Altaylı’dan nifak girişimi

FETÖ üyeliği ve casusluktan 23 yıl 4 ay hapse mahkum edilen Enver Altaylı, Doğu Perinçek ve Devlet Bahçeli'yi hedef aldı. Hablemitoğlu suikastının azmettiricisi olarak da yargılanan Altaylı, Alparslan Türkeş'e atıfla MHP yönetimini değiştirme çağrısı yaptı.

FETÖ üyeliğinden hüküm giyen ve Necip Hablemitoğlu davasında azmettirici olarak suçlanan CIA bağlantılı eski istihbaratçı Enver Altaylı, 8 Ocak 2022 tarihli mektubunu önceki akşam sosyal medya hesabından paylaştı.

Mektupta Altaylı'nın birbirinden kopuk kopuk anlatımlar ve imalarla MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi isim vermeden hedef aldığı, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'e de iftira attığı görüldü.

MHP’nin kurucusu ve ilk genel başkanı Alparslan Türkeş’e çok yakın olduğunu savunan Altaylı şu ifadeleri kullandı: “Merhum Alparslan Türkeş'i 1963 yılında tanıdım. Türkeş'in çevresine birçok insanın geldiğini bunlardan bir kısmının ondan ayrıldığını gördüm. MHP Merkez Yürütme Kurulunda ona zaman zaman ağır eleştiriler yönelten insanlar oldu. Yakın çevresinden ayrılıp başka siyasi partiler kuranlar oldu. Türkeş'i tanıdığım 1963 yılından vefatına aramızdaki ilişki bir baba-evlat ilişkisi oldu. Benim merhum Türkeş’e ne kadar yakın olduğumu, onun bana ne kadar çok değer verdiğini oğulları Sayın Tuğrul Türkeş, Ahmet Türkeş, kızı Ayyüce ve diğer kızları bilir. Merhum Türkeş 'en kötü demokrasi en iyi diktatörlükten çok üstündür' diyen bir devlet adamıdır. 'Lider, teşkilat, doktrin sorgulanmaz' sloganını duyan Türkeş'in gülümseyerek şu sözleri söylediğini hatırlıyorum: 'Parti de lider de doktrin de sorgulanır. Yanlış varsa düzeltilir.'”

Özellikle MHP kitlesinin ilgisini ve kendisine dikkatini çekecek anlatımların yer aldığı mektupta, “Parti de lider de doktrin de sorgulanır.” sözlerinin hatırlatılması, Bahçeli'ye yönelik değerlendirildi.

Mektup bunun ardından Vatan Partisi ve Genel Başkanı Doğu Perinçek'e yöneldi: “12 Eylül öncesinde Doğu Perinçek'in Aydınlık Gazetesinin hedef göstermesi sonucu 7000 civarında MHP il, ilçe başkanı, il, ilçe yönetim kurulu üyesi, yan kuruluş başkan ve başkan yardımcıları katledildi. Doğu Perinçek'in elindeki ülkücü kanı, ellerini dünyadaki tüm sabun ve suyu kullansa da temizlenmez. Hedef gösterdiği ülkücü gençleri ve cenaze merasimlerini hatırlıyorum. MHP yöneticilerinin tamamı, on binlerce ülkücü genç, genç ülkücü şehitleri mezarlığa kadar omuzlarında taşırdı.

“Umarım ne demek istediğim anlaşılmıştır. 'Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.'

“Bütün ülkücü şehitlere ve merhum Sinan Ateş'e rabbimden rahmet diliyorum.”

ÜLKÜ OCAKLARI ESKİ GENEL BAŞKANLARINA TEŞEKKÜR ETTİ

Enver Altaylı'nın MHP kitlesine yönelik ilk açıklaması değil. Geçen günlerde de “Cezaevine kapatıldığım tarihten bu güne kadar bana geçmiş olsun dileklerini bildiren, selam gönderen Ülkü Ocakları eski genel başkanlarına, üyelerine, gençlik kolları sorumlularına, MHP parti, İl ve ilçe yöneticilerine, MHP milletvekillerine, evime kadar giderek eşime ve çocuklarıma geçmiş olsun diyen belediye başkanlarına, tüm Ülkü Ocakları ve MHP mensuplarına şükranlarımı arz eder hepsinin gözlerinden öperim.” diye bir paylaşım yapmıştı.

BÜYÜKATAMAN: İP CAMBAZI

MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, 24 Ocak 2020'de Enver Altaylı'nın adının MHP ile anılmasına tepki göstermişti: “Türk milliyetçilerinin tek ve son kalesi olan Milliyetçi Hareket Partisini FETÖ ile ilişkilendirebilmek adına bugüne kadar becerisini gösterememiş olan ipotekli zihniyetin müfterileri, birkaç gündür FETÖ tutuklusu Enver Altaylı üzerinden partimize sistemli bir şekilde saldırmaktadır. Bunlara göre güya Enver Altaylı; Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in sağ koluymuş, Milliyetçi Hareket Partisinin en önemli isimlerinden biriymiş. 'At yalanı, bulursun inananı' misali partimizde hiçbir değeri olmayan bir isim üzerinden MHP’yi FETÖ’cülerin merkezi olarak göstermek basit bir 'ip cambazlığı'dır.”

PERİNÇEK: AYNI CEPHEDEKİ KİTLELERİ BÖLMEYE ÇALIŞIYOR

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, önceki akşam Ulusal Kanal'da yayınlanan Çıkış Yolu programında, Enver Altaylı'nın mesajını ve örtülü hedeflerini değerlendirdi. Perinçek, Altaylı'nın hem MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli hem de kendisini hedef almasının sebebinin milli güçleri ve kitleleri bölme çabası olduğunu vurguladı.

Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa İlker Yücel ve aydınlık.com.tr Yayın Yönetmeni Beyhan Korkman'ın sorularını yanıtlayan Perinçek, “solcu-ülkücü” çatışmalarının yaşandığı dönem aldıkları tavrı anlattı:

“Vatan Partisi 1970’li yıllarda, solla ülkücüler arasındaki silahlı çatışmalarda, tırnak içinde sahte sol diyorum, çatışmalarda hiçbir şekilde cephe tutmadı ve bu çatışmaların karşısında tavır aldı. Mahallelerde karakollar kurmak, üniversitelerin kapılarında karakollar kurmak, bunlara karşı... 'Şebekesi olan okula girsin' dedik. Yani kim öğrencisi ise ister ülkücü, ister solcu ister sıradan bir öğrenci, şebekesi olan okula girsin. Okulda hiçbir şekilde şiddet kullanılmaz. Bu iftihar ettiğimiz bir şey. O iki taraflı şiddete yönlendirilen insanların da arkasında Amerika Birleşik Devletleri vardı. Birçok insan alet oldu. Sonuç itibariyle Türkiye'yi 1980 darbesine sürüklemek için bir istikrarsızlık yaratılması gerekiyordu.

'NE KURŞUN SIKTIK NE SALDIRDIK GENÇLİĞİ UYARDIK'

“O süreçte Vatan Partisi aynen bunları söyledi; Gladyo, ABD, Türkiye’yi istikrarsızlaştırıyor ve siz buna alet oluyorsunuz. O nedenle birbirinize Türk gençleri olarak kurşun sıkmayın. Hiçbir şekilde ülkücülerle mücadelede herhangi bir şekilde katleden, öldüren vuran kıran konumda olmadı. Ne mahallenin kapılarında bilmem ne kurduk ne o örgütlere saldırdık ne kahvelere girip kurşun sıktık. Ama birisi üzerimize geldiği zaman da kendimizi savunduk, bunu herkes biliyor.”

Altaylı'nın milli cephede nifak yaratmaya çalıştığını söyleyen Perinçek şu ifadeleri kullandı: “Altaylı burada bugün aynı cephede olan Milliyetçi Hareket Partisi’nin kitlesiyle Vatan Partisi kitlesini 1980 öncesine götürüp, ülkücü-solcu çatışması mevzilerine götürüp birbirine karşı konumlandırmaya, birbirlerine güvensizlik duymaya yönlendirmek istiyor. Bu da bir Amerikan projesi. Ama başaramaz. Bunu da başaramaz.”

'CİNAYETİ MHP'NİN İŞLEMEDİĞİ ÇOK AÇIK'

Sinan Ateş cinayetinde MHP'nin hedef alınması üzerine Perinçek şöyle konuştu: “Bu cinayeti Milliyetçi Hareket Partisi’nin işlemediği çok açık. Neden çok açık? Çünkü bu cinayetten kaybeden Milliyetçi Hareket Partisi oldu. Milliyetçi Hareket Partisi’nden istifalar yarattı. Yani demek ki bu cinayeti planlayanlar MHP'ye karşı, zaaf yaratmak için planladılar. Kısmen de başarılı oldular. Yani Milliyetçi Hareket Partisi’nin, Süleyman Soylu'nun böyle bir cinayeti işlemeleri için hiçbir neden, menfaat yok. Kim bundan yararlanır? Yararlanan ortaya çıktı, Amerika Birleşik Devletleri yararlanıyor ve işte Sözcü gazetesi yararlanıyor. Zafer Partisi yararlanıyor, Cumhuriyet Halk Partisi yararlanıyor. Gladyo kraliçesi Meral Akşener yararlanıyor.

AZMETTİRİCİ OLARAK YARGILANACAK

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Necip Hablemitoğlu suikastına ilişkin açılan davanın sanıkları arasında Enver Altaylı da yer alıyor. Savcılığın hazırladığı iddianamede, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile örgüt yöneticilerinden Mustafa Özcan, Aydın Köstem ve Enver Altaylı, Hablemitoğlu'nu tasarlayarak öldürmeye azmettirmekle suçlanıyor.

CASUSLUK VE ÖRGÜT ÜYELİĞİNDEN CEZA ALDI

Altaylı’ya, Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı davada da “siyasi ve askeri casusluk” suçundan 13 yıl 4 ay, “silahlı terör örgütüne üyelikten” ise 10 yıl hapis cezası verilmişti. Kararın gerekçesinde, "Sanığın devlet sırrını havi bilgileri, ülke yönetiminin aleyhine siyasal amaçla kullanılmak üzere elde ettiği" ifadelerine yer verilmişti. Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesince, 8 Kasım 2021’de karara bağlanan dosyanın kanun yolu incelemesini yapan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesi de, yerel mahkemenin verdiği mahkumiyet ve beraat hükümlerinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılığın bulunmadığını belirterek sanık ve avukatlarının istinaf başvurusunu esastan reddetmişti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da, Altaylı’ya FETÖ üyeliğinden verilen 10 yıl hapis cezasının onanmasını isterken, “siyasi ve askeri casusluk” suçundan verilen 13 yıl 4 aylık mahkûmiyet hükmünün ise bozulmasını talep etmişti. Dosyadaki temyiz incelemesi, Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından yapılacak.

KILIÇDAROĞLU'NUN BAŞDANIŞMANI İLE BİNİ AŞKIN GÖRÜŞME

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Enver Altaylı hakkında hazırlanan iddianamede, Altaylı'nın FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'e yazdığı belirtilen mektuplara da yer verilmişti. İddianamede bağlantılarına da yer verilen Altaylı’nın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı Rasim Bölücek ile de irtibatlı olduğu ortaya çıkmıştı. Buna göre, Altaylı, Kılıçdaroğlu’nun kritik kararları almasında etkili isimlerden biri olduğu ve CHP tarafından sıkça dile getirilen “kontrollü darbe” ifadesinin mucidi olduğu basına yansıyan Bölücek ile ABD numarasının da aralarında bulunduğu farklı numaralarla bin 22 kez görüşme gerçekleştirdi.

CIA SAVUNMASI YAPMIŞTI

Enver Altaylı hapis cezası aldığı bu davanın duruşmaları sırasında irtibatlı olduğu kişilerin önemli hizmetlerde bulunduğunu savunarak, "Duane Clarridge (CIA'nın eski İstanbul şeflerinden), hayatı boyunca bu ülkeye yardımda bulunmuştur" demişti. Altaylı ayrıca CIA'nın Uygur yalanlarını devam ettirerek, "Çin, sindirme politikasını Doğu Türkistan'da uyguluyor. Dünyanın en büyük belası Çin'dir. Mevcut salgının çıkması da bunlardan biridir. Bütün dünya Çin'e karşı ortak hareket etmeli" şeklinde konuşmuştu.

Sonraki Haber