Atatürk Kurban Bayramı için ne istedi? İlk kez duyacaksınız...
Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurban Bayramı ile ilgili dönemin Diyanet İşleri Başkanı Rifat Börekçi'den ne istedi? Kurban kesilirken ne yapardı? İşte Hasan Rıza Soyak ve Ord. Prof. Aydın Sayılı'nın aktarımı ile bu soruların yanıtları...
Milli Mücadele'nin başından beri Atatürk'e birçok alanda yardımcı olan ve cebindeki son parayı Kurtuluş Savaşı için harcayan Müftü Rıfat Börekçi'ye Gazi'nin teklifini duyunca çok şaşıracaksınız. Peki Atatürk Kurban Bayramı için ne teklifte bulundu? İşte ayrıntılar...
"BEN KANA BAKAMAM"
Atatürk, sadece bayram münasebetiyle değil, yurt gezilerinde kendisi için kurban kesilmesini istemediği ve engel olamadığı durumlarda ise kesilen hayvana bakamadığı iddialar arasında yer alıyor. Bu iddiaya kaynak olarak ise Hasan Rıza Soyak’ın aktardığı İran Şahı ile Gazi’nin şu diyaloğu gösteriliyor:
Bir alay karargâhının temel atma töreninde bir koyunun temel için açılan çukura doğru, yere yatırılıp boğazından kesilmek üzere olduğunu gördüğü zaman, yanında bulunan İran Şahı Rıza Pehlevi ile aralarında geçen konuşma:
Atatürk: Ben kana bakamam! Bir tavuğun dahi boğazlandığını görmeye tahammülüm yoktur.
Şah: Ya bu kadar çok bulunduğunuz büyük ve kanlı savaş meydanları?
Atatürk: Ha, o başka sorundur; öyle yerlerde cesetlerin üzerinden atlayarak yürürüm. O bambaşka bir iştir.
"KURBAN KESMEK YERİNE HAYIR KURUMLARINA BAĞIŞ YAPSAK"
Gazi Paşa’nın Kurban Bayramı ile ilgili isteğini ise Ord. Prof. Aydın Sayılı’nın aktarımından öğreniyoruz. Sayılı bu anıyı ilk mecliste Batum milletvekilliği yapmış olan Ali Rıza Acara’nın ağzından ‘Bilim, Kültür ve Öğretim Dili Olarak Türkçe’ kitabında şu şekilde akıtarıyor:
Atatürk, bir gün dönemin Diyanet İşleri Başkanı Rifat Börekçi'ye, Kurban Bayramı'nda kurban kesilmesi yerine hayır kurumlarına bağış yapılması usulünün konması hakkında ne düşündüğünü soruyor.
Sorudan biraz tasalanmış görünen Rifat Börekçi, bir süre düşündükten sonra Atatürk'e şu yanıtı veriyor: 'Paşam, böyle bir şey yapacaksan, bunu ben öldükten sonra yap.'
Bunun üzerine Atatürk böyle bir yol tutmaktaki sakıncanın ne olduğunu soruyor. Rifat Börekçi de Kurban Bayramı'nda kurban hayvanı kanının akıtılmasının şeriatça şart olduğu cevabını veriyor. Atatürk, Rifat Börekçi'nin sırtını okşayarak 'Madem ki olmazmış, sen ölmeden de, sen öldükten sonra da yapmam; hiç üzülme.' diyerek onu teselli ediyor.