Arap Ligi'nden Türkiye'ye 'Suriye'den çık' çağrısı

Cezayir'de toplanan Arap Birliği Zirvesi'nin sonuç bildirisi taslağında, Türkiye'nin Suriye topraklarındaki askeri operasyonlarının kınandığı ortaya çıktı.

Arap Birliği Zirvesi, Kovid-19 salgınının neden olduğu iki yıllık aranın ardından bu akşam Cezayir’de toplanıyor. “Arap halklarının saflarının birleştirilmesi” sloganıyla toplanan zirveden, önemli kararların çıkması bekleniyor.

Cezayir’de iki gün boyunca liderler düzeyinde toplanacak olan Arap Birliği Zirvesi'ne; Afrika Birliği Dönem Başkanı ve Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad Muhammed el-Âlimi, Bahreyn Kralı’nın özel temsilcisi Şeyh Muhammed bin Mübarak Al Halife, Umman Sultanlığı Özel Temsilcisi Esat bin Tarık Al Sait Sultan Kâbus ve Lübnan Başbakanı Necib Mikati katılacak.

İngiltere merkezli Şarku'l Avsat gazetesi, zirvenin nihai bildiri taslağına ulaştığını yazdı. Şarku’l Avsat’a göre bildiri metninde, öncelikli konu olarak Filistin sorunu yer alacak. Metinde, “Filistin davasının tüm Arap ülkeleri için halen bir öncelik olduğu” vurgulanacak. İsrail ile yaşanan çatışmada stratejik bir seçenek olarak ‘2002 Arap Barış Girişimi’ çözüm olarak ortaya konulacak. 2002 Arap Barışı Girişimi, 1967’deki sınırları içinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti'ni kabul ediyor.

Şarku'l Avsat'a göre taslak metinde yer alan diğer başlıklar şöyle:

TÜRKİYE’NİN OPERASYONLARI KINANDI

Taslak metnin Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Irak topraklarına askeri operasyonları konusunda Arap ülkeleri arasında ortak bir tutum sergilenmesini içeren maddesinde, Arap Ligi’nin 24 Aralık 2015 tarihli ve 7987 sayılı kararının uygulanmasıyla Türkiye’nin güçlerini (ikili ilişkilere uygun olarak) Irak topraklarından çekmesini talep etmesi çağrısı yer aldı. Türkiye'ye Irak'ta güvenin inşasını zedeleyecek ve bölgenin güvenlik ve istikrarını tehdit edecek adımlardan kaçınması çağırısı yapıldı. Ayrıca Türkiye'nin Suriye topraklarındaki askeri operasyonları da kınandı.

SURİYE'Yİ CENEVRE'YE HAVALE ETTİLER

Taslak metinde Suriye krizine tek çözümün, 30 Haziran 2012 tarihli Cenevre 1 Bildirisi ve BMGK’nın 2015 tarihli ve 2254 sayılı kararı çerçevesinde Suriye halkının isteklerini karşılayacak şekilde Suriyeli tarafların katılımıyla bulunacak siyasi bir çözüm olduğu vurgulandı. BM’nin, Suriye krizine siyasi bir çözüm bulunması için Cenevre toplantılarını düzenleme çabalarının desteklenmesi ve Arap Ligi’nin Suriye konulu müzakerelerin olumlu sonuçlar vermesine yönelik uluslararası çabalarının devam edeceği belirtildi. Metinde ayrıca siyasi çözüme ulaşmada önemli bir adım olarak tüm Suriye topraklarında kapsamlı bir ateşkesin ilanı için çabaların yoğunlaştırılması, Suriye'deki dış askeri müdahalelerin sona ermesi ve tüm yabancı güçlerin Suriye topraklarından ayrılması gerektiğine vurgu yapıldı.

Ayrıca metinde, Türkiye'nin Suriye topraklarındaki askeri operasyonları, BM Antlaşması’nın ihlali ve Arap ulusal güvenliği ile uluslararası barış ve güvenliğine doğrudan bir tehdit olarak kınanırken Suriye topraklarının tamamından koşulsuz olarak geri çekilmesi talep edildi. İdlib'deki askeri gerginliğin sonuçları ve bunun yarısı yerinden edilmiş 3 milyondan fazla Suriye vatandaşı üzerindeki yansımaları konusunda uyarıda bulunulan metinde, Suriye'nin kuzeybatısındaki insani durumun kötüleşmesiyle ilgili endişeleri dile getirildi. Bölgede hastanelerin, sivil tesislerin ve altyapının kasıtlı olarak hedef alındığı askeri faaliyetlerin devam etmesi nedeniyle gelecekte daha fazla insanın yerinden edilebileceği konusunda uyarı yapıldı.

İRAN'A HER CEPHEDE DÜŞMANLIK

İran'ın Arap ülkelerinin içişlerine müdahalesine ilişkin maddesinde, İran hükümetinin politikasını ve başta Körfez ülkeleri olmak üzere Arap ülkelerinin iç işlerine etnik köken ve mezhep çatışmalarının önünü açan ve bu çatışmaları körükleyen grupları destekleyen müdahalesi kınandı.

Arap ülkelerindeki milisleri ve silahlı grupları desteklemeyi ve finanse etmeyi bırakması istenen metinde, İran destekli terörist Husi milisleri tarafından Yemen topraklarından Suudi Arabistan ve BAE’ye İHA’lar, balistik füzeler ve İran yapımı diğer silahlarla hedef alınması kınandı. Bunun Suudi Arabistan’a ve BAE’ye karşı bir saldırı ve Arap ulusal güvenliğine yönelik bir tehdit olarak kabul edildiği belirtilen metinde, BM Antlaşması’nın 51. maddesinde belirtildiği gibi, Suudi Arabistan ve BAE'nin topraklarını savunma hakkı olduğu vurgulandı.

Taslak metinde ayrıca İran’ın Bahreyn'in iç işlerine müdahalesi, terörü desteklemesi, teröristleri eğitmesi, silah kaçakçılığı, mezhep çatışmalarını kışkırtması ve güvenlik, düzen ve istikrarı bozmak için çeşitli düzeylerde açıklamalarda bulunmasının yanı sıra Suudi Arabistan’da İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) ve ona bağlı terörist gruplar Asa'ib Ehl-i’l-Hak Tugayları ve Hizbullah tarafından finanse edilen ve eğitilen terörist gruplar kurması ve Suriye'nin geleceği, egemenliği, güvenliği, istikrarı, ulusal birliği ve toprak bütünlüğü üzerinde ciddi yansımaları olan Suriye krizine müdahalesi kınandı.

LİBYA’DAKİ KURUMLAR BİRLEŞTİRİLMELİ

Libya'daki krizle ilgili olarak, devletin birliği, egemenliği ve toprak bütünlüğüne bağlılığın ve her türlü dış müdahalenin reddedildiğinin belirtildiği metinde, gerginlikten kaçınılması ve Libya topraklarında faaliyet gösteren terör örgütleriyle mücadele edilmesi çağrısında bulunuldu. Taslak metinde ayrıca özgür ve adil seçimlerin yapılmasının önünü açan anayasal bir temel üzerinde uzlaşıya varılması için gerekli adımların atılması tavsiye edildi. Metinde, 5+5 Ortak Askeri Komisyonu ile aldığı kararların bağımsızlığının yanı sıra Libya’daki güvenlik kurumlarının tek bir çatı altında birleştirilmesi de dâhil olmak üzere çeşitli tedbirleri desteklendi. Libyalı askeri yetkililerin, 18 Temmuz 2022 tarihinde toplanmasına övgüde bulunulan taslak metinde, paralı askerlerin ve savaşçıların Libya topraklarını terk etmesi talep edildi.

HUSİLERE KINAMA

Metnin Yemen’e ayrılan bölümünde, Yemen'in birliği, egemenliği, güvenliği, istikrarı ve toprak bütünlüğüne olan bağlılık teyit edildi. Körfez girişimi ve yürütme mekanizması, kapsamlı ulusal diyalog konferansının sonuçları ve BMGK’nın 2015 tarihli ve 2216 sayılı kararı çerçevesinde Yemen hükümetinin barış seçeneği konusundaki tutumunun desteklendiği belirtildi. Suudi Arabistan’ın Yemen’deki barış girişimine destek verdiği ifade edilen taslak metinde, Husi milislerinin Yemen’de sivil tesislere düzenlediği saldırıların ve askeri gerilimi tırmandırmasının balistik füzeler ve insansız hava araçlarıyla (İHA) gerçekleştirdiği bombardımanlar kınandı. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) meşru müdafaa ve Husi milislerinin saldırılarına yanıt verme hakkının desteklendiği belirtilen metinde, Suudi Arabistan’ın ve BAE'nin uluslararası hukuka uyma ve saygı duyma konusundaki kararlılığına övgüde bulunuldu.

LÜBNAN’A DESTEK

Metinde, Lübnan ile dayanışma çerçevesinde, Lübnan hükümetine ve anayasal kurumlarına, ulusal birliğini, güvenliğini, istikrarını ve egemenliğini koruyacak şekilde siyasi ve ekonomik destek sağlanması tavsiye edildi. Şeba Çiftlikleri’nin, Kefer Şuba Tepeleri’nin ve Gacer köyünün Lübnanlılara ait kısmının işgalden kurtarılması ve geri alınması hakkının yanı sıra herhangi bir saldırıya meşru yollarla direnme hakkı olduğu vurgulandı.

Sonraki Haber