Altın ithalatına kota tartışması sürüyor

Borsa İstanbul verilerine göre, altın ithalatı temmuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 73 artarak 22 tondan 38 tona ulaştı.

Ocak-temmuz döneminde ise yüzde 220 artarak 69 tondan, 220 tona çıktı. Hazine ve Maliye Bakanlığı işlenmemiş altın ithalatının cari açık üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak, Türkiye'nin döviz rezervlerini desteklemek için kota uygulaması getirmeye karar verdi ve kotaların Borsa İstanbul AŞ üyesi kıymetli madenler aracı kuruluşları tarafından gerçekleştirilen işlenmemiş altın ithalatı için geçerli olması kararlaştırıldı.

Tedbirler çerçevesinde aracı kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen işlenmemiş altın ithalatı için geçen yıllardaki ithalat miktarları dikkate alınarak aylık kota miktarı belirlendi. Söz konusu kota kıymetli madenler aracı kuruluşlarının ithalat ve borsa işlemleri göz önünde bulundurularak tahsis edilecek. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın geçen ay yayımladığı genelgeye göre, rafineriler artık en az 1 gram, en fazla 100 gram altın üretebilecek. Şubat ayında da basılı kıymetli maden standartları belirlenmişti. Buna göre, Kıymetli madenler aracı kuruluşlarınca, Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kararı kapsamında gerçekleştirilen ithalat işlemlerine ilişkin düzenlemeler yapıldı ve her bir standart işlenmemiş kıymetli maden ithalat işlemi için sağlanan 20 kilogramlık istisna, kıymetli maden türleri ayrıştırılarak altın için 40 kilogram, gümüş için 200 kilogram olacak şekilde artırıldı. 28 Ağustos günü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan ve Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik, kuyumculuk sektörü temsilcileri ile Ankara’da bir araya geldiği ve altın ithalatına kota uygulamasını tartıştığı toplantıyı

“Merkez’de altın tartışması” başlığı ile haberleştirmiştik. İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Atayık de AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, kuyumculuğun Kapalıçarşı ekolüyle dünyada nam salmış, geliştirdiği özgün ürün ve koleksiyonlarıyla ekonomiye en çok katma değer yaratan sektör özelliğini taşıdığını ifade etti. Atayık, 27 sektörün ihracatının kg değeri 1,44 dolar iken bu sektörün ihracatının kg değeri 600-700 dolar seviyelerinde olduğunu aktardı.

Mustafa Atayık, ''Türk kuyumculuk sektörü zamanında sipariş tesliminde dünya birincisi, ihracatta dünya ikincisi, üretimde dünya üçüncüsü, pazar payında dünya beşincisi ve dünya mücevher pazarının yüzde 7'si üzerinde paya sahip. Dünyadaki 208 ülkeden 160'ına ihracat yapan, yıllık ihracatı 7,5 milyar dolar, turistik bölge satışları, DİR işlemleri ve yurt içi satışlarıyla yıllık 25 milyar dolar işlem hacmi olan bir sektör konumunda.'' dedi. Altının Türkiye'de vatandaşlar tarafından yatırım aracı olarak kullanıldığı için devlet tarafından takibinin de "Cari Hesap" üzerinden değil, "Finans Hesabı" adı altında olması gerektiğini belirten Atayık, şöyle devam etti:

''Eğer, sektörümüz kota nedeniyle uluslararası fiyatlardan farklı fiyatlarla ham madde temini zorunda kalırsa firmalarımızın hem yurt içindeki üretimi azalır, hem yurt dışındaki rekabet şansı azalır. Ayrıca, kota nedeniyle piyasada oluşan ikili fiyat, perakende esnafımız ile altın ve altın takı alışverişi yapan vatandaşlarımızı da olumsuz yönde etkiliyor. Ne yazık ki bu durum, vatandaş ile esnaf arasında fiyat bazlı tartışmaları gündeme getiriyor ve yurt içinde altın, son tüketiciye pahalı satılmış oluyor. Bizim ham maddemiz kıymetli maden ve kıymetli taş, bunları temin yollarımız; yurt içi üretimler, hurda dönüşü ve bunlardan artı kalan ham madde ihtiyacı da ithalat ile karşılanır. Ayrıca, ithalatın hepsi bizim sektörümüze ait değildir. Bu konu da yanlış bilinmektedir.''

Sonraki Haber