Aslan gibi Aydınlıkçı Özlemle anıyoruz

9 Ekim 2020 günü bir kalp krizi sonucu genç yaşta aramızdan ayrıldı. Ölümünün birinci yılında arkadaşları Hüseyin Mert'i anlattı: Özveriliydi, fedakardı, çalışkandı; Hüseyin Mert adı gibiydi.

Kalp krizi sonucu 9 Ekim 2020'de erken yaşta kaybettiğimiz arkadaşımız Hüseyin Mert’i ölümünün birinci yılında saygı ve özlemle anıyoruz. Ulusal Kanal arşiv sorumlusu ve reji görevlisi olan Hüseyin Mert, soyadı gibi mert bir insandı. Çalışkanlığı ve insani değerleriyle herkesin gönlünde ayrı bir yer edinmişti. Trabzon’un Yomra İlçesinin Taşdelen Mahallesinde doğan Mert, genç yaşta geldiği İstanbul’da Vatan Partisi’ne üye oldu ve İstanbul İl Başkanlığında uzun yıllar çalıştı. Bir nefer gibi Parti’nin her işine koştu. Okuyan ve araştıran bir insandı. 2000 yılında kurulan Ulusal Kanal’ın inşaatında bile çalıştı. Gün oldu ekrana çıkıp gazeteleri sundu gün oldu yöneticilik yaptı… Joker oyuncu gibi her yere yetişti. Son olarak televizyonun reji odasında da görev yaptı. Şikâyet eden değil, çözüm üreten insandı.

FEDAİ KUŞAĞI

Hüseyin Mert, Vatan Partisi’nin emekçi damarındandı. Tıpkı Halil Alkan, Nizamettin Şen, Mahmut Şen, Kubilay Deligöz gibi karakterli ve özverili, fedai geleneğindendi. Onun için önce Türkiye, sonra da Partisi gelirdi. Körü körüne bir yere bağlanan değil, düşünen ve fikir geliştiren insandı. Parti okulundan yetişti. Kendini geliştirdi ve örnek gösterilen bir insan oldu. Genç yaşta kaybettiğimiz Mert’i arkadaşları Aydınlık’a şöyle anlattı:

'ÇALIŞKAN, ÖZVERİLİ'

  • Turhan Özlü (Görev Vakfı Mütevelli Heyet Üyesi):

“Hüseyin Mert Vatan Partimizin ve Ulusal Kanal’ın unutulmaz isimleri arasında. Uzun yıllar İstanbul İl Merkezinde görev yaptı. Ulusal Kanal'da ihtiyaç olduğunda Kanal’da çalışmaya başladı. Çalışkanlığı ve devrimci ruhuyla herkese örnek oldu. Yayın için en başta gelen ihtiyaç, arşivin düzenlenmesiydi. Bu görevin başına geçti ve çoğunlukla 7 gün 24 saat çalışmayla arşivimizi adeta yeniden yarattı.

“Hüseyin Mert görev adamıydı. Çalıştığı her yerde en zorlu göreve talip olurdu. Görevde, külfette en önde ama nimette arkalarda olurdu. Her şeyini paylaşırdı ama almasını, istemesini bilmezdi. Mali bakımdan sıkıntı içinde olduğu zamanlarda bile muhasebenin semtine uğramazdı. Yöneticiler ve arkadaşları bu durumu bilirlerdi. Hüseyin Mert ve kaybettiğimiz değerleri saygı ve rahmetle anıyoruz. Anılarını mücadelemizde yaşatacağız, zaferlerle taçlandıracağız."

  • Sinan Sungur (Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni):

Hüseyin Mert büyük bir dava insanıydı. Erdemli yaşadı ve erdemleriyle hep örnek oldu. Fikri olgunluğu ile kendini yetiştirmiş bir devrimci, Anadolu insanının verdiği karakter ile fedakâr ve vericiydi. Kanalı ve partisi onun canlıydı, canına dokundurtmazdı. Hüseyin Mert'i erdemleri ile hatırlayacağız. Onun erdemlerini yaşatacağımız toplumu kurmak için de daha fazla mücadele etmemiz gerekiyor. Ölümünün birinci yılında saygı ve özlemle anıyoruz.

'TAŞIYICI KOLON'

  • Mustafa İlker Yücel (Aydınlık Genel Yayın Yönetmeni):

“Bina mı yapıyorsunuz ‘taşıyıcı kolon’ olurdu. Yolda mı yürüyorsunuz, önünüzdeki taşları tek tek ayıklardı. Sıkıntıya mı düştünüz, sizin yerinize düşünürdü. İş ortada mı kaldı, sessiz sitemsiz üstüne alırdı. Hüseyin Mert aslan gibi bir Aydınlıkçıydı. Unutulmayacak...”

  • Çağdaş Cengiz (Ulusal Kanal Yönetim Kurulu Üyesi):

“Hüseyin Mert, Ulusal Kanal'ın karakter abidelerindendir. Ulusal Kanal'ın her katında, koridorunda, odasında, tuğlasında, taşında Hüseyin Mert'i görürsünüz. Hepsinde elinin, ayağının, alın terinin izi vardır.

“Ulusal Kanal'ın emekçilerine bakın. Hüseyin Mert'i görürsünüz. Hepsinin sesinde, gülümsemesinde, cesaretinde, hüznünde, umudunda, kararlılığında Hüseyin Mert'i görürsünüz. Hepsinde yüreğinin, bilincinin, erdemlerinin izi vardır.

“Onu unutmak mümkün değil. Onun anısına saygıyla ilgisi yok bunun. O unutulmayı dert etmezdi. Onun derdi davasıydı. Ama Hüseyin Mert'leri unutmamak, o davanın neferi olduğunuzda şarttır. Hüseyin Mert, adı gibi madde ve ruh güzeli. Soyadı gibi cesur, ahlâklı, onun ardından, ‘Vatan ve devrim davasının görevlerine Hüseyin Mert'ler gibi madde ve ruhla, cesaret ve ahlâkla sarılacağımıza söz veriyoruz’ demiştik. Bugün de o sözün, o yeminin peşindeyiz.”

HAFIZA ARŞİVİ

  • Nilüfer İncekara (Ulusal Kanal Kurgu Operatorü):

“Gerçekler büyük ruhlu insanları besler, küçükleri yaralarmış... Hüseyin Mert’in yokluğu herkes için bir boşluktur. Özellikle de benim için derin bir yokluk. Hüseyin’in yok olması ayrıca da mümkün değildir. Elimi neye atsam kesinlikle bir izi vardır. Öyle bir özelliği olan bir dost, arkadaş, derttaş idi…

“Mesela çay demlediğimde aklıma hemen Hüseyin gelir. Çayı çok sever. Çaya itina gösterir, kendi çayını kendisi doldurur, bardağını yıkar, öyle bırakır, kimseye yük olmazdı. Mesela bir haber izlerim, aklıma hemen Hüseyin’in derin hafızası, aklı ile oluşturduğu derin arşivi gelir. Bir haber ya da belgesel hazırlanması gerektiğinde ilk Hüseyin’e gidilir, tarihi saati ile tüm bilgileri size aktarır. Hiç bir zaman bireysel yaşamadı. Gençler Hüseyin’i çok sever. Gençleri dinler, asla akıl vermez, onların Hüseyin Ağabeyi olurdu. Yanına giden, bir kere görüşen gencin ağabeyi olurdu; öyle bir enerjisi vardı…”

'NE SOĞUK DEMİŞTİM CANIM AĞABEYİM OLDU'

  • Esra Babacan, (Ulusal Kanal’da yönetmen):

“11 yıl önce Ulusal Kanal binasına ilk girdiğimde onunla karşılaştım, konuştum. Ne soğuk adam dediğimi hatırlıyorum. Zamanla en çok güldüğüm, yanında rahat hissettiğim, güvendiğim, saygı duyduğum canım Ağabeyim oldu. Ondan çok şey öğrendim. Yazın oturduğumuz koltuklara hep dikkat etmemiz gerekirdi, çünkü Hüseyin Ağabey ıslatmış olabilirdi. Çoğumuz bu şakaya aldanıp otururduk. Serinlediniz derdi, gülerdik. Beni hiç kırdığını hatırlamıyorum. Hüseyin Mert ağabeyim, senin yerin hiç bir zaman doldurulamaz. Seni çok seviyorum. Her zaman kalbimdesin.”

Sonraki Haber