Av. Faik Işık, Batı’nın Uygur planlarını böyle vurguladı: İslamofobi Çin’den mi çıktı?

Avukat Faik Işık ve Vatan Partisi Çin Temsilcisi Adnan Akfırat Uygur kışkırtıcılığının perde arkasını, yalanları ve gerçekleri Ulusal Kanal'da anlattı.

Çin’in, 56 etnik kökenden vatandaşların birlikte yaşadığı bir ülke olduğunun vurgulandığı programda, kışkırtıcılığın arkasındaki ABD bağlantıları ortaya konuldu, Türkiye’de yürütülen kampanyada asıl hedefin Türkiye olduğu ve Hükümet’in yıpratılmak istendiği vurgulandı.

Çin ile 2017’de imzalanan "Suçluların İadesi Anlaşması"nın TBMM’ye gelmesi beklenirken sözde 'Doğu Türkistan' ayrılıkçıları da eylemlerini artırdı. İstanbul, Ankara, Kayseri’de yapılan eylemlerde Türk polisi de hedef alındı. Yaşananlar, önceki gün, Ulusal Kanal’da Halil Nebiler’in sunduğu 'Teferruat' programında konuşuldu. Çin’de 56 milliyetin birlikte yaşadığını vurgulayan Akfırat, Çin tarihi boyunca en az gelişen bölgenin batı bölgesi olduğunu, bu nedenle buraya özel kalkınma çalışmalarının yapıldığını belirtti. Çin parasında yer alan dillerden birisinin de Uygurca olduğunu aktaran Akfırat, devlet televizyonunda da Uygurca dahil 7 dilde yayın yapıldığını söyledi. Akfırat, "Hem Han kökenli hem Uygur kökenli arkadaşlarım oldu. Köylerine gittim, evlerinde misafir oldum. Anayasa'nın 4. maddesinde etnik toplulukların hakları güvence altına alınmış. Paranın üzerinde Uygurca yazılıyor. 2004’ten 2020’ye bölgedeki gelişme, değişme inanılmaz. Şu anda bile gelişme hızı Çin’in üzerinde" diye konuştu.

EYLEMLERDE FETÖ PARMAĞI

Akfırat, FETÖ elebaşı Gülen’e ABD’de referans olan Graham Fuller’in daha ortada hiçbir şey yokken 2003’te Sinciang sorunu konusunda kitap yazdığını vurguladı. Türkiye’yi ayrılıkçıların merkezi yapmak konusunda ABD’de çalışma başlatıldığını belirten Akfırat, "Türkiye’de esas olarak Fetullahçılıkla güçlendiler. Şu an ki bütün kampanyayı da Fetullahçılar aracılığıyla yürütüyorlar" dedi. Akfırat, Çin’de ciddi sayıda Fetullahçı olduğunu, bu anlaşma ile Türkiye’nin bu kişileri getirebileceğini, tepkilerin sebebinin de bu olduğunu belirtti.

2019’da Çin’e giden Av. Faik Işık da tanıklıklarını aktardı. İlk defa 2004 yılında dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile bölgeye gittiğini hatırlatan Işık, yıllar içinde Çin’de büyük değişim olduğunu söyledi. 2019’da Türkiye’de yaşanan eylemlerin de etkisiyle sorularına cevaplar aramak, bölgeyi incelemek için gittiğini söyleyen Işık, Seyit Tümtürk gibi isimlerin yaptıkları eylemlere de tepki göstererek şunları aktardı:

"Amerika’nın uydularından çekilen fotoğraflara göre yıkılan her camiye girdik. Çin’in değişik yerlerindeki Türk öğrencileriyle bir program yaptık. Bunlar bir avuçlar. Eylem yaptıkça orada oluşan hassasiyet nedeniyle adamın hayatı daralıyor. Emniyet tedirginliği var mı? Var. Bunları yaptığında Uygur bölgesinde hassasiyet oluşturuyorsun. Güvenlik önlemleri artıyor. Ve soru işaretleri artıyor. Türkiye Cumhuriyeti’ni Çin’e düşman yapmaya çalışıyorsun. Ben senin yüzünden evlere gidemez oluyorum. Başka talepte bulunamıyorum. Çünkü sen benim adıma veriyorsun buradan ateşi. Kaç kişiyle? 300-400 kişiyle. Arkada aklı evveller var. Pasifikte Çin ve ABD mücadelesi var. Şimdi Uygur bölgesine demokrasi getiriyormuş. Sizin demokrasi getirdiğiniz yer perişan oldu.

ŞAHANE BİR CAMİ YAPMIŞLAR

Batı dünyasındaki İslamofobi’ye dikkat çeken Işık,

"Gezimizde namaz vaktine denk geldik. İlahiyat Fakültesi’nde abdest almaya fakülteye gittim. Muhteşem bir kompleks yapmışlar, şahane bir cami var. Çin İslam’a düşman mı? İslamofobi Çin’den mi çıktı? Yeni Zelanda’da camileri hedef alan Çinli miydi? İslam'la mücadele kanununu Çin mi çıkarıyor"

diye sordu.

MECLİS'İN 2. KİŞİSİ UYGUR

Işık, bölgedeki yöneticilerin tamamının Uygur olduğunu, Çin Ulusal Halk Meclisi’nin Başkan Yardımcısı'nın da Erkin Emirbaki isminde bir Uygur olduğunu belirterek, "Kişisel görüşüm Çin kısmen dahi olsa bir Türk Devleti'dir. Önemli boylarının bir kısmı Kubilay’ın soylarından gelmiş. Karışmış. Ortaya bir Çin çıkmış" dedi.

TCK’YA GÖRE SUÇ İŞLİYORLAR

"Dost bir ülkeyle ilişkileri bozmak, o ülke aleyhine bozgunculuk propaganda yapmak suç değil midir?" sorusunu da yanıtlayan Işık, şunları söyledi:

"TCK 306. maddeye göre suçtur ve 5 yılla başlar. TCK 342 ve TCK 302. maddeler de yabancı devlet bayrağına ve diplomatik temsilcilerine karşı eylemler hakkında işlem yapılmasını sağlar. Bir ülkenin diplomatik temsilciliğini kabul ettiyseniz ekstra ülke dışılık kuralına bağlıdır. Davutoğlu hasmane hareketlerde bulunmanın suç olduğunu bilmiyor mu? Çin Büyükelçiliği'ne girdiğinizde Çin hukuku uygulanır size. Konsolosluğunun önüne gidiyorsun. 5 gün boyunca bloke ediyorsun. Hakaretin bini bin türlü."

ÜLKÜCÜ KANADI VURMAYA ÇALIŞIYORLAR

Işık, Türkiye’nin aşı alacağı Çinli Sinovac’ın sitesinin hacklenmesine de tepki gösterdi:

"Türk Hükümeti'ni ve Devleti'ni aciz duruma düşürerek, aşısız duruma düşürerek, buradan çıkacak kaos üstünden bir siyasal değişiklik yapabilir miyiz diye düşünenler çıktı. Aşıların uçağa yükleneceği akşam yapıyorlar bunu. Bundan daha hain, daha kirli bir ilişki olabilir mi? Avrupa’nın kıvrandığı bir dönemde Çin Hükümeti'yle sözleşme yapıldı. Böyle bir muhalefet olabilir mi? Aşısızlık nedeniyle çok daha insan ölsün, mağdur olsun... İktidarı mı zora düşüreceksin kendi yurttaşlarını aşısız mı bırakacaksın? İktidarın Ülkücü kanadını Türklük üzerinden vuracaksın, iktidarı yıpratacaksın... Arkasında büyük rüşvetler var. Şurayı hacklemek büyük para alanların işidir."

‘DAVUTOĞLU TBMM’DEYDİ’

Işık, suçluların iadesi anlaşmasının imzalandığı dönemde Ahmet Davutoğlu’nun milletvekili olduğunu hatırlattı. Anlaşmanın 6706 sayılı uluslararası konularda adli işbirliği kanununun 10. maddesinin 1. fıkrasına göre yapıldığını, suçluların iadesine dair Avrupa Sözleşmesi’nde ek 2 No’lu Protokol olduğunu belirten Işık şunları söyledi:

"Davutoğlu o zaman vekildi. Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı yapmış bir kişi bu konularda nasıl davranılması gerektiğini bilmez mi? Türkiye’nin iç işlerine bu şekilde karışılsa Davutoğlu, Babacan ve Akşener memnun olur mu? Çin talep ediyor, 'Önce biz yargılayalım' diyoruz. Aleyhine karar verilen kişi temyiz yoluna başvurabiliyor. Karar haklı bulunduğunda Adalet ve İçişleri Bakanlarının görüşü alınıyor. Cumhurbaşkanı'na teklif gidiyor, isterse gene iade etmiyor."

SOYLU'NUN PAYLAŞIMI

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Uygur meselesinde Atlantik ötesini işaret etmesini hatırlatan Işık, "Soylu’nun paylaşımlarının altına baksınlar. Hakaretlerin yarısının FETÖ’den yarısının PKK’dan geldiğini görecekler. Bir kısmını da diğer partilerden görürsünüz. Hepiniz aynı kaptan yemek yiyorsunuz" dedi.

TÜRKİYE’Yİ ZAYIFLATMA KAMPANYASI

Adnan Akfırat ise "Biz meseleye Türkiye’nin ihtiyaçları açısından bakıyoruz. Bu Türkiye’yi yalnız bırakmak zayıflatma için yürütülen bir kampanya. Ve bu işin arkasında ABD var. ABD’nin federal bütçesinden para alan NED’in görevlileri bunlarla paralar dağıtıyorlar. Sokağa çıkıp Türk ordusuna Türk polisine karşı bu kampanyayı yürütüyorlar. Türk devleti de bunun karşısında elini kolunu bağlayıp durmayacak" değerlendirmesinde bulundu.

Sonraki Haber