Antik kentin lezzetleri
Antandros Antik Kenti'nin mutfak kültürü tanıtıldı. Yemek galasında marul, hurma, incir, hindiba, kişniş, yumurta, bezelye, pancar, pazı, pırasa, mantar, karides, kaz eti gibi malzemelerin kullanıldığı, kuru balığın da bulunduğu menüde, toprağın içinde küpte fermente edilen garum sos da yer aldı.
Balıkesir'in Edremit ilçesinde Kazdağları'nın eteklerinde yer alan ve geçmişi milattan önce 7-8. yüzyıllara uzanan Antandros Antik Kenti'nin mutfak kültürü tanıtıldı.
Altınoluk Tarihi Antandros Şehrini Kurtarma, Koruma ve Yaşatma Derneği, bölgedeki butik bir otelin bahçesinde Balıkesir Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle "Antandros Antik Yemekleri Galası" düzenledi. Etkinlikte, tarihi kitaplardan, arkeolojik araştırmalardan ve mitolojik hikayelerden, uzmanlardan elde edilen bilgiler doğrultusunda antik dönemlerde yapıldığı bilinen 30 yemek, aşçılar Nurdan Çakır Tezgin ve Tutku Malay tarafından hazırlanarak davetlilere ikram edildi.
Marul, hurma, incir, hindiba, kişniş, yumurta, bezelye, pancar, pazı, pırasa, mantar, karides, kaz eti gibi malzemelerin kullanıldığı, kuru balığın da bulunduğu menüde, Antik Çağ'da toprağın içinde küpte aylarca fermente edilen "garum sos" da yer aldı.
HALEN DÜNYA MUTFAKLARINDA
Dernek Başkanı Gülçin Cömert, bölgenin gastronomi turizmine katkı sağlamak istediklerini söyledi. Antandros'un binlerce yıl önceden bugüne gelen lezzetlerinin birçoğunun halen dünya mutfaklarında yer aldığını belirten Cömert, "Bölgemize gelen yerli ve yabancı turistler antik kentlerimizi gezsinler arkeolojiyi, mitolojiyi solusunlar, İda Dağı'mıza (Kazdağları) çıksınlar, binlerce yıl önce Zeus'un Troya Savaşı'nı seyrettiği 1774 metre rakımlı bölgeden baksınlar" dedi.
Cömert, bölgeye gelen turistlerin tarihi alanlardaki gezilerinin ardından binlerce yıl önceki yemekleri bir turistik tesiste, geleneksel yöntemle yapılmış şekliyle yemelerini de istediklerini dile getirdi.
"Aşçı Fok" olarak da bilinen Nurdan Çakır Tezgin ise yaptığı çalışmalar sonucu antik dönemlerden binlerce yıllık yemekleri günümüze uyarlayarak hazırladığını anlattı. Tezgin, "Garum sosu antik döneme damgasını vurmuştur. 5,5 yıl önce Antandros Roma Villası kazı alanında bu sosu demlendirdik 5-6 ay süreyle. Bu sos fermente oldu. O sosu süzüp, temizleyip kullanarak yaptığımız yemek şölenimiz var." diye konuştu.
Mitolojide, Olympos Dağı'ndaki Thetis'in düğününde "dünyanın ilk güzellik yarışması" olarak adlandırılan, Paris'in altın elmayı Afrodit'e verdiği bölümün canlandırıldığı gösteri sunuldu.
Ayrıca etkinlikte İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Müzik Bölümü Öğretim Üyesi Serkan Çelik'in "Lyra" çalgısı ile kısa müzik dinletisine yer verildi.
SOS İÇİN HAVUZLAR OLUŞTURULUYORDU
Nurdan Çakır Tezgin sosun yapını anlattı: “Sardalye, hamsi, tekir gibi küçük balıklar bütün olarak, uskumru, torik, müren gibi büyük balıkların da iç organları büyükçe bir toprak kapta tuzlu su ve bazı baharatlı otlarla karıştırılarak fermente için güneşe bırakılıp çürütülür. Tuz, o dönemde çok pahalı olduğundan tuz yerine deniz suyu da kullanılırmış. Garum sosun büyük çapta ticaretini yapanlar bu sos için özel havuzlar inşa etmişler. Küçük pencereleri olan üzeri kapalı garum havuzlarının kalıntılarına bugün bile Akdeniz kıyı kentlerinde, hatta Karadeniz’de de rastlanmaktadır. Bu malzeme, olgunlaştığına kanaat getirilince süzgeç ve ince kumaşlardan süzülür. Keskin kokulu sos, zeytinyağı, bal, sirke, şarap ve kurutulup öğütülmüş türlü baharatlarla isteğe göre çeşnilendiriliyor. Antik çağlardan günümüze halen de devam eden ticaretiyle garum sos, koyun, keçi, domuz, balıklar, deniz kabukluları ve bütün kanatlıların tatlandırılmasında tuz gibi elzem.”