara ve konuşmalara bakıldığında neyi kastettikleri görülür.

İBRETLİK KONUŞMALAR

Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Aslan, “Cumhuriyet demokratikleşmeli. Biz tekçi değiliz. Birileri kendi Alevisini yaratmaya çalışıyor. Buna izin vermeyeceğiz.” dedi. Kullanılan dile yabancı değiliz. PKK/DEM, her etkinliğinde “tekçi değiliz” diyerek Türkiye Cumhuriyeti Devletinin üniter yapısını hedef alıyor. Yukarıdaki konuşmanın tümüne bakıldığında Alevilerimizi yalnızlaştıran, soyutlayan ve bölücülüğün payandası haline getiren anlayışla karşılaşıyoruz. Azınlık psikolojisinin girdabına doğru sürüklenmek istenen Alevilerimiz bu oyuna gelmeyecektir.

PSAKD Genel Başkanı Cuma Erçe ile AKD Genel Başkanı Seher Şengül Yılmaz’ın okuduğu ortak basın açıklamasında, “İnancından, kimliğinden, cinsel yöneliminden ve politik görüşünden dolayı ötekileştirilenler olarak AKP/MHP hükümetinin ve tekçi ve inkarcı siyasal iktidarın baskılarına boyun eğmiyoruz. Filistin topraklarında süren kirli savaşa bir an önce son verilmesini talep ediyoruz. İsrail Siyonizmi ile gerici ve şeriatçı Hamas arasında süren savaşın yükünü ve acısını yoksul ve mazlum Filistin halkı çekmektedir. Filistin halkının onurlu özgürlük mücadelesi bu iki gerici güç tarafından gölgelenmiştir. Cumhuriyet'in birinci yüzyılında ötekileştirilmiş bütün halklar olarak bir araya gelip, omuz omuza mücadele edecek ve bu ülkeyi birlikte özgürleştireceğiz.” dedi.

Ortak basın açıklaması sap ile samanı birbirine karıştırıyor ve ibretlik derslerle doludur. Emperyalizmin cinsel kimlik dayatmasını destekleyen, LGBTİ savunuculuğunu üstlenenler bunu Alevilik üzerinden yapıyor. Batı'nın kapıkulu olmuş PKK ile sahte solun yönetimlerini ele geçirdiği adı anılan dernek ve federasyonlar, konfederasyonlar Anadolu Alevilerini temsil edemezler.  Filistin topraklarında HAMAS değil İsrail Siyonist devletimsi oluşum kirli savaş yürütüyor. HAMAS ise Filistin direnişinin önderliğini üstlenmiştir ve haklı bir savaş veriyor. Haklı ile haksızı ayırt edemeyenler Aleviler adına konuşamazlar. Cumhuriyet düşmanlığını meslek edinmiş Alevici yobaz tacirlerin buluştuğu Kadıköy eylemi Sünni/Alevi, Türk/Kürt karşıtlığını körüklemekten öteye bir yararı olmamıştır.

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in de katıldığı mitingde sık sık “Devletin Alevisi olmayacağız”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Savaşa değil, eğitime bütçe”, “Eşit yurttaşlık istiyoruz”,  dövizleri taşıdılar ve sloganları attılar. Katılımcılar ÇEDES projesine, Sivas Katliamı davasının düşürülmesine, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığının kurulmasına karşı çıkan konuşmalar yaptılar. Erçe ise, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığın asimilasyon üssü haline geldiğini ve bu başkanlığı tanınmadıklarını söyledi ve “Devletin Alevisi olmayacağız.” diyerek Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığının feshedilmesini istedi.

Türkiye Cumhuriyeti 85 milyonun devletidir ve devletin Sünnisi, Alevisi, Keldanisi, Süryanisi olmaz! T.C. Devletinin vatandaşları olur ve insanlar vatandaşlık bağıyla anılırlar. Alman devletinin Alevisi olmayı içlerine sindirenler tabi ki “Türk devletinin Alevisi olmayız” diye feryat edeceklerdir. Devşirme, devşirildiği ülkenin hizmetkârı olur ve ona göre konumunu belirler.

“Eşit yurttaşlık” sloganı Alevilerimizin ağzından çıkmaz ve böyle bir talepleri yoktur. Bu sloganın tek sahibi vardır o da PKK/DEM’dir. Geçmişi PKK ile sahte solcu olan Alevici tacirlerin dayatmalarını can Alevilerimiz ellerinin tersiyle iteceklerdir.

Alevi/Bektaşi inancının üzerindeki baskıların, inkârcı yaklaşımların en aza indiği dönemdeyiz. Daha da ötesi Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın oluşması Aleviler açısından kazançtır. Bunun ilerletilmesi, olgunlaştırılması ve yeni taleplerle birleştirilerek geliştirilmesi önümüzde duruyor. Tüm bu olumlu gelişmeler Kadıköy Mitingine katılan PKK/DEM’ci DAD ile onların yörüngesindeki ABF, ADFE, PSAKD, HBVAKV, AKD, AACV ve AABK denilen örgütlere rağmen yapılmıştır. Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın feshedilmesini önerenler, ellerine geçirdikleri kurumları ve saltanatlarını kaybedecekleri korkusuyla hareket ediyor.

SONUÇ YERİNE

Mitingde siyasi tutsakların isimleri tek tek okunarak, “Siyasi tutsaklara özgürlük” sloganları sık sık attırıldı. Peki, bu tutsaklar kimlerdir? Büyük kısmını PKK’lılar oluşturuyor. Etnik ve dini bölücülüğü amaç edinmişlere nerede özgürlük tanınmış? Örneği yoktur! Zaten bu konuşmalara da yansımıştır. “İktidarın belediyelere kayyum atadığı, milletvekillerini cezaevinde tutulduğuna dikkat çeken Anayasa Mahkemesinin kararlarını tanımayıp, hukukçulara parmak sallamak darbeciliktir. Türk Tabipleri Birliği’ne kayyum atamak darbeciliktir” denilerek kimlere özgürlük istedikleri açık seçik dillendiriliyor.

Miting alanına katılım sağlayan örgütlerin Alevilerin sorunlarına doğru çözümler üretmeleri mümkün değildir. Bunlar Alevilerimizin hangi meselesine çözüm buldular? Karamsarlık yaymaktan, sıkıntı yaratmaktan, korku salmaktan başka ne yaptılar? Alevilere umut aşılayan, cesaretlendiren tek bir etkinlik gösterebilirler mi? Yandık bittik kül olduk, asimilasyona uğradık, soykırıma maruz kaldık, ötekileştirildik, işkenceye uğradık gibi insanda mücadele etme isteği uyandırmayan ve tam tersine teslimiyeti, yılgınlığı, bıkkınlığı özendiren çalışmalarıyla bu örgütler bitmelidir.

Cılız geçen Kadıköy eylemi bir kez daha gösterdi; ülkenize sırt çevirir, Amerikancı PKK/DEM ile kol kola girerseniz Alevilerden karşılık bulamazsınız. Miting alanında Alevilerin sorunlarının konuşulması ve çözüm önerileri getirilmesi yerine, PKK+sahte solun gövde gösterisine sahne oldu. Marjinal gruplarla yola çıkarsanız marjinalleşirsiniz! Bu eylemden çıkarılacak bir başka derste adı anılan Alevici tacirlerin önderliğindeki kuruluşlar miadını doldurdu. Alternatiflerin konuşulacağı bir döneme doğru yol alıyoruz…

Sonraki Haber