Ankara Sarıoba'da üreticiler Doğu Perinçek’le buluştu: Üretenleri gözeten siyaset Türkiye’nin sorunlarını çözer

Sarıoba Köyü’nde yaşayan üreticiler, Vatan Partisi’nin düzenlediği Üretim Devrimi Kurultayı’nda buluştu. Kurultayda konuşan Perinçek, ‘Kanal İstanbul’dan önce Anadolu’ya su diyoruz. Türkiye’nin bugün üretenlerden yana bir hükümete ihtiyacı var’ dedi

Ankara’nın Polatlı ilçesinin Sarıoba Köyü’nde gerçekleştirilen Üretim Devrimi Kurultayında Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, üreticilerle buluştu.

Vatan Partisi’nin, yurdun dört bir yanında yaptığı Üretim Devrimi Kurultaylarına Ankara’da devam edildi. Ankara’nın Polatlı ilçesinin Sarıoba Köyü’nde yapılan kurultayda, Doğu Perinçek üreticilerle buluştu. Kurultayda ilk konuşmayı yapan Vatan Partisi Ankara İl Başkanı Deniz Tokgöz, “Bugünü hazırlarken gittiğimiz köylerde çok büyük bir bilinç gördük. Bu topraklarda Sakarya Savaşında düşmana geçit vermeyen üreticimizin bilincini gördük. Üretimsizliğe de geçit vermeyeceğini gördük” dedi. Sarıoba Köyü Muhtarı Hakan Güngör de, “Sakarya Savaşının 100. yılında böyle bir etkinlik yapıldığı için herkese çok teşekkür ediyorum. Bu kurultayların devamını bekliyorum” diye konuştu.

‘ÇİFTÇİ ÜRETEMEZSE TÜRKİYE’YE YAZIK OLUR’

Kurultayda konuşan Perinçek, “Türkiye çiftçisi faize çalışıyor. Ama bu toprakları da o çiftçilerin dedeleri kan vererek kurtardı. Bu toprakları dedelerimiz, nenelerimiz, ekilir, biçilir diye kurtardı. Vatan üretildiği zaman vatandır. Çiftçilerimizde hep aynı şikâyet. ‘Bu sene ekmeyi düşünmüyorum’ diyor. Çiftçi zarar gördüğü için ekmekten vazgeçiyor. Sayın Cumhurbaşkanımız sesimizi duysun. Bu maliyetlerle, bu girdilerle, bu mazot fiyatıyla, bu elektrik fiyatıyla çiftçi üretemez noktaya getirildi. Bu Türkiye’nin şu anda en önemli sorunudur. Çiftçi üretemezse yalnız çiftçiye yazık olmaz Türkiye’ye yazık olur. Biz şimdi saman, buğday ithal ediyoruz. Okyanusların ötesinden et ithal ediyoruz topraklarımız ise boş yatıyor. Sakarya Meydan Muharebesi bugün çiftçinin yanında kutlanır” ifadelerini kullandı.

‘FAİZCİLER DEĞİL ÜRETİCİ BAŞ TACIDIR’

Perinçek şöyle devam etti: “Faizciler baş tacı değil, üretici baş tacı. Üretenleri gözeten, ucuz mazot, ucuz gübre veren, faizsiz kredi veren tarım siyaseti Türkiye’nin sorununu çözer. Bunları yapmak için faizciden vazgeçeceksiniz. Yolda arkadaşımızla konuşuyoruz, borcu 90 bin lira, faizi 350 bin lira. Bizim programımızın birinci maddesi: Faiz borçları silinsin. İkincisi: Çiftçi ekmeyi düşünmediğini söylüyor. O zaman 1 yıl ana borçları erteleyeceğiz. İstanbul’a İstanbul Kanalı. İstanbul’un etrafı zaten deniz. Anadolu kuraklıktan yanıyor, topraklar kavruluyor. Yalnız Sarıoba’nın değil Anadolu’nun sorunlarını konuşuyoruz. Kanal İstanbul’dan önce Anadolu’ya su diyoruz. 40 milyar doları Kanal İstanbul’a vereceğimize onun çok altında maliyetle Anadolu’nun su ihtiyacını karşılayabiliriz. Türkiye’nin bugün üretenlerden yana bir hükümete ihtiyacı var.

‘ATLANTİK SİSTEMİNDE FAİZ BORCUNA BATTIK’

Türkiye’nin Atlantik Sisteminde faiz borcuna battığını söyleyen Perinçek, “Komşularımızla huzur ve barış istiyoruz. Suriye’de hükümete başkaldıranları meşru hükümet diye kabul etmek Türkiye’nin geleceği bakımından çok yanlış bir politika. Türkiye’nin dışarıdan gelen göçmen yığınıyla ilgili sorunları var. Bu sorun nasıl çözülür? Suriye ile iş birliği yaparız, Suriye’deki PKK’yı temizleriz, Suriye’deki diğer terör örgütleri temizlenir. Türkiye’deki konuklarımız da vatanlarına geri döner. Hem Türkiye hem de Suriye rahatlar. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki güvenliğini de sağlamlaştırırız. İran, Irak, Azerbaycan’dan ucuz mazot almak var. Vatan Partisi olarak İran ile görüşüyoruz. Türkiye’de mazot 3 lira olsa tarım şahlanır.” beyanlarında bulundu.

‘ELEKTRİĞİ KAMULAŞTIRACAĞIZ’

“Türkiye’yi adım adım gezdiklerini, bütün çiftçilerin elektrik dağıtım şirketlerine borçlu olduklarını kaydeden Perinçek, “Faturalar geliyor 300 bin lira, 400 bin lira. Böyle borç olur mu? Bunu nasıl ödeyecek? Türkiye’nin elektrik üretim ve dağıtımının özelleştirilmesi çok ağır bir fatura çıkarttı. Vatan Partisi diyor ki, elektrik üretim ve dağıtımını kamulaştıracağız. Özel sektöre vermeyeceğiz elektrik dağıtımını. Bu elektrik sorununun köklü çözümü budur. Tarlalarınızdan siyaset alanına çıkın. Çözüm sonuç olarak siyasettedir. O zaman siyasete ağırlığımızla gireceğiz. Siyasette çiftçiler, eli nasırlılar olacak. Faizcilerin evindeki o pahalı halıları kaldırıp toprağa basacağız. Halıya basanlar değil, toprağa basanlar hükümet olacak” şeklinde konuştu.

‘ÇİFTÇİ BATACAĞINA BANKALAR BATSIN’

Perinçek’in konuşmasının ardından çiftçiler de sorunlarını anlattı. Çiftçi Mustafa Tuna, “Çiftçi artık para kazanamaz oldu. Elektriği, mazotu her şeye zam geldi. Bu yıl pancar ekmedik ya da üretimi düşürdük. Çiftçi ekemiyor artık. Bu vatandaşlar bu şartlarda nasıl üretim yapacak?” şeklindeki sorusunu yanıtlayan Perinçek, “Elektrik dağıtımı kamulaştırılırsa maliyetler de düşürülür. Bugün elektrik hacizleriyle çiftçi boğuşuyor. Çiftçi batacağına bankalar batsın. Banka batarsa Türkiye’ye hiçbir şey olmaz. Hükümetin görevi elektrik şirketlerini zenginleştirmek değil” ifadelerini kullandı.

Kurultayda konuşan tarım işçileri temsilcisi, “37 senedir buradayım. Tarım İşçileri Dernek Başkanıyım. Su yok, memlekette su yok. Mahsul olmayınca ne yapacaksın? İşçiler şimdi toprakta aç ve susuz” derken Perinçek ise, “Derelerimizi, ırmaklarımızı kontrol altına alacağız. Oraları temiz tutacağız. Nasıl Devlet yol yapmak zorundaysa baraj da yapmak zorunda, sulamayı da yapmak zorunda. Yağmur var ama o yağmuru üreten için kontrol altına alacağız. İstanbul’a kanal değil Anadolu’ya su.” değerlendirmesinde bulundu. Üreticilerden Memduh Yüksel, “Bütün sorunların çözümleri var. Eğer oylarımızda bir değişiklik yapmazsak oylarımızı Vatan Partisi’ne vermezsek yine aynı sorunlarla karşı karşıya kalırız. Önce oylarımızı değiştireceğiz sonra sorunlarımızı çözeceğiz” ifadelerini kullanırken çiftçi Yılmaz Kaya elektrik fiyatlarına değinerek, “Yüzde 70 elektrik hayatta olmaz. Böyle sistem olmaz. Çitçinin adı yok. Ancak seçimlerde var” diye konuştu.

Detaylar gelecek...

Sonraki Haber