Arap aşiretler Şam'a yakınlaşıyor

Arap aşiretler, 1946 yılında Fransız birliklerin Suriye'den kovularak manda yönetimine son verilmesinde önemli bir rol oynamıştı. Şimdi sıra ABD işgaline direnmekte...

Suriye'nin Deyrezor kentinde Arap aşiretler ile PKK/PYD arasında 27 Ağustos'ta patlak veren çatışmalara ilişkin çeşitli yorumlar yapılıyor. Bunların en yaygını ve belki de en absürdü, çatışmalarda Rusya'nın PKK/PYD'yi, ABD'nin ise Arap aşiretleri desteklediği yönünde olanlar. Türk medyası ile muhaliflerin bu iddiaya dayanak olarak gösterdiği hadise ise Rus uçaklarının Arap aşiretlerin kontrolünde olduğu söylenen Münbiç'in kuzeyindeki Muhsinli köyünü hedef alması oldu. Ancak Suriyeli yerel kaynaklar, bu iddianın doğru olmadığını, ne Suriye'nin ne de Rusya'nın bu aşiretleri hedef almasının mantıklı bir izahı olmayacağını belirtiyor. Çatışmaların yoğun olarak Deyrezor'a bağlı Tel Feddin, Sur, Direnc, İzbe, Meamel ve Ebu Hammam gibi güney bölgelerde sürdüğünü bildiren kaynaklar, Münbiç'in kuzeyindeki hava operasyonlarının ise çeşitli sızmalara karşı yapıldığını vurguluyor.

Kaynaklar, geçen günlerde bir Rus askeri heyetinin de Şam'a gelerek Suriye'nin doğusundaki aşiret liderleriyle görüştüğünü bildiriyor. Konuyla ilgili bilgi veren kaynak, şu değerlendirmede bulunuyor:

“Birkaç gün önce Hmeymim'den bir Rus askeri heyeti Şam'a geldi ve Suriye'nin doğusundaki Arap aşiretlerinin temsilcileriyle görüştü. Anlaşılan Rusya'nın yeni politikası, Suriye Hükûmeti'nin aşiretler aracılığıyla bu bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirmesine izin vermek.”

SURİYE'DEN DIŞ GÜÇLERE DİRENENLERE TAM DESTEK

Suriye Ordusu'na bağlı Kaplan Kuvvetleri'nde görev yapmış bir Türkmen subay da yerel kaynağın verdiği bilgileri doğruluyor. PKK/PYD'ye başkaldıran aşiretlerin Suriye'nin en eski ve en köklü aşiretleri olduğunu belirten Suriyeli subay, “Bu aşiretler Fransa'nın ülkeden kovulmasında da önemli rol oynamışlardı. Kökleri Irak'a, Türkiye'ye, İran'a ve Suudi Arabistan'a uzanıyor. Hedefleri yalnızca PYD değil, aynı zamanda ülkedeki yasadışı Amerikan varlığının kendisi. Bizim ya da Rusya'nın bu aşiretleri hedef alması için hiçbir neden yok. Dış güçlere karşı direnen tüm direnişçilere desteğimizi yeniliyoruz.” diyor.

AŞİRET DESTEĞİ ARTIYOR

PKK/PYD'ye isyan eden aşiretlerin başında Akidat, Buseraya ve Bekkara gibi köklü aşiretler geliyor. Akidat'ın lideri Şeyh İbrahim el-Hafel, geçen günlerde yaptığı açıklamada, 17 aşiretin adını vererek hareketi desteklediklerini duyurmuştu. Bu aşiretlerden Elbu Shaaban ve Elbu Sheikh'in liderleri de önceki gün bir açıklama yaparak “işgale hayır” dedi. Suriye Devleti, Ordusu ve Cumhurbaşkanı Beşar Esad liderliğindeki müttefiklerin yanında olduklarını belirten aşiret liderleri, Fırat'ın doğusundaki toprakları Suriye Devleti'nin egemenliğine geri kazandırmaya kararlı olduklarını, Suriye topraklarının her karışını kurtarmak için başlatılan tüm ayaklanmaları desteklediklerini bildirdi.

HEDEF ABD'Yİ BÖLGEDEN ÇIKARMAK

Nitekim terör örgütünden gelen açıklamalar da Arap aşiretler ile PKK/PYD arasında yaşanan kavganın bir “iç kavga” ya da “Kürt-Arap” çatışmasından çok daha fazlası olduğunu gösteriyor. Terör örgütünün çatı organlarından Suriye Demokratik Meclisi'nin sözde Yürütme Kurulu Başkanı İlham Ahmed, dün yaptığı açıklamada, Deyrezor’daki çatışmalarla ilgili olarak İran ve Suriye'yi suçladı. Bölgedeki Arap aşiretlerin İran ve Suriye eliyle kışkırtıldığını iddia eden terör elebaşı, şu ifadeleri kullandı:

“Maalesef bu çatışmalar münferit olaylar değil. Bu rahatsızlığın, bölge genelinde huzursuzluk ve istikrarsızlık yaratmak isteyen İran destekli milisler ve Suriye rejimi tarafından yönlendirildiğine dair kanıtlar var. Bu çatışmaların arkasında iddia edilen gündem ise çok daha korkutucu. İran ve Esad rejimi, bu huzursuzluğu Araplar ve Kürtler arasındaki etnik çatışmanın bir sonucu olarak göstermek, Suriyelileri Suriye'nin güneyindeki protesto hareketlerinden uzaklaştırmak istiyor. Suriye rejimi bunu yapmak istiyor ama neden? Amerikan birliklerini Suriye'den çıkarmaya çalışmak potansiyel hedeflerden biri. Durumun Arap aşiretleri tarafından yönlendirildiği gibi sunarak bu dava için uluslararası merhamet ve destek kazanmaya çalışıyor olabilirler. Bu çatışmaların geniş kapsamlı etkileri var. Kuzey Doğu Suriye'nin istikrarını tehlikeye atmanın yanı sıra daha geniş jeopolitik yansımaları da var. Bu, derinlemesine araştırma ve küresel dikkat gerektiren bir durum.”

ABD İRAN GÜÇLERİNE SALDIRDI

Son çatışmalarla birlikte terör örgütünün bölgede iyice sıkıştığı anlaşılıyor. Şimdiye kadar Arap aşiretler PKK/PYD işgalindeki 24 köyü arındırdı. Terör örgütü ise dün sabah saatlerinde kendi kontrolündeki bölgelerde sokağa çıkma yasağı ilan etti.

SDG Basın Ofisi'nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Yaşanan kirli planların ardından Deyrezor Askeri Konseyi ve İç Güvenlik Güçleri, Deyrezor bölgesinde 2 Eylül sabahı saat 05.00'ten itibaren 48 saat süreyle sokağa çıkma yasağı ilan etti. Güçlerimiz, sivillerin can ve mallarını paralı silahlı grupların vandalizminden korumaya ve sivillerin hareketleri içerisinde saklanmalarını engellemeye çalışmaktadır.” SDG'nin açıklamasına paralel olarak ABD savaş uçaklarının da Deyrezor'da İran destekli gruplara saldırdığı duyuruldu. Yerel kaynaklara göre, dün sabah saatlerinde ABD jetleri iki askeri aracı hedef aldı. Saldırıda İran'ın kaybına yönelik bir bilgi paylaşılmadı. Deyrezor'un doğusundaki Elbukemal, Muhsan ve el-Mayadin ilçelerinde, İran destekli grupların yer aldığı biliniyor.

SURİYE'DEN SIZMA HAREKÂTI

Bu arada PKK/PYD kaynakları, Suriye Ulusal Savunma Güçleri ile İran destekli “Doğu'nun Aslanları” grubunun da kendi kontrollerindeki bölgeye sızma operasyonları yaptığını duyurdu. Terör örgütüne yakın siteler, söz konusu harekâtın Suriye Hükûmeti'ne bağlı el-Mayadin'de bulunan Askeri Güvenlik Şubesi tarafından yönetildiğini yazdı. PKK/PYD'li bir teröriste göre bu operasyonda Suriyeli askerler, SDG'nin Suriye Badiyesi'ndeki mevzilerini vurma planları hakkında bilgi sızdırmayı başardı. Böylece, Arap aşiretlerle birlikte Suriye ve İran'ın da bölgede askeri hareketliliğini artırdığı değerlendirilebilir.

NE OLMUŞTU?

PKK/PYD'li teröristler, 27 Ağustos pazar akşamı Haseke’de düzenledikleri bir operasyonla Arap aşiretlerin kontrol ettiği Deyrezor Askeri Meclisi'nin lideri Ahmed el Habil'i tutuklamıştı. Bunun üzerine Arap aşiretler ile PKK/PYD arasında çatışmalar başlamıştı. Bölgede yaşanan çatışmalarda ölenlerin sayısı 50'yi aştı. Gerginlik devam ederken ABD öncülüğündeki DEAŞ’a Karşı Uluslararası Koalisyon’dan yapılan açıklamada, “Birleşik Müşterek Görev Gücü, DEAŞ'ın kalıcı yenilgisinde Suriye Demokratik Güçleri'ni destekleme kararlılığını bir kez daha teyit ediyor.” denildi.

TÜRK DIŞİŞLERİ: TERÖR ÖRGÜTÜNÜN YENİ BİR TEZAHÜRÜ

Dışişleri Bakanlığı, Deyrezor'da terör örgütü ile Arap aşiretleri arasındaki çatışmalar hakkında yazılı açıklama yaptı. Terör örgütünün Suriye’deki şubeleriyle bazı Arap aşiret unsurları arasında bir süredir yaşanan çatışmaları yakından ve kaygıyla takip edildiği kaydedilen açıklamada,

“Bu gelişme, terör örgütünün, Suriye’nin kadim halklarını, üzerlerinde şiddet ve baskı uygulamak ve temel insan haklarını ihlal etmek suretiyle tahakküm altına alma girişimlerinin yeni bir tezahürüdür. Bu amaç ve niyetini DEAŞ’la mücadelede aktör olduğu savıyla perdelemek isteyen terör örgütünün gerçek mahiyetini, daha fazla gecikmeden ve bölgenin Suriyeli Kürtler de dahil kadim unsurlarının daha fazla acı çekmesine yol açmadan, destekçilerinin de görmesini umuyoruz.” ifadeleri kullanıldı.

Suriye Uzlaşma Komitesi Sözcüsü Ömer Rahmon, sosyal medya hesabından Akidat aşireti liderinin konuşmasını paylaşarak, “Her türlü takdiri hak ediyorsunuz.” diye yazdı. Akidat aşireti, geçen yıllarda Suriye Hükümeti'ni devirme planları içerisinde yer alıyordu. Şimdi ise ABD ve PKK/PYD'ye karşı seferberlik çağrısı yapıyor.

Sonraki Haber