AYM'nin Can Atalay kararının gerekçesi... Yargıtay kararı hedefte; 'Hukuksuz, dayanaksız...'

Anayasa Mahkemesi, vekilliği düşürülen Can Atalay’ın başvurusu için ‘karar verilmesine yer olmadığına’ karar vermişti. Buna gerekçesini açıkladı. Gerekçede Yargıtay’ın Atalay kararı ‘hukuki dayanağı bulunmayan bir karar’ olarak nitelendirildi. Dört Anayasa Mahkemesi üyesi şerh koydu.

Yetki aşımıyla suçlanan Anayasa Mahkemesi, Can Atalay kararının gerekçesinde Yargıtayla hukuki söylemler üzerinden restleşmesini sürdürdü. Yargıtayın Can Atalay kararının dayanaksız, Anayasa’ya aykırı ve Türk hukukunda verilmesi mümkün olmayan bir karar olduğunu savunan Anayasa Mahkemesi, bunun Genel Kurul’da okunması için de "Hukuken var olmayan işlem” nitelemesi yaptı. Anayasa Mahkemesinin bu nedenle Genel Kurul’daki işlem için bir karar veremeyeceğini ifade etti. Yani Anayasa Mahkemesi, Yargıtayın kararını yok sayan tavrını sürdürdü…

SÜREÇ BÖYLE BAŞLADI

Can Atalay, Gezi Parkı davasında hükümlü olduğu sırada TİP’ten Milletvekili gösterildi ve sonrasında vekilliği düşürüldü. Bunun üzerine CHP ve Can Atalay’ın avukatları Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Talep şuydu:

‘VEKİLLİĞİNİN DÜŞÜRÜLMESİ YOK HÜKMÜNDE SAYILSIN’

"TBMM Genel Kurulu'nda Yargıtay 3. Ceza Dairesinin yazısı okunarak Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesinin yok hükmünde olduğu tespit edilsin. Ortaya çıkan eylemli İçtüzük değişikliği iptal edilsin."

Anayasa Mahkemesi başvuruyu görüşmüş ve “karar verilmesine yer olmadığına” hükmetmişti. Kararın gerekçesi bugün Resmi Gazetede yayınlandı.

ANAYASA MAHKEMESİ, YARGITAYIN KARARINI SAYMADI

Kararda, Atalay'ın yaptığı bireysel başvurularda, "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı" ile "kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı"nın ihlal edildiğine karar verildiği anımsatıldı.

AYM'nin 25 Ekim 2023'te verdiği hak ihlali kararı sonrasında Atalay'la ilgili kesinleşen bir hükmün varlığından söz etmenin hukuken mümkün olmadığı savunulan kararda Yargıtay’ın Can Atalay hakkındaki daire kararı hedef alındı:

GEREKÇELİ KARAR YARGITAYLA KAVGA METNİ OLDU

"Anayasa Mahkemesince, Anayasa'yı ihlal ettiği tespit edilen bir yargısal kararı mahkemeler dahil hiçbir kamu otoritesi esas alamaz ve Anayasa'ya aykırılığı sabit olan bir karara hukuken geçerlilik tanınamaz. Anayasa Mahkemesinin ihlal kararları yol gösterici veya tavsiye mahiyetinde kararlar olmayıp, bağlayıcı ve gereğinin yapılması konusunda ilgili otoritelere takdir alanı bırakmayan kararlardır."

Sadece mahkemelerin değil, ihlal sonucunun oluşmasına yol açan veya ihlalin giderilmesi sürecinde etkin konumda bulunan diğer kamu otoritelerinin de ihlal kararının gereğini yerine getirmek, ihlali gidermek ve ihlalin sürmesini önlemekle yükümlü olduğu belirtilen kararda, şunlar kaydedildi:

"Bu bakımdan yasama organının da Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun 25 Ekim 2023'te tespit ettiği ihlalin giderim sürecinin bir parçası olduğu kuşkusuz olup söz konusu karar yasama organı yönünden de bağlayıcı niteliktedir.

DAİRENİN YAZISI İÇİN: HUKUKİ DAYANAĞI YOK, ANAYASA’NIN DIŞINDA

“TBMM Genel Kurulunda okunan metinde yer alan dairenin 3 Ocak 2024 tarihli kararı da Anayasa Mahkemesinin anılan bireysel başvuru kararına uyulmasına yer olmadığına ilişkin Türk hukukunda verilmesi mümkün olmayan, Anayasa'nın tamamen dışında kalan ve hukuki dayanağı bulunmayan bir karardır. Dolayısıyla Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay ile ilgili kesin bir mahkumiyet içermediği açık olan kararlara yer verilen daire yazısının TBMM Genel Kurulunda okunmasıyla Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşmesine yönelik işlem tesis edilmiş ve böylece fiili (de facto) bir durum oluşturulmuştur.

‘GENEL KURULDAKİ FİİLİ DURUM YASAMA İŞLEMİ OLARAK DEĞERLENDİRİLEMEZ’

“TBMM Genel Kurulunda iptal talebine konu edilen daire yazısının okunması suretiyle oluşturulan bu fiili durumun Anayasa'nın 84. maddesinin ikinci fıkrasının kapsamına giren bir yasama işlemi olarak değerlendirilmesine imkan bulunmamaktadır. Sonuç olarak Anayasa Mahkemesinin verdiği karar sonrasında Atalay hakkında kesin hükmün varlığından söz edilmesi hukuken mümkün olmadığından, TBMM Genel Kurulunun 30 Ocak 2024 tarihli 54. Birleşiminde Yargıtay 3. Ceza Dairesinin yazısının Başkanlıkça okunmak suretiyle Genel Kurula bildirilmesi işlemi ile oluşan fiili durum hakkında Anayasa Mahkemesince karar verilmesi mümkün değildir."

‘HUKUKEN VAR OLMAYAN İŞLEM’ DEDİ

Kararda, "Hukuken var olmayan işlem ile ilgili söz konusu talebin incelenebilmesine imkan bulunmamaktadır. Açıklanan gerekçelerle TBMM Genel Kurulunun 30 Ocak 2024 tarihli 54. Birleşiminde Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 3 Ocak 2024 tarihli kararının ekte gönderildiğine dair anılan Daire Başkanlığı yazısının okunması suretiyle Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesinin yok hükmünde olduğunun tespiti ve Anayasa'nın 85. maddesi uyarınca iptal talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir." ifadeleri yer aldı.

4 ÜYE KARŞI OY KULLANDI: YETKİMİZ YOK!

Kadir Özkaya, İrfan Fidan, Muhterem İnce ve Yılmaz Akçil, başvuruda "Yetkisizlik nedeniyle ret kararı verilmesi gerektiğini" belirterek karşı oy kullandı.

Karşı oy gerekçesinde, Anayasa'nın 84. maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kesin hüküm giyme veya kısıtlanma sebebine dayanan mahkeme kararının, Genel Kurula bildirilmesiyle gerçekleşen milletvekilliğinin düşmesi halinin, AYM'nin inceleme görev ve yetkisinin dışında kaldığı ifade edildi.

Sonraki Haber