Avrupalı şirketler Rusya’yı terk etmekten vazgeçiyor

Avon Products, Air Liquide ve Reckitt gibi Avrupalı şirketler Rusya’da kalmaya devam ediyor. 2 bin 100’den fazla çok uluslu şirket Rusya’dan ayrılmadı. Şirketlerde çalışan Avrupalı yöneticiler, Rusya’nın cazip hale geldiğini söylüyor.

Avrupalı şirketler Ukrayna'da savaş başladıktan sonra ayrılmayı planladıklarını söylemelerine rağmen, bürokratik engeller arttıkça ve tüketici faaliyetleri yeniden canlandıkça Rusya'da faaliyetlerine devam etti.

Natura'nın sahibi olduğu kozmetik markası, Fransız endüstriyel gaz üreticisi ve ağrı kesicilerden prezervatiflere kadar her şeyi üreten İngiliz tüketici grubu, 2022'deki savaştan bu yana ülkede kalan yüzlerce Batılı grup arasında yer alıyor.

ÇOĞUNLUK HALA RUSYA’DA

Kiev Ekonomi Okulu'nun bulgularına göre 2022'den bu yana 2 bin 100'den fazla çok uluslu şirket Rusya'da kalırken, yaklaşık bin 600 uluslararası şirket ya pazarı terk etti ya da faaliyetlerini küçülttü. 2022'de savaşın başlamasından kısa bir süre sonra, Batı ülke ekonomisini ve Kremlin'in savaş kasasını yabancı paraya aç bırakmaya çalışırken, bu türden çok sayıda grup Rusya'daki varlıklarını azaltma sözü verdi.

Ancak Moskova, Rus alıcılara satılan "dost olmayan" ülkelerden gelen varlıklara yüzde 50 zorunlu indirim ve en az yüzde 15 "çıkış vergisi" uygulayarak şirketlerin ülkeden ayrılma maliyetini kademeli olarak arttırdı. Ayrıca hem satıcı hem de Moskova için kabul edilebilir ve Batı'nın yaptırımlarına takılmayacak yerel alıcılar bulmak da giderek zorlaşıyor.

TERK ETMEK ZORUNDA HİSSETMİYORLAR

Fransız AirLiquide Eylül 2022'de Rusya'daki işletmesini, işletmeyi yöneten yerel yöneticilerden oluşan ekibe satmak üzere bir mutabakat zaptı imzaladığını duyurdu. Ancak anlaşma hiçbir zaman Rus hükümetinin onayını alamadı ve şirketi belirsizlik içinde bıraktı.

Bazı şirketler artık kendilerini ülkeyi terk etmek zorunda hissetmiyor. Merkezi İngiltere’de yer alan Avon, Rusya'daki işletmesi için bir satış süreci başlattı ve teklifler aldı ancak bunları kabul etmemeye karar verdi.

Şirketten yapılan açıklamada, "135 yılı aşkın bir süredir Avon, dünyanın neresinde olursa olsun, etnik köken, milliyet, yaş veya din ayrımı gözetmeksizin kadınların yanında yer almıştır" denildi.

İngiliz Reckitt Nisan 2022'de "Rusya'daki işinin mülkiyetini devretmeyi amaçlayan bir süreç başlattığını" duyururken, yeni CEO'su Kris Licht daha ölçülü bir yaklaşım benimsedi.

Licht geçen ay Financial Times'a verdiği demeçte "Seçeneklere bakmaya devam ediyoruz ancak bu daha az karmaşık değil, daha karmaşık hale geldi" dedi. "İlk konuşmamız, kalmak mı yoksa gitmek mi ve vergi ödeyen işletmelerdi... Bence biraz daha incelikli bir konuşma yapıyoruz." dedi.

Çok uluslu şirketler, ayrılma planlarını açıkladıktan sonra varlıklarına el konulan Carlsberg ve Danone gibi Batılı şirketlerin yaşadığı sıkıntıları dikkate aldılar.

Danone sonunda varlıklarını yüksek bir indirimle satmak için bir anlaşma yapmayı başarırken, Carlsberg Moskova ile uzun süren bir hukuk savaşına kilitlenmiş durumda.

Avusturyalı Raiffeisen Bank International da FT'nin, Rusya'dan çıkma taahhüdüne rağmen Rusya'da verdiği düzinelerce iş ilanında bu ülkede iddialı büyüme planlarına işaret ettiğini bildirmesinin ardından eleştirilerin hedefi oldu.

‘RUS PAZARI CAZİBELİ HALE GELDİ’

Carnegie Russia Eurasia'da araştırmacı olan Aleksandra Prokopenko, artan ücretler ve beklenenden daha iyi bir ekonomik durumun harcama patlamasını körüklediğini ve Rusya'yı özellikle tüketici sektöründe çok uluslu şirketler için çok daha cazip hale getirdiğini söyledi.

Prokopenko, hem yabancı grupları hem de yerel oyuncuları hedef alan son kamulaştırma dalgasının "Rusya'daki yabancı uyruklular için en büyük risk" olmaya devam ettiğini söyledi ve ekledi: "Peki bu riski yönetilebilir olarak görüyorlarsa neden kalmıyorlar?"

‘GÖZLE GÖRÜLÜR DEĞİŞİKLİK VAR’

Rusya'da Batılı şirketlerle çalışan başka bir yönetici ise, hissiyatta gözle görülür bir değişiklik olduğunu söyledi. Savaşın ilk haftalarında ülkeyi terk eden şirketler bunu yapmak için ahlaki bir zorunluluk görürken yönetici, "şu anki dalga daha çok, gerçekten ayrılmak zorunda mısınız? Ayrılmak istiyor musunuz? Bu şirketlerden bazıları 30 yılda dört, beş fabrika inşa etti. Bunları yüzde 90 indirimle satmayacaklar." dedi.

Fransa ile Almanya ekonomik hedeflerde ortaklaşıyor

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya ve Fransa'nın yıllar süren görüşmelerin ardından Avrupa Birliği'nin sermaye piyasalarını derinleştirmek ve yatırımları arttırmak için hızlı bir ilerleme kaydetme konusunda anlaştıklarını söyledi.

Ortak bir basın toplantısında Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile birlikte konuşan Macron, AB'nin iki güçlü ekonomisinin, yeşil dönüşüm, yapay zeka, inovasyon ve savunma gibi uzun vadeli önceliklerin finanse edilmesine yardımcı olmak için blok için ortak bir tasarruf ürününün oluşturulmasını destekleyeceğini söyledi.

İki lider, AB'nin yürütme kolu olan Avrupa Komisyonu'nun önümüzdeki aylarda menkul kıymetleştirme için "operasyonel teklifler" getirmesini istediklerini söyledi. Ayrıca maliye bakanlarından ortak denetim ve iflas kurallarının uyumlaştırılmasını takip etmelerini istediler.

‘ARAMIZDAKİ YAKINLAŞMANIN EŞİ BENZERİ YOK’

Macron, Almanya'ya yaptığı üç günlük devlet ziyaretinin sonunda Berlin'in kuzeyindeki Schloss Meseberg'de yaptığı açıklamada "İkimiz arasındaki yakınlaşma eşi benzeri görülmemiş bir şey" dedi. "Eminim ki şimdi Avrupa'nın merkezinde güçlü ve hızlandırılmış eylemlere yol açacaktır."

AB, on yıla yakın bir süre önce başlattığı sermaye için tek bir pazar oluşturma planında çok az ilerleme kaydetti. ABD ve Çin'in artan rekabetiyle ve savunma, iklim ve dijital geçişler için büyük finansman ihtiyaçlarıyla karşı karşıya olan blokta yetkililer, şirketlerin büyüme için fonlara erişebilmeleri ve Avrupalıların tasarruflarını AB içinde değerlendirebilmeleri için ilerleme kaydedilmesi gerektiğini savunuyor.

Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Donald Trump'ın Beyaz Saray'a dönmesi halinde AB'yi potansiyel ekonomik bozulmaya hazırlamanın en iyi yolunun bu olacağını söyleyerek aciliyet duygusunu arttırdı.

‘REKABET GÜCÜMÜZÜ GÜVENCE ALTINA ALMAK İSTİYORUZ’

Aralarındaki zorlu ilişki ve kimya uyuşmazlığı zaman zaman gündeme gelen Scholz ve Macron, Fransız-Alman motorunun ortak savunma, Ukrayna'ya yardım ve AB'nin finansman ihtiyacının nasıl karşılanacağı gibi konularda ilerleme sağlayabileceğini gösterme baskısıyla karşı karşıya.

Alman Şansölye "Avrupa'nın rekabet gücünü güvence altına almak istiyoruz, hatta almalıyız ve bunun için de yatırım, özellikle de özel yatırım gerekiyor. Çok sayıda şirket büyümeyi finanse etmek için Atlantik'in diğer yakasına yöneliyor." dedi.

Şansölye sözlerini şöyle sürdürdü: "İkimiz de nihayet bütünleşmiş bir Avrupa finans piyasasına ihtiyacımız olduğu konusunda hemfikiriz. Bu da Avrupa sermaye piyasaları birliğini içeriyor."

Fransa Merkez Bankası'nın eski başkanı Christian Noyer'in öncülüğünde geçen ay yayınlanan bir Fransız araştırması, AB'nin küresel mali krizden bu yana fiziki sermaye ve inovasyona kronik yetersiz yatırımdan muzdarip olduğunu ve şimdi 2030 yılına kadar yılda 1 trilyon avroya (1,1 trilyon dolar) yaklaşan ek finansman gereksinimleriyle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Sonraki Haber