Amerika’nın en büyük jeopolitik sınavı: Çin

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 'Amerikan halkı için bir dış politika' başlıklı konuşmasında yeni dönemin dış politikasında öne çıkacak olan sekiz önceliği sıraladı

Amerika’nın diplomasi arenasına geri dönmesinden dostlarının memnun olduğunu belirten ABD Dışişleri Bakanı, "Dünya kendi kendini düzeni sağlamıyor. Biz çekildiğimizde genellikle iki şeyden biri oluyor: Ya bir başka ülke bizim çıkar ve değerlerimizi ilerletmeyecek şekilde yerimizi almaya çalışıyor; ya da kimse harekete geçmiyor ve kaos oluyor" ifadelerini kullandı. Blinken, ülkelerin hiç olmadığı kadar işbirliği yapmalarının gerektiğini vurguladı.

'ASKERİ MÜDAHALEYLE TEŞVİK ETMEYECEĞİZ'

Dışişleri Bakanı Antony Blinken, bugünün zorluklarıyla mücadelede en iyi yöntemin diplomasi olduğunu; ancak ABD’nin dünyanın en güçlü silahlı kuvvetlerine sahip olmayı sürdürmesini sağlayacaklarını belirtti. Blinken, "Etkili diplomatlar olma imkanımız önemli ölçüde ordumuzun gücüne bağlı" dedi.

Antony Blinken, demokrasiyi, maliyeti yüksek askeri müdahaleler ya da otoriter rejimlerin güç kullanarak devrilmeye teşebbüs edilmesi aracılığıyla teşvik etmeyeceklerini, bu taktiklerin geçmişte denendiğini, Biden yönetiminin bunu farklı şekilde yapacağını ileri sürdü.

ABD Dışişleri Bakanı, yaptığı konuşmada dış politikanın en önemli sekiz unsurunu sıraladı. Blinken’ın çizdiği dış politika çerçevesine göre dış politika unsurları şu şekilde:

1- Koronavirüs salgının kontrol altına alınması ve bir daha böyle bir krizin yaşanmasının önlenmesi için pandemilerin öngörülebilmesi, engellenmesi ve bilgilerin doğru şekilde ve zamanında paylaşılmasının sağlanması.

2- Ekonomik krizin sona erdirilmesi ve daha istikrarlı ve kapsayıcı bir küresel ekonominin inşa edilmesi. Amerikalı çalışanların haklarının ve çıkarlarının korunması. ABD’nin fikri mülkiyet haklarının çalınmasının engellenmesi ya da adil olmayan bir avantaj elde etmek amacıyla para birimlerini manipüle etmelerinin önlenmesi.

3- Tehdit altında olan demokrasinin yenilenmesi. Diğer ülkelerin önemli reformları yapmaları, kötü yasaları ortadan kaldırmaları, yolsuzlukla mücadele etmeleri konusunda cesaretlendirilmesi ve demokratik davranışın teşvik edilmesi.

4- İnsani ve etkili bir göçmen sisteminin oluşturulması. Bu kapsamda diğer ülkelerle ve özellikle ABD’nin Orta Amerika’daki komşularıyla yakın şekilde çalışılması.

5- ABD’nin müttefikleri ve ortaklarıyla ilişkilerini yeniden canlandırması.

6- İklim değişikliğiyle mücadele edilmesi ve yeşil enerji devriminin yürütülmesi.

7- ABD’nin teknolojideki liderliğinin güvence altına alınması. ABD’nin teknoloji savunmasının güçlendirilmesi. Yeni teknolojilerin özel hayatın gizliliğini korumasının, dünyayı daha güvenli ve daha sağlıklı hale getirmesinin ve demokrasileri sağlamlaştırmasının sağlanması.

8- "21. yüzyılın en büyük jeopolitik sınavı" olan Çin’le ilişkilerin yönetilmesi.

Çin’in "istikrarlı ve açık uluslararası sisteme meydan okuyacak ekonomik, diplomatik ve teknolojik güce sahip olan tek ülke" olduğunun altını çizen ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Çin’le ilişkilerin "gerektiğinde rekabetçi, zorunlu olduğunda hasmane, mümkün olduğunda da işbirliği içinde" yürütüleceğini belirtti.

Bu kapsamda ABD’nin müttefikleri ve ortaklarıyla birlikte çalışması gerektiğini vurgulayan Blinken, "Geri çekildiğimiz yerlerde Çin yerimizi doldurdu. Sinciang’da insan hakları istismar edilirken ya da Hong Kong’da demokrasi çiğnendiğinde değerlerimizi savunmamızı gerekli kılıyor. Çünkü bunu yapmazsak, Çin davranışının sonuçlarından çekinmeden hareket edecek" ifadelerini kullandı.

Sonraki Haber