Avni Küpeli, Efes'in zaferini Aydınlık’a değerlendirdi: Oyuncular birbirlerini gözü kapalı tanıyor!

Anadolu Efes’in çok kaliteli oyun kuruculara sahip olduğunu belirten Avni Küpeli, Micic ve Larkin’in 4 senedir büyük fark yarattığını ifade etti. Küpeli, Ergin Ataman’ın paylaşmaya dayalı oyun felsefesinin peş peşe zaferleri getirdiğini vurguladı

ÜST üste ikinci kez EuroLeague şampiyonu olan Anadolu Efes, Türkiye’yi bir kere daha sevince boğdu. Sırbistan’ın başkenti Belgrad’daki Stark Arena’da düzenlenen Dörtlü Final’de Olympiakos’u 77-74, Real Madrid’i de 58-57 mağlup eden temsilcimiz, Avrupa basketbol tarihinin en özel işlerinden birine imza attı.

Lacivert-beyazlılar, EuroLeague’de son 4 yıla 2 kupa ve 1 final sığdırdı. Kovid-19 salgını nedeniyle 2019-2020 sezonu iptal edildiğinde de Efes liderdi. Başantrenör Ergin Ataman idaresindeki temsilcimizin 4 yıllık muhteşem öyküsünü, usta basketbol spikeri ve yorumcusu Avni Küpeli ile konuştuk.

‘MICIC VE LARKIN BİRBİRİNİ GÖZÜ KAPALI TANIYOR’

  • Anadolu Efes üst üste ikinci kez Avrupa’nın zirvesine çıktı. Kovid-19 salgını nedeniyle iptal edilen sezonu da göz önüne alırsak karşımıza olağanüstü bir başarı çıkıyor. Bilhassa Micic ve Larkin özelinde Efes’in 4 yıldır yakaladığı istikrar hakkında neler söylemek istersiniz?

Anadolu Efes denince ilk akla gelen isimlerden olan sayı makineleri Vasilije Micic ve Shane Larkin’i bir bütün olarak görmemiz gerekir. Basketbolda, “guard (oyun kurucu) veya guardların kadar konuş” denir. Bu ikilinin yıllardır birbirleriyle oynamaktan keyif almaları ve yine bu ikilinin guard pozisyonunda olmalarından dolayı birbirlerinin işlerini adeta gözü kapalı tanımaları, bilmeleri nedeniyle müthiş bir uyum yakaladıklarını söyleyebiliriz. Bizler bu ikilinin oyun içinde aynı anda parkede olmalarına o kadar çok alıştık ki biri sahada olmayınca “o anda işler iyi gitmeyebilir” hissine kapılır olduk.

Micic ve Larkin’in her şeyden önce mesafe tanımaz isabetli şutları olduğunu bilmek bile rakip koçların adeta korkulu rüyası. Durum böyle olunca rakip takımın koçları da bu ikiliden birini bırakayım, diğeri atsın diyemiyor. Çünkü onlar kazanmasını bilen ve maçın son anlarında sorumluluk almaktan çekinmeyen, yani “winner” oyuncular. Mücadele içerisinde biri diğerinin yükünü alarak tüm baskıyı üzerine çekiyor ve takım arkadaşlarının da işlerini rahatlatıyor. Dolayısıyla bu ikilinin uyumu ve oyun içinde adeta gözü kapalı birbirlerini bulmalarıyla gelen başarı, takımın geneline de yansıyor.

BAŞARININ ANAHTARI TAKIM OYUNU

Yine bu ikilinin asiste öncelik veren basketbol felsefeleri takım arkadaşlarını de heveslendiriyor. Yani takım oyununa çok yatkın ve “yangın halinde camı kırınız” önceliğine sahip Micic ve Larkin’li Anadolu Efes’i yakalayabilmek pek de kolay değil. Bu noktada asıl önemli olan bu iki oyuncunun yanı sıra diğer oyuncuları da işin içine ne şekilde dahil ettiğinizdir.

Anadolu Efes’in özellikle son 4 yıldır yakaladığı büyük istikrarının altında yatan temel etken, koç Ergin Ataman’ın ekibine katılan her bir oyuncusuna takım oyununu ve paylaşmayı aşılamış olmasının yanı sıra dostluk ve arkadaşlığı ön plana çıkarmasıdır. Bu arada finalin “En Değerli Oyuncusu” seçilen Vasilije Micic ve kupa töreniyle birlikte sırtına aldığı ay-yıldızlı bayrağımızla sahada şeref turu atan devşirme Milli Oyuncumuz Shane Larkin’i yürekten kutluyorum.

KADER ANLARI...

  • Sizce Anadolu Efes’in yarı final ve final maçlarındaki kırılma anları nelerdi?

Her iki maç özelinde de skorun başa baş geçtiğini düşünürsek, mücadelelerin son anlarında önemli olan usta birer satranç oyuncusu gibi sakin kalabilmek ve şutsa şut, savunma ise savunma yapabilmek idi. Ve öyle de oldu. Dörtlü Final yarı finalinde Olimpiakos’a karşı Micic’in inanılmaz üçlüğü ve finalde Real Madrid’e karşı son hücumunda Chris Singleton’ın topa son dokunan adam olması bence maçların sadece kırılma anları değil, aynı zamanda üst üste gelen ikinci EuroLeague Kupası’nın da kader anlarıydı.

  • Dörtlü Final’de oynanan maçlara baktığımızda son yılların en çekişmelisi olduğunu söyleyebilir miyiz? Dörtlü Final’deki basketbol seviyesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Geçen yıllarla kıyasladığımda Belgrad’daki Dörtlü Final’in diğerlerinden çok daha zor geçtiğini, sergilenen oyunlara ve skorlara da bakarak rahatlıkla söyleyebiliriz. Dörtlü Final’deki basketbol seviyesi gerçekten çok yüksekti. Sert savunma önlemlerinin ön plana çıktığı bu turnuvada öncelik atmaktan çok, attırmamayı sağlamaktı. En iyi hücumun savunmadan geçtiğine inanan koçların birer satranç oyuncusu gibi taktik mücadelesi vermeleri oyunun seyir seviyesini de zirveye taşıdı.

‘ATAMAN GERÇEK BİR LİDER’

  • Ve Ergin Ataman... Başarıları, iddialı söylemleri ve duruşu ile Türk basketbol tarihine geçti. Maçın hemen ardından EuroLeague kameralarına yaptığı Türkçe konuşma da geceye damga vurdu. Sizden, bir Ataman analizi rica ediyorum.

Antrenörlüğe ilk başladığı yıllardan itibaren çok yakından tanıma fırsatı bulduğum Koç Ergin Ataman’ın analizi için kelimelerin yetersiz kalacağını ifade edebilirim. Ergin Ataman öncelikle bilgi, deneyim ve yaklaşımlarıyla oyuncularıyla doğal bağı sağlamış tam bir lider pozisyonunda. Sadece parke kenarında değil, hayatının her alanında sadece zirveyi yakalamaktan bıkmayan bir kişiliğe sahip.

‘ASLA GERİ ADIM ATMAZ’

Son yıllarda sıkça dillendirdiği NBA’de görev yapan ilk Türk başantrenörü olmak ve yine Galatasaray Kulübü Başkanlığı gibi hedeflerinin olması, onun ne kadar çok zirveyi sevdiği ve hedeflediğinin de açık bir göstergesi. Yaşamının hiçbir anında geri adım atmayan, daima “en yüksek benim hedefim” diyen Ergin Ataman’ın birinci EuroLeague Kupasının ardından yaptığı gibi Belgrad’daki ikinci şampiyonluğun ardından da dünya televizyonlarına Türkçe açıklamalar yapması ve A Milli Basketbol Takımımızın yeni koçu olarak, “Şimdi sırada Eylül ayında Avrupa Şampiyonluğu Kupasını kazanmak var.” demesi onun ve ekibinin neden 1 numara olduğunun açık bir göstergesi.

Bizlere birbirinden keyifli heyecan ve başarılar yaşatan koç Ergin Ataman ve tüm Anadolu Efes ekibini ayakta alkışlıyoruz. Ellerinize, emeğinize ve yüreklerinize sağlık.

Sonraki Haber