Astana görüşmelerinin sonuç bildirisi yayınlandı

Astana görüşmesinin sonuç bildirisi yayınlandı. Bildiride Suriye, terörle mücadele konuları ele alındı. Bildiride Astana Süreci'nin kalıcı çözüm konusunda üstlendiği öncü rol belirtilirken terörle mücadele konusundaki işbirliği de vurgulandı.

Astana görüşmesinin sonuç bildirisinde, Türkiye,Rusya ve İran'ın terörle mücadele etmek, Suriyelilerin güvenli, gönüllü ve onurlu bir şekilde geri dönüşü için uygun koşulları yaratmak, siyasi süreci yeniden canlandırmak ve Suriye'nin tamamına engelsiz insani yardım akışını sağlamak için bu sürecin iyi niyet ve iyi komşuluk ilişkileri temelinde ilerletmenin önemini kabul ettiği ifade edildi.

İşte bildirinin tamamı:

KALICI ÇÖZÜM İÇİN ÖNCÜ ROL

1. Son uluslararası ve bölgesel gelişmeleri incelemiş ve Astana Süreci'nin Suriye krizinin kalıcı bir çözüme kavuşturulmasındaki öncü rolünü vurgulamıştır;

2. Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile BM Şartı'nın amaç ve ilkelerine olan sarsılmaz bağlılıklarını bir kez daha teyit etmişler ve bu ilkelere evrensel olarak saygı gösterilmesi ve uyulması gerektiğinin altını çizmişlerdir;

3. Rusya Federasyonu, İran İslam Cumhuriyeti, Suriye Arap Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakan Yardımcılarının 20 Haziran 2023 tarihinde Astana'da gerçekleştirdikleri ve Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin yeniden tesis edilmesine yönelik yol haritasının hazırlanmasında kaydedilen ilerlemenin ele alındığı istişarelerin yapıcı ruhunu not etmişlerdir. Dışişleri Bakanlarının 10 Mayıs 2023 tarihinde ve Savunma Bakanlarının 25 Nisan 2023 tarihinde Moskova'da gerçekleştirdikleri dörtlü toplantılarda varılan düzenlemeler uyarınca, bu alandaki aktif çabaların sürdürülmesinin önemini vurgulamışlardır;

TERÖRLE MÜCADELEDE MUTABAKAT

Terörle mücadele etmek, Suriyelilerin güvenli, gönüllü ve onurlu bir şekilde geri dönüşü için uygun koşulları yaratmak, siyasi süreci yeniden canlandırmak ve Suriye'nin tamamına engelsiz insani yardım akışını sağlamak için bu süreci iyi niyet ve iyi komşuluk ilişkileri temelinde ilerletmenin önemini kabul etmişlerdir.

4. Terörizmin tüm şekil ve tezahürleriyle mücadele etmek üzere birlikte çalışmaya devam etme ve sınır ötesi saldırılar ve sızmalar da dâhil olmak üzere, Suriye'nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü zayıflatmayı ve komşu ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit etmeyi amaçlayan ayrılıkçı gündemlere karşı durma kararlılıklarını ifade etmişlerdir. Suriye'nin çeşitli bölgelerinde farklı isimler altında faaliyet gösteren terörist grupların ve onlara bağlı örgütlerin, sivil tesisleri ve IDP kamplarını hedef alan ve masum can kayıplarına yol açan saldırıları da dâhil olmak üzere, faaliyetlerini kınamışlardır. Suriye'nin kuzeyine ilişkin tüm düzenlemelerin tam olarak uygulanması gerektiğinin altını çizmişlerdir;

İDLİB KONUSU GÖZDEN GEÇİRİLDİ

5. İdlib gerginliği azaltma bölgesindeki durumu ayrıntılı olarak gözden geçirmişlerdir. İdlib gerginliği azaltma bölgesi ve çevresinde insani durum da dâhil olmak üzere kalıcı bir normalleşmenin sağlanması için daha fazla çaba sarf edilmesi hususunda mutabık kalınmıştır. İdlib'e ilişkin tüm mutabakatların tam olarak uygulanması suretiyle sahada sükûnetin muhafaza edilmesi ihtiyacını vurgulamışlardır;

6. Suriye Arap Cumhuriyeti'nin kuzeydoğusundaki durumu ele almış ve bu bölgede sürekli güvenlik ve istikrarın ancak ülkenin egemenliği ve toprak bütünlüğünün korunması temelinde sağlanabileceği hususunda mutabık kalmışlardır. Terörle mücadele bahanesi altında gayrı meşru özerklik girişimleri de dâhil olmak üzere sahada yeni gerçeklikler yaratmaya yönelik tüm girişimleri reddetmişlerdir. Sınır ötesi saldırılar ve Fırat'ın batısından sızmalar da dâhil olmak üzere, Suriye'nin birliğine zarar vermeyi amaçlayan ve komşu ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit eden ayrılıkçı gündemlere karşı koyma kararlılıklarını teyit etmişlerdir;

Suriye'ye ait olması gereken petrol gelirlerinin yasadışı yollarla ele geçirilmesine ve transfer edilmesine karşı olduklarını yinelemişlerdir. Suriye'nin kuzeydoğusundaki gayrimeşru özyönetim girişimleri de dâhil olmak üzere terörist oluşumları destekleyen ülkelerin eylemlerini kınamıştır;

Barışçıl gösterilerin bastırılması, zorla askere alma ve eğitim alanındaki ayrımcı uygulamaların yanı sıra siyasi faaliyetler, gazeteciler, toplanma hakkı ve hareket özgürlüğüne getirilen kısıtlamalar da dâhil olmak üzere, ayrılıkçı grupların Fırat'ın doğusundaki sivillere yönelik her türlü baskısından ciddi endişe duyduklarını ifade etmişlerdir.

İSRAİL'E KINAMA

7. İsrail'in Suriye'de devam eden ve sivilleri de hedef alan askeri saldırılarını kınamıştır. Bu eylemleri uluslararası hukukun, uluslararası insancıl hukukun, Suriye'nin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün ihlali olarak değerlendirmiş ve bölgede istikrarı bozucu ve gerilimi arttırıcı olarak kabul etmiştir. Başta BM Güvenlik Konseyi'nin 242 ve 497 sayılı kararları olmak üzere, Suriye Golan'ının işgalini reddeden ilgili BM kararlarının hükümleri de dahil olmak üzere, evrensel olarak tanınan uluslararası hukuki kararlara uyulması gerektiğini teyit etmiş ve İsrail'in bu konudaki tüm karar ve eylemlerinin hükümsüz ve geçersiz olduğunu ve hiçbir hukuki etkisinin bulunmadığını belirtmiştir;

8. Suriye ihtilafına askeri bir çözüm bulunamayacağına olan inançlarını ifade etmişler ve BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı Kararı doğrultusunda, Suriye'nin öncülüğünde ve Suriye'nin sahipliğinde, BM kolaylaştırıcılığında, uygulanabilir ve kalıcı bir siyasi sürecin ilerletilmesine yönelik taahhütlerini teyit etmişlerdir;

9. Soçi'deki Suriye Ulusal Diyalog Kongresi kararlarının uygulanması için Astana Formatının garantör ülkelerinin kararlı katkılarıyla kurulan Suriye Anayasa Komitesinin, Suriye Arap Cumhuriyetindeki çatışmanın siyasi çözümünü teşvik etmedeki önemli rolünün altını çizmiştir;

10. Suriyeli tarafların yapıcı yaklaşımını temin ederken Anayasa Komitesi Yazım Komisyonunun 9. turunun daha fazla gecikmeden gerçekleştirilmesi çağrısında bulunmuştur. Bu bağlamda, Komite'nin sürdürülebilir ve etkin çalışmasını sağlamak üzere, Komite'nin Suriyeli tarafları ve kolaylaştırıcı olarak BM Genel Sekreteri'nin Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen ile sürekli temas halinde olmak suretiyle Komite'nin çalışmalarını destekleme kararlılıklarını teyit etmişlerdir;

SURİYE'DE YENİ ANAYASA

Anayasa Komitesinin faaliyetlerini bürokratik ve lojistik engeller olmaksızın sürdürmesi gerektiğini vurgulamıştır. Komite'nin engelsiz çalışması için gerekli tüm koşulların ivedilikle sağlanması çağrısında bulunmuştur.

11. Anayasa Komitesinin, halkın onayına tabi olacak bir anayasa reformu hazırlama ve taslağını oluşturma görevini yerine getirebilmesi, çalışmalarında ilerleme kaydedebilmesi, uzlaşma arayışında olabilmesi ve üyeleri arasında genel bir mutabakata varabilmek için dış müdahale ve dışarıdan dayatılan zaman çizelgeleri olmaksızın yapıcı bir angajman sağlayabilmesi için çalışmalarında Görev Tanımı ve Temel Usul Kurallarına uyması gerektiğine dair inançlarını ifade etmişlerdir;

12. Suriye'de 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen yıkıcı depremin sonuçlarıyla daha da ağırlaşan insani durumla ilgili ciddi endişelerini ifade etmiştir. Ayrılıkçı gündemi kolaylaştırarak ülkeyi çöküşe götürebilecek Suriye'deki belirli bölgelere ilişkin tüm seçici tedbirler ve muafiyetler de dâhil olmak üzere uluslararası hukuku, uluslararası insancıl hukuku ve BM Şartını ihlal eden tüm tek taraflı yaptırımları kınamıştır;

13. BMGK'nin 2672 sayılı kararıyla zorunlu kılınan insani yardımın devam ettirilmesi ve arttırılmasının önemini vurgulamıştır. Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümetinin Türkiye ile olan iki sınır geçiş noktasının (Bab al-Salam ve Al-Rai) BM insani yardım kuruluşları tarafından kullanılmasına izin verme kararını ve 6 Şubat 2023 depreminden etkilenen bölgelere acil yardımın kolaylaştırılması ve arttırılması amacıyla bu iznin 13 Ağustos 2023 tarihine kadar üç ay daha uzatılmasını memnuniyetle karşılamıştır. Engellerin kaldırılması ve ayrımcılık, siyasileştirme veya önkoşullar olmaksızın ülke genelindeki tüm Suriyelilere yönelik insani yardımın arttırılması ihtiyacını vurgulamıştır;

14. Suriye'deki insani durumun iyileştirilmesine ve siyasi çözümde ilerleme kaydedilmesine yardımcı olmak amacıyla, uluslararası topluma, Birleşmiş Milletlere ve insani yardım kuruluşlarına, su ve elektrik tedarik tesisleri, sanitasyon, sağlık, eğitim, okullar ve hastaneler gibi temel altyapı varlıklarının restorasyonu ve uluslararası insani hukuka uygun insani mayın temizleme projeleri de dâhil olmak üzere erken toparlanma ve dayanıklılık projelerinin uygulanması yoluyla Suriye'nin tamamına yönelik yardımlarını arttırma çağrısında bulunmuştur;

MÜLTECİLERİN GERİ DÖNÜŞÜ

15. Mültecilerin ve yerlerinden edilmiş kişilerin Suriye'deki ikamet yerlerine güvenli, onurlu ve gönüllü geri dönüşlerinin kolaylaştırılması ve geri dönüş ve desteklenme haklarının sağlanması gereğini vurgulanmıştır. Bu bağlamda, uluslararası topluma Suriyeli mültecilere ve IDP'lere gerekli desteği sağlama çağrısında bulunmuş ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ve diğer uzman uluslararası kuruluşlar da dâhil olmak üzere ilgili tüm taraflarla temaslarını sürdürmeye hazır olduklarını bir kez daha teyit etmiştir. Suriyelilerin gönüllü ve onurlu bir şekilde geri dönmeleri için Suriye'de gerekli koşulların yaratılmasına yönelik çalışmaların sürdürülmesinin önemini not etmiştir;

16. Suriyeli taraflar arasında güvenin tesis edilmesinde hem gerekli hem de etkili olduğu kanıtlanmış eşsiz bir mekanizma olan Tutukluların/Kaçırılanların Serbest Bırakılması, Cenazelerin Teslimi ve Kayıp Şahısların Kimlik Tespiti Çalışma Grubu çerçevesinde tutukluların/kaçırılanların karşılıklı olarak serbest bırakılmasına ilişkin çalışmaları sürdürme kararlılıklarını yinelemişlerdir. Grubun, gözaltında tutulanların/kaçırılanların serbest bırakılmasını sağlamaya yönelik çalışmalarını sürdürmesine ve yetkisi doğrultusunda cesetlerin teslimi ve kayıp şahısların kimlik tespiti konusundaki faaliyetlerini genişletmesine karar vermiştir;

17. Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Haç Komitesi temsilcilerinin yanı sıra Ürdün, Irak ve Lübnan delegasyonlarının Astana Formatı'na gözlemci olarak katılmalarını memnuniyetle karşılamıştır;

18. Astana Formatı'ndaki 20. Uluslararası Suriye Toplantısı'nı Astana'da düzenledikleri için Kazakistan makamlarına en içten şükranlarını ifade etmişlerdir;

19. Bir sonraki zirvenin, 19 Temmuz 2022 tarihli Üçlü Zirve Ortak Bildirisi'nde yer aldığı üzere Rusya Federasyonu'nda gerçekleştirilmesi hususunda varılan mutabakatı not etmişlerdir;

20. Suriye konulu 21. Uluslararası Toplantı'nın 2023 yılının ikinci yarısında düzenlenmesi hususunda mutabık kalmışlardır.

https://www.gov.kz/memleket/entities/mfa/documents/details/485277?lang=en

Sonraki Haber