Avrupa’nın gündemi: Dolar saltanatına karşı Avro

AB’nin Atlantik’ten bağımsızlık ve egemenlik politikalarının bir parçası olan dolar saltanatına karşı son atılım AB ordusu, çok kutupluluk, Rusya ile güvenlik ve Kuzey Akımı 2 gibi ilişkilerin, Çin ve Asya ile yapılan anlaşmaların devamıdır.

Avrupa Birliği (AB), avroyu küresel çapta etkin bir para birimine dönüştürme kararı aldı. Gelecekte devam edecek olan ekonomik savaşlara hazırlanmak için bu adım planlandı. AB’nin bu önlemi, “ABD dolarının küresel etkisini püskürtmek“ içindir. AB Komisyonu’nun bu kararı son “Eylem planı“na ait. Bu plan, 19 Ocak Salı günü, ABD Başkanı Joe Biden‘in makamını devralmasından bir gün öncesi kabul edildi. “Dolar saltanatının yüselişi ve yıkılışı“ dosyasıyla çıkan Teori dergisinin Haziran 2020 tarihli 365. sayısında incelenen sürece, avro da katkı sunan bir rol oynamaktadır. Biden’le birlikte ABD-AB ilişkilerinin eski dönemlerdeki gibi “iyileşeceği“ beklentilerinin aksine AB, Çin ile yeni anlaşmalar yaptı. AB, ABD’nin Çin’e karşı saldırgan kampanyalarında birlikte hareket etmeyeceğini açıkladı. Son olarak da AB Komisyonu, dolara karşı avronun uluslararası ticaretlerinde etkin hale getirilmesi ve doların etkisinin Avrupa alanından dışlanması kararı aldılar.

BİDEN’İN BAŞKANLIĞINI 'SELAMLAMA' PLANI

AB’nin ortak para birimi avroyu etkili hale getirme planının amaçlarından birisi de ABD’nin İran’a karşı yaptırımlarını savuşturmak, bu alandaki çabaları başarısız kalan Berlin ve Brüksel’i güçlendirmek. ABD yaptırımları, İran’la çok yönlü ilişkileri olan AB ülkelerini de doğrudan hedef alıyor.

AB Komisyonu bu çabalarına 2018’de başlamıştı. Güncel olarak, korona salgınının yarattığı gerilemeyi tekrar ileri duruma getirmek, buna bağlı olarak 750 milyar avroluk büyük destek paketi de avronun kullanım alanını genişletmeyi zorluyor. Ayrıca önümüzde duran küresel ekonomi savaşlarına karşı hazırlık olarak da avronun küresel anlamda bir değişim değeri olması planın parçaları arasındadır.

Adı geçen plan açık olarak avroyu küresel alanda bir değişim değeri haline getirmek ve ABD dolarını uluslararası finans dolaşımından geri püskürtmeyi hedefliyor. Alman ve İngiltere medyasında çıkan haberler planın rolünü böyle açıkladılar. (ft.com 16.01.2021 / sueddeutsche.de 19.01.2021) Bu arada planın uygulanmaya başladığının AB tarafından ilan edilmesinin zamanlaması “anlamlı“ bulunuyor. Biden’in makamını devralmasının bir gün öncesi “pek de dostane olmayan“ bir hareket olarak yorumlandı. Sonuçta proje dolara, dünya piyasalarına hâkim olan "ABD’ye karşı" yöneliyor. Yeni eylem planı şimdiden yeni ABD yönetimi için "Brüksel'den ikinci hoş karşılama hediyesini" temsil ediyor. İlk “hoş karşılama”, AB ve Çin'in 2020 sonunda prensip olarak kabul ettikleri ortak yatırım anlaşmaları idi. Bu anlaşma ABD tarafından “Pekin’e karşı ortak strateji belirleyelim” teklifini geri çeviren bir adım olarak anlaşıldı.

HEİKO MAAS 2018’DE BAĞIMSIZ SWİFT ÖNERDİ

AB’nin finans politikalarında ABD’den bağımsız olarak harekete geçme çabaları 2018’de başladı. O tarihte ABD’nin İran’a karşı yaptırımları, özellikle Alman tekellerini de hedef aldı. Trump yönetimi, Tahran’la alışveriş yapan AB firmalarını yüksek cezalandırmalarla tehdit etti. Ağustos 2018’de Alman Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Berlin’in görüşünü şöyle açıkladı: “Kırmızı çizgileri geçtiği her yerde ABD’ye karşı bir ağırlık oluşturabilmek için bağımsız AB ödeme kanalları, Avrupa para fonu ve bağımsız bir SWIFT sistemi kurmalıyız.” (spiegel.de 21.08.2018) Yılın sonuna doğru AB Komisyonu bir dizi “finansal bağımsızlık“ adımları atarak doların AB alanında sınırlandırılmasını kararlaştırdı. Enerji ticareti Berlin ve Brüksel'deki para politikası çabalarının merkezinde yer alıyordu. AB Komisyonu bundan sonra AB şirketlerini enerji tedariklerini euro olarak işlemeye teşvik etti. Brüksel ayrıca, uçak ve otomobil üreticileriyle avroya geçmeleri için görüşmelerde bulundu. AB’nin son bildirisinde de “Açık stratejik özerklik” çağrısı yapılıyor ve ABD’nin üçüncü ülkeleri de etkileyen yaptırımların AB şirketlerinin meşru ticaret ve yatırımlarını engellediği belirtiliyor. Buna karşı bölgesel çapta avro ile değişimin yapılması ve korumacılık tedbirleri özendirildi.

ABD’nin yaptırımlar yoluyla baskı yaparak AB şirketlerini devralması da engellenecek. ABD SWIFT, IMF ve Dünya Ticaret Örgütü gibi küresel kurumları kendi finans piyasasını için siyasallaştırdı. Buna karşı tedbirler alınacak. Çin-ABD iktidar mücadelelerinde arada kalma riskine karşı AB Dış İlişkiler Konseyi (ECFR), AB'nin "jeopolitik bir güç" olarak davranması ve "stratejik hedeflerini" açıkça tanımlaması gerektiğini belirtiyor. Daha önce yazdığımız gibi Çin’i birinci hasım olarak hedef almasında Avrupa ABD’nin yanında olmayacak.

ABD’YE HASSAS VERİLERİN AKIŞI DURDURULMALIDIR

ECFR ek olarak, dış baskılara karşı "direnci" güçlendirici tedbirler alıyor ve AB para biriminin dijitalleştirilmesini de teşvik ediyor. Toplu savunma araçlarının" oluşturulması yanında ABD'nin üçüncü ülkelere yönelik yaptırımları durumunda bile uluslararası ödeme kanallarının açık kalması için "Avrupa ihracat bankası" kuruluyor. Bu şekilde AB'deki şirketlere kredi garantileri ve diğer "dayanışma önlemleri" sağlanması öngörülüyor. Ayrıca, iletişim teknolojisinde yeni bir çerçeve anlaşması ile ABD'ye "güvenlikle ilgili hassas verilerin" akışına karşı tedbirler alınıyor. AB şirketlerinin "yasadışı veri hırsızlıktan" korunma tedbirleri alınıyor. Kurulacak bir AB "Dayanıklılık Ofisi" büyük güçlerle (ABD) rekabette piyasa manipülasyonlarını analiz edip, kişilere ve kurumlara karşı somut yaptırımları koordine edebilir. Bütün bu adımlar aynı zamanda ABD’nin Avrupa’ya karşı yürüttüğü ticaret savaşları ve yer yer saldırganlığa varan yaptırımlarına karşı tedbirlerdir.

AB’nin Atlantik’ten bağımsızlık ve egemenlik politikalarının bir parçası olan dolar saltanatına karşı son atılım AB ordusu, çok kutupluluk, Rusya ile güvenlik ve Kuzey Akımı 2 gibi ilişkilerin, Çin ve Asya ile yapılan anlaşmaların devamıdır. Bu adımlar Almanya başta AB’yi Avrasya’nın batısı haline getirecektir.

Sonraki Haber