Atatürk'ü heyecanlandıran zeki çevik ve ahlaklı gençlerin hikayesi
Türkiye’nin en köklü tarihlerinden birine sahip kulüplerinden, Karşıyaka Spor Kulübü (KSK)’nü, KSK Tarih Kurulu Başkanı Ahmet Diker’den dinledik. 15 yaşındaki ittihatçı gençlerin rüyasının nasıl gerçekleştiğini, Karşıyaka’daki her noktanın bir tarihi olduğunu anlattı
Ahmet Diker’i Aydınlık’a hediye ettiği “Atatürk Karşıyaka’da” kitabıyla tanıdık. Her sayfasında okura İzmir’in ve Karşıyaka’nın tarihine tanıklık etme fırsatı veren kitabın serüvenini Diker’den dinlemek istedik. Müdavimi olduğu kahvede buluştuk, sohbetimiz başladı.
LATIFE HANIMIN KÖŞKÜ HALKEVİ OLDU
-
Atatürk Karşıyaka’da kitabı nasıl ortaya çıktı?
Ben Atatürk'ün en önemli varlıklarını barındırdığı, annesinin rahmetli olduğu, eşiyle tanıştığı bir köşkün bahçesinde büyüdüm. Ama o zamanlar kitap yazma gibi bir düşüncem yoktu. Sadece merak ederdim. Buraya Halkevi açmışlardı, halk oyunları öğreniyorduk. Buram buram Atatürk, Latife Hanım, Zübeyde Hanım kokan bu binada zamanımızı geçirdik. Sancar Maruflu da Halkevi başkanımızdı. Hayata dair birçok şeyi ondan öğrendim. O zamanlar için çocuğum ben. Yani benim bu kitabın öyküsü o zamanlar bilinçaltıma yerleşmiş ki yavaş yavaş burayı depolamışım beynimin altına.
İĞNEYLE KUYU KAZMAYA BAŞLADIM
-
Kitabı yazmakta sizi harekete geçiren şey ne oldu?
Yıllar sonra işte Karşıyaka Spor Kulübü’nün As Başkanı oldum. O zaman kafama bir şey takıldı. Dedim ki kulübün tarihiyle ilgili bir arşiv var mı? Yok. Bir kitap var mı? Yok. Kulübün arşiv odası var ama içinde bir şey yok. Başladım iğneyle kuyu kazmaya. Bu kulübü kimler kurmuş? Nasıl kurmuş? Ne şekilde kurmuş? Mihenk taşı da Kadızade Zühtü Işıl çıktı. Bir liderimiz olduğunu gördük. Ve bunu araştırmaya başladım. Ailesini buldum. Ondan sonra kafama takıldı, büyüklerime sordum. O zamanlar Tahir Türetken vardı... ‘Tahir amca, bizim Zühtü Bey'in mezarı nerede?’ dedim. Birçoğu Zühtü Bey'in mezarının nerede olduğunu bilmiyordu. Dönemin mezarlık ve mezarlıklardan sorumlu daire başkanımız Semra Aksu. Kim olduğunu da söyleyeyim Türkiye'nin ilk kadın Atletizm Federasyonu Başkanı. Aradım, ama 22 Nisan 1985 yılında ölen Zühtü Işıl’ın mezarının nerede olduğunu bulamadık. Bana sakın sorma, dedi. Bir hafta sonra gel, dedi, beraber gidelim. Beni araçla Bornova’daki Hacılarkırı Mezarlığı’na götürdüler.
TARAFTAR MEZARINI KARŞIYAKA’YA TAŞIDI
-
Karşıyakalı birinin mezarı neden Bornova’daydı? Sonra ne yaptınız?
Mezarı taşıdık. Anıt mezar yaptık. Onu da şöyle yaptık. Sosyal medyada bir yazı paylaştım. Kulübümüzün Kurucu Başkanı Kadızade Zühtü’nün anıt mezarını yaptırıyoruz. Herkes elini cebine koydu. Kimse kendine mal etmesin diye sadece taraftarların desteğini aldım. Ama içim içimi yedi. Kendi kendime ben de sürekli neden hayatı Karşıyaka’da geçmiş birinin mezarı Bornava’daydı diye düşündüm.
15 YAŞINDAKİ İTTİHATÇI GENÇLER
-
Zühtü Işıl, Karşıyaka Spor Kulübü’nü nasıl kurdu?
Omiros tarlası dediğimiz şu an çocuk yuvasının bahçesinde hafif bir sonbahar günü... Böyle bir bastırıyor yağmur. Hemen bir zeytin ağacının altına sığınıyorlar. Diyorlar ki bir kulüp kuralım. 15 yaşlarında bir avuç tunç yürekli Karşıyakalı… Başkaldırı, direniş, özgürlük, isyanın simgesi olarak o çocuk yuvasının bahçesindeki Omiros tarlasında kulübün temelleri atılıyor. Kulübün resmiyet kazanması için Zühtü Bey, Kadızade Raşit Bey, Süreyya İplikçi, Refik Civelek, Osman Nuri ve Örnekköylü Hüseyin, İttihat Terakki Cemiyeti’ne giderek cemiyet yönetimiyle bir toplantı yapıyorlar. Toplantı sonunda heyecanla bekledikleri cevabı alıyorlar. Karşıyakalı gençlerin her gece gördüğü düş gerçeğe dönüştü.
ZÜHTÜ BEY ESİR DÜŞTÜ
-
Peki sonra ne oldu? Sonuçta savaş dönemi o gençler cepheye gitti değil mi?
Zühtü Bey lise son sınıf öğrencisiyken 17 yaşında askere alınıyor. Askere alınır alınmaz direkt talimden sonra Galiçya Cephesi'ne gönderiliyor. Galiçya Cephesi’nde bütün savaşlara katılıyor. Oradaki savaş biter bitmez İzmir'ine, Karşıyaka'sına, kulübüne gelmeden Zühtü Bey'i alıyorlar. Bu sefer bambaşka bir coğrafya olan Filistin cephesine gönderiyorlar. Yani Filistin cephesi biliyorsunuz Osmanlı'nın en çok zaiyat verdiği, en fazla sorun yaşadığı, en güçsüz olduğu, İngilizlerin bomba üstüne bomba yağdırdığı bir cephe. Burada bizdeki en önemli destansı olay şu: Atatürk'le bizim kulübümüzü kuran Kadızade Zühtü Işıl aynı cephede buluşuyorlar. Zühtü Bey Nablus Meydan Savaşı’nda bir şarapnel parçasıyla yaralanıyor. Çlümle yaşam çizgisi arasında böyle gidip geliyor. Onu sıhhiye bölüğüne kaldırıyorlar. İngiliz askerleri sıhhiye bölüğüne baskın yapıyor ve bunların hepsini esir alıyorlar. Zühtü Bey de esir kampına düşmüş oluyor.
ESİR KAMPINDAKİ KARŞIYAKA
-
Esir kampında neler yaptı?
Zühtü Bey’in hayatı hep Karşıyaka, Karşıyaka Spor Kulübü, futbol, direniş ve başkaldırıyla geçmiş. Orada bir şeyler yapmalıyız, ama ne yapmalı? Diye düşünüyor. En başarılı olduğu dal futbol. Orada bir takım kurmaya karar verir. İzin ister İngiliz subaydan. Ben Osmanlı esirlerinden bir takım kuracağım der. Ama daha bitmedi, takımın ismini Karşıyaka koyar. O dönem esir subaylara esir maaşı verilir. Çok cüzzi bir miktarda. O esir maaşının hiçbir kuruşuna elini sürmez. Şimdiki takımı kurar. Futbolcuları hazır. Ama neyi yok takımın? Forması yok. Yine İngiliz subaya gider. Şöyle masasının üstüne elini uzatır ve “Benim’ der, ‘bu esir maaşından biriktirdiğim paralar’... Sizden bana yeşil kırmızı forma yaptırmanızı istiyorum, der.
KAF SİN KAF…
-
Peki neden yeşil kırmızı?
Yeşil İslamiyet’i temsil eder. Karşıyaka Spor Kulübü’nü işgalci kuvvetlere karşı kurduk. Kırmızı da Türklüğü temsil eder. Ateş gibi Türk delikanlılarının özgürlük simgesidir. Yani bayrağımızı temsil eder. O yüzden yeşil kırmızı.
-
“Kaf kaf kaf sin sin sin kaf sin kaf sin kaf” sloganını kim buldu?
Ünlü tarihçi Bilge Umar’ın babası Cemal Ahmet Umar buldu. Bizim her yerde söylediğimiz slogandır. Salonda, sahada, tribünde söylediğimiz slogan bu.
İNGİLİZLERİ FUTBOLLA YENECEKLER
-
Zühtü Işıl neden esir düştüğü kampta bir takım kurmak istedi?
Filistin cephesinde takımı kuruyor, ismi Karşıyaka takımın. Renkleri yeşil kırmızı. Kimin aklına gelir Filistin'de bir takım kurmak? Bir de esir düşmüşsün. Başka işin yok mu? Neden yapıyor bunları? İntikam alma duygusu var ya, İngilizlerle maç yapıyorlar. Onlarla futbolla mücadele etmek istiyorlar. Mondros Ateşkes Mütakeresi’nden sonra da memleketine geri dönüyor. Döner dönmez de Mustafa Kemal’in saflarına katılıyor. Fahrettin Altay Paşanın emir subaylığını yapıyor.
ATATÜRK VE KARŞIYAKA
-
Gelelim Karşıyaka’nın Atatürk ile bağına… Biraz anlatır mısınız?
Şimdiki Karşıyaka Nikah Sarayı’nın karşısında İplikçizade köşkü vardı. Yunan işgalinde Küçük Asya ordularını İzmir’den yönetsin diye Kral Konstantin’e yer arıyorlarken en güvenli yer olarak o köşkü belirliyorlar. Ama aile vermiyor köşkü. Kralın emriyle köşke el koyuluyor ve ev sahipleri kulübümüzün de kurucularından Süreya İplikçi ile ailesini idam edilmek üzere Atina’ya gönderiyorlar. Kral köşke girerken ayaklarının altına Türk bayrağı seriliyor. Türk bayrağını çiğneyerek köşke giriş yapıyor. Orda bunu gören Karşıyakalıların içine dokunuyor bu. Köşke yerleşen kral ve kraliçe yatak odalarına Kraliçe Sofie’nin devasa bir resmini asıyorlar.
TÜRK BAYRAĞINI ÇİĞNEDİLER YUNAN BAYRAĞINI ÇİĞNEMEYİZ
-
9 Eylül 1922’den sonra ne oldu?
9 Eylül’de İzmir işgalden kurtuluyor. 10 Eylül’de Atatürk İplikçizade köşküne geliyor. Tam çıkacak bir bakıyor yerde Yunan bayrağı. Gülümsüyor bu nedir diyor. Atam işte Yunan kralı bizim bayrağımızı çiğneyerek girmişti. Sizden bizim öcümüzü almanızı istiyorum diyorlar. Atatürk, kaldırın diyor! Bir bayrak bir ulusun namusudur, diyor. O bir hata yapmıştır, ben o hatayı yapmam diyor. Bayrağı çiğnemeden odasına çıkıyor. Ama orada daha büyük bir sürprizle karşılaşıyor. Duvarda bir tane büyük bir resimde de Kraliçe Sofie. Hemen oradakiler indirmeye çalışıyorlar. Atatürk emri veriyor. Sakın indirmeyeceksiniz bu resmi, diyor. Orada kalacak diyor. Evdekiler de Atatürk gittikten sonra tabloyu yerinden oynatmadan üstüne Atatürk’ün olduğu resmi asıyorlar.
-
İplikçizade köşküne ne oldu?
Köşk yıkıldı. Çağlayan Apartmanı diye bir apartman yapıldı. Işte bizim için en büyük acılardan bir tanesi. Türk siyasi tarihinin en önemli binalarından biriydi. Zamana yenik düştü. Apartman olarak kullanılıyor.
‘RESMİN ALTINDAN KRALİÇE ÇIKTI’
-
Köşkün içindeki eşyalar...
Ben bu kitaplara ve araştırmalara başlayınca Süreya İplikçi’nin ailesiyle tanıştım. Süreya İplikçi'nin kızı Asuman Müşüker. Rahmetliyi saygıyla, rahmetle anıyorum. Ve manevi annem derim ben Asuman anneye. Çünkü bu kitabın yazılmasının öncülerinden bir tanesidir. Önümü açtı. Bir gün çağırdı, evine gittim. İlk kez tanıyorum. Oturttu beni. Bir de kaşlarıın da çatıyor bana. Böyle böyle derdimi anlattım. Seni birisiyle tanıştıracağım. Falay ailesi ile tanıştım. Böyle babacan bir abi karşıladı beni. Ona da derdimi anlattım. Şurada bir resim var, bak bakalım dedi. Muhteşem bir Atatürk resmi dedim. Bana bir çıkıştı. İyi bak o resme dedi. Ya bakıyorum, Atatürk'ün resmi çerçeveli. Ama başka bir şey göremiyorum. İndir bakalım o resmi dedi. Bir ucundan o tuttu bir ucundan ben tuttum. Yavaş yavaş arkasını kaldırdık. Arkasından böyle bir resim çıktı. Kraliçe’nin resmi orada duruyor. Ben çok şanslıymışım 91 yıl sonra böyle bir olay bana nasip oldu.
ZÜHTÜ IŞIL 9 EYLÜL’DE EN ÖNDE
-
9 Eylül’den sonra Karşıyaka Spor Kulübü’ne ne oldu?
Onu da anlatayım. 9 günü süvariler güneyden, kuzeyden şehre giriyorlar. Kuzeyden giren subayların içinde yalın kılıç, kulübümüzün kurucu başkanı Kadızade Züftü Işıl da var. Dört tane süvarinin içinde bir tanesi de o. Kurtuluş Savaşı bitiyor. Ondan sonra Zühtü Işıl geliyor, Karşıyaka'sına yerleşiyor. Ve hayalinde yine Karşıyaka Spor Kulübü’nü kurmak var. 1923’te Atatürk diyor ki artık kulüpleri harekete geçirin. Atatürk'ün emriyle tekrar Karşıyaka Spor Kulübü yeşil sahalara geri dönüyor.
AMBLEMDEKİ TÜRK BAYRAĞININ SIRRI
-
Karşıyaka Spor Kulübü’nün amblemindeki Türk bayrağı?
Belediye başkanı Fikri Altay Atatürk’ün şerefine akşam yemeği verir. Başka bir masada da Fikri Bey, kulübün kurucusu Zühtü Bey, yöneticiler ve kulübün o dönemki kaptanı Malik Yaylım vardır. 1926’da KSK mahalli ligde gol yemeden şampiyon olmuştur. Bu da çok enteresandır. Son akşam ilerleyen saatlerde Paşa'nın keyfi çok yerindedir. Fahrettin Paşa'ya der ki çağır bakalım Fikri Beyle Zühtü Bey’i. Atatürk ayağa kalkar. Onlar da ayakta. Atatürk Karşıyakalıların kahramanlıklarını uzun uzun anlatır. Kurtuluş Savaşı'nda verdiği kahramanlıkları, kulübün kurucularının, sporcuların nasıl kendi saflarında yer aldığını övgüyle anlatır. Ve ondan sonra der ki, ‘Arkadaşlar bundan sonra kulübünüzün armasında ay yıldız kullanacaksınız’ diye bizzat emreder ve Karşıyaka Spor Kulübü'ne tarihinin en önemli olayını yaşatır bize. Atatürk'ün bizim göğsümüze taktığı ay yıldız, yüzyıllar boyu sürer ve bundan sonra yüzyıllar boyu sürmeye de devam edecektir.
NİCE 100 YILLARCA YAŞA CUMHURİYET
-
Okurlarımızla Cumhuriyetimizin 100. yılı coşkusunu paylaşmak ister misiniz?
Öyle bereketli bir topraktır ki cumhuriyet, yıllardır susuz bırakılmasına, kurutulmaya çalışılmasına rağmen yepyeni nesiller yetişiyor bağrından. Öyle yüce bir değer ki bu cumhuriyetin mimarı, yıllardır unutturulmaya çalışılmasına, karalanmasına, organize bir şekilde yıpratılmasına rağmen, “Mustafa Kemal’in askerleri” her yeni gün “Biz buradayız” diye haykırıyor. Öyle büyük ve kökleri öyle güçlü bir ağaç ki cumhuriyet, 100 yıldır cadı kazanını andıran bir coğrafyada bir ülkeyi ayakta tutuyor. Ne mutlu bize ki, bu ulu çınarın 100. Yılını hep birlikte yaşıyoruz. 100. Yılın gururuna ortak oluyoruz. Öyleyse hep birlikte, daha gür, daha güçlü, daha inançlı bir sesle: Nice 100 yıllarca yaşa Cumhuriyet…
KSK’NIN BÜYÜK GURURU
-
Atatürk ve Karşıyaka Spor Kulübü denince akla ne geliyor?
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 13 Haziran 1925’te Cumhurbaşkanı olarak ilk ziyaret ettiği kulüp Karşıyaka Spor Kulübü'dür. Daha sonra 1926’da bir yurt gezisine çıkmak istiyor. Atatürk'ün yurt gezilerinin finalinde ya İzmir ya Karşıyaka vardır. Hep burada sonlandırır o geziyi. Haziran 1926’da Atatürk Karşıyaka’ya gelir. Yanında İsmet İnönü, Fahrettin Altay… Karşıyaka Spor Kulübü’nün o dönemler Mafel diye bir yeri var doğrudan oraya gider. Cumhuriyetin ilanından sonra Karşıyaka Spor Kulübü binası, Karşıyaka Halkevi binası ve Karşıyaka Belediye binası olarak kullanılan bir yerdir. Belediye binası olduğu için dönemin Karşıyaka Belediye Başkanı Fikri Altay ve dönemin Kulüp Başkanı Zühtü Bey Atatürk'ü orada ağırlarlar. Daha sonra Türk siyasi tarihinin Türk spor tarihinin ve bizler için çok önemli olan bir şey gerçekleşir. Atatürk kadınlara ve çocuklara o kadar önem veren bir liderdir ki Karşıyakalı kızların tenis maçını izler. Orada izledikten sonra gururla tenisçi kızlara karşı döner, şunu söyler: “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim.” der. O cümleyi orada kurar. Bu söz bizim için gururların en büyüğüdür.
KSK yeşil kırmızı rengi neden seçmiş?
Ahmet Diker anlattı: ‘Yeşil’ İslamiyet’i temsil eder. Kulübü, işgalci kuvvetlere karşı kurduk. ‘Kırmızı’ da Türklüğü temsil eder. Ateş gibi Türk delikanlılarının özgürlük simgesidir. Bayrağımızı temsil eder.
KARŞIYAKA’YA 100. YIL MÜJDESİ
“1937’de Atatürk, Karşıyaka Spor Kulübü’ne bir stadın yapılmasını istiyor. Ömrü yetmiyor stadı görmeye ama stat yapılıyor. Şimdi ne yazık ki bir stadımız yok, ama biz Karşıyakalılar olarak umut ediyoruz. O stat en yakın zamanda yeniden yapılacak ve maçlarımızı yeniden kentimizde izleyeceğiz. Cumhuriyetimizin 100. Yıl coşkusuyla stadımızı yeniden Karşıyaka’mıza kuracağız! Buna yürekten inanıyorum.”