Gitti, gördü, haykırdı: Millet savaşta, vicdanınız çürümüş!
Av. Faik Işık, 'Vatandaş kalkmış Elazığ'dan günde saatte iki yüz bin ekmek yaparak gönderiyor. Devlet dediğin şey uzaydan gelmiş bir mekanizma değil. Devlet biziz. Devlet orada, bu memleketin vicdanı olan insanları orada...' dedi.
Avukat Faik Işık, canlı yayında Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Sinan Sungur ve programcı Can Karadut’un sorularını yanıtladı. Ayağının tozuyla stüdyoya konuk olan Işık, “İnanılmaz şeyler var, insanlar var. Ayağı kesilmiş, çizmesini takmış, arama kurtarma ekibinde insanlar var. Biz ayaktaysak bu devlet de ayakta.” dedi.
DEVLET BİZİZ, DEVLET BURADA
Faik Işık’a ilk olarak “Devlet olaya yeteri kadar müdahale etti mi? Edilmeyen noktalar var mıydı? Bir de 'Türk Silahlı Kuvvetleri neden sahada değil?” soruları yöneltildi. Işık şunları anlatı:
“Biz ilk üç gününde ben yataktan kalkamayacak kadar hastaydım ama o bölgedeki arkadaşlarımız da sürekli telefonla görüşüyorduk, ayağa kalkar kalkmaz gittik. Antep'ten başladık. Oradan İslahiye'ye geçtik. İslahiye en büyük darbe alan yerlerden biriydi. Böyle savaş filmleri, korku filmleri gibi sahneler var orada. Ardından İskenderun'a, Kırıkhan'a ve Antakya'ya geçtik. Yol boyunca BOTAŞ'ın hatlarında patlamalar gördük. Tamirler gördük. Yolların darmadağın olduğunu gördük. Koca koca kayaların ortasından nasıl yarıldığını gördük.
Buralarda canını dişine takmış gelmiş insanlar, gençler, fedakarlar var. Devlet nerede? Devlet sensin. Devlet benim. Tamam. Devlet biziz. Biz çöktüysek orası çöker. Oradaki insanlar acıların altında, oradaki insanlar yıkıntıların altında ama sağlam olanların orada olması lazım.
"Gelirken uçağın içerisinde 18 yaşındaki delikanlılar anlatıyor, AFAD'da çalışıyor. O çukurların altına girmişler yedi sekiz gün boyunca. Abi diyor ‘sekiz gün boyunca bir kere -o da gelirken- bir duş alabildik’ diyor. Yol boyunca tuvaletler yok, kanalizasyonlar gitmiş, sular gitmiş. 400 kilometre uzunluğunda bir hat düşünün. Bir de bizim büyük taarruzdaki hattımızı düşün. Bunun elli ila yüz on kilometre derinliğinde yıkılmış bir alan. Celal Şengör, Fatih Altaylı, stüdyoda oturup konuşuyor, çıldırıyor insan. Bir inin, oraya bir bakın. Sizin anlattığınız hikâye orada yok.
"Oradan oturup Türk milletiyle dalga geçmeyin. 15 yaşında kız çocukları var. Bu depreme arkadaşıyla birlikte çıkmış gelmiş, yardımcı olmaya çalışıyor. İnanılmaz insanlar var. Ayağı kesilmiş çizmesini takmış, arama kurtarma ekibinde insanlar var. Biz ayaktaysak bu devlet ayakta.
"Sorunların hepsini hallederiz, çözeriz. Bu devlet kuvvetli. Bu millet kuvvetli. Bu millet çökmez. Bu devlet çökmez. Bu devlet Kutadgu Bilig’tir. Doğu Bey'in deyimiyle söylüyorum. Bu devlet kutsal bir devlet. Yani bu devlet burada. Bunlar ölmediği sürece de bu devleti batıramazsınız. Bu sevgi, bu merhamet, bu vicdan, bu gayret olduğu sürece de bu devlet çökmez zaten. Sizin içinizde çökmüş yoktu ki zaten.
"Polis bir yanda. O açık arazilerin üstüne teneke sobaları kurmuş. Isınıyor ama devlet burada diyor. Tamam mı? Devlet o teneke sobaların içerisine ateş yakan insanların kalbinde be kardeşim. Sizin düşmanlığınıza karşı o devlet dimdik duruyor.
"Vatandaş kalkmış Elazığ'dan günde saatte iki yüz bin ekmek yaparak gönderiyor. Devlet o ekmeği üreten adam sensin. Benim, devlet benim. Devlet dediğin şey bir kalıp değil. Devlet dediğin şey uzaydan gelmiş bir mekanizma değil. Devlet biziz.
"Devlet işin içinde mi? İçinde. Ancak toparlandı. Her bölgede üç dört tane bakan var. Bakın her bölgede valileri orada, emniyeti orada, vatandaş orada, yüreği orada. Bu memleketin vicdanı olan insanları orada...
HELİKOPTERLER KÖYLERE UÇUYOR
Faik Işık Malatya izlenimleri hakkında ise şunları söyledi:
“Malatya’da havanın eksi 20 olduğu yerler var. Buralarda Üç yüz, dört yüz bin insan çalışıyor. Ulaşılmadık köyler var mıdır, vardır. Helikopterler uçuyor havada. O helikopterle dağların yani yolların el vermediği yerlere yardım ulaşıyor. Üstümüzü çıkarmadan Osmaniye, Adana tarafına gideceğiz. Çünkü oradaki arkadaşlar on gündür üstlerini çıkarmamışlar.”
DON ATLET DEĞİŞTİRMEDEN GÜNLERDİR ÇALIŞIYORLAR
"12 gündür, donunu atletini değiştirmeyen, sakal tıraşı olmamış insanlar var. Devlet onlar işte. Ve bunların hiçbir yükümlülüğü yok. Önemli bir kısmının görevi de yok. Ya kalbi var ama. Bir vatandaşlık bilinci var. Ben Türk'üm var. Burası Türkiye Cumhuriyeti var. Burada yıkılmayız diyen insanlar var. Gencecik çocuklar var. Sakalı çıkmamış delikanlılar var. O tünellerin altına giriyor.
ORDU DİMDİK AYAKTA
Işık TSK’ya yönelik eleştiriler hakkında ise şunları söyledi: “Bir İstiklal Harbi'ni düşünelim. İstiklal Harbi'ndeki cephemizin boyutlarını düşünelim. Adana'nın Körfezi'nden başlayıp Elazığ'ın ucuna kadar giden bir hattı düşünelim. Bu ordu toprağın üstünde başka bir yerde değil. Sahanın her yerinde. Dimdik duruyor. Her sokakta şimdi ordu. Tamam mı? Aaa ilk anda niye gelmedi... Ben ordumu dünyanın hiçbir ordusunun daha altında, daha zayıf bir ordusu olarak görmüyorum. Gidin bakın gencecik delikanlıların çakı gibi 24 saat.”
SEÇİM TARTIŞANLARA: AKBABA MISIN!
Işık seçimin yapılım yapılamayacağı konusundaki tartışmalar hakkında ise şunları söyledi: “Bu insanlar canlarıyla uğraşıyor, siz politikayla uğraşıyorsunuz. Azıcık kalbiniz, vicdanınız varsa şu manzaranın üstünde politika konuşmazsınız. Şu manzaranın üstüne devlete hesap soramazsınız. Bir gram vatan sevginiz varsa, bir gram insan sevginiz varsa, bir gram insani değeriniz varsa buradaki canı yanmış insanlarla konuşursunuz.
Adliye sarayı bazı yerlerde yerin dibine girmiş, bilgisayar kayıtları çökmüş, altyapısı çökmüş... Efendim anayasada savaştan başka bir hüküm yok ki erteleyesin. İçine girdiğimiz İstiklal Harbi dahil. Bu sayıda insan kaybettik mi biz? Bu sayıda şehrimiz yıkıldı mı? Savaştan daha ağır bir hal var. Önce bir insan desek, önce bir seçmen desek, önce bir seçmenin güvenliği desek, önce bir seçmenin yaşamı desek, önce bunun adresi bunun bir kaydı desek, oy kullanılacak yer desek… Bunlar yok. Savaştan daha ağır şart olmuş.
Akbaba mısın be? Cesetlerin üstünden. Neyin işini yapıyorsun?"
'DOĞU PERİNÇEK DİMDİK'
"Biriniz selâ okutturuyorsunuz. Ötekiniz bu şartların içerisinde seçimle ilgili ahkam kesiyorsunuz. Bakın burada en yürekli duruş Doğu (Perinçek) Bey'in olmuştur. Doğu başkan. Dimdik. Devletle dalga geçilmez. Kutadgu Bilig diye liselerde, ortaokullarda okumuştunuz. Onunla ilgili makalesi var. Devlet kutlu bir yapıdır. Gücü sensin, benim."