Atlantik büyükelçilerine yol göründü Yeni rota
Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Bakanımıza talimatı verdim, bu 10 büyükelçinin istenmeyen adam ilan edilmelerini hemen halledeceksiniz dedim' sözlerini Aydınlık'a değerlendirdi
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Dışişleri Bakanına verdiği “10 Büyükelçiyi istenmeyen adam ilan etme” talimatı bütün dünyada geniş yankı uyandırdı. Atlantik Devletlerinin dışişleri bakanlıklarında sekiz şiddetinde sarsıntı yaşanıyor. Tarihî talimat, Türkiye siyasetinin de merkezine oturdu. Aydınlık, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’e Cumhurbaşkanının talimatı konusundaki görüşünü sordu. Vatan Partisi Genel Başkanı şunları belirtti:
YENİ STRATEJİK DÖNEMİN ROTASI
“Cumhurbaşkanı'nın bu kararı, Türkiye'nin yeni bir stratejik döneme girdiğini gösteriyor. Türkiye, evet NATO üyesidir, ancak ABD’ye isyan aşamasına girdi, NATO ile bağlarını çözüyor. Türkiye, Asya uygarlığının öncüleri arasındaki mevzisine yerleşme kararını ilan etmiş oldu.
- Yeni rota, birinci olarak Türkiye'nin bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü güvence altına alıyor.
- İkincisi, Yeni Rota girilen ekonomik krizde Atlantik beklentilerini havaya uçuruyor ve kaçınılmaz olarak Üretim Devriminin yolunu açıyor.
- Üçüncüsü, bu rota ABD'nin kaos planına meydan okuma rotasıdır.
- Dördüncüsü, bu rota, Millî Kuvvetlerin Atlantikçilere karşı seçimi kazanma rotasıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atlantikçilerin ABD’ye dayanarak iktidar olma planlarına öldürücü bir darbe indirmiştir.
- Beşincisi, Türkiye Üreticilerin Millî Hükümeti rotasına girmiştir. Atlantik sistemine meydan okumanın hükümet planı nesnel olarak belirlenmiştir.
'YENİ ROTADAN GERİ DÖNÜŞ YOK'
“Biden tayfası telaş içinde harekete geçti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı devirme planlarını artık apaçık ABD stratejisine bağladılar. Türkiye’nin yalnızlaştığını öne sürüyor ve Atlantik sistemine geri dönüş propagandasına hız verdiler.
“Oysa Yeni Rotadan geri dönüş yok! Çünkü Türkiye’nin güvenliği de, ekonomik çıkış yolu da bu rota üzerinde. Yeni Rotanın seçeneği yok. Yeni Rotadan vazgeçmek, Türkiye’den vazgeçmek anlamını taşıyor.
“Nitekim ABD güdümlü büyükelçiliklerin küstahlığı Türkiye’nin millî kuvvetlerini sımsıkı birleştirmektedir. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de geçen Salı günü Grup Toplantısında ABD’ye 'Hodri meydan' diyordu. Sayın Bahçeli, bu konuşmasında Rusya’nın enerji hatları ve Çin’in Kuşak Yol Girişimi ile Türkiye’nin güvenliği arasındaki birlikteliğe işaret ederek, Türkiye’nin mevzisini kesin hatlarla dile getirmişti.
'TİVİTLERLE YÖNETİLENLERİN MASKELERİ DÜŞTÜ'
“CHP, İyi Parti, HDP/PKK ve FETÖ'nün Atlantikçi yüzleri iyice ortaya çıktı. Türkiye'nin haysiyetli tavrına karşı ABD’nin piyonları olarak cepheden harekete geçtiler. Atlantik Büyükelçiliklerinin tivitleriyle siyaset yürüttüklerini itiraf ediyorlar. Türkiye'yi ABD Ordusunun silahıyla ve döviz baskılarıyla tehdit ediyorlar. Ancak Türkiye girdiği mevzide kararlıdır.
'GÜL KALINTILARININ SONU GÖZÜKTÜ'
“Cumhurbaşkanı'nın Atlantik devletlerine meydan okuması, Ak Parti içindeki Abdullah Gül, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu kalıntılarını etkisiz hale getiriyor. Tayyip Erdoğan, Beştepe’de veya dışında yuvalanan Ak Parti içindeki Atlantik yanlılarının beklentilerine de kılıcını indirdi.
'ZOR DÖNEMDEN BÜYÜK ÇIKIŞ'
“Türkiye, 2014 yılında Silivri Duvarlarını yıkmamızla ve arkasından Hükümetin PKK’yı hendeklere gömme kararıyla içine girdiği zor koşullardan devrimle çıkış rotasında inisiyatifi ele geçirmiş bulunuyor. Artık taarruzda olan ABD değil, Türkiye’dir.
“Türkiye, iki yüzyıllık Millî Demokratik Devrimini tamamlama sürecinde tarihî sonuçlara ulaşma birikimini ve kararlılığını ortaya koymuştur. Türkiye’nin ufku açılmıştır.
“Vatan Partisi, bu zor dönemin öncü partisi olarak sorumluluklarının bilincindedir.”
NE OLMUŞTU?
Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda Büyükelçiliklerinin ortak açıklamasında “Osman Kavala’nın tutuklanmasının üzerinden dört yıl geçti. Davanın, farklı dosyaların birleştirilmesi ve beraat kararından sonra yeni davaların yaratılması yoluyla sürekli geciktirilmesi, Türk yargı sisteminde demokrasiye saygıyı, hukuk devleti ve şeffaflık ilkelerini gölgelemektedir. Türkiye’nin uluslararası yükümlülükleriyle ve milli kanunlarıyla uyumlu şekilde, bu davanın adil ve hızlı biçimde sonuçlandırılması gerektiği kanısındayız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu husustaki kararları doğrultusunda Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılmasının sağlanması için Türkiye’ye çağrıda bulunuyoruz.” denilmişti.