‘Amik Ovası'nda hayvancılığı bitirdiler'

6 Şubat depremlerinde hasar alan evlerin yerine yenisini yapacağını ilan eden TOKİ, Amik Ovası’nda hayvancılıkla geçinen 4 köyün ortak kullandığı meraya tek ve çok katlı konutlar inşa etti. Aydınlık’a konuşan besiciler ovada hayvancılığın TOKİ eliyle bitirildiğini belirtti

Hatay’ın Kumlu ilçesi Uzunkavak, Karasüleymanlı, Azğınlı ve Akkerpiç köylüleri geçimlerini küçük ve büyükbaş havyan besleyerek sürdürüyor. Hayvanlarından elde ettikleri süt, yoğurt, peynir gibi ürünlerini satarak çocuklarına bakabiliyor. Ancak şimdi Amik Ovası’nda hayvancılık tehlikede. Şubat 2024 tarihinde 4 köyün merasının yarısına ev yapılması için boşaltıldı. TOKİ yetkilileri 2 bin 800 dönüm arazinin üçte birinin köylülere bırakılacağını söyledi. Köylülerin tüm girişimlerine rağmen TOKİ köylülerin meralarına konut yapmaya başladı. Bunun ardından dört köyün çobanları hayvanlarını da alarak Kumlu ilçesine girmeye çalıştı ancak güvenlik güçleri köylülerin ilçe merkezine girmesine engel oldu.

Ulusal Kanal ve Aydınlık Gazetesi de o günlerde hayvancıların bütün meranın kendilerine verilmesi isteğini haberleriyle yetkilere duyurdu. Ancak bugün gelinen durumda meralar köylülerden alındı. TOKİ köylülerin hayvanlarını otlattığı mera alanlarına çok katlı evler ve köy evleri yaptı ve yapmaya devam ediyor. Köylüler de meraları kalmadığı için hayvanlarının büyük bir bölümünü satı ya da başka yerlere gitmek zorunda bırakıldı.

Kumlu ilçesinde tarım ve hayvancılık yapan Ahmet Erdoğan ve Ahmet Gezer ile meralarının ellerinden tamamen alınmasını ve köylerinde yaşanan altyapı sorunlarını konuştuk:

‘HAYVANCILAR BÖLGEYİ TERKETTİ’

Besici Ahmet Erdoğan şu ifadelerle sorunlarını anlattı:
“3 bin dönüm arazinin üçte birini bize bırakacaklardı. Köylülerin meralarının tamamını ellerinden aldılar. Bunun üzerine burada küçük ve büyükbaş hayvan sahipleri bölgeyi terk edip gitti. Çoğu da sattı ve burası çöplüğe dönüştü. Biz böyle bir bölgede yaşıyoruz, Amik Ovası’nın son durumu budur. Nefes alacak bir yerimiz kalmadı ve her yer inşaat sahası haline geldi. Böylece bölgemizde TOKİ’ler yüzünden hayvancılık sıfıra indi. İnanılması zor sağlık sorunları yaşamaktayız. Hemen yanımızda bir de kanalizasyon bulunuyor ve uzun süredir pislik akıyor. Bir yetkili gelip yerinde inceleme yapmıyor. Görüşmelerimize bir cevap bile vermiyorlar. Amik Ovası deyince akla üretim ve hayvancılık gelmekteydi ancak bu düşünceyi bitirdiler.

Ahmet Erdoğan

‘GELİR GİDERLERİ KARŞILAMIYOR’

“Şimdi ovada kapalı besicilik yapılıyor. Girdi fiyatları çok yüksek. Gelir, giderleri karşılamıyor. İnanılmaz bir sıkıntı vardır. Ovamız en düzgün hayvancılık yapılan yerdi ama yetkililerin yüzünden hayvancılık maalesef bitirildi.

‘İKİ PİSLİĞİN ORTASINDA YAŞAMAYA ÇALIŞIYORUZ’

Ayrıca köyün çöp ve kanalizasyon sorunu ile ilgili de konuşan Erdoğan, “Bizim iki temel sorunumuz bulunmaktadır: Birincisi hemen evimizin yanındaki çöplük sorunu. İkincisi ise kanalizasyon atıkları. Biz bu iki pisliğin ortasında yaşamaya çalışıyoruz.” dedi.

‘NASIL ÜRETİM YAPACAĞIZ?’

Besicisi Ahmet Gezer de Amik Ovası’nda hayvancılığın bitirilişini şöyle ifade etti:
“Yöneticilerimiz bize hayvancılık yaptırmamak için elinden geleni yapıyor. Biz bu işten tiksindik artık. Bizi önce deprem vurdu, biraz toparlanmaya çalıştık bu kez de devlet hayvanlarımızı otlattığımız meralara konut yaparak elimizden aldı. Hayvanların maliyetleri çok yükseklere çıktı. Arpanın tonu 9-10 bin lira, bir çuval yem 600 lira. Sütün kilosunu bizden 13 liraya alınıyor, marketlerde 30 lirayı aşıyor. Biz nasıl üretim yapacağız? Devletimizin en azından meramıza dokunmaması gerekirdi. Ama dibimize TOKİ’leri kondurdular. Bu hayvanların gübresini nereye koyacağız? Bu hayvanlar nerede yayılacak? 24 saat hayvanlar içerde.

Ahmet Gezer

‘BORCU, BORÇLA ÖDEYEREK ÜRETİM YAPIYORUZ!’

“Devlet köylüye, üreticiye sahip çıkmıyor. Biz işimizi kredi kartımızla döndürüyoruz. O da tıkandı ve faizler almış başını gidiyor. Devlet bize sahip çıksın istiyoruz. Borcu, borçla ödüyoruz, kredi kartlarımız olmasa bu hayvanlar bu gün aç kalır. Zaten biz büyükbaş hayvancı olarak üç-beş kişi kaldık. Küçükbaş hayvancılık yapanların ise yüzde doksanı ya sattı, ya da buradan gitti. Bu gidişle biz de bu işi bırakacağız.

Bölgeyi terkeden besiciler

‘ÜLKEMİZİ İTHAL ETE MUHTAÇ ETMESİNLER!’

“Her insan üretici olamaz! Her üretici hayvanların ırkına göre, bir üretim bilgisi geliştiremez. Bizi dışa bağımlı hale getirdiler. Biz sütü 13 liraya satarken, markette paketli 37 lira. Dışarıdan gelen hayvanın eti, sütü bizim etimizin, sütümüzün kalitesinden iyi değil. Ben bu hayvanlara ne yedirdiğimi, ne içirdiğimi bilirim, halkımızda bilir ama ithal hayvanı kim bilir, kim anlar? Devletten beklentimiz şudur: meraların kalanını bize versinler, faizleri düşürsün ve hayvancılık alanındaki zorlukları aşabilmek için önümüzü açsınlar. Biz devletten karşılıksız bir şey istemiyoruz. Biz üretici olarak en zor şartlarda üretim yapmaya devam ediyoruz. Devlette biraz önümüzü açısın istiyoruz.”

Sonraki Haber