Altılı Masa devleti

ABD, Altılı Masa ile kendine bir yıldızlar takımı kurdu. Bunca ilkesizliğin, anlaşmazlığın, kavganın yanında Altılı Masa’nın ortaklaştığı epey konu var. Altılı Masa Türkiye’ye hükümet olmayı değil, Türkiye’yi tekrardan 2015 öncesi sürece sürüklemeyi vaat ediyor.

Bir yıldır oturma düzeninden, bildiri metninin puntosuna kadar her şeyi tartışan Altılı Masa beklenen “feraseti” gösterdi. 3 Mart günü Akşener’in masadan ayrılmasıyla büyük bir gürültüyle altılı masa dağıldı. Kolpaçino sahnesini anımsatır şekilde, “Hüseyin ile Ekrem abi” birbirine “kılıçları” çekerken kimisi de korkudan kumar masasının altına girdi. Kumar masası benzetmesi bize ait değil. Bu benzetmeyi doğrudan doğruya Meral Akşener’in kendisi yaptı.

ABD’ye rağmen Akşener’in bu adımı atması ABD’nin “kadiri mutlak olmadığı” ve “bırakalım iktidarları artık eskisi gibi muhalefeti bile istediği gibi dizayn edemediğini” bir kez daha gösterdi. Ancak bu durum uzun sürmedi. ABD şımarıklığa daha fazla mahal vermeden Akşener’i kalktığı masaya geri oturttu.

Son dört, beş gündür Altılı Masa’nın “ilkeli” siyasetini izliyoruz. Birbirlerini yeri gelince öve öve bitiremeyenlerin, öküz ölünce nasıl dağıldığına şahit olduk. Siyasi anlayışlarının; halka hizmet duygusundan uzak, “sofradaki yemeği” paylaşmaya dayalı olduğunu, koltuk uğruna kendi arkadaşları dahil herkesi yarı yolda bırakabileceklerini bir kez daha gösterdiler.

“YILDIZLAR TAKIMI’’

ABD, Altılı Masa ile kendine bir yıldızlar takımı kurdu. Bunca ilkesizliğin, anlaşmazlığın, kavganın yanında Altılı Masa’nın ortaklaştığı epey konu var. Yayınladıkları 244 sayfalık metinde de programlarını ortaya koydular. İktidar olmayı başarabilirlerse ülkeyi bu temelde yönetecekler. Programları önümüzdeki seçim sürecinde de sık sık gündeme gelecek. Tabi yapacakları ve inşa edecekleriyle değil, yarattığımız kazanımları nasıl yıkacaklarıyla.

Ekonomi Ali Babacan’a, dış politika Davutoğlu’na bırakılacak. Kurda kuzunun emanet edileceği bu ortamda Akşener’e de İçişleri Bakanlığı yakışır.

Ali Babacan, önceki AK Parti hükümetleri döneminde bakanlık yaparken son sürat özelleştirmelere devam eden, Türkiye ekonomisindeki dışa bağımlılığı daha da artıran, bugün ekonomimizin bu noktaya gelmesini sağlayan baş aktörlerden birisi.

Ahmet Davutoğlu ise yine aynı dönemde bakanlık yaparken başta Suriye olmak üzere Türk dış politikasının ABD merkezli inşa edilmesinin önemli mimarlarından oldu. Akşener ise TSK içine ajan yerleştirerek İçişleri Bakanlığı döneminde FETÖ’cü emniyetçilerin yükselmesini sağladı.

Böyle bir hükümetin, hükümet olmasını beklemek çok zor. Altılı Masa Türkiye’ye hükümet olmayı değil, Türkiye’yi tekrardan 2015 öncesi sürece sürüklemeyi vaat ediyor.

“BÖYLE BİR DEVLETİ YIKMAK HAKTIR”

Can Ataklı Altılı Masa’nın misyonuyla alakalı geçtiğimiz aylarda önemli bir iddia ortaya attı. İddiaya göre "O gece altılı masanın Cumhurbaşkanı adayı göreve gelirse 1 numaralı çıkaracağı kararname, Temmuz 2018'den itibaren yapılan bütün atama kararları iptal edilecek. 2'nci kararname ile boşalan makamlara şu isimler atanmıştır denilecek." "9 bin kişilik liste... Rektörler, MİT, teşkilatlar, bürokrasi, bakanlıkların üst düzey yöneticileri, emniyet teşkilatına adamlar atanacak"(1)

Bu iddiayı daha yalanlayan çıkmadı. CHP, DEVA, İYİP ise en başından beri KHK ile görevinden uzaklaştırılanların devlet görevlerinin geri getirileceğini söylüyor. Devletin icracı, en kritik mevkilerindeki 9 bin kişi tasfiye edilecek, yerlerine PKK-FETÖ mensubu olduğu için görevlerinden uzaklaştırılan terör örgütü mensupları getirilecek. Tabi yerleştirme 9 bin kişi ile sınırlı olmayacak, 15 Temmuz’dan itibaren 110 binin üstünde bir FETÖ temizliği olduğu düşünülürse, Altılı Masa’nın yapmaya çalıştığı işin büyüklüğü ve aynı zamanda tehlikesi daha iyi anlaşılacaktır.

Yine Kılıçdaroğlu; "Bu çetelerin bir kısmı, saray iktidarından, Erdoğan'dan da önce vardı. O zaman da devletin içindelerdi. Her gelen iktidarla hizalanmış bunlar. Bir şeyler değişmiş ama bunlar hep sistemin içinde kalmış. Derinlere de yedirmişler, mafyaya da yedirmişler. Öyle ya, hazineyi kolay kolay soydurmazlar adama!" (2) diyerek FETÖ iddialarını dillendiriyor.

Altılı Masa FETÖ ile işte böyle hizalanıyor. Devletin içinden tasfiye edilen 100 bin FETÖ’cünün tekrardan devletin içine yerleştirmek isteyenler, FETÖ ile mücadele eden devlete çetelerin hakim olduğu iftirasını atıyor. Aynı süreç Ergenekon öncesinde de işletilmişti. FETÖ, devletin vatansever mensuplarına iftiralar atıyor, çeteleşmekle suçluyor, kendi işlediklerini cinayetleri vatanseverlerin üstüne atıyordu. Ergenekon tertibi çetelerle, mafyalarla mücadele adı altında yapılmıştı. Şimdi de buna benzer planları olduğu gözüküyor.

DEVLET YOK DİYE DİYE

Özetle Altılı Masa 70 yıllık mücadelenin ardından söküp atılan Gladyou tekrardan devletin içine sokmak istiyor. Bunu da aleni bir şekilde ilan ediyorlar. Başarabilirlerse PKK-FETÖ mensuplarını, yıkmak istedikleri devletin en kritik konumlarına getirilecekler.

Bunu yapacak iktidarın hükümet projesi olduğunu kim söyleyebilir? 100 bin terör örgütü mensubunun yerleştiği devlet, devlet görevini yapabilir mi? Böyle bir devlet Türkiye’nin milli güvenliğini sağlayabilir mi? Böyle bir operasyona, milli devlet güçlerinin itirazını nasıl engelleyeceksiniz?

FETÖ’yü gömüldüğü mezarından çıkartma projesine, Milli Devletin direnci kaçınılmaz olur.

Altılı Masa ve onların PKK’lı ve FETÖ’cü dostlarının hep bir ağızdan, gerçeklere aykırı bir şekilde dillendirdiği, devlet yok propagandası işte bu plan temelinde gelişti. İddiaları büyük, güya enkaz altında kalan devleti yıkıp, yerine yeni bir devlet inşa edecekler. Bu yeni “devletin” de başı CIA operasyonuyla CHP’nin başına getirilen Kemal Kılıçdaroğlu olacak.

Zelensky-Paşinyan karışımı, “demokrat” süslü Gandi Kemal, 12 Mart’ta, 12 Eylül’de, Ergenekon’da yapılamayanı yapmaya, “dostlarıyla” birlikte Türkiye’yi Gladyo Cumhuriyeti’ne çevirmeye geliyor. Çözüm sürecine tekrardan dönülmesi, Anayasa’dan Türk milletinin çıkarılması, Mavi Vatan siyasetinin terk edilmesi, Türkiye’nin kaynaklarının Babacan marifetiyle tekrardan küresel çevrelere peşkeş çekilmesi bu yeni hükümetin en önemli uygulamaları olacak. Tabi böyle bir ülkede demokrasiden, huzurdan, birlikten bahsedilmesi mümkün değil. PKK desteğiyle meclise giren TİP vekili Ahmet Şık, “Böyle bir devleti yıkmak haktır” derken demagoji yapmıyor hedeflerini ilan ediyordu.

70 YIL UĞRAŞTILAR BİR GECEDE TASFİYE OLDULAR

ABD Türkiye’de bir çırpıda örgütlenmedi. Türkiye’nin NATO’ya alındığı 1952 yılından itibaren adım adım süreç işletildi. 12 Mart’ta 1200, 12 Eylül’de 2000 vatansever subayı TSK’dan tasfiye ettiler. Amerikancı iktidarlar uzun bir süreç içinde yerleştirdi Gladyoyu. Ergenekon tertibiyle birlikte 15 Temmuz’un koşullarını yarattılar. 15 Temmuz’da da 70 yıllık birikimlerini sahaya sürdüler, sonuç ise hüsran oldu. 70 yıllık birikim bir gecede perişan oldu. Altılı Masa ise ABD’nin 70 yılda yapamadığını yapmayı iddia ediyor.

Türkiye tekrardan hendeklere, ABD yanaşmalığına, 15 Temmuzlara döner mi? Buna ABD’nin, PKK’nın, FETÖ’nün ve Altılı Masa’nın gücü yeter mi? Bu soruya Türkiye’nin son 10 yılını inceleyerek kolayca cevap verebiliriz. Ne onların buna gücü var ne de Türk milleti ve Türk Milli Devleti buna izin verir. Kemal Bey ve “dostları” sonları hüsran olan bir yolda yürüyor. Hayal kırıklıkları travmatik olacak

KAYNAKÇA
1. https://www.aydinlik.com.tr/haber/can-atakli-9-bin-kisilik-liste-hazir-361287
2. https://kisadalga.net/yazar/kilicdaroglunun-urkuttugu-fincanci-katirlari_55333

Sonraki Haber