Umut bu sokaktan yeşeriyor

Antakya'da kurulan bir çadır kentte çadırlara umut temalı sözler yazılarak Umut Sokağı oluşturuldu. Afette depremzede olan Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Ayşe Ökten’in kendi çadırından başlayarak yükselttiği umut, tüm sokağa yayıldı.

Ayşe Ökten

Ökten’i gören diğer sokaktaki aileler, kendi çadırlarına da benzer sözler yazarak tüm çadır kentte moral yükselttiler.

Aydınlık’a konuşan Ayşe öğretmen, çadır kentlerdeki insanların tek dayanağının umut olduğunu, umudu yeşerteceklerini söyledi. Mesleğinin dışında da edebiyatla yakından ilgilendiğini belirten Ayşe öğretmen, yazmayı çok sevdiğini ifade etti. Çadır kente ilk yerleştiklerinde farklı bir sokakta olduklarını aktaran Ökten, sokağın tüm çadırlarına edebi sözler yazdığını, sokağın cıvıl cıvıl olduğunu dile getirdi. Kaldıkları sokak değiştirilince yeni sokaktaki çadırlara da şiirler yazan Ayşe Ökten, sadece yazdıklarıyla değil yaptıklarıyla çadır kente umut oluyor.

Ayşe öğretmene yazma işinde çadır kentteki çocuklar da yardım etmiş. Bizi haber yaparken gören çocuklar, “Abi bunları biz yazdık” diye sevinçle gözlerimizin içine baktı. Umut, o çocukların gözlerinden okunuyordu.

İKİ BAŞA SOKAK İSMİ YAZDILAR

2019’da üniversiteden mezun olduğunu belirten Ökten, KPSS’ye hazırlanırken depreme yakalandığını söyleyerek şunları kaydetti:

“Bir yıl Türkçe eğitmenliği, bir yıl da sözleşmeli öğretmenlik yaptım. Kadrolu olarak atanmak için KPSS’ye hazırlanıyordum, deprem oldu. Depremlere evde yakalandık. Annem enkazda sıkıştı. Onu kurtardık, çekirdek ailemizde bir kaybımız yok ama akrabalarımızda var. Depremde çok fazla kitabım gitti. 200 civarı kitabım vardı, 10 tanesini kurtarabildim. Depremden sonra Hatay Stadyumu’nun yanındaki çadır kente yerleştirildik. Önce kendi çadırıma Umut Sokağı yazdım. Sokağın diğer ucundaki sokakta da ablamın çadırı vardı. O da aynısını yazdı. Böylece hem girişte hem çıkışta aynı yazı olunca gerçek bir sokak gibi oldu. Sonra ailelerden izin alarak diğer çadırlara yazmaya başladım. Üç, beş derken sayı artmaya başladı. Sonra herkes beni çağırmaya başladı yazmam için. ‘Benim de çadırıma yaz’ dediler. Vaktim olsa tüm çadırlara yazmak isterdim.

“Gün içinde dikiş kursuna gidiyorum. Yetkililer gelip duyuru yaptı. ‘Kumaş var, kıyafet dikmek isterseniz gelin’ dediler. Orada dikiş yapıyorum, etek, tayt, kıyafet dikiyorum. Onun dışında çadır kentteki diğer işlere de koşturuyorum. Aslında günler baya yoğun ve yorucu geçiyor. Burada bir okul da kuruldu. Öğrencilere ders veriliyor. Beni de görev için çağırdılar. Kabul ettim.”

‘TEK DAYANAK UMUT’

Afette kiminin ailesini kimininse malını, mülkünü kaybettiği belirten Ökten, “Herkes bir şeyini kaybetti. Bu çadır kentte insanların en büyük dayanağı umut. Kimi kitaplarını kimi malını mülkünü kimiyse ailesini kaybetti. Ama umudumuz kaldı. Onu yeşerteceğiz.” şeklinde konuştu. Ökten şöyle devam etti:

“Felaket çok büyüktü. Sadece Antakya’da değil, tüm Hatay’da, 10 ilde büyük yıkıma neden oldu. Eksikler oldu evet ama imkanlar da bu şekildeymiş. Ama ateş düştüğü yeri yakar. İnkar edemeyiz tabi, yardımlar geldi.

“Mayısta düğünüm olacaktı, nişanlanmıştım. Düğün hazırlıkları yapıyorduk. Evimi tutmuştum, eşyaları almıştık. Şimdi bütün hepsi gitti. Olsun. Olan oldu artık. Düğün yapmam nikah yaparım. Bahar geliyor şimdi. Hayatlarımız yeniden yeşerecek.”

UMUT SAÇAN SÖZLER

Ayşe Ökten’in çadırlara yazdığı söz ve şiirlerin bazıları şunlar:

  • “Güzel günler göreceğiz, güneşli günler.”
  • “Bütün umutsuzluklara karşı umut, yaşamın bir parçasıdır.”
  • “Bir umudu olmalı insanın, ilkbahar güneşi gibi.”
  • “Her şeyin yok olduğu anda bile umut vardır.”
  • “Bir yerde yaşam varsa orada umut da vardır.”
  • “Umut hayatın var oluşsal sebebidir.”
  • “Her yıldız bir umuttur.”
  • “En büyük asker bizim asker!”
  • “Göğe bakalım”
Sonraki Haber