Aydıntaşbaş, The New York Times‘ta Atlantik’in heveslerini yazdı

Türkiye’de Atlantikçi kalemlerin başını çeken Aslı Aydıntaşbaş, The New York Times gazetesine Türkiye’nin Atlantik kampına dönmesi için yeni fırsatları olduğunu savunan bir makale kaleme aldı.

“Savaş başladığından beri Neo-Nazi sözcüğünü Türk medyasından daha çok hiçbir yerde duymadığını” söyleyen Aydıntaşbaş, televizyon programlarında yorumcuların “Ukrayna’nın neo-Naziler tarafından yönetildiği ve NATO’nun, Türkiye’nin derhal ayrılması gereken [ABD’nin] bir savaş aracı olduğu” fikrini dile getirdiğinden yakındı.

‘TÜRKİYE, RUSYA TEHDİDİNE KARŞI GÖZÜNÜ AÇTI’

Türk hükümetinin “revizyonist Rusya tehdidine” karşı alarma geçmiş olduğunu iddia eden Aydıntaşbaş, Rusya’nın “şimdi Türkiye’nin kuzey kanadına geçmekle tehdit ettiğini” ileri sürüyor. Ayrıca “Erdoğan’ın Rusya romantizmi, iki yıl önce İdlib’te Rus ve Suriye uçaklarının 34 Türk askeri öldürmesiyle birlikte sona erdi. Şimdi ise Putin’in vurdumduymazlığı tamamen sahnede.” ifadeleriyle Türkiye-Rusya ilişkilerine kama sokan argümanları yineliyor.

Aydıntaşbaş, Türkiye’nin tüm bunlara rağmen Rusya’ya karşı çıkamayacağını, çünkü Erdoğan’ın Türkiye’yi stratejik ve ekonomik olarak Rusya’ya karşı kırılgan hale getirdiğini iddia ediyor. “Erdoğan, Suriye’de yürüttüğü operasyonun Putin’in onayına bağlı olduğunu biliyor. Ayrıca Rus gazı, Rus turistleri ve Rus yatırımlarına ihtiyacı var.” diyor.

‘S-400’DEN VAZGEÇELİM KAVALA’YI BIRAKALIM’

Türkiye’nin 1945’teki gibi bir dönüm noktasında olduğunu ifade eden Aydıntaşbaş, o zaman Rus tehdidine karşı Batı kampında yer almanın bedelinin çok partili sisteme geçmek olduğunu belirtiyor. Bugün de Erdoğan’ın “Batı’ya yönelmek istediğini ancak iç politikada otoriter yönetimden vazgeçemediğini” ileri sürerek Türkiye’nin yine 1945’teki gibi bir tercih yapması gerektiğini ifade ediyor. Bunun anlamı ise: “Demokrasiye ve Transatlantik güvenlik düzenine geri dönmek.” “Yeni bir yönelim küçük adımlarla Ankara’nın tecrit edilmesine son verebilir” diyen Aydıntaşbaş, Biden yönetimiyle S-400’lerin iadesini müzakere etmenin ya da Osman Kavalı gibi sembolik isimleri serbest bırakmanın Washington ve Avrupa’da kapılar açacağını söylüyor. Aydıntaşbaş, Türkiye’de hem hükümetin hem de muhalefetin “Batı’nın kendisini yeniden kurduğu” gerçeğine göre hareket edeceğini, medyadaki ahlaki kafa karışıklığına rağmen doğru tarafı seçecek kadar pragmatik olacağını” umut ettiğini söylüyor. Yazısını, “Umarım 1945’teki gibi büyük pazarlık demokratikleşmeyi içerir. Aksi halde Türkiye’nin yegâne alternatifi Putin olacak ve bu bizim için hiç güvenli değil.” sözleriyle bitiriyor.

Sonraki Haber