Muz, avokadoya gölge olsun

Avokado, fideyken gölgeye ihtiyaç duyuyor. Ziraatçılar ara ürün olarak muz öneriyor. Bürokrasi ise izin vermiyor. Üretici hem gölge için çare arıyor hem de 3 yıl sonra meyve verecek ürünün kredisini bugün nasıl ödeyeceğini düşünüyor

Muz diyarı Anamur’da yeteri kadar muz üretimi olduğundan üretici artık avokado ve ejder meyvesine yöneldi. Sübvansiyonlu krediler çekildi, dikimler yapıldı. Fideler ise üç yıl sonra gelişecek ve meyve verecek. Kredi çeken üretici ise ‘meyve almadan kredi taksitlerini nasıl öderim’ diye düşünüyor. Bu arada fidelerin birinci yıl, gölgede kalması lazım ki gelişsin. Anamur Ziraat Odası tarafından üreticilere ara ürün olarak muz önerildi. İlçe Tarım ise ‘listede muz yok’ diyerek, üreticiye izin vermiyor.
Anamur Ziraat Odası Başkanı Ahmet Şeref Gümüş, “İzah edemiyoruz, bekliyoruz. Doğum yapmış muzları söktürüyorlar.” dedi.

GÖLGE OLMAZSA ÜRÜN DAYANAMAZ

Muz için devletin verdiği sübvansiyonlu kredilerin kesildiğini belirten Gümüş, şöyle devam etti:
“Biz de öyle istedik. Üretim fazlamız var çünkü. Şu anda bizim bölgemizde insanlar muzdan avokado ve ejder serasına yöneliyor. Bir avokado 3 yıl sonra meyve vermeye başlıyor. Ejder de 2 yıl sonra meyve vermeye başlıyor. Avokado yeni fideyken güneşten çok fazla etkileniyor. Bunun için gölgeye ihtiyacı var. Ara ekim olarak muz ekimi öneriyoruz, biz insanlara. Ama İlçe Tarım ‘muz ekemezsin, muz serasına kredi kalktı’, diyor. Kardeşim ne zararı var bunun. Bakanlığa gittim. Konuyu anlatıyorum, anlamıyorlar. Bu çiftçi ne yapacak, ölsün, diyorlar. Şu anda avokado ağacının gölgeye ihtiyacı var mı, var. Gölge olmazsa ürün dayanamaz. 3 yıl sonra meyve alıyorsun. 3 yıl sonra zaten muzu sökmek zorundasın. Bu muzu ekerken çaresizliğinden yapıyor üretici.”

KREDİ ÖDEMELERİ 3 YIL SONRA BAŞLASIN

Ahmet Şeref Gümüş, sübvansiyonlu kredi alan üreticinin, 3 yıl sonra meyve alacağını ama bankanın birinci yıl taksit istediğini belirterek, “Üretmediğiniz ürünün parasını nasıl ödeyeceğiz? Kredinin ödemesini o zaman 3 yıl sonra başlat. Yüksek faizlerden dolayı zaten sera yapımı yok bölgede. Sübvansiyonlu kredinin de yüzde 30 faiz oranı var.
Üretici buna dayanabilir mi? Şu anda İl Tarım Müdürlüğüne yazı yazdık, bakan yardımcısıyla görüştük, izah edemiyoruz, bekliyoruz. Doğum yapmış muzları söktürüyor İlçe Tarım Müdürü.” diye konuştu.

Ahmet Şeref Gümüş

LİMON AĞAÇLARINI SÖKTÜRMEYELİM

Ahmet Şeref Gümüş, Akdeniz’de çok sayıda limon ağacının kesildiği bilgisini verdi, bakanlığın sahaya inmesini istedi.
Gümüş, şöyle konuştu: “Pandemi döneminde bakan, ‘benim ülkemin limon ihtiyacı var’ dedi ihracat kapandı. Biz de bağırdık. Eğer biz karşı tarafın talebini karşılamazsak, bu pazara limon vermezsek, önümüzdeki yıl satacak yer ararız, dedik. Ne oldu şimdi? Limon, portakal 1 liraya satılmaz oldu. Pazar payımız yok oldu.
“Akdeniz’e indiğinizde 20-30 yıllık portakal, limon ağaçları katlediliyor. Çok kesim var. Yetkililer gelip tespit yapmıyor. Buna engel olmalıyız. Bu limon ağaçlarını kestirmemeliyiz. Üretici sıkıntısından kesiyor. 1,5 liraya limon satılmaz. Yarın limon tekrar tavan yapacak. Hakikaten sıkıntılarımız var narenciyede. Bakanlık sahaya inmeli, odalarla birlikte çalışma yapmalı.”

ÇİLEK TEZGÂHTA

Birçok ilimizde hasat edilen çilek, tezgâhlara indi. Çilek üretiminin önemli merkezlerinde olan Mersin’in Anamur ilçesinde de hasat sıkıntısız sürüyor. Anamur Ziraat Odası Başkanı Ahmet Şeref Gümüş, “Çilek çok sıkıntılı olmayan ürünlerimiz arasında. İhracata 50 liraya, iç piyasaya 40 liraya, fabrikaya da 25 liraya gidiyor.” dedi.

Şartlar ne olursa olsun çileğin işçiliğinin zor olduğunu belirten Gümüş, şöyle devam etti: “Çilek üreticisinin yüzü gülüyor ama ülkede sadece çilek üretilmiyor. Bu yıl patlıcan, salatalık üreticileri sıkıntı yaşadı. Bir hafta önce salatalık 3 liraydı, bugün 7 lira oldu. Patlıcan 4-5 liradan bir hafta içinde 14 liraya çıktı. Türkiye’de istikrarlı planlı bir tarım olmadığı için vatandaş salatalıkları sökmeye başlayınca 7 liraya çıktı.”
Gümüş, fiyatların bir hafta içinde bu kadar değişime uğramasını da şöyle değerlendirdi: “Eskiden manavlar vardı, tablacılar vardı. Şu anda hallerin hükmü kalmadı. Üretici ve tüketiciler, zincir marketlerin mahkûmu konumunda. Piyasayı zincir marketler belirliyor. Adamlar istedikleri gibi at oynatıyor. Denetim yok. Salatalık bu ülkede 18 liraya üretiliyorsa hangi şartlar olursa olsun bunun fiyatı 17 lira olmamalı. Burada haksızlık var, vurgun var. Bu sorun aslında üreticilerin sorunu değil ülkenin sorunu. Önümüzdeki günlerde ürünün maliyetinin 5 katını da vereceğiz deseler bile üretim yapacak insan bulunmayacak. Üreticinin çocukları üretimde değil çünkü…”

Sonraki Haber