Analığa saygı vatana saygı
Yine Hatay’dayım. Annemi kaybetmemin acısı ile Hatay’ın iç parçalayan deprem acılarını bir kez daha yaşıyorum. Sürüp gidiyor hayat.
Canlılığı içinde taşıyan bütün varlıkların olağanüstü uyumu, insanın bilinç üstünlüğü ile ilerliyor. Umutluyuz.
Gözleri sonsuzluğa kapanan analarımızın adalet hırkasını giyindik. Şükür ki Türkiye’mizin kuşatılmışlığına en az yüz yıllık çözümler sunan bir parti teşkilatındayız. Vatan Partisi’nin çözümlerini öğrenmeyen öğrensin, sormayan sorsun, gelsin vatanı ve milleti için safa girsin. 90 yaşını aşmış analarımızı örnek alsın.
Hatay’da iktidar yanlısı şirketlere enkazların ihaleleri verilmiş. En işlek caddeleri kapatan bu şirketler, günlerce enkaz demirini cadde ortalarında vinçlerle ayıklıyor, eziyor kamyonlara yüklüyor. Bu işlemleri kent ortasında günlerce sürdürmek yasal mıdır, hukuki midir, insani midir? Enkazların başında hâlâ insanlar ağlaşıyor.
Sayın Cumhurbaşkanımız, çok şey yapıldığını söylüyor. Evet, haklı, ama yukarıda sözettiğim keyfilik içinde yapılan yıkımlardır. Bu sınır ilimizde, ayrımsız her erkek askerlik görevini şerefle yapar, kadın erkek her mükellef vergisini öder. Hem de bunları titizlikle, özenle, gururla yapar. Memura, amire, askere, ordumuza, doktora, polise saygı gösterilir.
Hatay’da yaşayan analar evlatlarını eşit yetiştirir. Okuryazar oranı yüksektir. Siyaset evlerde capcanlı, hararetli tartışılır. Atatürk deyince akan sular durur. Mustafa Kemal Paşa kırmızı çizgileridir. Her evde Atatürk fotoğrafı ve Türk Bayrağı görebilirsiniz. Cumhuriyetin kurucusuna, ilke ve inkılâplarına bağlılığın yılmaz savunucusudurlar.
Dara düşmüş ilimizin yaralarını saracak irade, Hatay’da görünür ve hissedilir durumda değildir. Halkı genel alanlarda hareketli panolarla düzenli aydınlatmak, cep telefonlarına düzenli bilgilendirme yapmak hiç zor olmasa gerektir. Çünkü, bayramda seyranda Sayın Cumhurbaşkanımızın, bakanlarımızın mesajları sanırım 85 milyona ulaşmaktadır. Hataylının ili ve ilçeleri terk etmesinin amaçlandığına dair söylentiler dolaşıyor.
Ekonomik sıkıntılar içindeki kadınların, gençlerin, halkımızın işsizlik sorunu böylesine yükselmişken, vergi yükü esas olarak çalışanın ve emeklinin sırtına yüklenmiştir. Uyuşturucudan, neoliberal sosyal medyadan ve LGBT’nin dayatılmasından, gençlerimizin tamamen kurtarılması öncelikli olması gerekirken çocuklarımızın eğitimlerinin, ÇEDES projesi ile din görevlilerinin ‘Değerler Eğitimi’ne açılmasının anlamı nedir?
Neredeyse bütün illerimizin ölçüsüzce yabancı uyrukluların yerleşimlerine açılması, 2019 itibariyle 1,61 milyon nüfusa sahip olan Hatay’ın yine körfez ülkelerine kiralanması söylentileri ne mene iştir?
Anaların, kadınların kolları havada, dilleri ağıttadır bugün. Acılarına kimsesizliği bulaştırmayalım. Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, stratejik deha ile kazandığı, “Şahsi Meselemdir” vurgusunu miras bıraktığı vatan topraklarımız bereketli ve mübarek emanetimizdir. Tek bir çakıl taşından, toprağından tozundan vazgeçemeyiz. Beyefendiler hanımefendiler! Analığa ve Vatana saygı ile bağlılık başta gelir. Gelin, binlercesini yitirdiğimiz, yüzlerce yıldır köklerini Hatay topraklarına salmış sağ kalan vatandaşlarımız için gerçekten seferber olalım, dertlere gerçekten derman olalım Anavatanımıza sahip çıkalım.