Anavarza Bal Genel Müdürü Can Sezen uyardı: Glikoza enzim katıp bal diye satıyorlar!

Rekolte azalıp fiyatlar artınca sahtekârların iştahı kabardı. Glikoz şurubundan elde ettikleri sahte bal denetimlerde tespit edilmesin diye sahtekârların enzim kullandığına dikkat çeken Can Sezen, tüketicileri uyardı

Adana Lezzet Festivali'nde sektördeki gelişmelere konuşmak üzere sözleştiğimiz Anavarza Bal Genel Müdürü Can Sezen, son dönemde “beta fruktofuranoza” adı verilen bir enzim sayesinde sahte bal satanların denetimlerde yakalanmadığını söyledi. Glikozdan bal üretimi geçen yıllarda çok artınca bakanlık devreye girmiş ve sahtekarlarla mücadele edilmişti. Ancak son dönemde kuraklık ve bu yıl da yangınlar yüzünden balda üretiminin azalması nedeniyle fiyatlar yükselince sahtekarların iştahı kabardı. Glikozdan ürettikleri sahte balın içine beta fruktofuranoza adlı enzimi katarak denetimlerden geçen sahtekarlarla mücadele etmek için bakanlığın bu hileyi de tespit eden bir çalışma başlattığını belirten Can Sezen, tüketicileri sahte bal konusunda şöyle uyardı: “850 gramlık çiçek balı 40 TL'den aşağı satılamaz. Marketlerin kampanya yaptığı ürünler hariç. Markalı ürünlerde bu fiyat 60-70 liradan aşağı olamaz. Çünkü bizde 100 ayrı analizden geçirdikten sonra balı o kavanoza koyuyoruz. Balda kirlilik var mı, yabancı madde var mı, bunlara bakılıyor. Bazen üreticinin getirdiği 100 tenekenin birinde sorun çıkıyor onu almıyoruz.”

KOVANA DEĞİL ÜRÜNE DESTEK VERELİM

Adana Kozan'da üretim yapan ve yılda 100 bin tenekeye yakın bal işleyen Anavarza Bal'ın Genel Müdürü Can Sezen ile sohbetimizde dikkatimizi çektiği ikinci konu ise üreticilere verilecek destekler konusunda oldu. Bal üretimine verilen teşviğin polen, arı sütü, arı zehri gibi ürünler özelinde verilmesinin doğru olacağını anlatan Can Sezen, “Kovan başına destekleme yerine arı ürünlerine destek verilirse üretici bunlar konusunda uzmanlaşır. Dünyada balın fiyatı belli. Bizim coğrafyamız endemik bitki açısından oldukça zengin. Uzmanlaşma olursa bal çeşitliliği artar. Maalesef çok değerli ballar birbirine katılıp aynı ürün gibi satılıyor. Bu destekler ürün bazlı olursa üretici arı ürünlerini artırır sadece baldan kazanmak yerine arı zehiri, propolis, polen gibi ürünlerden çok daha fazla gelir sağlar, refahı artar” diye konuştu. Türkiye'de arıcılıkta da ölçek sorunu olduğunu dile getiren Can Sezen, Türkiye'nin üretimde dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer almasına karşın, arı çiftliklerinden söz edemediğimizi kaydetti. “Rakiplerimiz 5 bin kovan ile üretim yapıyor ama biz 20-50 kovanla bu işi yapmaya çalışıyoruz” diyen Can Sezen, özellikle gençlerin de arı yetiştiriciliğine yönelmesi ile bu ürünün kayda değer bir ihracat kalemi olabileceğini anlattı.

KURAKLIK VE YANGINLAR VURDU

Her sektörde olduğu gibi arıcılıkta da maliyetlerin arttığına dikkat çeken Can Sezen, “En basitinden üretici balı koyduğu tenekeyi yüzde 40-50 daha pahalıya alır hale geldi. Tüketiciye henüz tamamı yansımamış olsa da ciddi artışlar var” dedi. Son birkaç yıldır iklim değişikliği yüzünden bal üretiminde verimin düştüğünü, bu yıl ise yangınlar nedeniyle sektörün önemli bir üretim kalemi olan çam balında çok ciddi bir kayıp yaşandığını hatırlatan Can Sezen, toplam bal üretiminde son birkaç yıldır artış olmadığını söyledi. Balın Türkiye için bir ihracat kalemi haline gelmesi için ilk aşamada üretimin artırılması, ikinci aşamada ürünlerin çeşitlendirilip markalaşmanın sağlanması gerektiğini ifade eden Can Sezen, ancak sadece bal değil özellikle arıcılık ürünlerinde ciddi bir potansiyel olduğunu vurguladı.

ÖMRÜ BOYUNCA BİR ÇAY KAŞIĞI KADAR BİLE...

Balın çok değerli birin ürün olduğunu ve bir zerresinin bile ziyan edilmemesi gerektiği konusunda tüketicileri uyaran Can Sezen, “Düşünün bir arı bütün bir ömrü boyunca bir çay kaşığının 12'de biri kadar bal üretebiliyor. Ne kadar değerli bir ürün. İşçi arılar 6-8 ay, kraliçe arılar ise 6-8 yıl yaşayabiliyor” bilgisini verdi. Arıcılıktaki verimlilik sorununa da değinen Sezen, Kanada'da kovan başına üretim 40 kilogram civarında iken ülkemizde 16-17 kilogram civarında olduğunu, üreticilerimizin bu işi sadece geçinmek için değil para kazanmak için de yapar hale gelmelerinin önemine değindi.

İHRACATTA SÜZMEYİ BIRAKTIK PETEĞE ABANDIK

Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü'nün 2021 yılına ait Arıcılık Ürün Raporu'na göre, Türkiye'nin 2020 yılında süzme bal ihracatı 3.8 bin ton oldu. 2017'de bu tutar 5.5 bin tona yakındı. Öte yandan petek bal ihracatında ise artış dikkat çekti. 2017'de 952 ton olan ihracat 2020'de 2.1 bin tonu aştı. Rapora göre Türkiye'de verimin en yüksek olduğu bölge 20.6 kilogramla Doğu Karadeniz. Ordu ili ise 30 kilogram verimle açık ara önde. En çok kovan olan bölge ise 1.7 milyon ile Ege. 2020 yılında tüketici bal fiyatlarının ortalaması kilogram başına 41.58 TL oldu. Üreticideki fiyat ise 42 TL. Türkiye'de 2020 yılında 104 bin ton bal üretildi. Toplam kovan sayısı 8.1 milyon. Toplamda 82.8 bin işletme arıcılıktan geçimini sağlıyor. Dünya bal ihracatında Çin 120 bin ton ile lider konumda. En çok bal ithal eden ülke ise 188 bin tonla ABD. 2019 verilerine göre Çin üretimde 444 bin tonla dünya birincisi. Ardından 114 bin tonla Türkiye geliyor.

Sonraki Haber