Almanya’da leopard tartışması: Ukrayna’ya tank yollanmasına AfD ve Sol Parti karşı

Aylardır süren tartışma sonrasında Almanya, Ukrayna’ya Leopard 2 tanklarının gönderilmesine izin verdi. Ancak bu karar tartışmaları bitirmedi aksine daha da alevlendirdi. Koalisyon hükümetinin ortakları arasındaki fikir ayrılı ortaya çıktı. En sert tepki ise AfD ve Sol Parti’den geldi

Almanya'nın Leopard 2 tanklarının Ukrayna'ya teslimatı noktasında izin verip vermeyeceği uzun süredir tartışma konusuydu. Almanya'nın envanterinde bulunan ya da daha önce diğer Avrupa ülkelerine ihraç ettiği Leopard 2 tanklarının Ukrayna tarafından teslim alınabilmesi için Alman hükümetinin onayı gerekiyordu. Uzun süre izin çıkmayınca Almanya hükümeti üzerinde büyük baskı kuruldu. Almanya 25 Ocak’ta Leopard 2 tanklarından 14 tanesini Ukrayna'ya gönderme ve Leopard tanklarına sahip diğer ülkelerin de kendi tanklarını göndermelerine izin verme kararını açıkladı.

‘NATO-RUSYA SAVAŞINA DÖNÜŞMEMESİ İÇİN’

ABD'den ve Avrupa'daki neredeyse tüm NATO üyesi ülkelerden Almanya'nın Ukrayna'ya Leopard 2 tanklarının tedarikine izin vermesi için büyük bir baskı vardı. Konu, Olaf Scholz’un konuşmacı olduğu Davos’ta da gündeme geldi. Bazıları Olaf Scholz'un konuşması sırasında izin kararını açıklayabileceğini umdu. Ancak Scholz bunu yapmadı. Scholz, “Ukraynalıların Almanya'nın desteğine güvenebileceklerini” belirtti ancak ekledi: "bunun Rusya ile NATO arasında bir savaşa dönüşmesini önleyeceğiz.”

‘ALMANYA’YI RUSYA’YA KARŞI SAVUNMASIZ BIRAKMAK’

Alman ordusunun eski generallerinden Harald Kujat’ın Uwidata’da yayınlanan röportajında şu yorumda bulundu: “Bazı müttefiklerin Leopard 2 ana muharebe tanklarının teslimatı için federal hükümete kamuoyu önünde baskı yapılması gibi bir olay NATO'da daha önce hiç yaşanmamıştı. Bu durum, Alman ordusunun zayıflaması sonucunda Almanya'nın NATO içindeki itibarının ne kadar zedelendiğini ve bazı müttefiklerin Almanya'yı özellikle Rusya'ya karşı savunmasız bırakma hedefini ne kadar kararlılıkla sürdürdüklerini gösteriyor.”

ABD İLE Mİ ABD’SİZ Mİ?

Alman parlamentosu tanklarla ilgili kararın alındığı 25 Ocak’ta konuyu CDU/CSU'nun talebi üzerine görüştü. Konunun görüşülmesini talep eden dilekçenin başlığı da önemliydi: "Federal Hükümetin Leopard sevkiyatı üzerindeki blokajının kaldırılması, müttefiklerin güvenini kaybetmemek.”

Söz konusu oturumda konuşan Scholz, Almanya’nın bugüne kadar Ukrayna'ya verdiği askeri ve mali desteği hatırlattı. Almanya Şansölyesi Ukrayna’ya her zaman destek vereceklerini vurguladı, fakat diğer yandan “NATO ile Rusya arasında bir savaştan kaçınmak için mümkün olan her şeyi yapmaya devam edeceğiz” ifadesini de kullandı.

SDP’li Lars Klingbeil de Scholz'un "asla tek başına hareket etmeme, daima müttefiklerle koordinasyon içinde hareket etme ve Almanya'yı asla savaşın bir tarafı haline getirmeme" ilkelerini tekrarladı.

Teori dergisi Avrupa Yazı Kurulu Başkanı Gökhan Dağtekin partilerin bu konudaki yaklaşımlarını değerlendirdi. Dağtekin, SPD ile Yeşiller-FDP-CDU üçlüsü arasındaki bir ayrım oluştuğunu belirterek sebebini şu şekilde anlatıyor: “İktidardaki koalisyonda yer alan Yeşiller ve FDP, Almanya'nın Ukrayna'daki savaşa daha fazla müdahil olmasından yana. Parlamentodaki Savunma Komisyonu Başkanı FDP'li Marie-Agnes Strack-Zimmermann, Yeşiller'den Anton Hofreiter ve Omid Nouripour bu politikanın sözcüleri. CDU ve lideri Friedrich Merz de aynı çizgide. Scholz liderliğindeki bir grup, Almanya’nın savaşa daha fazla dahil olmasının (bu durumda tankların yetkilendirilmesi) ön şartı olarak ABD’nin de daha fazla müdahil olmasını görüyor; Yeşiller-FDP-CDU üçlüsü ise ABD’siz de olsa savaşta ‘liderlik etmek’ niyetinde.”

Nitekim Almanya'nın izin kararı, uzun süredir gündemde olan ABD'nin Abraham tanklarını Ukrayna'ya gönderme kararıyla aynı gün gerçekleşti.


NATO-RUSYA GERİLİMİ TIRMANIRKEN

Yeşiller’den Jürgen Trittin aynı oturumda yaptığı konuşmada bu ayrıma değindi. Alman halkının NATO-Rusya savaşına doğru olası bir tırmanma korkusu nedeniyle bölündüğünü söyleyen Trittin çözüm olarak “Tırmanmayı önlemenin en iyi yolu NATO'da ortak bir zeminde buluşmaktır" yorumunda bulundu.

CDU/CSU ise hükümeti kararı almakta yavaş davranmakla eleştiriyor. CDU/CSU adına konuşan Friedrich Merz, "Kararın Avrupalı müttefiklerimizle görüş birliği içinde alındığı algısını reddediyorum. Tam tersi doğrudur. … Şansölye, kararın neden geciktirildiği konusunda ortaklarını ve müttefiklerini haftalar ve aylar boyunca karanlıkta bıraktı" dedi. Merz, karara rağmen NATO ve AB'de "bu hükümete güvenilemeyeceği ve karar almaya zorlanması gerektiği yönündeki izlenimin devam edeceğini” söyledi.

AfD: SÖZDE MÜTTEFİKİMİZ ABD

Oturumda AfD adına konuşan Tino Chrupalla değerlendirmesine CDU/CSU'yu eleştirerek başladı: Chrupalla, "İşiniz, iktidar koalisyonuyla aynı savaş çığırtkanlığını yapmak” ifadelerini kullandı.

Alman hükümetinin Alman ordusunun savunma kaynaklarını "yağmaladığını" ve kararın "çatışmayı uzattığı, barış çabalarını engellediği" vurgularını ön plana çıkaran Chrupalla, "Bilerek Üçüncü Dünya Savaşına doğru gidiyorsunuz, Almanya'yı buna sürüklüyor ve ülkeyi karanlığa atıyorsunuz" dedi.

Chrupalla, 2. Dünya Savaşı’nı hatırlatarak uyardı: "2 Şubat Stalingrad savaşının 80. yıldönümü. Hepinize anma alanlarından birini ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Neredeyse hepimiz orada gömülü bir akrabamızı bulacağız.”

Chrupalla, “ABD’li sözde dostlarımız durumu giderek daha fazla alevlendiriyor. ABD savunma sanayisi yüksek kârlar elde ediyor ve iflas eden devlet bütçesini düzeltiyor ve Avrupa’daki güvenlik kaygılarını konusunda endişelenmiyorlar” açıklaması yaptı.

SOL PARTİ: SCHOLZ TESLİM OLDU

Sol Parti adına konuşan Dietmar Bartsch, Şansölye'nin "teslim olduğunu" ve tankların gönderilmesinin "yanlış bir karar" olduğunu söyledi.

Alman Parlamentosu'nun "savaşı mümkün olan en kısa sürede sona erdirmek için bir konsensüs araması gerektiğini" ifade eden Bartsch, parlamentonun çoğunluğunun aksine halkın ezici bir çoğunlukla kararı reddettiğini vurguladı.

Sonraki Haber