Anayasa Mahkemesi’nden kayyım kararı: Mülkiyet hakkı ihlal edilmedi

Anayasa Mahkemesi, hakkında başlatılan soruşturma sırasında şirketine yönelik verilen kayyım atama kararı nedeniyle bireysel başvuru yapan kişinin başvurusunu karara bağladı.

Yüksek Mahkeme söz konusu kişinin mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine karar verdi Ada Doğu Karadeniz İnşaat Malzeme Nak. Taah. Oto. Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin yöneticisi ve ortağı oln T.Ç. hakkında anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme ve silahlı terör örgütüne üye olma suçundan soruşturma yürütüldü. Soruşturma kapsamında Sakarya 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 1 Eylül 2016 tarihli kararıyla şirketin yönetimine kayyım atanmasına karar verildi. Hakimlik 9 Eylül 2016 tarihli kararla kayyımın yetkilerini Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devretti.

ÖRGÜTE YARDIM SUÇUNDAN CEZALANDIRILDI

T.Ç’nin kayyım atanması kararına karşı yaptığı itiraz üzerine Sakarya 2. Sulh Ceza Hakimliği 4 Mart 2019 tarihinde itirazın reddine karar verdi. Karar gerekçesinde, şirket hakkında terörizmin finansmanın önlenmesi hakkında kanuna muhalefet suçundan ayrı bir soruşturma yürütüldüğü ve soruşturmanın halen devam ettiği belirtildi. Karara yaptığı itiraz reddedilen T.Ç. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Diğer yandan bireysel başvuru süreci devam ederken T.Ç. hakkında Sakarya 5. Ağır Ceza Mahkemesince silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım suçundan mahkûmiyet kararı verildi. Karara yönelik istinaf başvurusu da reddedildi.

SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYELİĞİ

Bireysel başvuru incelemesini yapan Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü ise mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine karar verdi. Kararda şu ifadelere yer verildi: “Başvurucunun şirketine kayyım atanmasının temel gerekçesi olarak şirket ortakları hakkında silahlı terör örgütü üyeliği iddiasıyla dava açılması ve terörizmin finansmanı hakkında kanuna muhalefet suçunun işlenmekte olduğuna ilişkin kuvvetli suç şüphesinin mevcut olduğu gösterilmektedir. Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporunda yer alan tespitler ve başvurucu hakkında silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan verilen mahkûmiyet kararı bu noktada dikkate alınmalıdır. Sonuç olarak başvuruya konu tedbir kararının keyfî veya öngörülemez olduğu söylenemez.”

Sonraki Haber