Atatürk’ün Lozan-Sevr karşılaştırması

Lozan'la birlikte Türkiye bayramı yaşadı. Atatürk, antlaşmayı ‘görülmemiş bir siyasi zafer’ olarak nitelendirdi. “Bu antlaşma, Sevr ile tamamlandığı zannedilmiş büyük bir suikastın yıkılışını ifade ediyor.” demişti. Nutuk'ta, Sevr ile Lozan'ı madde madde karşılaştırdı...

Arada birilerinin, Lozan'a ilişkin söylediği "Lozan hezimettir" sözleri gerçeklere uymuyor. Lozan Antlaşması'nı baştan sona yakından takip eden Mustafa Kemal Paşa, bunun böyle olmadığını Nutuk'ta, Sevr Antlaşmasıyla karşılaştırarak verir ve "Lozan Barış Antlaşması'nın ihtiva ettiği esasları, diğer barış teklifleriyle daha fazla mukayeseye mahal olmadığı fikrindeyim. Bu antlaşma, Türk milleti aleyhine asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması'yla tamamlandığı zannedilmiş büyük bir suikastın yıkılışını ifade eder bir vesikadır. Osmanlı devrine ait tarihte emsali görülmemiş bir siyasi zafer eseridir" der. (Atatürk'ün Bütün Eserleri, C.20, Nutuk 2, Kaynak Yayınları, 2007, s.270.)

UZUN MARATON

Büyük Zafer'den sonra Lozan barış görüşmeleri, İsviçre'nin Lozan kentinde 20 Kasım 1922 günü başladı. Türkiye'yi İsmet Paşa'nın eşliğindeki kalabalık bir heyet temsil etti. Yaklaşık 9 ay süren görüşmeler çok çetin geçti. İyi müzakereci olan İsmet Paşa, Türkiye'nin haklı davasını sonuna kadar kararlılıkla savundu. Emperyalist ülkelerin Osmanlı'dan alıştıkları 'taviz koparma' ve 'Osmanlı'yı masada kaybettirme' siyaseti tutmadı. İsmet Paşa yeni Türkiye'nin gerçek yüzünü "Eski Türkiye maziye karışmıştır!" sözleriyle gösterdi. Lord Curzon buna karşılık "Türkiye'nin imza edeceği en iyi muahede budur. Eğer imza etmezse, Türkiye düşünsün. Asya'nın görülmez derinliklerinde kaybolur!" diyordu. Bu sözlere İsmet Paşa "Memleketimi esarete mahkûm eden bir vesikayı imzaya koymam!" diyerek cevap verdi. Ve Lozan'dan ayrıldı. Görüşmelere 4 Şubat- 23 Nisan 1923 arası, ara verildi. Tekrar başlayan görüşmelerde özellikle ekonomik imtiyazlar, azınlıklar, tazminatlar, Osmanlı borçları konusu ağırlıklı konulardı. Bazen 10 saate varan görüşmelerde nihayete 17 Temmuz günü varıldı. 24 Temmuz gününe imzalar kaldı. İsmet Paşa, anlaşma sonrası işgal gemilerinin bir süre daha kalma isteğini şu sözlerle geri çevirdi: "Değil bir kruvazörün, itilaf bayrağı taşıyan bir kayığın bile kalmasına razı olamam!" (Ali Naci Karacan, Lozan Konferansı ve İsmet Paşa, 3. Baskı, Bilgi Yayınevi, Ankara, 1993, s.403, 417-418.)

'ZAFERLE TAÇLANDIRDINIZ'

24 Temmuz günü aynı zamanda Kurban Bayramı'nın ilk günüdür. Lozan Barış Antlaşması'nın da imzalanmış olması, Türkiye'ye ikinci bayram yaşattı. 24 Temmuz günü 2. Meşruti Devrim'in de yıldönümüydü. Mustafa Kemal Paşa 24 Temmuz günü İsmet Paşa'ya gönderdiği kutlama telgrafında şunları belirtti: "Millet ve hükümetin zatıâlilerine tevcih etmiş olduğu yeni vazifeyi muvaffakiyetle tamamladınız. Memlekete bir dizi faydalı hizmetlerden ibaret olan ömrünüzü bu defa da tarihi bir muvaffakiyetle taçlandırdınız. Uzun mücadelelerden sonra vatanımızın barış ve bağımsızlığa kavuştuğu bugünde parlak hizmetiniz dolayısıyla zatıâlilerinizi, muhterem arkadaşlarımız Rıza Nur ve Hasan Beyleri ve mesainizde size yardım eden bütün delege heyeti üyelerini müteşekkirane tebrik ederim." (Atatürk'ün Bütün Eserleri, C. 16, Kaynak Yayınları, 2005, s.48.)

MECLİS'TEN LOZAN TEŞEKKÜRÜ

O günlerde yeni seçimler de yapılmış ve Meclis oluşmuştur. Mustafa Kemal Paşa, Meclis Reisliğine tekrar seçilir ve kürsüde yaptığı konuşmada Lozan'a da değinir: "Hakikaten dört senelik bağımsızlık mücadelemiz, milletimizin şanına layık bir barış ile neticelenmiş, Lozan'da imza edilmiş olan antlaşmanın yüksek heyetinizin tasdikine kavuştuğu taktirde bütün manasıyla hür ve bağımsız olarak mesut bir mesai sahasına dahil olmuş bulunacağız. Elde edilen mesut neticelerin, muhafazasında, Lozan Antlaşması'ndan ayrı tutulan meselelerin kati halinde ve milletimizi huzur ve refaha nail edecek feyzli hizmetlerde muvaffakiyetinizi bütün kalbimle temenni ederim." (ATABE, C. 16, s.73.)

‘MUALLAK MESELELER DOSTANE ÇÖZÜLÜR’

Gazi Paşa, 22 Eylül 1923 tarihli Neue Freie Presse muhabirine verdiği demeçte, Lozan'a ilişkin fikrini şöyle anlatır: "Lozan barışı bütün itibariyle bizi tatmin ediyor. Biz bu antlaşmaya tamamıyla riayet edeceğiz. Buna rağmen şunu söylemekten kendimizi men edemeyiz ki, daha taleplerimiz vardır ve bunların düşünceden fiile çıktığını son zamanda Avrupa milletlerinin zihinlerinde vaki olan Türkiya'ya müsait yeni bir eğilim vasıtasıyla görmek istiyoruz. Muallak meseleler için dostane çözüm tarzları bulunacağını ümit etmek istiyoruz. Uzak bir gelecekte değil, yakın bir gelecekte şimdiye kadar halledilemeyen meselelerin kati hal şekline kavuştuğunu görmek istiyoruz." (ATABE, C.16, s.119.)

NUTUK’TA LOZAN ANTLAŞMASI

Mustafa Kemal Atatürk, Lozan Barış Antlaşması’nı bir “siyasi zafer” olarak nitelendiriyor.

CHP’nin 1927’deki İkinci Büyük Kurultayı’nda okuduğu Nutuk’ta Lozan’la ilgili değerlendirmede de bulunan Atatürk, anlaşmanın maddelerini ayrıntılı okuyarak “Muhterem efendiler, Lozan Barış Antlaşması'nın ihtiva ettiği esasları, diğer barış teklifleriyle daha fazla mukayeseye mahal olmadığı fikrindeyim. Bu antlaşma, Türk milleti aleyhine asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması'yla tamamlandığı zannedilmiş büyük bir suikastın yıkılışını ifade eder bir vesikadır. Osmanlı devrine ait tarihte emsali görülmemiş bir siyasi zafer eseridir!” dedi.

İSMET PAŞA’YA TEBRİK

Lozan zaferinden ötürü İsmet Paşa’yı tebrik ettiğini belirten Atatürk, Nutuk’ta şunlara yer veriyor: “Efendiler, İsmet Paşa 24 Temmuz 1923 günü antlaşmayı imzaladı. Kendisini tebrik etmek zamanı gelmişti. Aynı günde şu telgrafnameyi yazdım: “Lozan'da Delege Heyeti Reisi Hariciye Vekili İsmet Paşa Hazretleri'ne Millet ve hükümetin zatıalilerine vermiş olduğu yeni vazifeyi muvaffakiyetle tamamladınız. Memlekete bir dizi faydalı hizmetlerden ibaret olan ömrünüzü bu defa da tarihi bir muvaffakiyetle taçlandırdınız. Uzun mücadelelerden sonra vatanımızın barış ve bağımsızlığa kavuştuğu bugün de parlak hizmetiniz dolayısıyla zatıalinizi, muhterem arkadaşlarımız Rıza Nur ve Hasan Beyleri ve mesainizde size yardım eden bütün Delege Heyeti üyelerini teşekkürlerle tebrik ederim.”

BAŞKENT ANKARA

Lozan’ın imzalanmasının ardından başkentin Ankara olması kararının alındığı da Nutuk’ta şöyle ifade ediliyor: “Efendiler, Lozan Antlaşması'nın tamamlayıcılarından olan tahliye protokolü tatbik olunduktan sonra, tamamen yabancı işgalinden kurtulan Türkiye'nin fiilen bütünlüğü tahakkuk eylemişti. Artık yeni Türkiye devletinin idare merkezini kanunen tespit eylemek icap ediyordu. Bütün düşünceler, yeni Türkiye'nin idare merkezini Anadolu'da ve Ankara şehrinde seçmek Lüzumunu emrediyordu.

“Hariciye Vekili İsmet Paşa, 9 Teşrinievvel [Ekim] 1 923 tarihli bir kanun maddesini Meclis'e teklif etti. Altında daha on dört kadar zatın imzası olan bu kanun teklifi 1 3 Teşrinievvel [Ekim] 1 923 tarihinde uzun müzakere ve münakaşalardan sonra büyük çoğunlukla kabul edildi. Kanun maddesi şudur:

“Türkiye devletinin idare merkezi, Ankara şehridir.”

SEVR-LOZAN KARŞILAŞTIRMASI

Atatürk, Nutuk'ta Sevr Antlaşması ile Lozan Antlaşması'nı karşılaştırmalı olarak bölüm bölüm ele alır ve şu değerlendirmeyi yapar:

TRAKYA SINIRI:

Sevr: Çatalca hattından biraz ileride bulunan Podima- Kalikratya hattı.

Lozan: Karaağaç da bizde olmak üzere Meriç hattı.

İZMİR MINTIKASI:

Sevr: Bu mıntıkanın sınırları Kuşadası, Ödemiş, Salihli, Akhisar ve Kemer iskelesine az çok yakın mahallerden geçmektedir.

Lozan: Tabiatıyla bu gibi meseleler söz konusu dahi olmamıştır.

SURİYE SINIRI:

Sevr: Sahilde, yaklaşık Karataş burnundan başlayarak Osmaniye, Bahçe, Gazi Ayıntap, Birecik, Urfa, Mardin ve Nusaybin'i epey güneyde ve Suriye arazisinde bırakan bir sınır.

Lozan: 20 Ekim 1921 Ankara Antlaşması sınırı aynen bırakılmıştır.

IRAK SINIRI:

Sevr: İmadiye bizde kalmak şartıyla, Musul vilayetinin kuzey sınırı.

Lozan: Halli ertelenmiştir.

KAFKAS SINIRI:

Sevr: Türk-Ermeni sınırının tayini Amerika Reisicumhuru Vilson'a havale edilmiştir. Ve o, sınır olarak Karadeniz sahilinde Giresun'un doğusundan başlayan, Erzincan'ın batı ve güneyinden, Elmalı, Bitlis ve Van gölünün güneyinden geçer ve birçok noktalarda Harbi Umumi'deki Türk-Rus cephesini takip eden bir hattı göstermiştir.

Lozan: Bu mesele bertaraf edilmiştir.

BOĞAZLAR MINTIKASI:

Sevr: Rumeli'nin Türkiye'de kalan bütün kısımları. Anadolu'nun Adalar Denizi üzerinde yaklaşık İzmir mıntıkasının başladığı yerden başlayarak Manyas gölünün güneyine ve Bursa'nın ve İznik'in biraz kuzeyinden ve Sapanca gölünün batı ucundan (Şile-Ağva) Ahabadr deresinin ağzına giden hatla sınırlanmış bir mıntıka. Bu mıntıkalarda asker bulundurmak ve askerî harekâtta bulunmak hakkı sırf İtilaf devletlerine aittir.

Lozan: Gelibolu yarımadasıyla Kumbağı, Bakla Burnu hattının güney doğusu, Çanakkale mıntıkasında sahilden yirmi kilometrelik bir mıntıka ve Boğaziçi'nin iki tarafında sahilden on beş km'lik bir mıntıka ve Boğaziçi'nin iki tarafında sahilden on beş km'lik birer mıntıka ve Marmara'da da Emirali adasından başka adalar ve İmroz ve Tenedos adaları, askerden arındırılmış bir hale konacaktır. (1936 Montreux Antlaşması'yla bu durum da kalktı. ED.)

Hiçbir tarafta İtilaf devletleri işgal kuvveti kalmayacaktır.

KÜRDİSTAN:

Sevr: Fırat'ın doğusundan ve Ermenistan, Irak ve Suriye arasında kalan mıntıka için İtilaf devletleri delegelerinden meydana gelen bir komisyon mahalli özerkliği hazırlayacaktır. Bir yıl içinde ahalinin isteği halinde oylamayla burası Türkiye'den ayrılacaktır.

Lozan: Bittabi söz konusu ettirilmemiştir.

İKTİSADİ NÜFUZ MINTIKALARI:

Sevr: (FRANSIZ NUFÜZ MINTIKASI) Suriye sınırıyla yaklaşık Adana vilayetinin batı ve kuzey sınırı ve Kayseri ile Sıvas'ın kuzeyinden geçen Muş hariç işbu kasabaya yaklaştıktan sonra Cizre'ye giden hattın dahilinde kalan mıntıka.

(İTALYAN NÜFUZ MINTIKASI) İzmit yarımadasından çıktıktan sonra Afyon Karahisarı'na kadar Anadolu şimendifer hattı ve oradan Erciyes dağı civarına kadar giden hatla İzmir mıntıkası, Adalar Denizi, Akdeniz ve Fransız mıntıkası arasında kalan mıntıka.

Lozan: Söz konusu olmamıştır.

İSTANBUL:

Sevr: Antlaşma samimiyetle tatbik edilmediği takdirde İstanbul da bizden alınacaktır.

Lozan: Söz konusu olmamıştır.

ADLİ KAPİTÜLASYONLAR:

Sevr: İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya'nın temsil edildikleri dört üyeden meydana gelen bir komisyon, kapitülasyonlardan istifade eden diğer devletlerin mütehassıslarıyla birlikte yeni bir usul tanzim edecek ve Osmanlı hükümetiyle istişare ettikten sonra bu usulü tavsiye edebilecektir.

Lozan: Kapitüler hiçbir kayıt yoktur.

AZINLIKLAR HİMAYESİ:

Sevr: 1918 mütarekelerinden sonra imzalanan bütün antlaşmalarda mevcut olan hükümetlerden başka, Türkiye'ye bilhassa aşağıdaki taahütler kabul ettirilmek istenilmiştir: (Ayrıntı için bakınız; NUTUK-2, s.264-265.)

Lozan: Misak-ı Milli'mizde kabul etmiş olduğumuz gibi ve yalnız gayrimüslimlere mahsus olmak üzere Harbi Umumi'den sonra imzalanan bütün milletlerarası antlaşmalarda mevcut olan hükümler.

ASKERİ HÜKÜMLER:

Sevr: Türkiye'nin silahlı kuvvetleri şu rakamları aşamayacaktır:

Padişah maiyeti kıtası: 700 kişi, Jandarma: 35.000, Jandarmayı takviye için özel kıtalar: 15.000. Toplam: 50.700 kişi.

Lozan: Trakya ve Boğazlar'da askerden arındırılmış hale getirilen mıntıkalara ait sınırlamalardan başka hiçbir kayıt yoktur. (Sınırlamalar da 1936 Montreux Antlaşmasıyla kalktı. ED.)

CEZA:

Sevr: Türkiye harp esnasında harp kaidelerine muhalif surette hareket etmiş veya Türkiye dahilinde mezalim icra eylemiş ve tehcir vesaire gibi hususlara karışmış olan şahısları, talepleri üzerine Müttefik devletlere (Yunanistan dahil) ve Türkiye'den arazi almış olan devletlere (Ermenistan vs.) teslim edecektir. Anılan şahıslar kendilerini talep eden devletin divanı harbi tarafından muhakeme edilecek ve cezalandırılacaktır.

Lozan: Bahis yoktur.

MALİ HÜKÜMLER:

Sevr: İtilaf devletleri, Türkiye'ye yardım için İngiliz, Fransız ve İtalyan delegelerinden meydana gelen bir maliye komisyonu teşkil edecekler ve bu komisyonda istişari mahiyette bir Türk komiseri bulunacaktır. (Türk maliyesini sıkı şekilde denetleyecekler. ED.)

Lozan: Bu gibi kayıtların tamamı bertaraf edilmiştir.

İKTİSADİ HÜKÜMLER:

Sevr: Kapitülasyonlardan istifade hakkı harpten evvel bunlardan istifade eden Müttefik devletler tebaasına iade edilecek ve bunlardan evvelce istifade etmeyen Müttefik devletler (Yunanistan, Ermenistan vs.) tebaasına da yeniden verilecektir.

Lozan: Kapitülasyonların her türü tamamıyla ve ebediyen lağv olunmuştur.

BOĞAZLAR KOMİSYONU:

Sevr: Kendine mahsus bayrağı, bütçesi ve zabıtası bulunacak olan işbu komisyon, gemilerin Bağazlar'dan geçişi, fenerler, kılavuzluk vs. ile iştikal edecek ve evvelce Meclisi Âliyi Sıhhi'nin yaptığı vazifeler ile kurtarma hizmetleri bundan böyle komisyonun nezareti altında ve onun talimatı dahilinde yapılacak ve komisyon Boğazlar'ın serbestisini tehlikede sayınca İtilaf devletlerine müracaat edebilecektir.

Lozan: Komisyonun riyaseti bize verilmiştir." (Atatürk'ün Bütün Eserleri, Nutuk-2, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2007, s.259-270.)

KİTAP ÖNERİLERİ

Atatürk’ün Bütün Eserleri

Ali Naci Karacan – Lozan

Alev Coşkun - Diplomat İnönü Lozan

Onur Öymen – Çöküşten Zafere Lozan

Bilal Şimşir – Lozan Telgrafları

Lozan Barış Konferansı Tutanaklar ve Belgeler – Seha Meray

Sonraki Haber