Atina'ya talimat: Rus savunma sistemini Kiev'e ver, ödülün hazır!
Beyaz Saray, Kongreye takılan askeri yardımları Ukrayna'ya sağlayabilmek için yeni yollar deniyor. 'Atina formülü' olarak adlandırılan yöntemle Yunanistan, elindeki eski Rus savunma sistemlerini Ukrayna'ya verecek. Rusya'nın tepkisini çeken karar, Türkiye için büyük olanaklara işaret ediyor.
Washington kısa süre önce Atina'ya 8 milyar 600 milyon dolar değerinde 40 adet F-35 savaş uçağı satışına yeşil yaktı. Yunan yayın kuruluşu Kathimerini'nin bildirdiğine göre ABD uçak satışının yanı sıra Yunanistan'a 200 milyon dolarlık Dış Askeri Finansman yardımı da sağlayacak. Yunan gazetesi ayrıca Atina'nın tüm bu “iyiliklerin” karşılığında Beyaz Saray'ın talebiyle Ukrayna'ya modası geçmiş Rus hava savunma sistemleri ve mühimmat transfer etmeyi kabul ettiğini bildirdi. Kathimerini'nin haberinde, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın talebi 26 Ocak tarihinde Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis'e ilettiği, sistemleri Ukrayna'ya ister satın ister hibe edin dediği aktarıldı.
Böylelikle Atina, Yunan Ordusunun artık kullanmadığı eski sistem ve ekipmanları Kiev'e aktarmaya karar verdi. Yunan Silahlı Kuvvetleri etkin kullanımda olmayan Tor, Osa, S-300 hava savunma ve ZU-23-2 uçaksavar sistemleriyle bu askeri donanımlar için mühimmat rezervine sahip. Bahsi geçen sistemlerin en az üç ortak yönü var: Hepsi savunmaya yönelik, eski ve Rus üretimi.
BIDEN'IN KONGREYİ ATLATMA İCATLARI
Yunan ve Amerikan basınında cuma günü çıkan haberlerde ise ABD Başkanı Joe Biden'ın Kongrede Cumhuriyetçilerin vetosuna takılan 61 milyar dolarlık Ukrayna’ya askeri yardım paketi için “Atina formülü” olarak adlandırılan daha geniş bir çözüme başvuracağına yer verildi. Buna göre Washington Atina'ya “ihtiyaç fazlası”, Atina da Kiev'e “kullanım dışı” askeri donanımları bağışlayacak.
ABD basınına bakılırsa Ukrayna yardımı Kongreye takıldığı takdirde bu “al gülüm ver gülüm siyaseti” Yunanistan'la sınırlı kalmayacak ve Washington başka ülkelere de benzer talepler iletecek. Biden'ın İsrail için de Kongreden 14 milyar dolar isteyeceği ve bunun da muhalefetle karşılaşacağı düşünüldüğünde, Beyaz Saray'ın İsrail'e silah aktarmak için benzer formüller icat edip etmeyeceği de ayrı bir merak konusu.
'SEVKIYAT BAŞLAMIŞ OLABİLİR'
“Atina formülü”ne dönecek olursak anlaşma gereği Washington, 200 milyon dolarlık askeri finansmanın yanı sıra Yunanistan'a ABD Ordusunun “ihtiyaç fazlası” silahlarını hibe edecek: Üç adet 23 metrelik koruyucu sınıfı devriye botu, iki adet Lockheed Martin C-130H nakliye uçağı, Lockheed P-3 devriye uçakları için 10 adet Allison T56 turboprop motor ayrıca 60 adet M-2 Bradley savaş aracı ve nakliye kamyonları.
Yunanistan da anlaşma gereği kendisinden isteneni yerine getirerek eski savunma sistemlerini Ukrayna’ya satmayacak ama bağışlayacak. Kathimerini gazetesine göre Atina yönetimi orduya gerekli talimatları verdi ve hatta sevkıyat çoktan “başlamış bile olabilir.”
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov gelişmelere tepkili. Batı'nın diğer ülkeleri Moskova'nın rızası olmadan Ukrayna'ya Rus yapımı silahlar göndermeye teşvik ettiğini söyleyen Lavrov, ilgili yükümlülüklere uyulması gerektiğini vurguladı. Dışişleri Bakanı ülkeler arası anlaşmaları hatırlatarak, “bir silahın alıcısı, tedarikçinin rızası olmadan onu yeniden satamaz ya da herhangi bir yere gönderemez.” ifadelerini kullandı ve izinsiz silah aktarımının ilişkileri bozacağını ima etti.
YUNANİSTAN, ABD'NİN KOLLARINDA
Uluslararası ilişkiler uzmanı Rus asıllı Amerikan vatandaşı Andrew Korybko'ya göre ABD, Yunanistan'ı uzun vadeli biçimde elinde tutacağı bir vasal devlet haline getiriyor ancak Yunanistan Başbakanı Miçotakis ya bunun farkında değil ya da işine geldiği için umursamıyor. Uzmanın ilk olarak kendi internet sitesinde yayınlanan makaleye göre Atina yönetiminin davranışının arkasında yatan temel sebep, Rusya'nın Türkiye ile ilişkilerini kapsamlı biçimde genişletmesi. Bu yeni koşula ayak uydurmak isteyen Yunanistan, kendini ABD'nin kollarına bırakmış durumda.
'ANKARA STRATEJİK ÖZERKLİĞİNİ GÜÇLENDİRİYOR'
Bilindiği üzere Atina, Batı'nın Moskova'ya uyguladığı yaptırım rejiminin bir parçası ve Korybko'nun da hatırlattığı gibi “Mayıs 2022'de Washington ile karşılıklı savunma işbirliği anlaşması imzaladı.” Bu gelişmenin ardından Moskova ile Atina'nın arasının açıldığı biliniyor.
ABD'li uzmana göre Ankara, her ne kadar “Kiev'e Bayraktar insansız hava araçlarını (İHA) ihraç etse ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda (BMGK) Rusya aleyhine oy kullanmış olsa da Rusya için Yunanistan'dan daha güvenilir bir askeri ortak.”
Türkiye – uluslararası yasal yükümlülükleri gereği – bölge dışı NATO güçlerine Boğazları kapalı tuttu; sözde müttefiklerinin “Rusya'ya uyguladığı yaptırımlara meydan okudu” ve tüm bunların yanı sıra Korybko'nun da belirttiği üzere “S-400 hava savunma sistemleri gibi Rus kaynaklı askeri teçhizatını Kiev'e göndermeyi asla düşünmedi.” ABD'li analist, Türkiye'nin Rusya-Ukrayna savaşı arifesinde ve esnasında takındığı siyasi tavrın “Yeni Soğuk Savaş'ta Ankara'nın stratejik özerkliğini sürekli güçlendirdiğini” söylerken, “komşu Yunanistan ise ABD'nin bölgedeki en büyük vasallarından biri olmaya gönüllü oldu.” ifadelerini kullandı.
Ankara ile Atina'nın Moskova'ya yaklaşımları konusunda başka karşılaştırmalarda yapan Korybko, ABD'nin Ukrayna'ya askeri teçhizat sağlamak için kullandığı “Moldova Otoyolu”nun en önemli noktalarından birinin Yunanistan olduğunu buna karşılık Türkiye'nin, ABD askeri donanımının Ukrayna'ya geçişini kolaylaştırmada hiçbir rol oynamadığını hatırlattı.
'YUNANİSTAN ÇOK İLERİ GİDİYOR'
Ankara-Moskova yakınlaşmasının dışında Ege ve Doğu Akdeniz'de çözüme kavuşturulmamış anlaşmazlıklar da Korybko'ya göre “Yunanistan'ın vasallık statüsünü kabul etmesinin” bir nedeni.
Uzman, Yunan Hükümetinin bakış açısının kendisinden daha büyük askeri-stratejik dinamiklerden faydalanmak üzerine kurulduğunu, böylelikle “ABD aracılığıyla Türkiye'yi dengeleyeceğini düşündüğünü” ve bunun için de “yeni efendisinin Rusya karşıtı taleplerine uyacağını” söyledi.
Atina yönetiminin tüm adımları kendi “denge siyaseti” açısından bir noktaya kadar anlaşılabilir olsa da Moskova'nın izni olmadan Rus silahlarını Kiev'e hibe etmek tamamen başka bir duruma işaret ediyor ve analiste bakılırsa “Yunanistan, bu konuda çok ileri gidiyor.” Atina'nın “pervasız hareketleriyle” Moskova ile olan ilişkisini yitirme yolunu seçtiğini belirten Korybko, bozulan karşılıklı güvenin “yeniden tesis edilmesinin neredeyse imkansız hale geleceği” uyarısında bulundu.
Uzmana göre bu yeni senaryoda, Rusya-Türkiye ilişkileri sağlamlığını koruduğu, ABD-Türkiye ilişkileri ise sorunlu kaldığı sürece, “Washington'ın en büyük bölgesel ortağı olarak Atina'yı bırakıp Ankara'yı tercih etmesi gerçekçi bir ihtimal değil.”
'TÜRKİYE STRATEJİK DÜŞMAN'
Saflar böylesine belirginleşirken Türkiye, Yunanistan-Rusya ilişkilerinin bozulmasını fırsata çevirerek Ege ve Doğu Akdeniz meselelerinde elini güçlendirebilir. Ankara'nın oluşan yeni koşullar karşısında nasıl bir pozisyon alması gerektiğini Vatan Partisi Rusya Temsilcisi Dr. Mehmet Perinçek'e sorduk. Moskova Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Perinçek'e göre ortaya çıkan tabloda Ankara'nın Washington'dan fayda sağlama çabaları nafile. ABD, Yunanistan ve PKK'yı bölgedeki ortakları olarak görürken, Türkiye'yi stratejik açıdan “düşman” olarak değerlendiriyor.
Hedefin “Yunanistan ve PKK'yı kullanarak Türkiye'yi bölmek, sindirmek ve ABD planlarına boyun eğdirmek” olduğunu belirten Perinçek, “Türk devleti ortadan kaldırılmadan, çökertilmeden ABD'nin planlarını hayata geçirmesinin mümkün olmadığını da biliyoruz.” şeklinde konuştu.
'F-16'LAR ŞANTAJ UNSURU'
Tüm bu yaşananlar, “Batı'yla yeniden bir işbirliği çağının başlayacağı hayallerinin” hiç de gerçekçi olmadığını gösteriyor. Nitekim ABD, geçen hafta boyunca Aydınlık gazetesinden Tevfik Kadan'ın yaptığı haberlerde ortaya çıktığı üzere F-16'ları Türkiye'ye sadece NATO planları çerçevesinde kullanılması ve Ege Adaları üzerinde uçurulmaması şartıyla veriyor. Perinçek, “bu da yine F-16'ların Türkiye'nin milli menfaatleri için kullanılamayacağını ve Türkiye'ye yönelik tehlikeleri bertaraf etmede hiçbir şekilde işe yaramayacağını” gösterdiğini söyledi. Uzmana bakılırsa tam tersine Türkiye bunun üzerinden “bir tuzağa çekilmekte” ve “alternatif silah ve savunma sistemlerine yönelmesi engellenmekte.”
F-16'ların satışı tamamlanana kadar ABD'nin eline Türkiye'ye şantaj yapma imkanı geçti diyen Perinçek, “Türkiye'nin her seferinde şunu yaparsanız F-16'ları vermeyiz, bunu yaparsanız satmaktan vazgeçeriz tehditleriyle” karşılaşacağını vurgulayarak, Ankara'nın “güvenlik politikaları üzerine ipotek konmakta” gözleminde bulundu.
'TÜRKİYE YALNIZLIĞINI GİDEREBİLİR'
Yunanistan'ın ABD ve Ukrayna ile ilişkileri üst düzeye çıkarken, Rusya ile arasının bozulması Türkiye'ye de bir olanak vermekte. Bu açıdan bakıldığında Perinçek'e göre “Türkiye; Doğu Akdeniz, Ege ve Kıbrıs meselelerinde Rusya'yı yanına çekme fırsatına sahip”. Analist, Türkiye'nin bu imkanı değerlendirebilmek için “Karadeniz ve Ukrayna politikalarını değiştirmesi ayrıca Kırım'ı Rus toprağı olarak tanıması gerektiğinin” altını çizdi. Bu siyaset değişikliği Perinçek'e bakılırsa “Rusya'nın KKTC'yi resmen tanımasını mümkün kılacak.”
Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de “ABD, İsrail ve Fransa gibi devletlerin yarattığı büyük tehlikelerle karşı karşıya olduğu ve yapayalnız kaldığı” uyarısında bulunan analist, Türkiye'nin bu yalnızlığını giderecek müttefiklere gereksinim duyduğunun altını çizdi. İşte Yunanistan ile Rusya arasındaki ilişkilerin bozulması “bu yalnızlığı sonlandırmak için çok ciddi bir fırsat” fakat Perinçek'e göre her şeyden önce “bunu değerlendirecek bütüncül bir dış politika stratejisine ihtiyaç var.”