Asya yedilisi Antalya’da: Terör ve salgın ile ortak mücadele

Asya'nın yedi önemli ülkesinin parlamento başkanları Antalya'da buluştu. Terör ve küresel salgınla mücadele konularını ele alan başkanlar, ortak mücadele mesajları verdi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop'un ev sahipliğinde Afganistan, Irak ve Pakistan'ın fiziki, Çin, İran ve Rusya'nın ise çevrimiçi katıldığı 'Terörle Mücadele ve Bölgesel Bağlantılılığın Güçlendirilmesi Dördüncü Parlamento Başkanları Konferansı', dün Antalya'da başladı.

TÜM İNSANLIK AYNI GEMİDE

Konferansın açış konuşmasını yapan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, tüm insanlığın Kovid-19 ve benzeri musibetlere karşı bir kader ortaklığı içinde ve aynı gemide olduğunu belirterek, "Uluslararası iş birliği ve dayanışma belki de hiç olmadığı kadar elzem hale gelmiştir. Salgın, etkin ve akıllı bir mücadeleyi gerekli kılmaktadır. Şüphesiz ki salgına karşı gereken adımlar tereddüt edilmeden atılmalıdır. Bunu yaparken, kamu sağlığının korunması ile ekonomik ve sosyal hayatın sürdürülmesi arasında bir denge de gözetilmelidir" dedi.

TEDARİK ZİNCİRİNİN DEVAMLILIĞI

Ulaşım ve ticaret politikalarında salgın sonrası dönem için de tedarik zincirlerinde devamlılığın sağlanmasına yönelik tedbirler üzerinde çalışılması gerektiğine işaret eden Şentop, "Bu bağlamda, bölgemizde kombine ulaştırma koridorlarının geliştirilmesinin kalkınma konusunda önemli bir unsur olduğu kanaatindeyiz. Ülkemiz üzerinden, Kafkasya ve Orta Asya'yı aşarak Çin'e kadar ulaşan Hazar geçişli Doğu-Batı Orta Koridor girişimimiz, bu yaklaşımımızın en somut örneğidir. Ulaştırma, alt yapı, lojistik, ticaret ve enerji alanlarında bölgesel bağlantılılığı artıracak büyük ölçekli alt yapı projelerini de destekliyoruz" diye konuştu.

SEVİNDİRİCİ GELİŞMELER

Ulaştırma başta olmak üzere her alanda işbirliğine hazır olunduğunu açıklayan Şentop, bu noktada bazı sevindirici gelişmeleri de paylaşmak istediğini belirterek, şöyle konuştu:

"2019 yılı Kasım ayında Çin'den yola çıkan Çin Demiryolu Konteynır Ekspresi, Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı'nı kullanarak 12 gün içinde İstanbul'a gelmiştir ve bilahare Marmaray üzerinden toplam 18 gün içinde Prag'a ulaşmıştır. Bu çerçevede, 42 TIR'a eşdeğer ürün yükü taşıyan Çin Demiryolu Ekspresi 2 kıta, 10 ülke ve 2 denizi aşarak, 11 bin 483 kilometrelik yolu 18 günde kat etmiştir. Diğer taraftan, Türkiye'den Çin'e giden ilk ihracat treni 6 Aralık 2020 tarihinde İzmit'ten yola çıkmıştır. Marmaray'dan geçen Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı ve Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridor üzerinden 16 Aralık 2020 tarihinde Çin sınırına ulaşan tren, 8 bin 693 kilometre yol alıp, 2 kıta, 2 deniz ve 5 ülke geçerek yükünü 19 Aralık 2020 tarihinde Çin'e ulaştırmıştır. Yine, Ankara'dan 26 Ocak 2021 tarihinde yola çıkan, Türkiye ile Rusya arasındaki ilk ihracat blok treni, Bakü-Tiflis-Kars-Demiryolu Hattı üzerinden Moskova yakınlarındaki Kaluga bölgesine varmıştır. Söz konusu seferler, önümüzdeki dönemde Orta Koridor'un tam kapasiteyle işletilmesi bakımından dönüm noktası olmuştur. Orta Koridor'un tam kapasiteyle işletilmesi, ülkelerimiz arasındaki bağlantılılığın ve ticaretin gelişmesine de büyük katkı sağlayacaktır."

YENİDEN ASYA GİRİŞİMİ

Bölgesel bağlantılılık ve sahiplenmenin Türkiye için öneminin bir başka göstergesinin de Avrasya coğrafyasında süren kapsamlı dönüşüme uyumlu bir şekilde başlatılan Yeniden Asya girişimi olduğunu belirten Şentop, "Bu girişimle Türkiye, mevcut siyasi ve ekonomik kurumsal taahhütlerini dikkate alarak, Asya genelinde ortaya çıkan çok yönlü dinamizmden daha iyi ve verimli biçimde faydalanmayı ve buna katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Bu çerçevede, bugün burada bir arada olan ülkeler dahil, birçok bölge ülkesiyle daha yakın ilişkiler geliştirmek ve bağlantısallığı daha ileri noktalara taşımak Türkiye'nin en önemli hedeflerindendir" dedi.

TERÖRLE MÜCADELE HERKES İÇİN ÖNEMLİ

Terörle mücadelenin ise herkes için önemli bir gündem maddesi olmaya devam ettiğini belirten Şentop, terörizmin geniş bir coğrafyayı etkilediğini, geçmişe nazaran daha yeni enstrümanlar kullandığını, daha farklı ilişkiler geliştirdiğini ve vesayet savaşlarının aracı olarak muhtelif görünüm ve rollere büründüğünü açıkladı. Terörist grupların son dönemde özellikle dijital platformları istismar ettiğini anlatan TBMM Başkanı, terör örgütlerinin 'ifade özgürlüğü' gibi bazı kavramları suistimal ederek, propaganda faaliyetlerini yürütmeleri karşısında müteyakkız olunması gerektiğini söyledi. Şentop, "'Benim terör örgütüm iyi, senin terör örgütün kötü' anlayışının kabul edilemez olduğunun altını çizmek isterim. Terörün her türü ve biçimiyle mücadele aynı kararlılıkla yürütülmelidir. Bu zorlu ve çetrefilli mücadelede çifte standartlardan mutlaka kaçınmak gerekmektedir. Bir terör örgütü bir başka terör örgütü ile yürütülen mücadelede ortak olamaz. Zira terör örgütleri arasında seçici bir politika izlenmesinin müşterek güvenliğimiz bakımından menfi neticeleri olacağı muhakkaktır. Türkiye, aynı anda PKK-PYD-YPG, FETÖ, IŞİD ve El-Kaide gibi çok sayıda terör örgütüyle mücadele etmektedir" diye konuştu.

ULUSLARARASI GÜVENLİĞE TEHDİT

Uluslararası barışa ve güvenliğe temel bir tehdit olan terörizmin Türkiye için uzun zamandır bir tehdit ve endişe kaynağı olduğunu belirten Şentop, şunları söyledi:

"Ayrım gözetmeksizin her türlü terör faaliyeti ve örgütüyle mücadelemizi kararlılıkla devam ettiriyoruz. Kovid-19 salgını, kaynakların ve dikkatin sağlık alanına yönlendirilmesi nedeniyle terörle mücadele tedbirlerini olumsuz etkilemekte ve bu durum terörist gruplara harekete geçmeleri için daha fazla alan sağlamaktadır. Salgın döneminde bile terörle mücadele çabalarını sürdürmek, ülkelerimizin ve uluslararası kuruluşların önceliği olmaya devam etmelidir. Türkiye, salgın sürecinde de uluslararası planda yürütülen terörle mücadele çalışmalarına katkılarını sürdürmüş, ülkemizin yürüttüğü terörle mücadele çabalarını ikili ve çok taraflı platformlarda muhataplarına aktarmıştır. Ülkemiz, sadece Türkiye'yi hedef alanlar için değil, uluslararası güvenliğe tehdit oluşturan tüm terörist oluşumlara karşı da aynı kararlı duruşu sergilemektedir."

ULUSLARARARASI İŞ BİRLİĞİ ÖNCELİKLİ

Mustafa Şentop, Türkiye'nin, içeride ulusal güvenliğin gerektirdiği tedbirleri hukuk devleti ve ceza adaleti temelinde kararlılıkla alırken, uluslararası platformlarda da terörizm ve radikalleşmeyle mücadeleye aktif katkıda bulunduğunu söyledi. Terörle mücadelede uluslararası iş birliğinin geliştirilmesinin, çok taraflı platformlarda öncelikli gündem maddeleri arasında yer aldığını belirten Şentop, “Türkiye, Suriye ve Irak'taki durumun bir sonucu olarak karşı karşıya kaldığı DEAŞ, El Kaide ve yabancı terörist savaşçılardan kaynaklı tehdide karşı mücadelesini kararlılıkla sürdürmektedir. Türkiye'nin DEAŞ'e karşı küresel koalisyon bünyesinde kurulan Yabancı Terörist Savaşçılar Çalışma Grubu'nun eş başkanlığını üstlenmiş olması, uluslararası alanda katkı sunma kararlılığımızın bir diğer göstergesini teşkil etmektedir" diye konuştu.

YENİ DÜNYA DÜZENİNİN OLUŞMASI GEREKİYOR

TBMM Başkanı Şentop, toplantı nedeniyle bulunduğu Antalya’da Habertürk TV’de konuştu. Şentop, Anayasa değişikliğinden, HDP kapatma davasına kadar geniş bir yelpazede değerlendirmelerini aktardı. Anayasa değişikliği konusunda 2011’de kurulan uzlaşma komisyonunun 59 madde üzerinde anlaştığını hatırlatan Şentop, bunun Anayasa’nın yüzde 40’ını oluşturduğunu hatırlattı. Yeniden Anayasa değişikliği için partilerin zerinde anlaşılan maddelerden başlayarak harekete geçilmesi gerektiğini vurguladı.

Şentop, Terörizmle Mücadele ve Bölgesel Bağlantılılığın Güçlendirilmesi Dördüncü Parlamento Başkanları Konferansı hakkında şunları söyledi:

"Bu konferans aslında yeni başladı, dördüncüsünü yapıyoruz. İslamabad’da birincisi yapıldı, ikincisi Tahran’da yapılmıştı, üçüncüsünü biz İstanbul’da 2019 yılında yaptık. Dördüncüsü başka bir ülkede olmalıydı, olacaktı, fakat İran katılmamıştı İstanbul’daki toplantıya, bu sebeple orada bir karar alamadık, dördüncüsünü de biz yapalım demiştik. Salgın dolayısıyla geçen yıl 2020 içerisinde yapamadık, şimdi bunu dördüncü toplantı olarak yapıyoruz. Kimler katılıyor, en doğudan başlayalım; Çin, Pakistan, Afganistan, İran, Türkiye, Rusya, daha sonra Irak da dahil oldu buraya. Uzun başlığı var, terörle mücadele ve bölgesel bağlantılılığın güçlendirilmesi, başlığı bu. Başlık tabii terörle mücadele, ama onunla birlikte suç işleyen uluslararası nitelikte uyuşturucu dahil olmak üzere suçla ilgili hususlarda parlamento başkanları olarak ne yapılabileceğine dair başlamış bir toplantı."

ESKİ STATÜKO BOZULDU

İç ve dış siyasetin sıkı sıkıya iç içe geçmekte olduğunu vurgulayan Şentop, dünyada 20’inci yüzyıldaki statükonun değiştiğini belirti ve şunları ekledi:

"20. yüzyılın bir statükosu vardı, iki dünya savaşının oluşturduğu statüko. İki kutuplu bir dünya vardı, herkesin yeri belliydi burada. Çok dinamik bir ilişkiler ağı yoktu. O kutuplar içerisinde ülkeler arası dostane ilişkiler, kutuplar arasında da bir gerginlik üzerine oturan bir ilişki vardı. (…) bloklar zaten politikaları belliydi, üretirdi, o politikanın içerisinde yer alırdınız daha önceden. Fakat o bozuldu 1990’lardan itibaren dünyada. Artık şimdi bazılarının dediğine göre çok kutuplu, bazılarının dediğine göre kutupsuz bir uluslararası statüko şu anda mevcut. Tabii böyle devam etmesi de mümkün değil. Yeni bir yapılanmanın, yeni bir dünya düzeninin oluşması gerekiyor. Bu bağlamda gün-gün, hatta saat-saat değişen birtakım olaylar karşısında yeni politikalar üretme mecburiyeti var. (…) çok dinamik, çok hızlı gelişen ve sürekli yeni politikalar, tavırlar, duruşlar üretme mecburiyeti hasıl eden bir dönemden geçiyoruz, Türkiye için de öyle. Bu bakımdan herhalde bu geçtiğimiz hafta yaşananlar değil önümüzdeki haftalarda da buna benzeyen zaman zaman yoğun gündemlerin olacağı kanaatindeyim."

HDP KAPATMA DAVASI

Şentop HDP kapatma davası hakkında da şunları söyledi:

"Tabii ben inanıyorum ki Türkiye’de siyaset yapan hangi partiden olursa olsun hiç kimse prensip olarak bir siyasi partinin kapatılmasına taraftar olmaz. Bu işin bir tarafıdır prensip olarak.

Ama diğer tarafı da şudur: Bir siyasi parti, işte anayasa göre, Siyasi Partiler Kanuna göre kurulmuş bir siyasi parti siyaset yapmak için kurulmuştur. Ülke sorunlarıyla ilgili, toplumun sorunlarıyla ilgili bunları dile getirmek, sorunları ve talepleri dile getirmek için tercih edilmiş bir yoldur. (…) barışçı bir yoldur, bir mücadele yoludur siyaset. Ha bir de, birtakım iddialar peşinden, ideolojiler peşinden, terörü de meşru gören, gerekirse terör faaliyetleri yapan, insanı öldüren, bu şekilde bir yolla, yöntemle birtakım amaçlara ulaşmaya çalışan yapılar var, bu tamamen bambaşka bir yoldur. Şimdi bu iki yol birleşirse ve bir ilişki yaşanmaya başlanırsa, tamamen barışçı bir yol olan siyaset terör yoluyla amaçlarına ulaşmaya çalışan bir yapıyla ilişkili hareket etmeye şu veya bu derece, mali bakımından, karar alma mekanizmaları bakımından hareket etmeye başlarsa o zaman ne diyeceğiz? Prensip olarak partiler kapatılmamalıdır falan gibi o iyi niyetli kararımızı sürdürebilir miyiz? Yani bir karma yol, orta yol yoktur, ya siyaset barış yoludur tamamen, terörden tamamen soyutlanmış, onu dışlayan bir yoldur veya terör diye bir yol vardır, onun da siyasetin içerisinde değerlendirilebilmesi mümkün değil."

Sonraki Haber