Arkadaşları Mehmet Güleryüz’ü anlattı: Çağdaş Türk Sanatının köşe taşlarındandı

86 yaşında Paris’te yaşamını yitiren çağdaş Türk sanatının usta isimlerinden Mehmet Güleryüz’ü yakın arkadaşları Aydınlık’a anlattı

Türk resminin önde gelen isimlerinden Mehmet Güleryüz 86 yaşında Paris’te hayatını kaybetti. Figüratif çalışmaları ve güçlü çizgileriyle bilinen Güleryüz, sanatında toplumsal eleştirileri ve bireysel özgürlük temalarını işledi.

1938 yılında dünyaya gelen Güleryüz, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nden 1966 yılında birincilikle mezun oldu. Resim sanatının yanı sıra tiyatroyla da ilgilenen Güleryüz, profesyonel oyunculuğa 1963 yılında Asaf Çiğiltepe’nin yönettiği Arena Tiyatrosu’nda başladı.

Güleryüz 1989’da üstlendiği Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği kurucu başkanlığını 1992 yılına kadar sürdürdü. Güleryüz 2013 yılından vefatına kadar çalışmalarını Paris’te sürdürdü.

Güleryüz, bir röportajında resim yapmayı yaşam biçimi olarak nitelendirmişti:

“Çizmek adeta yaşam biç̧imim. Hemen her an resim düşünen bünyem için çizmek adeta enstektif bir aktivite. Fiilsel bir oluşturma da diyebilirim. Çizme, kurgulama, aklın oyunlarını kaydetme eğlencesi gibi bir şey. Biçim bozma, sökme, takma eylemi çok cazip. Çizginin bedeni, sesi benzersizliğinin peşinde gidilen sürülen yolun uzunluğunu fark etmezsiniz bile.”

KENDİ KİMLİĞİYLE ESER ÜRETTİ

Mehmet Güleryüz’ün yakın arkadaşlarından, Prof. Dr. Süleyman Saim Tekcan, “Kendi kimliği ile eser üreten, Türk sanatının büyük sanatçısı Mehmet Güleryüz’ü kaybettik. IMOGA ailesinin bir sanatçısı olarak aramızda geçirdiği günlerde serigrafi tekniği ile eserler üretti. Bugün IMOGA müzesinin duvarlarında bu eserlerinden örnekleri görmek şansına sahibiz. Mehmet Güleryüz, müzemizin Ölümsüzler Duvarı’nda da yerini almıştır. Işıklar içerisinde uyusun.” dedi.

‘YOKLUĞU DAİMA HİSSEDİLECEK’

Hülya Küpçüoğlu

Ressam-Sanat Yazarı Hülya Küpçüoğlu, Güleryüz’ün çağdaş Türk figür resmindeki özgün yerine dikkat çekti. Küpçüoğlu şunları söyledi:

“Çağdaş Türk resim sanatının önemli isimlerinden olan Mehmet Güleryüz’ü kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Çağdaş Türk figür resminde özgün bir yere sahip olan sanatçı, resimlerinde toplumsal eleştiriyi ön planda tutuyordu. Dışavurumcu bir üslupla yaptığı resimlerinde, enerjik figürlerle gündelik hayata vurgu yapıyordu.

"Güleryüz sadece resimleriyle değil benim de 2008-2012 yılları arasında yönetim kurulu üyeliği yaptığım Uluslararası Plastik Sanatlar Derneğinin kurucu üyelerinden biri ve ilk başkanı olarak da Türk resim sanatı ortamına katkı sağlamıştı. Oyunculuğu, eğitimciliği, kitapları ve resimleriyle tartışılmaz Türk sanat ortamında özel bir yere sahip olan Mehmet Güleryüz, kuşkusuz kendisinden sonra gelecek kuşakları etkileyecek ve yokluğu daima hissedilecek.”

DÜRÜST VE GÜVENİLİR BİRİSİYDİ

Prof. Dr. Hüsamettin Koçan

Prof. Dr. Hüsamettin Koçan, 1990’lı yıllarda Güleryüz’le birlikte çalıştıklarını belirtti. Güleryüz’ün dürüst ve güvenilir biri olduğunu söyleyen Koçan, vefat haberinin kendisini sarstığını dile getirdi:

“Mehmet Güleryüz’le 1990’larda çok yakın çalıştık. Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği’nin kurucu kadrosu içerisindeydik. Mehmet’in kendine ait heyecanlı sert kimliği yer yer öğrenme çabası ile dengeleniyordu, sonra biz Mehmet’i ilk başkan seçtik, onun ricası üstüne ben de başkan yardımcısı oldum. O tarihten itibaren Mehmet’le dönem dönem sürtüştük, sonra kongreye gittik, kongrede o da aday oldu ben de aday oldum ve Mehmet’le yollarımız ayrıldı, ilişkilerimiz sertleşti, sonra bildiğimiz şeyler... Uzun süre de hiç görüşmedik.

"Mehmet hırçındı ancak benim gördüğüm en açık insanlardan biriydi. Dostluğu da karşıtlığı da açık seçikti. Mehmet dürüst ve güvenilir birisiydi ve tabii ki iyi bir sanatçı. Uzun zamandır hastalığını duyuyordum, bu haber doğrusunu isterseniz beni sarstı. Mehmet sanatıyla sanat tarihindeki yerini aldı ancak kişisel özellikleri bakımdan duygusal ve mert bir insan olarak bir sanatçı profilini de temsil edecek.”

TÜRKİYE PROGRAMININ İNSANIYDI

Kültür-sanat yazarı ve TV programcısı Zafer Bilgin, usta ressamın meseleleri her zaman Türkiye açısından ele aldığını kaydetti. Bilgin, “Mehmet Güleryüz özgün sanat anlayışıyla Türk sanatının köşe taşlarından biridir. Türkiye’den bakan bir insandır. Onu en yakın Ergenekon tertibi günlerinde Sanatçılar Girişimi içinde gördüm ve tanıdım. Adaşı Mehmet Aksoy gibi, çok yalın biçimde Türkiye programının insanıydı.” dedi.

SANATLA İÇ İÇE BİR YAŞAM

Prof. Dr. Aydın Ayan ise Mehmet Güleryüz’le yollarının öğrencilik yıllarında kesiştiğini söyledi. Güleryüz’ün yaşamının hep sanatla iç içe geçtiğini kaydeden Ayan, şöyle konuştu:

“Tutkulu bir sanatçı-eğiticiydi. Öğrencilerinin daha çok çalışmaları ve daha iyi işler yapmaları için -deyim yerindeyse- onlarla didişmeyi severdi. Benim Mehmet abi ile yolumun kesişmesi bu dönemde olmuştur. Didişmemize gerek kalmadan dost olmuştuk. Bana hocalığın yanında abilik de yaptı. İlk resmimi o satın aldı, ilk sergimi açacağım sanat galerisine adımı “çok iyi bir ressam yetişiyor, sergisini açın” diye öneride bulunan da oydu.

"Ne yazık ki yaşam ikimizi de uzaklara 12 Eylül 1980 sonrası Mehmet Güleryüz abi Akademi'den istifa edip New York'a gitti. Sonraki yılları o da ben de koşar adım yaşadık, bir sürü badire atlattık; yeterince bir araya gelemedik.”

Sonraki Haber