Asbest nedir? Asbest türleri nelerdir? Hangi hastalıklara neden olur?
Asbest (amyant), beyaz toprak olarak da bilinen, ısıya, aşınmaya, kimyasal maddelere oldukça dayanıklı, yapısal özellikleri açısından esnek, lifli yapıda bir mineraldir.
Halk arasında ak toprak, çorak toprak, gök toprak, çelpek, höllük veya ceren toprağı gibi isimlerle de bilinir. Asbestozis, asbestos solunmasıyla oluşan toz hastalığıdır (pnömokonyoz).
Asbestos Türleri
Beyaz asbes
Beyaz asbest olarak bilinen krisotil, yılantaşından elde edilir. Birçok ülkede kullanımı tamamen yasaklanmıştır. ABD'de ve bazı Avrupa ülkelerinde çok kısıtlı kullanımına izin verilir. Oldukça esnek olduğu için kumaş yapımında da kullanılabilir. CAS no'su 12001-29-5'tir. Evlerin çatılarında ve oluklu çimentolu çatı malzemelerinde kullanılmaktadır.
Kahverengi asbest
Kahverengi asbest olarak bilinen amosit daha çok Afrika'da çıkarılır. Kimyasal formülü Fe7Si8O22(OH)2 olan amosit de diğer asbest türleri gibi çok tehlikelidir. CAS no'su 12172-73-5'tir.
Mavi asbest
CAS no'su 12001-28-4 olan krosidolit başlıca Afrika ve Avustralya'da çıkarılır. Kimyasal formüllerinden biri Na2Fe2+3Fe3+2Si8O22(OH)2 olan krosidolit en tehlikeli asbest türü olarak bilinir.
Beyaz, kahverengi ve mavi asbest dışında başka birçok asbest türü de doğada bol miktarda bulunmaktadır. Bu asbest türlerinin kayıt edilmesi ve sınıflandırılması çalışmaları hâlen devam etmektedir.
Asbestin insan sağlığına zararları
Asbest son derece kanserojen bir maddedir. Solunum yoluyla vücuda girdiğinde başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açar. Uzmanlar cilde nüfuz etmesinin de mümkün olduğunu düşünmektedirler. Asbestin neden olduğu hastalıkların bazıları, akciğer zarları arasında sıvı toplanması, kireçlenme, akciğer zarı kalınlaşması ve akciğer dokusunda bağ dokusu oluşumu gibi elim hastalıklardır. Ayrıca ciltte yaralara neden olabilir.
Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), her yıl dünyada kanser yapıcı maddeleri düzenli olarak özelliklerine göre gruplara ayırmaktadır. Ajansın kanserojen maddeler listesinde asbest maddesi, "kesin kanserojen" tanımlanması ile 1. grupta sınıflandırılmıştır.
Fransa'da asbeste bağlı hastalıklardan her yıl 4000 kişi ölmektedir ve sayı giderek artmaktadır. Uzmanlar Birleşik Krallık'ta 1960 ve 70'lerde asbeste maruz kalmış kişilerden 120.000'den fazlasının akciğer kanseri nedeniyle yakın gelecekte öleceğini öngörmektedirler. Belçika ve Hollanda gibi ülkelerde 90'lı yılların başında asbest üretim ve kullanımı tamamen yasaklanmıştır. Avrupa Birliği'nde 2005 yılından itibaren AB'ye üye ülkelerde asbest üretimi ve kullanımını yasaklamıştır.
Geçmişte tersane işçisi olan babasının iş elbiselerinden bulaşan asbest nedeniyle kansere yakalanan genç bir kadın, 2007 yılında İngiliz Savunma Bakanlığı'ndan tazminat almaya hak kazanmıştır.
Asbestos hastalıkları ve Patoloji
Asbestozis
İlk olarak tersane işlerinde çalışanlarda tespit edilen asbestozis, asbest liflerini çözmeye çalışan vücut tarafından üretilen asidin akciğer zarında oluşturduğu yaralardır. Bu hastalığın kendini göstermesi 10-20 yılı bulmaktadır.
Mezotelyoma
Asbestin yol açtığı en önemli hastalık akciğer zarı ve karın zarı kanseri, yani mezotelyomadır. Batı ülkelerinde yılda her bir milyon kişinin 1-2'sinde saptanan mezotelyoma, Türkiye'de yılda en az 500 kişide görülmektedir. Mezotelyomaya ait en sık rastlanan yakınmalar, ağrı ve ilerleyici nefes darlığıdır. Akciğer röntgeni ve tomografide tipik bulgular saptanabilirse de, kesin tanı için başvurulan standart yöntem akciğer zarı biyopsisidir. Mezotelyoma, erken dönemde tanınıp uygun cerrahi girişim uygulanamadığında, ilaç ya da ışın tedavisine iyi cevap vermeyen ve hastayı kısa zamanda ölüme götüren bir hastalıktır. Akciğer kanserine kıyasla görece az (%3) görülür.
Kanser
Bronş karsinomu, asbestoziste en sık görülen kanser türüdür. Gırtlak ve sindirim sistemi kanserlerine de yol açabilmektedir.
Plevra hastalıkları
Akciğer zarı (plevra) kalınlaşması, yapışıklıkları ve effüzyonu
Cor pulmonale
Kronik interstisiyel fibrozis sonucu gelişen cor pulmonale
Patoloji
Kronik asbestoziste akciğerlerde özellikle alt loblarda alveol septumlarını kalınlaştıran güçlü diffuz interstisiyel fibrozis, plevra yapraklarında fibrozis, fibröz plaklar ve kalsifikasyon alanları izlenir. Akciğerdeki asbestos kristalleri demir elementi içeren organik bir kılıf tarafından kuşatılır. Ortaları yarı-saydam sarımsı-kahverengi çubuklar biçiminde görülen bu yapılara “asbestos (ferruginous) cisimcikleri” adı verilir. Mikroskopik incelemelerde çoğunun çevresini kuşatan yabancı cisim dev hücreleri izlenir. Asbestos kristalleri akciğer içerisinde ve doku aralıkları boyunca (aktif ya da pasif) hareketlenerek plevraya dek ulaşabilirler.
Asbestin çevreye verdiği zararlar
Düşük oranlarda asbest soluduğumuz havada ve doğal kaynaklar da dahil olmak üzere içme suyunda bulunmaktadır. Araştırmalara göre genel olarak asbeste maruz kalanlarda (meslek dışında) akciğer zarında gram başına on bin ila yüz bin asbest parçacığı bulunmaktadır ki bu da her insanın akciğerlerinde milyonlarca parçacık bulunması demektir. 27 Ağustos 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
EPA, içme suyunda yoğunluk sınırı olarak uzun lifler için (uzunlugu 5 µm'yi geçen lifler) litre başına 7 milyon lif olarak alınmasını önermiştir.
Solunan havadaki asbest liflerinin boyu 3.0-20.0 µm ve kalınlığı 0.01 µm olduğu için çıplak gözle görülememektedir.