Yoksullar BSW ve AfD’ye yöneldi! Almanya'da AP seçimlerinin yankıları

Akıl ve Adalet (BSW) Partisi’nin üst düzey yöneticisi Lüders, sorularımızı yanıtladı. ABD’nin peşine takılan Alman Hükûmeti’nin yoksul kesimlerin desteğini kaybettiğini belirten Lüders, halkın Atlantikçiliğe mesafeli partilere yöneldiğini belirtti

Avrupa Parlamentosu (AP) seçim sonuçlarının tartışıldığı ülkelerden biriside Almanya oldu. Hükümetin koalisyonu olan partiler güç kaybederken Atlantik karşıtı partiler seçimden başarıyla çıktı. Yeşiller ve Sosyal Demokratlar, AP’de toplamda 11 koltuk kaybederken; Atlantikçi politikalara karşıtlıklarıyla bilinen Almanya için Alternatif Partisi (AfD) ve yeni kurulan Sahra Wagenknecht İttifakı - Akıl ve Adalet (BSW) partisi toplamda 12 koltuk daha elde etti.

Henüz ocak ayında kurulan; sol milliyetçi ve sosyal muhafazakar olarak tanımlanan BSW’nin, AP’ye 6 vekille girmesi, Almanya’da değişen dengeler açısından önemli bir gösterge oldu. Alman-Arap İşbirliği Topluluğu’nun Eski Başkanı ve BSW’nin genişletilmiş Yönetim Kurulu üyesi, siyaset bilimci Michael Lüders, Aydınlık Avrupa’nın sorularını yanıtladı. Lüders, Olaf Scholz hükümetinin Almanya’nın çıkarlarından önce ABD ve İsrail’in çıkarlarına önem verdiğini ve bunun Alman ekonomisini büyük bir zorluğun içine çektiğini ifade etti.

Şirketler, Almanya’yı terk ederken; emekçiler için de geçim sıkıntısı artıyor. Lüders, “BSW’nin ve AfD’nin Almanya'nın doğusunda çok oy almasının bir diğer ana nedeni Alman toplumunun alt üçte birlik kesiminin ekonomik olarak geçinmekte zorlanmasıdır.” dedi.

Michael Lüders

‘GEÇİM SIKINTISI ARTIYOR ŞİRKETLER ALMANYA’YI TERK EDİYOR’

-Avrupa Parlamentosu seçim sonuçları bize ne mesaj veriyor? Partiniz BSW’nin seçimdeki başarısının sırrı neydi?

Avrupa aşırı muhafazakarlığa ve bazen de sağ popülizme kaymış durumda. Almanya'daki seçim sonuçları ise hem Berlin'deki iktidar koalisyonuna hem de Hristiyan Demokrat Birliği ve Hristiyan Sosyal Birliği (CDU/CSU) siyasi muhalefetine açık ve sert bir uyarı niteliğinde. İnsanlar Rusya'yı hedef alan boykotun sonuçlarını hissediyor: Örnek vermek gerekirse, ABD ve Norveç'ten pahalı sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatının bir sonucu olarak Almanya'daki enerji fiyatları AB'deki en yüksek fiyatlar arasında yer almaktadır.

Alman ekonomisi, her şeyden önce uygun enerji fiyatlarının olmaması nedeniyle cazibesini kaybetmiştir. Bu nedenle, dünyanın en büyük kimyasal madde üreticisi BASF gibi önde gelen şirketler yurtdışında yatırım yapmak üzere Almanya'yı terk etmektedir. Sahra Wagenknecht'in BSW'sinin ve Almanya için Alternatif Partisi’nin (AfD) özellikle Almanya'nın doğusunda bu kadar çok oy almasının bir diğer ana nedeni de Alman toplumunun alt üçte birlik kesiminin ekonomik olarak geçinmekte zorlanmasıdır.

‘ALMANLARIN YÜZDE 80’İ UKRAYNA’DA BARIŞ İSTİYOR’

- Savaş karşıtı açıklamalarınız geniş destek görüyor. Bunun seçimler üzerinde bir etkisi oldu mu? Bu etkinin devam etmesini bekliyor musunuz?

Ukrayna'daki savaş Almanya'nın ekonomik gerilemesinde önemli bir rol oynuyor. Berlin diplomatik bir çözümü tercih etmek yerine savaş çabalarına milyarlarca dolar yatırım yapıyor. Almanların yüzde 80'i savaşın sona ermesini istiyor ancak Berlin'deki siyasi liderlik bu talepleri görmezden geliyor. Bana göre bu görmezden gelme BSW'nin başarısına da yol açtı çünkü bu parti tam da bunu talep ediyor: Rusya ile barış görüşmelerinin başlatılması.

‘YEŞİLLER VE SOSYAL DEMOKRATLAR, EMEKÇİLERİ KAYBETTİ’

- Almanya'da koalisyon hükümeti destek kaybediyor. Özellikle büyük eyaletlerdeki seçim sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Avrupa seçimleri, Avrupa ve Almanya'daki yerleşik partiler için açık bir uyarı niteliğindeydi. Yeşiller Partisi temel seçmen kitlesine, yani şehir merkezlerindeki üst orta sınıfın varlıklı taraftarlarına indirgenmiştir. Sosyal Demokratlar geleneksel seçmenleri olan düşük ve orta gelirli işçi ve çalışanları tamamen kaybetti.

Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) gelecek seçimlerde yüzde 10'un altına düşme riskiyle karşı karşıya. Doğu Almanya'daki bazı eyaletlerde kamuoyu yoklamaları eylül ayındaki seçimler için vahim sonuçlar öngörüyor; Saksonya eyaletinde SPD parlamentoya girmek için gereken yüzde beş barajını bile geçemeyebilir.

‘HÜKÜMET, İSRAİL’İN VE ABD’NİN ÇIKARLARINI ÖNCELİYOR’

- ABD ve NATO'nun Alman hükümeti üzerindeki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz ve bu bağlamda mevcut hükümetin Filistin ve Ukrayna politikalarını nasıl görüyorsunuz? Partinizin bu iki konudaki tutumu nedir?

Almanya Gazze'deki savaşın başından bu yana tek taraflı olarak İsrail'in yanında yer aldı. İsrail ordusunun Gazze'deki altyapının büyük bir bölümünü yok etmesi ve sivilleri öldürmesi de dahil olmak üzere tüm vahşetine rağmen Şansölye Olaf Scholz hala İsrail hükümetinin uluslararası hukuka uygun hareket ettiğine inanıyor. Berlin'in Tel Aviv'le ilişkilerindeki dengesiz yaklaşım, Almanya'nın Küresel Güney'deki itibarının muazzam ölçüde azalmasına yol açmıştır. Almanya, G. Afrika'nın İsrail'e karşı Lahey'de açtığı soykırım davasında tek taraflı olarak İsrail'in yanında yer alan dünyadaki tek ülkedir. Sonuç olarak, Filistin yanlısı gösteriler ve Filistinlilerle dayanışma ifadeleri yaygın olarak anti-semitik olarak değerlendirilmektedir.

Filistin kefiyesi giymek bile polis şiddetine maruz kalmakla sonuçlanabiliyor. Almanya'daki karar alıcıların çoğu, İsrail'in bugüne kadar sahip olduğu en sağcı hükümeti kayıtsız şartsız destekleyerek - ve silah ya da mühimmat sağlayarak - yakın Alman tarihinden doğru dersleri çıkardıklarına inanıyor. BSW, Almanya'da bu politikalara karşı çıkan tek siyasi partidir ve İsrail ya da ABD gibi dost ülkelerdeki hükümetleri memnun etmeye çalışmak yerine öncelikle Almanya ve Avrupa'nın çıkarlarına odaklanan bir politika oluşturulmasını savunmaktadır.

Sonraki Haber