Ateşin ve ihanetin adı: Ethem bey
Çerkes Ethem, Anadolu’da isyan bastırırken, Yunan’a karşı koyarken kahraman, Yunan saflarına geçtiğinde, Mustafa Kemal’i Meclis’in önünde ayağından asacağını söylediğindey ise haindir
Hain ile kahraman arasındaki farkı tarih belirler. Çerkes Ethem Anadolu’da isyan bastırırken, Yunan’a karşı koyarken kahramandı, Yunan saflarına geçtiğinde, Mustafa Kemal’i Meclis’in önünde ayağından asacağını söylediğinde haindi.
Çerkes Ethem, Anzavur, Düzce, Bolu, Yozgat isyanlarının bastırılmasında, Batı’da Yunan istilasının durdurulmasında çok büyük başarı gösterdi. Adına marş yazıldı, bestelendi. Yılan deri değiştirmezse ölür, ancak Ethem’in deri değiştirir gibi taraf değiştirmesi, yılanın deri değiştirmesine benzemez.
Sürüngenlerin deri değiştirmesi “gömlek atmak”, “gömlek değiştirmek” olarak adlandırılır. Yılan başta olmak üzere kimi sürüngenlerin vücutlarındaki pullar esnek biyolojik yapılar değildir, sürüngenler ancak pulların izin verdiği kadar büyüyebilirler.
İSYAN BASTIRAN İSYANCI
İhanet yılanın deri değiştirmesine benzemez, ortak noktaları ihanet edenin de gömlek değiştirmesidir. Halit Payza’nın son romanı Bir Fırtına Tuttu Bizi, geçtiğimiz günlerde Dorlion Yayınları tarafından yayımlandı. Kitap Çerkes Ethem'in sürüngenler, daha çok da yılanlar gibi gömlek değiştirmesini anlatıyor.
Halit Payza, kitabın arka kapak yazısında; “Olacak şey mi isyanı bastıranın isyan etmesi?” sorusunu soruyor. Bağımsızlık savaşında ortaya çıkan iç karışıklıkları başarıyla bastıran Çerkes Ethem, neler yaşanıyor da gömlek değiştirir gibi saf değiştiriyor? Bir Fırtına Tuttu Bizi Ethem’in nasıl gömlek değiştirir gibi saf değiştirdiğini anlatıyor.
Yazar, Çerkes Ethem’in, Anzavur, Düzce, Bolu, Yozgat isyanlarının bastırılmasında, Batı’da Yunan istilasının durdurulmasında çok büyük başarı gösterdiğini söylüyor. Adına marş yazılıyor, besteleniyor.
HAİN İLE KAHRAMAN ARASINDAKİ FARK
Payza, yılanın deri değiştirmezse öleceğini, ancak Ethem’in deri değiştirir gibi taraf değiştirmesinin, yılanın deri değiştirmesine benzemediğini belirtiyor. "Hain ile kahraman arasındaki fark nedir, bu farkı ne belirler?" sorularını soruyor. Yazar, hain ile kahraman arasındaki farkı tarihin belirlediğini belirttikten sonra şunları aktarıyor; “Çerkes Ethem Anadolu’da isyan bastırırken, Yunan’a karşı koyarken kahramandı, Yunan saflarına geçtiğinde, Mustafa Kemal’i Meclis’in önünde ayağından asacağını söylediğinde değil.”
Çerkes Ethem’in vatanseverlikten vazgeçerek Yunan’a sığınması üzerine Şefik Hüsnü onun sıradan bir maceracı ve üstelik bir hain olduğunu kanıtladığını söyler.
Nazım Hikmet de aynı kanıdadır; ateşi ve ihaneti Çerkes Ethem’de gördüğünü Kuva-yı Milliye Destanı’na şu dizeleri düşerek anlatır:
“ve 29 Aralık Kütahya
4 top
ve 1800 atlı bir ihanet
yani Çerkes Ethem
bir gece vakti
kilim ve halı yüklü katırları
koyun ve sığır sürülerini önlerine katıp
düşmana geçti
yürekleri karanlık
kemerleri ve kamçıları gümüşlüydü
atları ve kendileri semizdiler(…)”
En ağır yargıyı da Batı Cephesi Kumandanı İsmet İnönü yapar; “Bundan böyle Çerkes Ethem artık benim için Yorgi Ethem’dir!”
BAZEN İTTİHATÇI
Bir Fırtına Tuttu Bizi’nin epigrafi Attila İlhan’ın Kim Kaldı şiirinden kimi dizeleri içeriyor. Attila İlhan’ın da “Kim Kaldı” şiiri, Halit Payza’nın: “Olacak şey mi isyanı bastıranın isyan etmesi?” sorusuna uygun düşüyor.
İlhan; ‘Kim Kaldı’da benzeri bir soruyu dizelerine taşır:
“(…) / kim kaldı
müdafaa-i hukuk cemiyeti'nden
avcı ceketi
körüklu çizme
astragan kalpak
bazen `ittihatçı'
hafif `iştirakiyun'
öfkeli kaşları salkım saçak
kumral bıyıkları mahzun
hani felaket tütün içerler
ceplerinde idam fermanları
bellerinde Söğüt yaprağı bıçak
ya millet meclisi'nde meb'us
ya kuva-yi seyyarede asker
kadehlerde rakı
nazlı beyaz
vaniköy korusunun `teşrinler'deki sisi
gramofonda incesaz
meyhane musikisi
o şenliklerden heyhat kim kaldı / (…)”
DEMİRCİ ÖNLERİNDE
Bir Fırtına Tuttu Bizi, Çerkes Ethem’in iki bin Kuva-yı Seyyare, beraberinde dört top ile İsmet Bey’in taarruzundan kaçınarak, her iki tarafın daha fazla kayıp vermemesi için Gediz’den Gördes’e sığınmak üzere geri çekilmesiyle başlıyor. Simav geride kalmıştır. Kuva-yı Seyyare şimdi Lydia ile Misis bölgesi arasında doğal sınır kabul edilen Demirci Dağı’nın batı eteklerindeki Demirci önündedir.
Halit Payza, İlkim Ozan Yayınları arasında çıkan Çerkes Ethem/Puslu Hava adını verdiği romanında İzmir’in işgal edilme söylentilerin dolandığı ve İzmirlilerin yüreklerine çöken puslu hava ekseninde Çerkes Ethem ve adamlarının İzmir Eski Valisi İttihatçı Rahmi Bey’in oğlunu kaçırarak fidye istemesini anlatmıştı.
Bir Fırtına Tuttu Bizi, bu kez geriye dönüşlerle Ethem’in Kuvva-yı Seyyare ile Bağımsızlık Savaşında ortaya çıkan iç isyanların bastırılmasında gösterdiği kahramanlıklarıyla, Millet Meclisi’nin düzenli ordu kurulması kararından sonra Kuvva-yı Seyyare’yi dağıtmamak için direnmesine, Çerkes Tevfik Bey’in İsmet Bey’e yazdığı ağır mektupla yollarını ayırmaya başlamasına, Ethem’in meclisi basarak Mustafa Kemal’i ve İsmet Bey’i meclisin kapısı önünde asacağı tehdidine, Reşit Bey’in Yunanla sığınma ve geçiş anlaşması yapmasına, Ethem’in Kuvva-yı Seyyare’yi dağıtmasına, kuvvetlerinin bir bölümüyle Yunan saflarına nasıl katıldığına, nerede katıldığına değin Çerkes Ethem’in nasıl gömlek değiştirir gibi saf değiştirdiğine yoğunlaşıyor.
ÇALGILI ÇENGİLİ GÜNLERDEN ATİNA’YA
Bir Fırtına Tuttu Bizi, Çerkes Ethem’in Yunan saflarına geçtikten sonra İzmir’deki Hollanda Hastanesi’ndeki, hastaneden ayrıldıktan sonra Basmane Garı’nın altında Basmane Hamamı ve Çorakkapı Camisi’nin hemen karşısında, Mısri Dergâhı Misafirhanesi’yle Şeyh Bedri Efendi’nin evinin arasındaki Müdevvet Salonu’ndaki çalgılı çengili günlerini, Atina’ya gidişini anlatıyor.
Bir Fırtına Tuttu Bizi kıtabında, Çerkes Ethem’in İzmir’deki günlerini öğreniyoruz, kahramanlıktan Yunana sığınarak saf değiştirmesinin ardındaki gerekçeleri görüyoruz.
Yazar bu ayrımı yaparken elinden geldiğince tarafsız kalmaya çalışıyor. Ethem’in gömlek değiştirmesinde kimlerin etkin olduğunu, Ethem’in neden gömlek değiştirmek durumunda kaldığını olabildiğince yansız bir biçimde anlatıyor. Payza, Bir Fırtına Tuttu Bizi kitabı yine diğer romanlarında olduğu gibi belgelere dayandırarak, dipnotlara gönderme yaparak yazıyor.
Bir Fırtına Tuttu Bizi, içerdiği bilgilerle bir dönem romanı ve bir dönemin arka planının anlatıldığı bir kitap.
YENİ KİTAPLAR
ANTİ KAPİTALİST GÜNLÜKLER
Bugün, evet, tüm dünyada neoliberal devletin ve onun ideolojik dayanaklarının meşruiyeti iyiden iyiye sorgulanıyor. Ancak bu, neoliberalizmin sonunun geldiği anlamına da gelmiyor. Tam tersine, bu siyasal proje, kendi iç dinamikleri içinde pek çok ülkede yükselen yeni faşizm dalgasının desteğiyle hâlâ canlı ve zinde. Aslına bakılırsa bu ittifak hiç şaşırtıcı değil, zira sermaye sınıfının yine bir ekonomik çöküş ve beraberinde gelişen toplumsal çalkantılar ile giderek radikalleşen muhalefet karşısında varlığının tehdit altına girdiğini hissetmesiyle sarıldığı, geçmişi oldukça kanlı bir "çözüm" neoliberalizm.
Bugün neoliberalizmin şafağındakine benzer bir küresel krizin ortasındayız. Karantina günlerinde de sürdürdüğü podcast ve çevrimiçi video dizisindeki derslerinden oluşan Anti-Kapitalist Günlükler'de David Harvey, dünyanın dört bir yanında neoliberallerin neo-faşistlerle kurduğu ittifaktan örnekler vererek günümüz sınıf mücadelesinin, güncel meselelerine parmak basıyor ve yabancılaşma, özgürlük ve sermaye birikimi gibi temel başlıklar üzerinden Marx'ın Kapital'ini yeniden okuyarak ufuk açıcı bir kılavuz sunuyor...
SONSUZLUK ÇİSELER BÜYÜK SULARDA
Arif Damar Metin Cengiz'in Sonsuzluk Çiseler Büyük Sularda kitabıyla ilgili olarak şunları söyler; "Metin'in şiirlerini tanıdığımdan beri dergilerde okuyor, izliyordum. Benim öznel görüşüme göre bu şiirin çarpıcılığı yaşantısına dayanmasındandır. Devrimci bir geçmişi, iki yıllık bir cezaevi konukluğu var yaşamında. Büyük laf etmiş olmayayım ama şiir yazanlar orada bir süre yattıktan sonra şair oluyorlar."
Metin Cengiz şiiri, 12 Eylül darbesinin ardından gelen gerilimli bir zamanın ürünü olduğunu belirten Ahmet Oktay ise; "O günlerin kültürel/yazınsal ve şiirsel ortamı, hem siyasal baskı koşullarına direniş olanaklarını arıyor hem de bu baskı sonucunda egemen konuma gelmiş bulunan soyut ve bireyci eğilimleri ötelemeye çalışıyordu. 80 Kuşağı bir ikilemle karşılaşmıştı: Bir yandan özgürlük istekleri dolayısıyla siyasal ve önceki yıllarda çok eleştirilmiş olan şiirin siyasete bağımlı kılınmasına ilişkin anlayışa karşı çıktıkları için de estetik sorunla yüz yüzeydiler. (…) Metin Cengiz, o gün bugündür, muhalifi bir birey olarak, yaşanılan baskı günlerinin anısını toplumsal bilinçaltında da canlı tutmak, yaşanan zamanın medyatik-hedonistik içeriğine tarihsellik ve sınıfsallık kazandırabilmek için çalışıp duruyor.”der.
TAMARA İRELAND STONE EŞLE'Ş
Yedinci sınıf öğrencisi AllieNavarro, KodKızları yaz kampında geliştirdiği uygulamayı en iyi arkadaşlarına göstermek için sabırsızlanıyordu. Eşle’ş, kullanıcıları ortak ilgi alanlarına göre eşleştiren ve birbirlerini bulmaları için onlara eğlenceli ipuçları veren bir oyundu. Ve Allie’nin oyunu, yeni okul döneminin daha ikinci gününde herkesin ilgisini çekmişti! Uygulamasının bu kadar popüler hale gelmesini izlemek Allie için harikaydı! Liderlik tabloları doluyor, herkes heyecanla yeni arkadaşlar ediniyordu. Allie, topladığı tüm veriler sayesinde, bir hafta sonrakigençlik kodlama yarışmasında baş düşmanı Nathan’ı yenmek için muhteşem bir fırsat elde etmişti! Fakat Allie, uygulamasında herkesin sırlarını açığa çıkarma riski olan bir aksaklık keşfettiğinde, bilgisayar laboratuvarını Nathan ile paylaşmak pahasına, işleri nasıl düzelteceğini bulmak zorunda kalacaktı. Kalbini kırdığı arkadaşlarına kendini affettirmek ve bozuk uygulamasını onarmak için önünde çok az zaman vardı. New York Times’ın en çok satan yazarlarından Tamara Ireland Stone, heyecan ve merak dolu bu kitabında, arkadaşlığı, kodlamayı ve paketler dolusu patlamış mısırı bir araya getirerek ortaya eğlenceli ve ilham verici bir hikâye çıkarıyor.
SOSYAL BİLİMLER LİSELERİNE ATATÜRK KİTAPLIĞI
Milli Eğitim Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında imzalanan Eğitimde İş Birliği Protokolü kapsamında 68 ildeki 92 sosyal bilimler lisesinde Atatürk Kitaplığı kurulacak. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Bahçelievler Prof. Dr. Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi'nde düzenlenen imza töreninde, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yeni bir iş birliğine başlamanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile turizm alanında ülkenin ihtiyaç duyduğu insan kaynağının yetiştirilmesiyle ilgili çalışma yürüttüklerini belirten Özer, iki yıldır 81 ilde söz konusu çalışmaların devam ettiğini dile getirdi.
Protokol kapsamında, Türkiye genelinde 68 ildeki 92 sosyal bilimler lisesinde "Atatürk Kitaplığı" kurulacağını dile getiren Özer, şunları kaydetti: "Burada Kültür ve Turizm Bakanlığımızın yayınlarından en az bir tane kitabın olduğu kitaplığı tüm kütüphanelerimize kazandırmış olacağız. Tabii burada sembolik bir tarih de var, 29 Ekim (2023) tarihinde bu 92 sosyal bilimler lisesinin kütüphanesini tamamlamayı hedefliyoruz. Bizim 92 sosyal bilimler lisemiz var ama bununla beraber 9 bin 145 lisemiz var. Fen lisesi, sosyal bilimler lisesi, güzel sanatlar lisesi, mesleki teknik Anadolu lisesi, imam hatip lisesi, bu okullarımızın tüm kütüphanelerinde de sizlerin bu yayınlarından 1000 kitaplık 'Atatürk Kitaplığı'nı kurabilirsek ve bunu da 29 Ekim'e yetiştirebilirsek devasa bir proje gerçekleştirmiş olacağız."
Türkiye'de son 20 yılda eğitim alanında devasa dönüşümler gerçekleştiğine işaret eden Özer, "Gelişmiş ülkelerin 1950'li yıllarda eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarını yüzde 100'lere ulaştırdıkları bir dönüşümü Türkiye'miz maalesef 70 yıl gecikmeyle, 2000'li yıllarda yaşadı." diye konuştu.