Almanya’da istismar araştırmasında korkunç sonuç: Tahmin 6 binin üzerinde

Almanya’nın Münster Üniversitesi’nde beş tarihçinin iki yıl boyunca üzerinde çalıştığı kilisede cinsel istismar ve taciz konulu araştırmanın sonucu yayınlandı.

1945 ile 2020 yılları arasında Münster piskoposluğundaki rahiplerin cinsel şiddet uyguladığı bildirilen raporda mağdur çocukların sayısının 600’ü geçtiği paylaşıldı. Yapılan araştırmalarda bilinmeyen vakaların da bulunduğuna dikkat çekilerek bu vakalarla birlikte cinsel şiddet sayılarının 1000’den fazla olabileceği vurgulandı. Cinsel taciz vakalarının bu sayıya dahil edilmesi durumunda ise rakamın 6 bini aştığı tahmin ediliyor.

50 RAHİP HÂLÂ HAYATTA

Araştırma raporunun tanıtımı, 13 Haziran’da yapıldı. Proje sorumluları Prof. Dr. Klaus GroßeKracht ve Prof. Dr. Thomas Großbölting’in düzenledikleri toplantıda mağdurların yanı sıra kilise belgelerinin de incelendiği bildirildi. 196 rahibin yüzde 5’inin “seri suçlu” olarak tanımlanabileceği ifade edildi. Rahiplerin bulundukları konumu kötüye kullanarak 43 vakada fiziki ve psikolojik şiddet uyguladıklarına da dikkat çekildi. Aktif istismar uygulayanların yanı sıra gelişmelerden haberdar olan çok sayıda kişinin de olduğunun açıklandığı raporda, 50 rahibin hâlâ hayatta olduğu tespit edildi.

ŞAHİTLER MÜDAHALE ETMEDİ

Rapora göre cinsel şiddete maruz kalan çocukların dörtte üçünü erkek çocuklar oluşturuyor. Bu çocukların çoğunluğunu gençlik kamplarına ya da gençlik gruplarına katılanların oluşturduğunun ifade edildiği raporda, suça karıştığı düşünülen rahiplerin kilise yöneticilerince başka bölgeye gönderilmek gibi küçük cezalar alarak konunun kapatıldığı vurgulanıyor. Raporda, Münster’de görev yapan mevcut piskopos Felix Genn de göreve başladığı ilk yıllarda cinsel şiddet eylemi işleyip pişmanlık gösteren iki kişiyi Roma’ya bildirmemekle suçlanırken, Almanya’nın en büyük piskoposluklarından Köln’de görev yapan Kardinal Rainer Woelki’nin de bir taciz raporunu gizlediği hatırlatılıyor. Öte yandan işlenen suçlara tanıklık eden kişilerin müdahale etmemeleri, rahiplerin pastoral gücünün sağlam bir şekilde yerleşmiş olmasının yanı sıra klerikalizm olarak adlandırılan tabanda yerleşik olan ruhbanlık kibrine de örnek olarak gösteriliyor.

Sonraki Haber