ASELSAN 1919’dan kalan ders

İsrail’in Lübnan’da düzenlediği siber saldırı, teknolojide bağımsız olmanın önemini bir kez daha bilinçlere çıkardı. Türkiye, sanayide millileşmenin kaçınılmazlığını 1990’lı yıllarda görmüş ve bu doğrultuda birtakım stratejik adımlar atmıştı

Lübnan'da ağırlıkla Hizbullah üyelerinin kullandığı çağrı cihazlarının İsrail’in düzenlediği siber saldırı sonucu patlatılması sonucu 37 kişinin hayatını kaybetmesi ve 4 bine yakın insanın yaralanması yerli ve milli teknolojilerin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.

80 kişiden oluşan bir mühendis grubu 1992 yılında AR-GE çalışmalarını başlatarak, çok da anlamlı bir tarihi model numarası olarak belirleyip Türkiye’yi teknoloji alanında pek çok ülkeden öne çıkarabilecek bir adım attı.

ASELSAN mühendisleri prototip çalışmalarının tamamlanmasının ardından ASELSAN 1919’u Ağustos 1997’de piyasaya sürdü. İngiltere başta olmak üzere, üretilen cep telefonunun test edildiği tüm ülkelerde “En sağlam ve güvenli” telefon ilan ettiği ASELSAN 1919 böylece pek çok ilkleri de gündeme getirdi.

DEVRİM’LE BENZEYEN KADER

Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında Türkiye’ye uygulanan ambargolardan ötürü yerli üretime destek için kurulan ASELSAN, özellikle savunma sanayiinde önemli atılımlar yaptı. Kara ve silah sistemleri, füze savunma sistemleri, askeri haberleşme, komuta kontrol, güdüm ve insansız sistemler, kara elektro-optik sistemler, radar, elektronik harp ve kripto teknolojileri alanlarında özgün çözümler sundu.

ASELSAN 1919’un öyküsü ise Türkiye’nin ilk yerli otomobili Devrim’in kaderini paylaştı. Devrim itibar suikastına uğradı ve seri üretime geçemeden proje durduruldu. Bu kez ihanetin başrolünde ise Sorosçu Osman Kavala’nın ortağı olduğu KVK isimli şirket vardı…

CEP TELEFONU ÜRETEN 5 ÜLKEDEN BİRİ OLMUŞTUK

ASELSAN 1919’un hayata geçirilmesi ile Türkiye, cep telefonu üreten 5 ülkeden birisi oldu. Ayrıca telefon tip onayı alan 4 ülke arasına girdi. Tasarımı ve yazılımı ASELSAN’a ait olan cep telefonu için dönemin büyük firması LG işbirliği teklifleri de sundu.

İspanya, Slovakya, Çekya, Avusturya, Çin ve Malezya bu milli proje için ortak olma adımları attı. İlk bir ay içerisinde 5500 adet üretilen ASELSAN 1919, toplamda 100 bin adet satışa ulaştı. Aynı zamanda 10 farklı ülkeye ihraç edildi.

ULUSAL PAZARDA GÜÇLENEMEDEN PAZARA YABANCI RAKİP SOKULDU

Aydınlık, ASELSAN’ın çalışmalarını yakından bilen bir mühendise yaşanan süreci sordu. İsminin açıklanmasını istemeyen mühendis şunları kaydetti: ASELSAN 1919'un ailecek ilk kullanıcılarındayız. O dönemin muvazzaf subayları ile sohbet etmekte fayda var. İndirimli alma imkanları olduğunu hatırlıyorum.

ASELSAN 1919'un akamete uğramasının en baş sebebini "henüz ulusal pazarda güçlenmesini tamamlamadan ulusal pazara rakip ürün sokulması" olarak görüyorum. ASELSAN uluslararası rekabete açılırken uluslararası fikri ve sınai mülkiyet hukukunu da o dönemde dikkate almadığını düşünüyorum. Sadece Ericson, Nokia gelmedi; Motorola da geldi. Motorola'nın askeri ve asayiş sistemlerimizde o dönem güçlü olduğunu hatırlıyorum.”

İNGİLİZLER HAYRAN KALDI EN İYİ TELEFON SEÇTİ!

İngiltere’de düzenlenen teknoloji fuarında, ilk titreşim özelliğine sahip olmasıyla da en iyi telefon kategorisinde birinci seçildi. Bu birinciliğin ardından ASELSAN yetkilileri, mühendislere talimat vererek daha gelişmiş yeni cep telefonları üretmeye başladı. ASELSAN 1919’u bu kadar başarılı olunca ASELSAN 1920 üretildi. ASELSAN 1920’de 10 farklı ülkeye ihraç edilerek yüzbinlerce sattı.

İHANET BÖYLE BAŞLADI

Dönemin ASELSAN Genel Müdür Yardımcısı Ayhan Gerçeker, 1919 ve 1920 modelleri ile ilgili verdiği bir röportajda, Türkiye’de cep telefonunda rekabetin çok fazla olduğunu ve dünyanın en büyük firmalarıyla yarıştıklarını ifade ederek, reklam ve pazarlama konusunda sorun yaşamamak adına pazarlama işini KVK firmasına verdiklerini duyurdu.

KVK halen “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan müebbet hapse çarptırılan Osman Kavala’nın ortak olduğu şirketti. KVK pazarlama ve reklam konusunda önceliği Finlandiyalı Nokia firmasına verdi. Haber 7 internet sitesinin Şubat ayında yaptığı hesaplamaya göre Türkiye ASELSAN 1919 hadisesiyle, 350 milyon dolar zarar ettirildi.

Sitedeki ifadeye göre, “Yerli üretim durdurulduğu günden bugüne kadar, yurtdışından ithal edilen telefonların tahmini fiyatının 108 Milyar 549 Milyon dolar olduğu öğrenildi. ASELSAN 1919 ve ASELSAN 1920 projeleri akamete uğratılmasaydı, ihracat potansiyeli bakımından tahmini 350 Milyar dolar ülkemize kazandırılacaktı.”

Patent konularında da sorun yaşanınca, telefon teknolojilerinden ve üretimden elini çekti. MİT ve TSK personeli tarafından da (Dinlenemez ve şifreli görüşme) kripto görüşme aracı olarak kullanıldı. Yerli ve Milli teknoloji atılımlarının öneminin bir kez daha ortaya çıktığı şu günlerde Türkiye’nin böyle bir teknolojinin içerisinde olamaması ise maddi kaybın ötesinde güvenlik zafiyetleri de yaratıyor.

İKİNCİ EL SİTELERİNDE HALA ALICI BULUYOR

Aselsan 1919 ve 1920 zaman zaman ikinci el sitelerinde de satılıyor. Güncel olarak fiyatı 5 bin ile 20 bin TL arasında değişiyor.

DEVRİM’E NE OLMUŞTU?

Bir grup Türk mühendisinin Eskişehir Devlet Demiryolları Atölyesi’nde tasarlayıp ürettiği ilk yerli otomobil olan ‘Devrim’, TBMM’nin önüne getirildi. Dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel Devrim’e binerek TBMM önünden Anıtkabir'e gidecekti. Devrim yaklaşık 100 metre ilerledikten sonra durdu. Cemal Gürsel, “Paşam benzin bitti.” cevabını alınca Devrim’in seri üretimi durduruldu…

ASELSAN 1919’UN TEKNİK ÖZELLİKLERİ DÖNEMİNİN ÖTESİNDE

Boyu 12,9 cm, eni 4,7 cm ve kalınlığı da 2,5 cm olan cep telefonu, 185 gram ağırlığında olduğundan, zamanın en hafif telefon sıralamalarında önlerdeydi. İki çeşit pil kullanılan ilk yerli cep telefonu Aselsan 1919, 550 mah kapasiteli standart pil ile konuşma süresi 1.5 saat, bekleme süresi 40 saat olurken, güçlü pil kullanıldığında ise konuşma süresi 2.5 saat, bekleme süresi ise 70 saate kadar çıkabilmekteydi.

Üretimi yapıldığı yıllarda fiyatı KDV dahil 96 TL olan (eski parayla 96 milyon TL) Aselsan 1919‘un 1 yıl garantisi vardı. Arızalanması durumunda ise İstanbul, Ankara ve İzmir’de 15 dakikada, diğer illerde ise 1 gün içinde tamir edilip geri verilebiliyordu.

Rehberde 315 kişi kayıt özelliği
Rehberden tek tuşla arama özelliği
Dünyadaki pek çok GSM şebekesine uyumluluk
Yönlendirme özelliği
Kısa mesaj alma gönderme
Numara gösterme özelliği
Çağrı sonunda ücret bilgisi
Çağrı kilitleme özelliği
Titreşim
1 saatte şarj
Ahizesiz konuşma

Milli melodiler: İzmir Marşı, “9’ncu senfoni”, “Dağ Başını Duman Almış”, “Türk Marşı”, “Ceylan”, “Üsküdar’a Giderken” ve “Harbiye Marşı”

ASELSAN 1919’UN SONU MÜŞTEREK BİR SUÇ HİKAYESİ…

Öte yandan gazetemizin eski yazarlarından Gaffar Yakınca sosyal medya hesabından şu paylaşımda bulundu: “Cep telefonu üretiminde en kritik girdi, yarı iletkenler ve Türkiye yarı iletken üretemiyor, ithal ediyor. Yabancı şirketler, yarı iletken üreticilerinde sipariş önceliğine sahip. Çünkü milyonlarca üretim yapıyorlar. Aselsan ise toplam 200 bin adet üretmeyi planlamış.

Yarı iletken firmalarının tamamı Batının kontrolünde ve siparişin küçüklüğünü gerekçe göstererek Aselsan’a satış yapmıyor. Aselsan, en kritik girdiyi stokçulardan/spotçulardan almak zorunda kalıyor ve maliyetleri neredeyse iki katına çıkıyor.

Üretimin devam edebilmesi için iki yol var: Ya birkaç yıl boyunca şirket sübvanse edilecek yani devlet tarafından desteklenecek veya yurt dışından gelen telefonlara gümrük vergisi konulacak. Her ikisi de Aselsan’ın boyunu aşıyor; siyaseti, devleti ilgilendiriyor. Ve o günün siyasileri, Aselsan 1919’un kaderini piyasanın koşullarına terk ediyor.

Türkiye, o günden bugüne cep telefonu ithalatına 30 milyardan fazla para harcadı. O yıllarda Aselsan’a verilecek en çok 100 milyon dolarlık bir destek veya ithal ürünlere konulacak küçük bir ek vergi, milyarlarca doların cebimizde kalmasını sağlayacaktı. Binlerce insanımız, bu alanda iş sahibi olacaktı.

Daha önemlisi, cebimizde bizi dinleyen bir casus veya her an patlayabilecek bir bomba taşımadığımıza emin olacaktık. Gizli ele gelince… Doğrusu, bu bir müşterek suç hikâyesi. Siyasi irade desteklemiyor, yabancı şirketler bastırıyor, ipi AB’nin ABD’nin elindeki bürokratlar lobicilik yapıyor, ithalat şirketleri de tabuta son çiviyi çakıyor”

120 BİN TL'LİK TELEFON İÇİN GECEDEN KUYRUĞA GİRDİLER

Ünlü cep telefonu markasının yeni modeli, Üsküdar ve Kadıköy'de bulunan mağazalarda satışa sunuldu. Telefona sahip olmak isteyen vatandaşlar, akşam saatlerinde mağaza önünde sıraya girerek uzun kuyruklar oluştururken, son çıkan modelin fiyatı çeşitli özelliklerine göre 65 bin TL'den başlayıp, 120 bin TL'ye kadar çıkıyor.

Yeni çıkan modele bir an önce sahip olmak istediğini belirten Ali Zaman, "16 Pro Max çıktı, bugün 20 Eylül onu almaya geldik. 179'uncu sıradayım, yapay zeka özelliğiyle tanışmaya geldik. Her sene 20 Eylül, 23 Eylül, 24 Eylül' de aynı bu sırayı yaşıyoruz. Ben Zeytinburnu'nda oturuyorum, Zeytinburnu'ndan buraya gece saat 23.30'dan beri sıradayım burada." diye konuştu. - DHA

Sonraki Haber